Bir toplum sürekli yapay çatışmalar üreterek bir yere varamaz...
Bu ülkede siyaset geçmişin hatalarından beslenir ve bir türlü kendini güncellemez.
Bunun sadece siyaset alanını ilgilendirdiğini, gelip geçici olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak ne yazık ki, tablo hiç de böyle değil;
TC.nin kuruluşundan bu yana verilen demokrasi mücadelesi bir yana ülke sürekli sert siyasal mücadelelerle geçmiş, siyaset her alanda kendisini hakim kılarak toplumun tüm kesimlerini taraf edecek şekilde siyasallaştırmıştır..
Bu durum yeni devletle ortaya çıkmış bir durum değil. Osmanlı döneminde de padişahlar sürekli taht kavgası yaşamış, kavgada galip gelenler sistemin her alanında kendine bağlı bir yapı oluşturmuş, padişahı devirmek isteyenlerde alttan alta isyanlar örgütleyerek kendine taraftar edinmeye çalışmışlardır.
Sonuçta; Osmanlı toplum yapısı sürekli siyasal çatışmalara açık kalmış ve monarşiden demokrasiye geçiş mümkün olamamıştır.
Yeni devlet, bu nedenle demokrasiyi oluşturmak için eskinin tüm yetki mekanizmalarını lağvetmiş, yerine Batı’da olanları koymuş, böylece yeni bir sistemle geçmişin toplumsal dinamiklerini değiştirmeyi hedeflemiştir.
Bu süreçte gücü elinde tutan siyasi irade tıpkı Osmanlı’da olduğu gibi kendine güç devşirmek için bir tür monarşik yapı oluşturmuş, demokrasi adına sistem siyasetin tahakkümüne sokulmuştur.
Sistemle, siyasi erk bütünleştikçe demokratik yollarla alternatifler oluşturmak imkansızlaşmış,demokrasilerin olmazsa olmazı olan serbest rekabet ortamı oluşamamıştır.
Siyaset üzerinden oluşan erkin tekelleşmesine karşılık yeni toplumsal dinamiklerin oluşturulabilmesi için yeninin kötülenmesi cihetine gidilerek, eski kutsatılmak istenmiştir.
Toplumda ciddi karşılık bulan eski- yeni çatışması demokrasiyi yeni ve ideal bir sistem olarak getirmek amacıyla ortaya çıkanlar, sonrasında tek tipleşmiş olmalarına rağmen yine de demokrasiyi yerleştirmek için kendilerinden başka alternatif olmadığını öne sürmüş, iktidar değişimlerine sert müdahaleler getirerek, demokrasi adına toplumda onarılmaz yaralar açmışlardır.
Neticede şunu söylemek gerek;
Geçmişimizden günümüze karşıtlık kültürünü derinleştirerek iktidarları elde etmenin ve sürdürmeye çalışmanın ne demokrasiye ne de bizlere, ülkemize hiçbir katkısı olmamıştır..
O nedenle; tarihimizle, günümüzü onaracak olgun, yapıcı adımlara ihtiyacımız var..
Siyasetin vatanseverlik adına atması gereken ilk adımı bu olmalı..
Bunu başarmak belki zor ve siyasi açıdan kazançsızdır. Ama başkaca da bir yolumuz yoktur..
Bir toplum sürekli yapay çatışmalar üreterek bir yere varamaz...
Adnan ONAY, 12.07.2018, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Gündem'in Düşündürdükleri
Takip et: @adnanonay
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.