17 Temmuz 2018 Salı

SA6505/SD1065: Distopya'dan Çıkış; 15 Temmuz'un Stratejik Değeri ve Tehditlerle Mücadele Etme Bilinci

"Yeni Türkiye, yeni stratejilerle güçlenmedikçe herhangi bir tehdit geçmiş değildir ve gelecekteki tehditlere karşı hazırlanmış sayılmaz, bizim sorumluluğumuz da bu konuda herhangi bir gaflete karşı herkesi uyarmaktır. Tehditlerle mücadele bilincinin devlet eliyle eksiksiz bir şekilde tasarlanması ve hazırlanacak programların titizlikle uygulanması sağlanmalıdır."


Tarihin değiştiği anlar, o anların içinde bilfiil bulunanların çoğu tarafından anlaşılmaz. Bazen bir tek olayla bir tek kişi bile tarihi değiştirirken bunun farkında olmayabilir, çünkü tarih nitelikleri ve felsefeden bilime, astrolojiden botaniğe, ahlaktan ekonomiye, psikolojiden savaşlara kadar her şeyle doğrudan ilgisi gereği o kadar büyük, o kadar kapsamlı ve o kadar girifttir ki, ancak analitik düşünebilme becerisi gelişmiş olan bir akıl bunu fark edebilir ve doğru yorumlayabilir. 

15 Temmuz 2016 tarihin değiştiği bir tarihtir; Türkiye'de yaşayan halkın çoğunluğunun 2002 ve sonrasında Erdoğan liderliğinde satanist emperyalizme karşı verdiği 14 yıllık mücadelede, en kanlı, en kapsamlı, sonuçları her açıdan önemli bir NATO-ABD-AB-Suud-İsrail-BAE-FETÖ askerî darbesinin engellendiği gündür.


15 Temmuz'un stratejik değerinin nesnel bir şekilde analiz edilmesi gerekiyor; aşırı hareketli siyaset dünyasının buna ayıracak zamanı olmayabilir, ancak devletin strateji üreten merkezlerinin, kuramsal analizlerle üniversiteleri, asker yetiştiren kurumları, medyayı, eğitim sistemini ve ilgili kurumları beslemesi ve bu akışın zengin bir döngü ile kurgulanması ve kendisini geliştirmesi sağlanmalıdır.

Enformasyon her şey değildir, ancak çok şeydir, bunu sosyal medyanın, dizilerin, filmlerin halkın bilinçlenmesinde ve askerî darbenin engellemesindeki payını analiz ederek de görebilirsiniz. Bugün 15 Temmuz Şehitlerini anma programlarında yaşadığımız duygusallığın geçmişteki ve gelecekteki gerçekle doğrudan-sistematik olarak ilişkilendirilmesi ve anlatılması henüz geçmemiş olan tehlikelerin ve tehditlerin  %47 lik kesim tarafından da fark edilmesini sağlayacak, Türkiye'nin direniş bilincinin kalıtsal hale gelmesine yardım edecektir.

Milli Eğitim Bakanlığı 15 Temmuz kahramanlarının kişisel öykülerini masal, hikaye, animasyon, çizgi dizi, dizi, sinema filmi ve bilgisayar oyunu olarak tasarlamalı, 251 şehidimizin  ve 2193 gazimizin 15 Temmuz'daki zaferle sonuçlanan hayat hikayelerini yeni nesillere aktarmalıdır. Kültür ve Turizm bakanlığı direniş noktalarına dair periyodik gezi programları düzenlemeli kültür ve sanat alanında etkili olacak bir strateji geliştirmelidir. Her bakanlık bünyesinde aktif enformasyon büroları kurulmalı ve periyodik olarak halk bilgilendirilmelidir.

Dünya, siber saldırılar ve manipülasyonlar, yalan haberlerle iletişim kaosuna doğru hızla ilerlerken devletin alması gereken tedbirler bununla sınırlı değildir; her çocuk okur-yazar olduktan hemen sonra dijital okur-yazarlık eğitimi almalı, hayatı boyunca herhangi bir siber saldırı esnasında nasıl davranacağını bilecek durumda olmalıdır. Din, vatan, ekonomi, tasarruf ve girişimcilik gibi saldırı alanlarına karşı da her çocuk doğduğu andan itibaren hazırlanmış programlarla bilinçlendirilmeli; çocuk programları bu tür bilinçlendirme stratejisine uygun içeriklerle tanzim edilmelidir.

Çünkü 15 Temmuz'da tarih değişmiştir ve artık geri dönülmez bir yola girmiş durumdayız; herhangi bir saldırı türüne karşı yaşayacağımız bir gaflet bizi geri döndürülemez bir parçalanmaya sürüklenmemize neden olacaktır. Düşman tanımı doğru bir şekilde yapılmalıdır... Türkiye'nin NATO gibi ittifaklarla düşmana karşı herhangi bir korunma sağlayamayacağını herkes çok iyi bilmelidir.

Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde ve dışında yaşayan herkes net bir şekilde dünyanın artık satanist emperyalizmin elinde yaşanılamaz hale getirildiğini görmektedir, ancak Türkiye dışında bunu fark edebilen ve etkin bir şekilde mücadele edebilen ikinci bir ülke olmadığı içindir ki Türkiye insanlık için elinden gelenin en iyisini yapmakla mükelleftir, din cemaat ve tarikatlerin etki sahası olmaktan çıkarılmalıdır.

Erdoğan 15 Temmuz 2018 Pazar günü İstanbul'da, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Buluşması için 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeki Şehitler Makamında yaptığı konuşmada şöyle dedi: ''15 Temmuz asla unutulmayacak ve unutturmayacağız, o bizim için bir tarihe kayıttır. 15 Temmuz ile demokrasimizin rüşdünü tüm dünyada ispat ettik. İnşallah ülkemizde artık darbe defterini bir daha açılmamak üzere kapattık. O gece bizim için dua edenlerle FETÖ'nün başarısı için gayret edenleri hiçbir zaman unutmayacağız. O gece ülkemize ihanet eden, milletimize kurşun sıkan katiller en ağır cezalara çarptırılıyor. Pensilvanya'daki melunun takiye, hile, yalan dolanla büyük bir gizlilik içinde büyüttüğü ahtapotun kollarını kestik.  Evelallah bu topraklarda 15 Temmuz ruhu ayakta oldukça, Türkiye'yi yolunan alıkoyabilecek hiçbir güç yoktur.'' 

15 Temmuz şehitlerini anarken, unutmamamız gereken en önemli şey şehitlerimizin uğruna hayatlarını verdikleri değerleri korumaya devam etme bilincidir, bu da geleneksel yöntemlerle sürdürülebilir bir olgu olmaktan uzaktır.

Yeni Türkiye, yeni stratejilerle güçlenmedikçe herhangi bir tehdit geçmiş değildir ve gelecekteki tehditlere karşı hazırlanmış sayılmaz, bizim sorumluluğumuz da bu konuda herhangi bir gaflete karşı herkesi uyarmaktır. Tehditlerle mücadele bilincinin devlet eliyle eksiksiz bir şekilde tasarlanması ve hazırlanacak programların titizlikle uygulanması sağlanmalıdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a düşen en büyük görev ve sorumluluk budur.


Seçkin Deniz, 17.07.2018, Sonsuz Ark, Ağacın Çürümüş Yaprakları-32, Sorgulamalar



Sonsuz Ark'tan

  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.


Seçkin Deniz Twitter Akışı