"Onu zamandaki yerine oturmuş, eline geçeni sizin için derleyip toparlarken görmüştüm eski bir zamanda. Zaman ki hiç değişmemiş insanı hiç değişmemiş ve değişmeyecek olan sözlerle tarif edilmiş bir hakikat üzere karşılıyor ve uğurluyor."
Birbirinizle
konuşmuyorsunuz, birbirinizi anlamaya odaklanmıyorsunuz, böyle bir derdiniz yok
çünkü... O kadar çok bencilsiniz ki, üstelik bunu hemcinslerinizle paylaşarak
karşı cinse düşmanlık körüklemeye devam ediyorsunuz. Erkekler ve Kadınlar; Allah'a
değil de şeytana itaat ettiğiniz için Allah'ın emriyle bazılarınız bazılarınıza
düşman olarak indiniz yeryüzüne, o gün iki kişiydiniz. Dünyada doğacak,
yaşayacak, ölecek ve diriltilecektiniz.
Sonra
dedi Allah; "Ey Âdemoğulları! Size avret yerlerinizi örtecek giysi ve
süslenecek elbise verdik. Takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) elbisesi var
ya, işte o daha hayırlıdır. Bu (giysiler), Allah’ın rahmetinin
alametlerindendir. Belki öğüt alırlar (diye onları insanlara verdik)."
Sonra
yine tembihledi Allah: "Ey Âdemoğulları! Avret yerlerini kendilerine açmak
için, elbiselerini soyarak ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi
de saptırmasın. Çünkü o ve kabilesi, onları göremeyeceğiniz yerden sizi
görürler. Şüphesiz biz, şeytanları, iman etmeyenlerin dostları kılmışızdır."
Sonra tek
tek izah etti sordu Allah; "Çirkin bir iş- fuhuş- işledikleri vakit, “Biz
atalarımızı bunun üzerinde bulduk, Allah da bize bunu emretti” derler. De ki:
“Şüphesiz, Allah çirkin işleri emretmez. Siz bilmediğiniz şeyleri Allah’ın
üzerine mi atıyorsunuz?”
Sonra
emretti Allah: "De ki: 'Rabbim adaleti emretti. Her secde yerinde
yüzlerinizi (O’na) doğrultun. Dini Allah’a has kılarak O’na ibadet edin. Sizi
başlangıçta yarattığı gibi (yine O’na) döneceksiniz.'"
Allah
hep dedi, diyor, diyecek, çünkü Allah için zaman bağlayıcı, sınırlayıcı olamaz,
ama insan için olur. İnsan hep aynı genetik üzere doğduğu için de zaman,
Allah'ın emirlerinin zamana bağlı olmadığını anlamanızı sağlar. Dün, bugün
değişmediniz hiç, yarın da değişmeyeceksiniz.
Ben?
Bana beni sormayın, ben insan değilim, ben Allah'ın yarattığı bir zerreyim, ama
bir insanın, bir erkek insanın size neler söylediğini anlatabilirim. O
söylüyor, o anlatıyor, belki anlarsınız, belki birbirinizi anlayan, birbirinize
düşman olmayacak olan Allah'a itaat eden bazı kadınlardan veya bazı erkeklerden
olursunuz bir ihtimal. Çok çağdaş bir dil kullanıyor, çok farkında... siz de
farkında olmak istemez misiniz?
Onu
zamandaki yerine oturmuş, eline geçeni sizin için derleyip toparlarken
görmüştüm eski bir zamanda. Zaman ki hiç değişmemiş insanı hiç değişmemiş ve
değişmeyecek olan sözlerle tarif edilmiş bir hakikat üzere karşılıyor ve
uğurluyor.
Tabi o
biraz alay ediyor gibiydi o eski zamanda
sizlerle. Hakkı var mıydı buna bilemem, zira kendisi de insandı ve kendisi ile
de alay ediyor olduğu kesindi. Onu bir sürü insana karşı konuşurken dinlemiştim,
zamanın noktalarından birine konarak kulak vermiştim ona... siz birbirinizle
konuşmazken o bunları size anlatmayı akletmişti... artık lafın neresinden
başlaması, lafı nerede kesmesi gerektiğini siz de ben de bilemeyiz... her
nasılsa anlayacak olan sizlerdiniz.
Şöyle
demişti o erkek insan... Dinleyin;
"Kadınlar
üstlerindeki genetik baskıyı aralayıp çıktıkları zaman muhteşem karakterler
sergileyebiliyorlar. Ve tabi biz erkekler ne zaman
kadına iştahla bakmazsak o zaman genetiğimizden âri, adam gibi durabiliyoruz.
Erkekler ve Kadınlar inanılmaz derecede genetik kodlarıyla
kuşanmış durumdalar... Ve hayatları bununla dolu. Yani kadın erkeğe, erkek kadına meyilli genetiği
dolayısıyla karşıdan bakmak üzere tanımlanmış... ve bu döngü ölene dek sürüyor.
Dolayısıyla bu genetik meyil, a'dan z'ye her şeyi doğrudan
yönlendiriyor; giyim, bakım, dil, düşünce.... temel merkez güç beğeni... Moda'dan berbere kuaföre,
boya sanayine kadar her şey temel merkez güç olan beğeni üzerinden inşa
ediliyor.
Kabul; beğeni
güzel, heyecan verici, iyi hissettiren bir duygu, ama ya tersi olursa? İşte
asıl sorun burada başlıyor, savaşlar da. Hiçbir erkek veya kadın, hedef
gözeterek beğeni inşa etmek istediğinde kendisine, beğenisine ortak istemez; buna
genetiğiniz 'kıskançlık' diyor. Ama erkeğin ve kadının çelişkisi şurada...
beğeni parametrelerini kuşandığın zaman sadece beğenen için yapacaksın bunu,
herkes için değil.
Sonra?...
Kadın
beğeni ihtiyacını genelleştirmeyi seviyor; herkes beğensin, peki herkes
beğenince asıl beğenecek olan nasıl etkilenir bundan?
Her
'beğeni'nin temel itici gücü arzudur; başka beğenenlerin arzularını
tetiklediğinde kadın, erkeğin nevri dönüyor..."
Bu erkek
insan haksız mı? Erkeğin nevri döndüğünde neler oluyor? Düşman gibi davranıyor
kadına. Bazılarınız bazılarınıza düşman olarak indiğiniz için ve bazı kadınlar bazı
erkeklere karşı bir düşman olarak davrandıkları için, onları öfkeden ve
kıskançlıktan deliye döndürdükleri için, erkekler de bu düşmanlığın karşılığını
tam olarak veriyorlar.
Çözüm nasıl
olacak bilmem, ben noktaların arasına dönerken size acıdığımı söylemek
zorundayım... Allah'ın sizi nasıl tembihlediğini hepiniz çok iyi biliyorsunuz,
sizi özgür bırakmış olması Allah'ın büyüklüğünden, özgürce düşmanlık etmemeniz
de mümkün...
Niye inatla kavga ediyorsunuz ki iman etmemişler gibi arzuların
kıskacında şeytanla dost olup, nasılsa ölüp gideceksiniz? Anne-babanız da
ölümsüzlük arzularının kurbanı değiller miydi? Hem bu beğeniler ve arzular için yapılan
şeyler ölümsüzlükle yakından uzaktan ilgili bile değil. Basit çok basit... avret yerlerinizi şeytanın istediği gibi açıyorsunuz sadece...
Mustafa Ege – Pazartesi, 23/07/2018 –00:04/ İz Etki Ekinoksları 38
Kur'an'dan ilgili Ayetler A'râf Suresi 1-29
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan
yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek
kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan
sitelerde yayınlanamaz.