"Türkiye güçlü bir merkez olmak istiyorsa dikkat ve özenle mutfağını arındırmak zorundadır, başka bir seçeneğe sahip değildir."
Türkiye, küresel nitelikleri derin ve yıpratıcı olan ağır sorumlulukların birdenbire üstüne bindiği genç bir ülke; gençlerden oluşan bir ülke. Doğal olarak sorumluluklarının gereğini yerine getirmek üzere genç yaşta ailesine bakmak zorunda kalan bir delikanlının umudu-umutsuzluğu, iyimserliği-karamsarlığı, direniş bilinci-bıkkınlık duygusu gibi duygu değişimleri yaşaması normal. Türkiye 16 Nisan 2017'de kararlaştırdığı sistem değişikliğini gerçekleştirmek üzere 24 Haziran'da görevi Erdoğan'a verdi. Erdoğan ülkesi ile birlikte bugün dünyanın bütün mazlumlarının da umuduna dair sorumluluğu sırtında taşıyor, yeni bir devlet kuruyor.
Erdoğan'ın işi kolay değil, bütünüyle küresel emperyalist sisteme entegre edilmiş bir ülkenin bütün damarlarını değiştirmek, kan akışını yeniden düzenlemek, bütün organlarını yenilemek büyük bir dirayet ve feraset gerektirdiği gibi, çok hassas bir dikkati de zorunlu kılıyor. Küresel sistem halen aktif ve dünyayı dilediği gibi şekillendirmeye devam ediyor.
Erdoğan ne zaman, nerede, nasıl bir karmaşık davranış setiyle karşılaşacağını 16 yıllık devlet tecrübesi ile bilse de, küresel sistemin Erdoğan'ın birikiminden, tecrübesinden çok daha büyük bir güce sahip olduğu kuşku götürmez. Erdoğan herhangi bir ülke ile ilişkisini de sadece ikili düzeyde yapacağı görüşmelerle ve anlaşmalarla sürdüremeyeceğinin de farkında ve bundan dolayı Türkiye'yi Doğu'dan Batı'ya, Kuzey'den Güney'e her güç sahibi ülke ile kurduğu, kuracağı ilişkiler ağı ile çıkar çatışmalarının değil çıkar mekanizmalarının uyum merkezi haline getirme çabasında; ancak bu merkezin her şeyden önce çok kompakt, çok güçlü ve eski küresel sistemin bütün unsurlarından mümkün olduğu kadar çok arınmış olması gerekiyor. Aksi halde kurulacak olan merkez hem Türkiye'yi hem de ilişki kurduğu bütün ülkeleri küresel sistemin tek hedefi haline getirecektir. Bu riski dikkatle yönetmek zorundayız.
Satanist/Masonik/Siyonist Küresel Sistem'in kurulduğu 18. yüzyıldan bu yana yaşadığı güç sarhoşluğu ve aşırı kibir kendi sonunu getirse de, sistem alternatifi kurulamadığı için güç ve itibar kaybetmiş olmasına rağmen etkin bir şekilde işlemeye devam ediyor. Dikkatli ve çok boyutlu bakış açıları geliştirerek, kararlarımızı refleksif olmaktan çıkararak, tepkilerimizi zamana yayarak, küresel sistemi rölantide tutacak alternatif bir sistem kurmayı hedeflemeliyiz. Bunun için öncelikle evimizin içini şüphelerden uzakta yeniden dizayn etmeli, mutfağımıza girecek olanları tek tek ve gerekirse yeniden gözden geçirmeliyiz.
Türkiye 1945 sonrası ABD ile kurduğu ilişkilerle Küresel Sistem'e entegre edildiğine, 9 Temmuz 2018'e dek bu sistem tarafından yetiştirilen elemanlar tarafından yönetilmek üzere tasarlandığına göre, 9 Temmuz sonrası yeniden kurulan devlet 1945 sonrası Küresel Sistem boyunduruğu sayılabilecek tüm anlaşmaları, bu anlaşmalar sonucunda, NATO-Gladio stratejileri gereği açılmış partileri, cemaatleri, tarikatleri, özellikle sağcı-muhafazakar dernekleri, cemiyetleri ve buralarda ya da buralarla ilgili kurum ve kuruluşlarda yetiştirilmiş tüm elamanları -işadamları, siyasetçiler, gazeteciler, akademisyenler ve bürokratlar dahil- tereddüt etmeksizin gerek ani gerekse tedrici bir şekilde sistem dışına itmek zorundadır...
Çünkü Erdoğan'ın 70'li yıllarda başlayan siyaset hayatı bahse konu yapıların kontrol ettiği bir alandı ve Erdoğan attığı her adımda karşılaştığı direnişi küresel sistemin elemanlarının koordine ettiğini biliyordu. 2001'de Ak Parti kurulurken yaşadığı şeyler ve kurucuların bir kısmının 2002'den sonra her kırılma anında birdenbire çizdiği zikzaklar ve en önemlisi herkesin gözü önünde cereyan eden Erdoğan'ı yalnızlaştırma operasyonu en fazla kendisinin şahitlik ettiği gerçeklerdir. Bütün bunların sonrasında adım adım gidilen 15 Temmuz gibi bir ihanetten sonra bile sorunlu olduğu açık olan ve 24 Haziran seçimlerinden hemen önce bile, her seçimde yeniden değiştirilmek zorunda kalan kurucu felsefeye dönüşten bahsedebilenlerin olduğu bir parti arınmış sayılamaz.
2002'den beri de açıkça görüldüğü üzere yine aynı yapının, her dinden, her mezhepten, her görüşten her ideolojiden her ırktan kuklaları vatana ihanet düzeyinde gerek açık gerekse gizliden Erdoğan'ın ve Türkiye'nin önünü tıkamaktadırlar. Türkiye güçlü bir merkez olmak istiyorsa dikkat ve özenle mutfağını arındırmak zorundadır, başka bir seçeneğe de sahip değildir. Eğer bu temizlik ihmal edilirse, Türkiye ve Erdoğan her büyük adımında içten yapılacak sabotajlarla başarısız olmaya zorlanacaktır. Hiç kimsenin bunu yapmalarına izin vermeye hakkı yoktur.
Selam ve sevgiyle...
Seçkin Deniz, 07.08.2018, Sonsuz Ark, Sonsuz Ark Sohbetleri
Sonsuz Ark Sohbetleri
Sonsuz Ark Sohbetleri
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan
yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek
kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan
sitelerde yayınlanamaz.