"Peki Güle Güle filminin bu ağır konularla ne ilgisi var?"
Perşembe günkü yazımızda, sosyalizmin "Üçüncü Dünya"da neden tutunamadığı üzerine biraz akıl yürütmüş ve 20. Kongre''den sonraki başarıyı, katı ideolojik postülatların gevşetilmesine ve "teorinin insanileştirilmesine" bağlamıştık. Peki Güle Güle filminin bu ağır konularla ne ilgisi var?
Okuyucularımın geçen hafta kafalarında canlanmış olduğunu adım gibi tahmin ettiğim bu sorunun cevabını, şimdi biraz eşelemeye çalışacağım.
Metin Akpınar''ın da televizyon söyleşilerinde dile getirdiği gibi, filmdeki Galip''in (Metin Akpınar) Kübalı bir güzele meftun olmasının (ve galiba Sosyalist Küba''nın yaşı kadar bir zamandır ona bağlılığını mektuplarla sürdürmesinin) sembolize ettiği şey. Sosyalizmin naiv bir romantizmle tekrar ödenmesi ve dile getirilmesi.
Filmde Galip, altmış yaşlarındaki bir adamın tipik "eski tüfek" tepkilerine ve duygusal reflekslerine sahip. Meselâ, genç bir kızın hayretler içinde kalarak sorduğu "Ömür boyu yalnızca bir sevgili mi?" sorusuna, tipik bir yaşlı cevabı veriyor: "Elbette yavrum!" Ancak tabii, orada trajik unutkanlık var. Küba şu anda Galip''in tek sevgilisi olabilir; ancak yaşamı boyunca tek sevgilisi olduğu ne gerçektir, ne de kendisi açısından temenni edilir bir şeydir. Biz biliyoruz ki Galip''in geçmişte sarı ırk, siyah ırk ve melez ırklar da dahil olmak üzere onlarca "sevgilisi" olmuştur.
Bence filmin asıl ağırlık merkezi Fidel''le yaşıt bir adamın aşkı da değil, bir adada yaşayan ve "değerleriyle" modern yaşamın içinde ikinci bir "ada" peydah etmiş bir avuç insanın sıradışı yaşamları da değil. Filmin asıl başarısı, senaryosundaki dostluk imajı ve elbette ki yönetmen Zeki Ökten''in, bunu perdeye aktarmadaki yeteneği.
Senaryoyu yazan Fatih Altınöz''le bunu konuşma imkânı buldum. Özellikle, eski tüfek solcuların arasında dindar "Şemsi" tipinin işi ne, diye sordum. Türk solunda böyle şeyler günah sayılmaz mı? Fatih Altınöz; "Hepimizin annesi babası öyle, bunda bir gariplik yok" nevinden şeyler söyledi.
Bence bu laf, teorinin önünde yer almalı. Çünkü, Türkiye''nin iki ucuna birden dokunma yeteneği var bu hafta.
Selahattin Yusuf, 10.08.2018, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Yolda
Selahattin Yusuf Yazıları
Takip et: @selyusuf
Sonsuz Ark'ın Notu: Selahattin Yusuf Beyefendi'nin 2006'den geriye doğru yayınladığımız yazılarının büyük bir kısmını Şimdiki Zamanın İzinde adlı kitabında bulabilirsiniz.
Sonsuz Ark'ın Notu: Selahattin Yusuf Beyefendi'ye, 'tamamen hür, tamamen geniş nefesler alarak' yazdığı yazıları bizimle paylaştığı için teşekkür ederiz... Seçkin Deniz, 15.04.2016
İlk yayınlandığı yer: Yeni Şafak
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.