21 Ağustos 2018 Salı

SA6694/SD1105: Sonsuz Ark Sohbetleri 14

"Stratejik akıl, her alanda sorumlukları olduğu gibi birey ve toplum bilincini geliştirmenin ve güçlendirmenin sorumluluğunu da taşıyor, dolayısıyla medya etkin bir şekilde kullanılmak zorunda; savaş psikolojisi ile yürünen yol tükendi, artık daha farklı bir boyutta yol alınması ve direncin arttırılması gerekiyor."


Türkiye'nin sayısız sorunları var,  çözüm bekleyen kronik dertleri var; ancak her şeyden önce yaşadığımız çok boyutlu saldırılara paralel bir zorunlulukla doğru olarak öne çıkarılmış 'Savunma ve Güvenlik' öncelikli stratejilerimizi de kapsayacak güçte ve genişlikte çok boyutlu stratejik perspektifler üretecek 'stratejik aklı' oluşmuş değil; kronikleşmiş sorunlarımızı ve dertlerimizi kökten çözebilecek en büyük sıkıntımız da bu. 


Her saldırı bize eksik stratejilerimizi fark ettiriyor; almayacağımız kadar çok yara alıyoruz, hasar görüyoruz acil tedbirler üretecek geçicisi stratejilerle yol alırken sistem kurmaya çalışıyoruz. Artık bunu değiştirmek zorundayız. Başlamamız gereken asıl yer burası. Ne istiyoruz, önce bunu belirlemeliyiz, alt alanlarda istediğimiz şeyin ne kadar gerçekçi, sağlıklı ve olması gereken olup olmadığını sorgulayacak ve netleştirebilecek bir akıl olmalı; sonra bu netleşmiş isteklerimizi gerçekleştirebilecek yöntemler ve teknikler üretecek olan bu akla yükleyeceğimiz diğer görevleri belirlemeliyiz, yapılan, yapılmakta olan ve yapılacak olan her şeyle ilgili denetleyici ve uyarıcı görevleri de bu akla yüklemeliyiz ve bu aklın önerdiği kanunlarla halka doğru bir şekilde ulaşmanın yollarını aramalıyız. 

Yaşadığımız dört yüz yıllık süreç ve son on altı yılda elde ettiğimiz kazanımlar bize bunu dayatıyor; başka türlü bir çıkış bulmamız mümkün değil. Saldırıya uğruyorsak zayıf özelliklerimiz olduğundandır, o halde saldırıya uğrayacak bir zaaf bırakmamalıyız devletimizde.


Göreli olarak bilinçlenmiş bir toplum yapısına sahibiz, Ak Parti iktidarını ve Erdoğan'ı destekleyen geniş toplum her alanda savaşarak birer gaziye dönüşmüş fertlerden oluşmuş durumda, ancak bu bilinç kesintisiz on altı yıllık saldırı sağanağı dolayısıyla artık aşınma dönemine girmek üzere. Egemen medyanın algılara yönelik tahrip ve tahrif stratejisi güttüğü dönemler de geride kaldı, ancak bunun yerine konan şeyler yeterli değil. 


Stratejik akıl, her alanda sorumlukları olduğu gibi birey ve toplum bilincini geliştirmenin ve güçlendirmenin sorumluluğunu da taşıyor, dolayısıyla medya etkin bir şekilde kullanılmak zorunda; savaş psikolojisi ile yürünen yol tükendi, artık daha farklı bir boyutta yol alınması ve direncin arttırılması gerekiyor.


Medya'nın televizyonlar, gazeteler, internet siteleri, sosyal medya, mobil uygulamalar ve diğer iletişim kanallarından oluştuğu dikkate alınırsa bunlardan her birinin kendi etki alanı olduğunu fark edilecektir. Toplum medyanın her türü ile etkileşim halindedir ve doğal olarak paylaşılan bilginin güvenliği birinci dereceden önemlidir.


Televizyon halen en etkin medya aracı olma özelliğini sürdürmektedir; doğal olarak ekranlar ve o ekranlarda topluma sunulan programlar ve konuklar özellikle kamu yayıncılığında çok daha fazla öne çıkmaktadır. Devlet, stratejik akılla konulara ve konuklara yönelik seçici gücünü kullanmaktan kaçınmamalıdır. Ekranların hangi amaçla, hangi programlarda neleri yansıttığı ve 
içeriğin kimler tarafından hazırlandığı ve sunulduğu gibi hususlar, Amerika Birleşik devletleri, İngiltere ve Avrupa Birliği'ndeki tartışmalardan da görüleceği gibi artık milli güvenlik sorunu haline gelmiş durumdadır. 

Algıların saldırı altında olduğu bu dönemde özellikle BBC, DW, Sputnik gibi Türkçe yayınlar yapan yabancı resmi kuruluşların gerçek dışı yayınlarına karşı hem yasal süreçler işletilmeli hem de onların algı operasyonlarına TRT gibi kamu yayıncılarının güçlü içerikler ve konuklarla karşılık vermeleri gerekmektedir. 


Hemen her gün her konuda, uzmanlık gerektiren konular da dahil olmak üzere, gazeteci sınıfından ya da herhangi bir strateji kuruluşundan sınırlı sayıdaki kişiler ekranlarda sık sık görülerek yetersiz bir algı çerçevesi oluşmasına neden olmaktadırlar, bu bir sorundur ve acilen giderilmesi gerekmektedir. 


Ekranlar her şeyi bilen adamlarla değil, uzmanlık alanlarıyla ilgili yeterli birikime ve analiz gücüne sahip her kademeden özel olarak seçilmiş insanlarla zenginleştirilmelidir. Diplomasi başka bir şeydir, politika, strateji, sosyoloji ya da gazetecilik başka bir şey; eğitim, sağlık, savunma, güvenlik, ekonomi, din, psikoloji, tarih her biri özel uzmanlık alanlarıdır ve aynı kişiler bu alanlarda halkı etkileyecek bir konum ve yetkinlikte konuşma hakkına sahip değildirler.


Türkiye, ilgilendiği her konuda bir düşüncesi olanlara ihtiyacı olduğunu bildiği gibi uzmanların fikirlerine ihtiyacı olduğunu da bilecek bir bilinç düzeyine ulaşmak zorunda olduğunu da bilmektedir ve bu farkındalıkla en çok ihtiyaç duyduğumuz doğru kurulmuş neden-sonuç ilişkilerini sağlıklı bir şekilde ekranlarda görebilme talebini de olgunlaştırmaktadır.


Sonsuz Ark olarak, farkındalığın süreklilik gerektirdiğini, sürekliliğin de güvenilir bilgi ve analizlerle mümkün olacağını düşünüyoruz ve bu konuda Devlet'ten özel bir duyarlılık bekliyoruz.


Selam ve sevgiyle...



Kurban Bayramınız mübarek olsun.


Seçkin Deniz, 21.08.2018, Sonsuz Ark, Sonsuz Ark Sohbetleri
Sonsuz Ark Sohbetleri





Sonsuz Ark'tan
  


  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
.

Seçkin Deniz Twitter Akışı