"Beşer son umut olarak Türkiye'yi görüyorsa, Türkiye'nin lideri Erdoğan da bu umuda saygı duymakla mükelleftir."
İçinde yaşadığımız çağda, yeniden harmanlanan beşerî algıların, değerlerin ve ölçülerin ne yöne savrulacağının bilinmediği, ancak alınacak yolların hemen tamamının insanlığın geleceği için hayra, iyiliğe vesile olmayacağı kanaati yaygındır; oysa herhangi bir mü'min-müslüman için böyle bir risk yoktur. Herhangi bir mü'min- müslüman, beşerî algıların, değerlerin ve ölçülerin Kur'an'la sabit olduğunu bilir. Bu böyle iken müslüman düşünürlerin yaşadığı neredeyse 1200 yıllık travma, müslümanın nasıl yaşadığını, nasıl yaşayacağını bilme ya da belirleme iradesi göstermesini engellemektedir.
Müslüman düşünür yaşadığı bu derin travmayı nasıl aşabilir? Çağımızı ve sonrasını etkileyecek olan en önemli etken bu sorunun sağlıklı bir şekilde cevaplanması ile doğrudan ve dolaylı ilişkilidir. Şu sıralarda böyle bir sorunun sorulma aşamasına bile gelmemiş olan bir düşünce ya da üniversite dünyası ile malûlüz; maalesef 16.yüzyıldan bu yana akışkanlığını kaybetmiş, beşerin meselelerine çare arama yeteneğini Batı'nın hastalıklı reçetelerine ve tekliflerine emanet etmiş olan taklitçi düşünürlerimizin etkisinden kurtulmak gibi bir kaygıya da sahip değiliz.
Batı'nın egemen satanizmin etkisi ile çözüm üretme kapasitesini yitirdiği bugünde, yine Batı'nın satanist egemenliği ile bütün özel değerlerini, özgül ağırlığını ve ince ölçülerini kaybetmiş bir Doğu, bir çözüm ya da yeni bir paradigma sunabilecek durumda değildir. Müslüman dünyasının yoğun bir şekilde yaşadığı Orta Dünya ise Batı'nın ve Doğu'nun savaş alanı olarak her gün binlerce çocuğunu kurban olarak satanizmin egemenliğindeki tapınaklarda kurban vermektedir. Müslüman düşünürlerin travmalarını derinleştiren, yaşadıkları bu aşağılık duygusudur ve ne yazık ki bu duygunun Satanist Batı hegemonyasındaki küreselleşmiş kültürün ürettiği bir hastalık olduğu gerçeği de apaçık bir şekilde ortadadır.
Türkiye, bütün sabit niteliklerini satanizmin köleleri olan hükümdarların emrinde yok eden Orta Dünya müslümanlarından farklı olarak bugün büyük bir şahsiyet ve onur savaşı vermektedir, ancak müslüman düşünürlerin bu büyük savaşta aldığı-alabildiği herhangi bir rol yoktur. Bahse konu travmanın 1200 yıllık derinliği dikkate alındığında asıl meselenin özgüven ve iman yetersizliği ile aklı kirli bilgiden bağımsız bir şekilde kullanabilme geleneğinin ortadan kalkması olduğu anlaşılacaktır. Müslüman 'Mü'min' olma vasfını yitirmiş, Allah'ın son mesajı olan Kur'an'la bağını koparmış ve böylelikle müslümanlığın kazandırdığı özgüveni de kaybetmiştir.
"Müslüman düşünür yaşadığı bu derin travmayı nasıl aşabilir?" sorusunun cevaplanması için öncelikle müslümanların 'iman' sorununu çözmeleri gerekmektedir. Müslümanın Bakara Suresi 177. ayette beyan edilen esaslar doğrultusunda 'Birr'i', yani 'iyiliği' görebilmesinin ilk yolu Kur'an'a eksiksiz olarak, şüphesiz olarak inanmaktır; mü'min olmak, bunun doğal sonucu olarak da 'Mü'min Müslüman' olmaktır. Kur'an'la bağını yeniden ve doğru bir şekilde kurmuş olan mü'min-müslüman'ın özgüven sorunu ortadan kalkacak ve yaşadığı 1200 yıllık travmayı aşacak güce kavuşacaktır.
Mü'min-müslüman'ın yapacağı ilk şey de Kur'an'ı hayatın merkezine alarak, Kur'an'daki kavramları Kur'an'daki anlamları ile birlikte değerlendirecek ve İslam'a, müslümanın hayatına sokulan ve zamanla esasa dönüşen şeytanî ayrıntıları tek tek ayıklayacak ve üstü örtülen Allah'ın indindeki tek din olan İslam'ın insana vaat ettiği umudu açığa çıkaracaktır. Müslüman bunu bütün insanlığa borçludur.
Sonsuz Ark olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, herhangi bir engele takılmadan, herhangi bir akımın ya da dergahın etkisinde kalmadan, özgür düşüncenin inkişaf edeceği, aklın şeytanın hizmetinden alınıp Allah'ın ve insanın hizmetine sunulacağı bir düşünce alanı açmasını öneriyoruz...
Beşer son umut olarak Türkiye'yi görüyorsa, Türkiye'nin lideri Erdoğan da bu umuda saygı duymakla mükelleftir.
Selam ve Sevgiyle...
Seçkin Deniz, 09.10.2018, Sonsuz Ark, Sonsuz Ark Sohbetleri
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan
yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek
kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan
sitelerde yayınlanamaz.