"Üzüntünün insan sağlığında daha köklü değişikliklere yol açması mümkün müdür? Üzüntü psikosomatik rahatsızlıklara yol açabilir mi?"
Üzüntünün psikosomatik hastalıklara olan etkisinden söz etmeden önce, psikosomatik rahatsızlıkların ne olduğundan biraz bahsetmemiz gerekiyor.
Psikosomatik hastalıklar, psikolojik sebeplerle ortaya çıkan ve bedensel rahatsızlıklarla kendini gösteren hastalıklardır. Son zamanlarda sıkça kendinden söz ettiren bu hastalıkların tedavisi konusunda ise araştırmalar hala devam etmektedir. Aslında psikosomatik hastalıklar kişilerin stres ya da içsel sıkıntılarının bir şekilde dışa yansımasıdır, dolayısıyla bu hastalıkların tedavisi de ilk önce hastaların ruh sağlığını iyileştirmekten geçiyor.
Daha Antik toplumlarda ruh ve beden arasında bir ilişkinin varlığı ampirik olarak bilinmekteydi. M.Ö.400 yıllarında Sokrates, “Ne başsız bir gözü, ne de bedensiz bir başı tedavi etmek mümkün değildir” diyerek psikosomatik anlayışı ortaya koymuştur. Psikosomatik hastalıklar tarih öncesinden bu yana bilinmesine rağmen ilk kez 1818’de Heinroth tarafından “Psikosomatik Tıp“ terimi kullanılarak tıp tarihine girmiştir.
Psikosomatik hastalıklar belirti veren organların ait olduğu sisteme göre sınıflanırlar:
Deri ile ilgili hastalıklar, kas iskelet sistemi, solunum sistemi, dolaşım sistemi, sindirim sistemi, boşaltım ve üreme sistemi, endokrin sistem ile ilgili olanlar, özel duyu organları ve diğer sistemler ile ilgili olanlar olarak ayırabiliriz.
Bir de ruhsal sebeplerle ortaya çıkan yapısal sorun olmaksızın sadece fonksiyon bozukluğu ile kendini gösteren bedensel hastalıklar mevcut ki bunlar arasında çarpıntı, tansiyon oynamaları şişkinlik, hazımsızlık, geğirme, kabızlık, ishal gibi mide-bağırsak hareket bozuklukları, kaşıntı, bedenin uç noktalarında uyuşma, karıncalanma gibi hastalıklardır.
Psikosomatik hastalıkların nedenleri arasında çoğu zaman kişilerin duygusal çatışmaları veya travmalar bulunuyor. Bunun yanı sıra kalıtımsal nedenler, yapısal etkenler, erken çocukluk döneminde başlayan bireyleşme gelişimindeki eksiklik gibi nedenler de psikosomatik hastalıkların oluşumuna yol açar. Kişinin aşırı mükemmeliyetçi, hırslı olması, ayrıntılara fazlasıyla takılıp kalması ve işkolik olması bu hastalıklara yol açabilir.
Ruhsal bozuklukların bu tür hastalıklara yol açtığı açık, bunun yanında özellikle üzüntü konusuna gelirsek, üzüntü halinin hangi organlarda rahatsızlıklara yol açabileceğini anlamak için üzüntünün depresyonla bağlantısını ve depresyonun özellikle hangi vücut sistemini etkilediğini irdelememiz gerekiyor.
Psikosomatik hastalıkların oluşumunda otonom sinir sisteminin ve nöroendokrin sistemin katkısı olduğu kabul edilmektedir. Ancak, fizyolojik tepkilerin strüktürel bir değişiklik meydana getirmeleri için, etkilerinin mutlaka uzun süre devam etmesi gerekmektedir. Örneğin korkan bir kimsenin yüzünün solması, öfkelenen bir kimsenin yüzünün kızarması hemen verilen gelip geçici nitelikte tepkilerdir. Buradan kısa süreli üzüntünün kalıcı ruhsal bozukluklara yol açmadığı gibi, psikosomatik hastalıklara da neden olamayacağını sonucunu çıkarabiliriz.
Depresyonun ise psikosomatik hastalıklarla doğrudan ilişkisi bulunuyor. Depresyon belirtileri arasında üzüntü bulunsa da üzüntü hissini depresyonla karıştırmamak gerekiyor. Ancak üzüntünün uzun vadede depresyona dönüşmesi, psikosomatik rahatsızlıklara önadım olarak görülebilir.
Moralimiz bozulduğu zaman beynimizdeki fiziksel ve duygusal acı devreleri üst üste biner. Üzüntü aynı zamanda kortizol olarak bilinen hormonu etkiler. Bu hormon, kan şekeri ve kan basıncının kontrolü için, ayrıca uykunun kalitesi için önem taşır. Ne zaman üzgün olsak, serotoninimiz azalır ve bu, orta ve uzun vadede depresyona ve obsesif kompusif bozukluğa da yol açar. Majör depresyon kadar şiddetli olmasa da üzüntünün dönüşebileceği distimi veya düşük dereceli depresyon, diğer klinik depresyon formlarından genellikle daha kronik bir şekilde seyreder.
Depresyon bir dizi psikosomatik hastalığın, hipertansiyon, hipotansiyon, vejetatif-vasküler distoni, nörodermatit, omurga ve eklemlerdeki ağrı, baş ağrısı ve baş dönmesi, iktidarsızlık gibi hastalıkların gelişimine katkıda bulunur. Bu da üzüntünün depresyona dönüştüğü takdirde, insan vücudunun özellikle de dolaşım, deri, kas iskelet, boşaltım ve üreme sistemlerini etkileyebileceğini anlamına gelir.
Genel olarak kısa süreli ve ani olaylara doğal bir tepki olarak gelişen üzüntünün kalıcı rahatsızlıklara yol açmayacağını, fakat üzüntünün başka etkenlerle bir araya gelip depresyona yol açtığı zaman, psikosomatik hastalıklara sebep olacağını ve insan sağlığını ciddi bir şekilde etkileyebileceğini söyleyebiliriz.
Melek Öz, 15.10.2018, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Makale
Melek Öz Yazıları
Takip et: @formel_
Kaynakça:
1. Psikomatik hastalıkların tanımı
https://acikders.ankara.edu.tr/mod/resource/view.php?id=19460
2. Psikosomatik Hastalıklar Nedir, Tedavisi Nasıldır? http://www.saglikbilgileri.net/psikosomatik-hastaliklar-nedir-tedavisi-nasildir.html
3. Psikosomatik hastalıkların nedenleri ve belirtileri https://blog.quicksigorta.com/saglik/psikosomatik-hastaliklarin-nedenleri-ve-belirtileri-nelerdir-731
4. Üzüntü İle Depresyon Arasındaki Farklar Nelerdir https://sagligabiradim.com/uzuntu-ile-depresyon-arasindaki-farklar-nelerdir/
5. Majör depresif bozukluk http://www.wikiwand.com/tr/Maj%C3%B6r_depresif_bozukluk
6. Üzüntünün Vücudunuzdaki Fiziksel Etkileri Nelerdir? https://sagligabiradim.com/uzuntunun-vucudunuzdaki-fiziksel-etkileri-nelerdir/
7. Depresyon ve Somatizasyon https://www.journalagent.com/kpd/pdfs/KPD_7_50_14_19.pdf
8. Psikosomatik http://psyhosomatika.blogspot.com/2011/09/blog-post_2223.html
9. Depresyon ve Psikosomatik https://samopoznanie.ru/articles/depressiya_i_psihosomatika/
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.