Netkent Üniversitesi ikinci üniversite olarak düşünülmüş. Üniversiteye kayıt için bir üniversite diplomasına sahip olmak gerekiyor. Netkent’i üniversitenin rektörü Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman ile konuştuk. Kahraman, “Amerika’da yılda 1 milyon öğrenci kampüsleri terk edip online eğitime geçiyor. Biz bunu şimdiden yakalayarak kampüsün ötesinde bir üniversite modeli ortaya çıkarıyoruz” diyerek kampüslerin artık bir önemi kalmadığını vurguluyor.
-Netkent nedir? Nasıl bir üniversite?
Netkent, üniversitenin isminin kısaltılmış hali. Üniversiteyi kuran, eğitim alanında çalışan bir bilişim şirketi. Üniversitenin resmi adı, Akdeniz Araştırma ve Bilim Üniversitesi. Kullandığımız Netkent isminde net internete, kent ise bilim kentine bir gönderme. Kıbrıs’ta kurulmuş bir üniversiteyiz. Online bir üniversite olduğu için, kayıt, kabul ve idari yönetim online olarak yapılıyor. Online olduğu için nerede yaşadığınızın bir önemi olmuyor.
-Netkent ismi bir yandan da dijitalliğe vurgu…
Evet. Üniversite her şeyiyle online bir üniversite. Türkiye’de bu tür eğitim yapan İstanbul Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi gibi iyi üniversiteler de var. Buradaki espri şu, onlar örgün eğitim-öğretim yapıp bir bölüm olarak da online eğitimi hedefliyorlar. Çok da başarılı işler yapıyorlar. Netkent olarak farkımız tamamen online eğitim üzerine kurulmuş, öyle örgütlenmiş olmamız. Üniversitemizin 13-14 haftalık eğitim programını 2 haftada kayda geçirerek hocalarımıza geniş bir araştırma zamanı sağlıyoruz. Bu imkânı da üniversite bünyesinde kurduğumuz araştırma merkezleri ile sağlıyoruz. Bu konuda çok iddialıyız. Türkiye’nin en ileri düzeyde bilimsel bilgisini üreten araştırma merkezlerini kuracağız. Yöntem olarak çok öncü ve ilerici bir üniversiteyiz. Bunu sağlayacak kadronun büyük bir bölümünü de oluşturduk. Akdeniz Araştırma ve Bilim Üniversitesi’nin isminde bulunan araştırma ve bilim olgularını da hayata geçiriyoruz. Yani Netkent’le analitik, online, dijital ve interaktif eğitim veriyoruz. Üretilen bilgiyi diğer üniversitelerle de paylaşacağız. Onların da bizimle paylaşmasını dileriz.
-Araştırma merkezleri nerede olacak?
Çoğu İstanbul’da olacak. Bir kısım seminerler, sertifika programları Kıbrıs’ta da İstanbul’da da olacak. Bilginin, akademik dünyanın yoğunlaşması açısından İstanbul kullanılacak bir imkân. Üniversitede, Osmanlı-Türk Enerji ve Güvenlik Politikaları Araştırma Merkezi, Çatışmazlık Çözümü ve Küresel Stratejiler Araştırma Merkezi, Göç ve Kent Araştırmaları Merkezi, Görsel Kuram ve Türk Görselliği Araştırmaları Merkezi, Kültürel Araştırmalar Merkezi, Karmaşık ve İleri Sorunlar Araştırma Merkezi var. Dolayısıyla buradaki model şu, dünyayı artık sosyal bilimler ve fen bilimleri diye ikiye ayıramıyoruz. Bugün özellikle bilgisayar teknolojilerinin devreye girmesinden sonra sosyal bilimler de çok önemli ölçüde fen bilimlerinin bilgisayar tekniklerinden yararlanıyor.
5 KEZ EĞİTİMİN YENİLENMESİ GEREKİYOR
-Neden ikinci üniversite?
Birincisi yeni meslekleri insanlara kazandırmak için ikinci üniversite diyoruz. Uluslararası raporlara bakalım, Dünya Bankası’nın, UNESCO’nun, yükseköğretimi denetleyen kurumların raporlarının ortaya koyduğu bir gerçek var. Önümüzdeki 10 yılda milyonlarca insan mesleksiz kalacak. İkincisi ise ‘x üniversitenin y bölümünden mezun oldum, 40 sene önce inşaat mühendisiydim şimdi de emekli oluyorum’ diyemiyor. İnsanların 40 yıllık bir meslek döneminde en az 5 kere eğitimini yenilemesi gerekiyor. 20 Sene önce okulu bitirmiş, iki çocuk sahibi olmuş, bir yerde müdürlüğe gelmiş bir insan diyor ki, ben kariyerimi değiştireceğim. Yani bir de hukuk okuyayım, ya da benim her zaman mühendisliğe eğilimim vardı diyenlere bu imkânı vermek için ikinci üniversite diyoruz. Buraya lisans öğrencisi gelmeyecek. Bir üniversiteyi bitirmiş, elinde diploması olan insanlar gelecek. Niye böyle bir yola gittik? Dünyada meslekler değişiyor. Artık her işimizi bilgisayarlar üstünde halledeceğiz. Bu bize önümüzdeki 10 yılda meslekler bakımından ne kadar büyük değişiklikler yaşanacağını gösteriyor. Çok yetkin, çok güçlü bir sertifika programından çıkmış öğrencilerin eline, dünyanın kapısını açması için büyük bir anahtar vereceğiz. Biz şimdi insanlara geleceği yakalama imkânını, yeni meslekleri önererek ve öğreterek veriyoruz. Bu bakımdan ilk 2 dönemi de ortak okutuyoruz.
TÜRKİYE’DE LİSE EĞİTİMİ TÜKENDİ
-Neden?
Çünkü insanlara bir formasyon vermek istiyoruz. Yani ben lise eğitiminin artık Türkiye’de tükendiği kanaatindeyim. Lise eğimi insanlara bir şey vermiyor. Üniversite eğitimi de bir meslek öğretiyor, formasyon kazandırmıyor. Formasyon analitik, eleştirel ve yenilikçi düşünmektir, Buluş yapmaktır. Biz bu ortak iki dönemde insanlara fen bilimlerinin, sosyal bilimlerin temel disiplinlerini ve mekanizmalarını anlatıyoruz. Kendini mühendis olmaya hazırlamış bir insan belki de bu sayede sosyal bilimler okumanın önemini anlayacak. Ben bunu kurucusu olduğum Sabancı Üniversitesi’nde denedim. Fakülte, bölüm ve program seçileceği zaman mühendislerin yarısı sosyal bilimlere, sosyal bilimcilerin de yarısı mühendislik bölümlerine gider. Bu insanlara bir özgürleşme, yetenekleriyle buluşma imkânıdır. Biz bunu online olarak vereceğiz. Üniversitemiz 500 bin ve 2 milyon arasında öğrenci alacak. Şimdi bunun bir Soft Power olarak ne kadar büyük ve önemli olduğunu kabul etmek lazım. Biz kısa bir süre içinde İngilizce eğitime de geçeceğiz ve bütün dünya bu eğitimin parçası olacak. O bakımdan bizim Kıbrıs davamız ve Kıbrıs açısından da çok önemli. Türkiye’de eğitimin gelişimini görmek açısından inşallah üniversite sınavının kaldırıldığı günleri de görürüm. Her bölüm, her üniversite kendi sınavını yapsın. Her ilde bir üniversite fikrini destekliyorum. İlerleyen günlerde hepsinin kalitesi yükselir, değerli hocalar bulunur, sermaye gelir, büyük laboratuvarları inşa edilir.
YANLIŞ UYGULAMALARDAN İNGİLİZCE ÖĞRENEMİYORUZ
-Eğitim ücreti ne kadar?
Bugün Türkiye’de özel üniversitelerin ücreti 40-60 bin lira arasında değişiyor. Burası 1980 lira. Biz insanlara bir taahhütte bulunduk. Avrupa Birliği Yabancı Diller çerçeve anlaşmasına göre herkesin B1 seviyesinde İngilizce öğrenmesi lazım. Türkler İngilizce öğrenemiyor diyorlar. Nasıl öğrenemiyor? Ben Sabancı Üniversitesi’ne temel geliştirme programını kurdum, koordinatörlüğünü yaptım. Sabancı Üniversitesi’nden mezun olup da İngilizce bilmiyorum diyenler bana gelsinler ve bunu ölçelim. Ne demek öğrenemiyor? Böyle küçümseyici, böyle kibirli, mütekebbir laflarla nereye varılabilir? Ha, okullar öğretememiştir, yanlış politika uygulanmıştır… İşte doğrusu burada. Cambridge Üniversitesi ile işbirliği yaptık. Herkese bu okuldan mezun olduğu gün B1 seviyesinde İngilizce bilgisini taahhüt ediyoruz. Ve tüm alt yapısını veriyoruz.
KAMPÜSLER DİJİTALLEŞİYOR
-Online ve interaktif eğitimi niye ayırıyoruz?
Online eğitim internet üstünden aldınız eğitimdir, interaktif ise hocaya soru sorabilmeniz ve hocanın o anda size cevap vermesi yani etkileşim demektir. Bugün bunu yapacağız ama bunu yapamayacağımız gün gelecek. Söyle ki 500 bin öğrencim ve 50 tane dersim varsa her dersi 10 bin kişi alacak. 100 kişi 1 sınıf kabul edilirse bu kadar hocayı ben nereden bulacağım bugünkü dünya etkileşimi ortadan kaldırıyor. Onun için bugün bu büyük bir imkân. Yarın bu imkân olmayacak. Dünyada da böyle olacak. Amerika’da yılda 1 milyon öğrenci kampüsleri terk edip online eğitime geçiyor ve bu yılda yüzde 6 oranında artıyor. Kampüsler ne olacak? Amerika’nın meselelerinden biri de budur. Biz şimdiden kampüsün ötesinde bir üniversite modeli ortaya çıkarıyoruz. Nasıl bütün dünya cep telefonuna sığabildiyse, eğitimde buralara sığacak. Bu kampüslerden çıkacağız.
– Sınavlar, verilen diplomanın denkliği nasıl olacak?
Sınavlarımız online ve merkezi olacak. YÖK mevzuatı online eğitim yapan kurumların kendi sınavlarını yapmasına cevaz vermiyor. Bütün vize sınavları beraber yapılacak. Merkezi sınav sisteminin değişeceği kanaatindeyim. Bu bir güven meselesi. O güveni sağlayacak teknolojik yöntemler bulunacaktır ve bunu sağlayacağız. Biz yurtdışında bir üniversiteyiz 4 sene sonra insanlara diplomalarını verdiğimiz zaman onlar da YÖK’e gidecek ve şartlar sağlanıyorsa YÖK, ‘denkliğini sağlıyorum’ diyecek. Biz YÖK’e bağlı bir üniversite değiliz. Çünkü bu üniversitenin ne yaptığını, ne yapacağını bilmiyor. Dördüncü yılın sonunda YÖK o diplomaları tanıyacaktır.
ONLİNE EĞİTİM ALANLAR DAHA BAŞARILI
-Dijital eğitimin başarılı olduğuna dair bir rapor var mı? Dünyada bu işler nasıl?
Babson Survey Research Group ve ABD Milli Eğitim Bakanlığı raporları şöyle diyor: ‘Online eğitimde öğrenciler aynı dersi geleneksel sistemde alan öğrencilerden daha başarılı.’ Yani bu ölçülmüş bir hadise. Yöneticiler online eğitimi destekliyor, çalışanlar online eğitimi ikinci kariyer için tek fırsat olarak görüyor. Önümüzdeki yıl 6,3 milyon öğrencinin online eğitim alması öngörülüyor. Ama önemli bir noktayı da vurgulamak lazım. Bu bir hobi ya da eğlence değil. Örgün eğitimde öğrenci günün belirli bir zamanını okula ayırmak zorundaysa, aynısı burada da geçerli. Biz burada, ciddi, üst düzey, akademik bir üniversite eğitimi veriyoruz.
Halime Kirazlı, 17.10.2018, Sonsuz Ark, Çırak Yazar, Özel Dosyalar
Özel Dosyalar
Halime Kirazlı Yazıları
Takip et: @hlmkrzl
Sonsuz Ark'ın Notu: Halime Kirazlı Hanımefendi'ye çalışmalarını bizimle paylaştığı için teşekkür ederiz. Seçkin Deniz, 20.08.2018
İlk yayınlandığı yer: Gerçek Hayat
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.