Güntay Şimşek, Türkiye’nin havayolu taşımacılığındaki payını gittikçe arttırdığını söylüyor. “Önceden de bu coğrafyayı kapsıyorduk ama ne doğru düzgün havayolumuz, ne uçağımız, ne de bunları dünya ülkelerini birbirine bağlayalım diye bir düşüncemiz vardı. Bu düşünceyle yola çıkınca Lufthansa’nın, Swiss’in, Austrian’ın, British’in, Air France’ın… hepsinin bu pazardaki payını THY aldı. Doğal olarak onlar da rahatsız oluyorlar. Biz coğrafyanın avantajını kullandıkça da etkilenecekler” diyor.
Havacılık sektöründeki yazıları ile tanıdığımız Güntay Şimşek ile İstanbul Havalimanı’nın artılarını eksilerini konuştuk. Türkiye’nin coğrafyanın avantajını kullandıkça diğer havayollarının yolcu potansiyelini aldığını ve gerçekten diğer havayollarının kıskandığını anlatan Şimşek, yeni havalimanı sayesinde büyümenin önünde bir engel kalmadığını söylüyor. Ancak tüm dünyada merkez havalimanlarının eskisi gibi büyümediğine de dikkat çekiyor. Yeni havalimanının ticari taşımacılık alanında ise büyük bir avantaj oluşturacağını ifade eden Şimşek, “Türkiye’ye olan ithalat ve ihracat ürünlerinin taşınmasında ciddi verimlilik sağlanacak” diyor.
İstanbul Havalimanı’nın terminaline gidip dolaştınız. Ne düşünüyorsunuz terminal hakkında?
Terminal oldukça ferah ve oldukça yüksek tavanları var. Atatürk Havalimanı’ndaki basık hava, yazın yoğunluktan dolayı oluşan bunaltıcı ortam orada yok. Çok ferah. Dışardan da içeriden de olabildiğince güzel. Sadece ince detaylarda biraz sıkıntı var. Dünyanın en iyi havalimanı olma iddiasıyla yola çıkacaksak, Singapur, Dubai gibi havalimanlarıyla yarışacaksak hem hizmet kalitesini hem de ince işçiliği en iyi şekilde yapmalıyız.
SIFIR GÖRÜŞLE İNİŞ KALKIŞ YAPILABİLECEK
Havalimanının yerleşimi açısından uçakların iniş ya da kalkışlarında sis ya da rüzgâr gibi etkenler etkili olabilir deniyordu. Bunlar elimine edilebildi mi?
Bu havalimanı kategori 3 dediğimiz, sıfır görüşte iniş kalkış yapılabilecek şekilde planlandı. Buranın en önemli sorunu sis. Rüzgâr da var ama en önemli sorunu sis olacak gibi görünüyor. Bu nedenle tasarlanırken buna dikkat edildi. Teknolojik altyapı var, meydanda dolaşan uçaklar ve meydan içinde dolaşan araçlar birbirini görebiliyor. Bu sistemi yaptığınız zaman sıfır görüşle iniş kalkış yapılabiliyor.
AVRUPA GERÇEKTEN KISKANIYOR
Uluslararası dengeler açısından bakarsak 3. Havalimanı’nın önemi nedir? Nasıl bir boşluğu dolduracak?
Şimdi sizin oturduğunuz yerde geçen hafta Alman televizyonundan röportaja gelen gazeteciler oturuyordu. Resmen kıskandıklarını hissediyordum. “Niye bu kadar rahatsız oluyorsunuz” dedim. Onların ne kadar rahatsız olduğunu da yazımda yazdım. Yazının altı okumadan savunan ya da okumadan eleştirenlerin yorumlarıyla dolu. Almanya’nın teknolojisiyle, ekonomik büyüklüğüyle kıyaslamıyorum, öyle bir şeyden bahsetmiyorum ama bu havalimanı olmadan da sadece Atatürk Havalimanı’ndaki THY’nin büyüme ivmesi Lufthansa’yı bölgede küçültmüştü. Bir defa Türkiye pazarında önemli oranda küçüldüler. 10 yıl önce bu pazarın THY’den sonra en büyük havayolu iken şu an sefer sayıları o kadar azaldı ki, ilk 10’da var mı yok mu tartışılır hale geldi. Dolayısıyla bu Lufthansa havayolu açısından rahatsız. Çünkü siz 4.5 saat, hadi 6 saatte bu havalimanından her tarafa gidebiliyorsunuz. Önceden de bu coğrafyayı kapsıyorduk ama ne doğru düzgün havayolumuz vardı, ne uçağımız vardı, ne de bunları dünyaya bağlayalım diye bir düşüncemiz, planımız vardı. 4 ila 6 saat arasında değişen uçuşlarla yolcuları burada toplayalım, buradan da 13- 14 saat süren uçuşlarla dünyaya dağıtalım diye bir vizyon da yoktu. Böyle bir filomuz da yoktu. Bu düşünceyle yola çıkınca Lufthansa’nın, Swiss’in, Austrian’ın, British’in, Air France’ın… hepsinin bu pazardaki payını direkt THY aldı. Doğal olarak onlar da rahatsız oluyorlar. Bu havalimanıyla birlikte THY aynı şekilde büyümesini devam ettirirse aşağıda Dubai, Abu Dabi, Katar… o bölgedeki popüler havayolları olduğu için söylüyorum, onları da etkileyecektir. Biz coğrafyanın avantajını kullandıkça etkilenecekler. Almanya da havacılık anlamında etkilenecek, yoksa biz uçak yaptık, yeni teknoloji koyduk gibi bir şey değil, yolcu anlamında.
THY HAT AÇTIĞINDA YÜZDE 60 DOLULUK YAKALIYOR
Çok yorum alıyorum dediniz. Bu gelişmeleri anlattığınızda nasıl tepkiler geliyor?
Bunu söylediğiniz zaman bir kesim çok müstehzi bir tavırla “Neden kıskansınlar” tribine giriyor. Öteki de “Bak gördün mü” tavrında. O kadar yukarıda değiliz ama dalga geçilecek durumda hiç değiliz. Rakamlar ortada. Önceden Türk Hava Yolları ABD’de 2-3 yere uçuyorsa şimdi 10 yere uçuyor. Bir defa kendi vatandaşımız direkt THY’yi tercih ediyor. Balkanlar, Ortadoğu, bu yakın coğrafyadaki ülkelerin vatandaşları da diğer havayollarında uçmak yerine THY’yi kullanıyor. İran’dan ciddi bir şekilde yolcu var. 7 -8 yıl önce Los Angeles hat açılışına gittiğimde oraya Lufthansa haftada 3 sefer yapıyordu, THY hat açılışında 4-5 seferle başlamıştı. O zaman Hamdi Bey yönetim kurulu başkanıydı, “Buraya haftada 4-5 sefer değil günde 2 sefer bile koysanız dolar” dedim. Şimdi THY’nin en verimli hatlarından birisi Los Angeles. Önceden bir yere yeni bir hat açtıklarında %55-60-70 doluluk oranını yakalayabilmek için ciddi uğraşırlardı. Şimdi THY herhangi bir yere bir hat açtığı zaman %60-70 doluluk oranıyla başlıyor.
BÜYÜME ÖNÜNDE ENGEL YOK
Havalimanının Türkiye’ye ekonomik olarak ve marka değeri olarak katkısı nasıl olacak?
Bu hesabı çok yanlış yapıyorlar. Bazı profesörler İstanbul Havalimanı’nın ekonomik etki raporunu hazırlamış. Atatürk Havalimanındaki ticari kapasiteyi dikkate almadan sanki orada sıfırdan yeni bir havalimanı yapmışız, sıfırdan yolcu oluşuyor gibi bir değerlendirme yapmışlar. Bir defa şunu unutmamak lazım ki biz 2019’da Atatürk havalimanının 70 milyon yolcu kapasitesini oraya taşıyacağız. Daha sonra üstüne ne koyacaksak, ona bakacağız. İkincisi buradaki çalışanı oraya götüreceğiz. Sıfırdan değerlendirme yapılırsa yanlış olur. Az önceki noktaya geldik. Bir taraf çok abartıyor, övünüyor, öteki taraf da yine müstehzi edalar takınıyor. Realite şu: 70 milyon kapasite Atatürk Havalimanı’ndan yeni havalimanına taşıdıktan sonra, önünde bir engel olmadığı için büyüyebilir. Ama 200 milyon yolcuya ulaşmak da çok zor.
MERKEZ HAVALİMANLARI ESKİSİ GİBİ ÇALIŞMIYOR
Neden zor?
Önceden dünyada merkez havalimanları vardı. Havayolları yolcusunu oraya toplar, oradan dağıtırdı. Çünkü dünyanın her tarafına bir noktadan uçacak uzun menzilli uçaklar söz konusu değildi. Özel tasarımlarla yaptırılan uçakların da yolcu başı maliyeti çok pahalıydı. Uçağın gövdesine konulan özel yakıt tanklarıyla uzun menzilli uçuyorsunuz ama yolcudan ve kargodan feragat ediyorsunuz. O da ekonomik olmuyor. Yolcu non stop uçacağına aktarma ile çok daha hesaplı uçuyor. Şimdi geliştirilen uçakların menzil sorunu yok. Böyle olunca merkez havalimanlarının yükü azalmaya başladı. Yine şöyle düşünün, diyelim ki bir havayolu, baktı ki uçak doluyor, yolcuyu Ankara’dan İstanbul’a sonra New York’a götürmek yerine Ankara’dan New York’a direkt uçuş koyuyor. Bir süre sonra diyelim ki Antalya’dan, Erzurum’dan direkt Almanya uçuşları başlıyor. Böylece o bölgenin yolcu potansiyelini tutuyor. Dolayısıyla önümüzdeki yıllarda bu tarz merkez havalimanları beklendiği kadar büyümeyecek. Ne bizde, ne dünyada. Yaklaşık 20 yıldır dünyanın en yoğun meydanı olan Auckland’da yolcu sayısı 95’le 105 milyon arasında değişiyor. 107-108 olmuyor.
İTHALAT İHRACAAT VERİMLİLİĞİ ÇOK ARTACAK
Taşımacılığın 3. Havalimanı ile entegre edilmesi projeleri de var. Bunlar nasıl olacak ileriye yönelik?
THY kargo bölümü çok hızlı şekilde, %25-30 seviyelerinde büyüyor. Dolayısıyla o terminal THY’nin kargo bölümünü müthiş büyütecek. Türkiye’ye olan ithalat ve ihracat ürünlerinin taşınmasında da ciddi verimlilik sağlanacak. Bölge ülkelerinde de doğudan batıya olan taşımalarda, kuzey güney arasındaki kargo yüklerinde ciddi derecede THY’ye değer katacak. Bizim ülkemize gelen ürünlerin de daha hesaplı taşınmasını, bizim ürettiğimiz ürünlerin de daha kolay yurt dışına gitmesini sağlayacak. Bir süre sonra belki oradan demiryolu, raylı sistem bağlanırsa onun ulaşabileceği yerlerde bir hava, demir, kara veya kısmen deniz entegrasyonu da olabilir. Ama denizde verimlilik ne kadar olur, onu kestirmek biraz zor.
EN DOĞRU İSİM BULUNDU
Havaalanının ismini nasıl buldunuz?
Bangkok Havalimanı diyoruz. Gidince Bangkok’taki havalimanın adının Suvarnabhumi olduğunu göreceksiniz. Hiçbir yabancı o ismi kullanmaz. Yazılımı zor, telaffuzu zor. Singapur Havalimanı diyoruz ama adı Changi Havalimanı. Houston’a gidin George Bush İntercontinental havalimanıdır. Ama yolcu Houston Airport der. En fazla bir şehirde birden fazla havalimanı varsa ve birbirine karışma ihtimali söz konusu ise o zaman adı yabancılar tarafından kullanılır. O yüzden İstanbul Havalimanı ismi olabilecek en makul, mantıklı bir isim. Bir de bu tartışmalı atmosferi düşünürseniz, Süleyman Çelebi mi olacak, Sultan Abdülhamid Han mı, Gazi Mustafa Kemal mi, Atatürk mü? İsim İstanbul olunca her kesim sustu. Bence en makulü buydu.
Mart ayında taşınması daha uygun
İstanbul Havalimanının ilk safhası 42 ayda tamamlandı. Dünyadaki örnekleriyle karşılaştırdığımızda çabuk bitti diyebilir miyiz?
Zamanında açıldı diyebiliriz. Şartname gereği 1 Kasım’da açılmış olması gerekiyordu. Anlamlı bir gün olduğu için 29 Ekim’de açıldı. 3. Hava Limanı’nın 5 tane konsorsiyum ortağı var. Cengiz-MAPA-Limak-Kolin- Kalyon. Ben Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir Bey’le 2014 yılında iddiaya girmiştim. 29 Ekim 2017’de havalimanını açacaklarını, ben de yetişmeyeceğini söylemiştim. İddiayı kaybetti. Konsorsiyum ortakları havalimanını çok daha hızlı açabileceklerini düşünüyorlardı. Bu biraz da TAV’ın Atatürk Havalimanı dış hatlar terminalini onlara tanınan inşaat süresinden önce bitirmesinden kaynaklanıyordu. Fakat burası ile orasının farkı şu: Orada zaten bir meydan vardı, zemini, pisti hazırdı, sadece terminal yapıldı. Buraya ise sıfırdan bir havalimanı yapıyorsunuz. Zemini ıslah edeceksiniz, rüzgâr test edilecek, pistler konumlanacak… Hava muhalefetine rağmen hızlı bir şekilde inşaatı nasıl yürüteceksiniz? İlk yıl öyle geçti, daha sonraki yıllar hava şartları daha iyi bilindiği için daha hızlı çalışabildi. Neticede iade şartnamesinin deadline’ı olan sürede bitirdiler. Ama henüz taşınma olmadı. Şimdi ticari tesisler yapılıyor. Dolayısıyla ne zaman Atatürk Havalimanı’nın tüm ticari kapasitesi havalimanına geçer net değil.
30-31 Aralık’ta THY geçeceğini açıklamıştı?
Zaten Atatürk Havalimanı’nın kapasitesinin %70’ini THY kullanıyor. THY’nin de Türkiye seferi olan diğer hava yolları seferleriyle ortak uçuş anlaşmaları olduğu için THY gitmedikten sonra diğer hava yolları zaten gitmez. Bence THY de 30-31 Aralık’ta taşınamaz.
Sizin öngördüğünüz bir tarih var mı?
Bence en ideal tarih Mart ayının sonu. Aslında bana sorarsanız o tarih bile erken. Çünkü henüz havalimanının kendi içinde eksiklikleri olduğu gibi, oraya taşınacak hava yollarının da eksikleri var. Ama belki Mart ayı sonunda olabilir. Çünkü Nisan ayında yaz tarifesi açıklanıyor. Daha da önemlisi havacılıkta uçuş izinleri meydanlara 6 aylık dilimler halinde veriliyor. Yani tam yaz tarifesine girilmeden önce, yolcu sayısının da kısmen az olduğu bir dönem, Mart ayı sonu ideal olabilir. Zaten o yönde de bazı girişimler var.
Taşınmayı Mart’a ertelemek için mi?
Evet, Mart’ta olsun şeklinde. Ama İGA taşınmaların bir an önce gerçekleştirilmesini istiyor tabi.
Taşınma işlemi zor mu olur yoksa iyi bir planlamayla kolay bir şekilde halledilebilir mi?
Ne kadar planlarsanız planlayın, kesinlikle zor bir iş. Ben yıllık 2.5 milyon yolcu kapasiteli Dakar Havalimanı’nın taşınmasını gözlemlemiştim. Orada bile bir sürü sıkıntı yaşandı. Burada 70 milyonluk bir kapasiteden bahsediyoruz. Ancak ne kadar iyi planlanırsa, ne kadar üzerinde çalışılırsa o kadar az etkiler. Zaten geçiş sürecinde, 29 Ekim’den sonra Aralık ayına kadar THY günde 5 sefer yapacak, Ankara, Antalya, İzmir, Lefkoşa ve Bakü’ye. Bu esnada zaten taşınmada ortaya çıkabilecek sorunları önemli oranda azaltmış olacak. O bir avantaj.
Havaalanı ulaşımına ciddi şekilde el atılmalı
Havalimanının yeri konusunda da çok tartışmalar olmuştu. Dünyadaki diğer havalimanlarıyla karşılaştırırsanız nasıl değerlendirirsiniz?
Bundan 15 yıl kadar önce şehir merkezinde kalan havalimanları çok tartışma konusu olurdu. Özellikle de uçak gürültüsünden dolayı. İkinci sırada da uçakların iniş ve kalkış sırasında ürettikleri zararlı gazların havayı kirletmesinden dolayı bölgede oturanlar tepki gösterirdi. Zaten diğer ülkelerde Türkiye’deki gibi havalimanı etrafı çok kıymetli diye gidip oraya konuşlanmaz kimse. Ona göre bir master planı vardır. Atatürk Havalimanı’nda hem Ataköy tarafında hem Sefaköy- Halkalı yönünde oturanlar uçuşlardan çok rahatsız olurlardı. Daha sonraki yıllarda teknolojinin gelişmesiyle birlikte uçak gürültüsü sorun olmaktan çıktı. Böylece şehir merkezinde kalan havalimanları, eğer ihtiyacı karşılıyorsa tartışılır olmaktan çıktı. Kısmen büyüme ihtimali varsa onu tutuyorlar, eğer yetmiyorsa kapatmak yerine alternatif bir havalimanı daha yapıyorlar. Şimdi bizde de öyle olacak gibi duruyor. Atatürk Havalimanı iş jetleri ve özel uçuşlar için, İstanbul’a gelecek devlet adamları, bürokratlar veya bunun gibi özel uçuşlar için kullanılabilecek. Şimdi önemli olan, yeni havalimanı nasıl verimli kullanabileceğimiz. Metro 2020’nin başında yapılabiliyor. Bu ciddi bir senkronizasyon eksikliği. Hem kara yolları tarafından hem raylı sistem tarafından geç kalındı. Halen kara yolları tam bitmiş değil.
Yani havalimanının yerinden ziyade ulaşımı sorunlu diyorsunuz yani?
Ulaşım konusu biraz sıkıntılı. Atatürk Havalimanı’ndaki taksicileri oraya taşıyıp 60-70 yıl önceki modelle orada taksicilik yapmaya çalışıyorlar. Hâlbuki dünyada bu iş değişti. Düşünsenize adam taksiyi alacak şehre götürecek, taksi şehirden boş dönecek. Veya şehirdeki adam yolcuyu havalimanına götürecek oradan yolcu alamayacak, bu müthiş bir kaynak israfı. Arabanızın boş kullanımından tutun yolda yakacağı yakıta, yıpratacağı lastiğe meşgul edeceği yola her şeyin iyi düşünülmesi lazım. Ulaşım mevzusuna ciddi bir şekilde el atılmalı.
Emeti Saruhan, 08.11.2018, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Hayatın Sıcak Yüzü,
Emeti Saruhan Yazıları
Takip et: @emeti
Sonsuz Ark'ın Notu: Emeti Saruhan Hanımefendi'ye çalışmalarını bizimle paylaştığı için teşekkür ederiz. Seçkin Deniz, 06.07.2017
İlk yayınlandığı Yer: Gerçek Hayat
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.