"Tampon Bölgeler ve Tampon Ülkeler Stratejisi 20.yüzyıldan kalma klasik bir strateji; ancak sonuç alabildiği için sürüyor. Türkiye bu stratejiyi, tarihe gömebilen ilk ülke ama sonuncu olmayacak."
Ukrayna-Rusya gerilimine farklı bir perspektiften bakıldığında masadaki temel stratejilere uygun adımların atıldığı açıkça görülebilir. O 'Kanlı Masa'daki bütün aktörler kendi senaryolarını ya da ortak senaryolarını uygulamak için her seferinde dünyanın farklı coğrafyalarındaki tampon ülkeleri kullanıyorlar. Gerilimlerin ya da krizlerin her biri petrol ya da silah ihracatı, kur savaşları klasörlerinde değerlendirilen stratejilerin karşılıklı gizli anlaşmalar doğrultusunda hayata geçirilme çalışmasından başka bir şey değil.(Hıristiyan) ABD-Rusya ve (Budist) Çin üçlüsünün ikili kombinasyonlarla bazen üçlü kombinasyonlarla tampon ülkeler olarak kullandıkları ülkeler ve dinleri şöyle; Ukrayna, Polonya, İsveç, Gürcistan, Yunanistan, Bulgaristan, Macaristan, Filipinler, Küba, Venezuela Hıristiyan; İran, Azerbaycan, Suriye-Irak, Yemen, Mısır, Pakistan, Afganistan, Kırgızistan, Tacikistan, Kazakistan Müslüman; Japonya, Kore, Tayland, Tayvan, Budist. Bu fotoğrafın yansıttığı tek şey tampon bölgelerin dinlerinin kimseyi engellemediği gerçeği.
Lütfen daha büyük görüntü için fotoğrafa tıklayınız
Küresel Savaş, Emperyal amaçlarla ve senaryolarla tanımlı; dinlerle değil. Dinler insanlığa kurulan bu iğrenç kumpas için sadece basit birer araç. Geçmiş yüzyıl, bütün dinlerin Kapitalizm ve Komünizm arasında, insanları savunmasız bırakmak üzere dikkatle ve ayrıntılı bir şekilde sıkıştırıldığını kanıtlayan binlerce veriyle dolu. Yedi kıtada ateizmin hızla yaygınlaşmasının tampon bölgelerin kontrol altında tutulması ile doğrudan ilgisi var. Tampon ülkelerde de din artık birleştirici ve koruyucu bir özelliğe sahip değil.
Türkiye, 2002 yılına kadar etki alanı geniş en büyük tampon ülkelerden biriydi. Rusya ve ABD arasında masadaki bir nesne olarak kurulan kumpasların doğrudan kurbanıydı. 2018'deki Türkiye artık bir tampon ülke olmayı reddediyor ve bağımsız politikalar üretiyor. 21. yüzyıl artık Küresel dörtlüden bahsediyor; Türkiye, ABD, Rusya ve Çin.
Bu herhangi bir senaryonun sonucu değil, Türkiye'nin halkı ve Erdoğan önderliğindeki devletiyle verdiği mücadelenin sonucu . Ve aynı zamanda dinini bir nesne olmaktan kurtaran, (dinin hayatı düzenleyici, dirileştirici ve birleştirici rolünü öne çıkararak) emperyallerin karşısına bir koruma kalkanı olarak diken bir ülke Türkiye; bunu başardığı için direniş gücü her geçen gün artıyor.
Ukrayna-Rusya arasındaki 'Kırım' sorunu, aynı zamanda Türkiye'nin de taraf olduğu bir sorun; daha geniş anlamda Ukrayna, ABD iradesi ve NATO güdülenmesi dolayısıyla Avrupa-Batı-Türkiye ve Rusya arasında sürekli kanayan, kanamaya bırakılan, bazen de kasten kanatılan bir yara. Bu yaradan beslenenler Türkiye hariç masadaki üçlü; insanlık düşmanları oldukları belgeli ABD-Rusya-Çin.
Ukrayna tamponunda yeni bir tampon coğrafya inşa etme çabası da açığa çıkıyor. Küresel güç olamayan Avrupa Kıtası artık tamamen tampon bölge olma özelliklerine sahip. Fransa'daki ayaklanmaların Belçika ve Almanya'ya sıçrama ihtimali de tesadüf eseri değil.
ABD baskısıyla düşen ya da yükselen petrol fiyatları ile tampon bölgelerdeki gerilimlerin artan ve azalan grafikleri arasındaki ilişki emperyallerin güçlerini koruma çabalarının bir sonucu. ABD Çin ekonomisine yaptığı baskının petrole bağımlı Çin'e büyük zarar vermesini istemiyor, tıpkı 2008 ekonomik krizinde yükselttiği petrol fiyatlarıyla Rusya, İran, Arabistan ve diğer ülkelerin savaş bütçelerini oluşturmalarını sağladığı gibi, masadaki 'düşman'ın güç kaybetmesini çıkarlarına aykırı buluyor.
Ukrayna gerilimi Rusya'nın petrol ve doğalgaz gelirlerine yönelik dengeleyici engeller çıkarmak ve Rusya'yı masada daha güçlü yapmamak, Avrupa Ordusu kurmayı tartışan Avrupa Birliği'nin âczini kanıtlamak için ABD tarafından kurgulanmış bir senaryo; bu senaryoda planlanan diğer ayrıntı aynı zamanda Avrupa Birliği'ne tehdit olabilmesi için Rusya'ya Suriye'den çekilebilmesi için alan açmak.
Tampon Bölgeler ve Tampon Ülkeler Stratejisi 20.yüzyıldan kalma klasik bir strateji; ancak sonuç alabildiği için sürüyor. Türkiye bu stratejiyi, tarihe gömebilen ilk ülke ama sonuncu olmayacak. İran'ın Suriye, Yemen ve Irak'ta yaşadığı ve yaşattığı felaket, İran halkının farkına varmasını sağlayabilir ve halkın iradesi ile sistem değişikliğine giden bir İran tampon ülke olmaktan kurtulabilir... Arabistan, Mısır, Pakistan ve Afganistan için yöneticileri dolayısıyla bu henüz mümkün görünmüyor.
Azerbaycan Türkiye ile eşgüdümlü politikalar izleyerek Rus-Amerikan baskısından kurtulmuş görünse de diğer komşu ülkeleri gibi henüz bir tampon ülke olma niteliğini koruyor.
Afrika henüz tampon ülkeler üretilecek kadar Çin ve Rus etkisinin yayıldığı alanlar değil; İsrail fırsatçılık yaparak kukla Suud-BAE yönetimleri ve ABD'nin desteğiyle Türkiye'ye karşı kendi kişisel tamponlarını oluşturma çabasında...
21. Yüzyılın ilk yarısı bitmeden Türkiye masadaki en büyük aktör olacak; tampon bölgeler ve ülkeler tanımı tarihe karışacak...
Âkil Ağazâde, 29.11.2018, Sonsuz Ark, Stratejik-Diplomatik-Politik
Mülâhazalar
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan
yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek
kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan
sitelerde yayınlanamaz.