"Sudan’da Beşir’in devrilmesini, sadece bir yönetim değişikliği şeklinde algılamak yanlış. Çünkü Sudan’ın temsil ettiği derin anlamlar var. Bu yüzden sudan konusunda temkinli olunmalı, aceleci yaklaşımlardan uzak durulmalı."
Sudan’da bir süredir Atbara şehri başta olmak üzere yönetime karşı isyan sesleri yükseliyor. Halk Omdurman, Hartum, Dongola, Sennar, Kadarif, Port Sudan olmak üzere sokaklarda. Gösterilerde güvenlik güçlerinin müdahalesi sonucu onlarca kişi hayatını kaybetti. Bu gösteriler devam ederse belki de yüzlerce kişi hayatını kaybedebilir.
Sudan’daki bu gösterilerin daha önceki gösterilerden en önemli farkı çoğunluğu Arapların yaşadığı bölgelerde isyan seslerinin yükselmesi. Sudan 1989’da Ömer el Beşir’in darbe ile iktidara gelmesinden sonraki en zor dönemini yaşıyor. Ne Güney Sudanlı ayrılıkçılarla yapılan savaş, ne Darfur olayları Beşir’i bu derece zor durumda bırakmamıştı. İlk defa Beşir yönetimi iktidardan düşmeye bu kadar yakın. Fakat Beşir, kendisinin yaptığı bir darbe ile mi yoksa bir halk ihtilali sonucu mu devrilecek bunu zaman gösterecek.
Sudan hem Arap hem Afrika siyahlarının ülkesi. Adından anlaşıldığı gibi “Siyahların vatanı” olarak bilinen Sudan’da halk ayaklanmaları son 29 senede pek görülen olaylar değildi. Özellikle Araplar kendilerini Sudan’ın temsilcileri olarak kabul eder, yönetimde Araplar varsa koşulsuz destek verirlerdi. Ömer el Beşir halkının desteğini kaybetmiş görünüyor. Darfur’da yaptıklarına karşılık halk sesini çıkarmamış, ülke parçalanıp Güney Sudan ortaya çıktığında bile halkının öfkesi bu kadar sert olmamıştı.
Sudan’da aslında her şey ülkenin en önemli gelir kaynaklarından olan pamuk ipliğine bağlıdır. Afrika’nın en sessiz sakin insanları birden karşınıza bir isyan dalgasının mimarı olarak çıkabilir. 1956’da bağımsızlığını sağladığından beri hep böyle olageldi. Sudan halkı en dayanılmaz şartlarla karşılaştığında isyana sarıldı ve onları kimse tutamadı.
Gösterilerde artık sadece belirli muhalif örgütler yok, Sudan halkının bizzat kendisi var. Ömer el Beşire geçmişte destek verenler var. En önemli rakibi olup geçen senelerde hayatını kaybeden Hasan Turabi’nin öğrencileri var.
Şu anda Beşir, artık Sudan’da istenmeyen adam. Kendi partisi olan Ulusal Kongre Partisi bile ikiye bölünmüş durumda. En yakın çalışma arkadaşları Nafi el Nafi, Bekri Salih gibi yardımcılarının dahi karşı tarafa geçme ihtimalleri büyük.
Protestoların belirli bir lideri yok, sadece bir muhalefet partisi etrafında da değiller. Sosyalistler, İslamcılar, Ümmet Partisi, Mirgani ailesinin Demokratik İttifak Partisi bile protestoculara destek sağlıyor.
Cin şişeden çıktı!
Sudan’ın 62 yıllık siyasi tarihinde çok az bir dönem demokrasi ile yönetildi. Numeyri ve Beşir dönemleri en uzun süren askeri dönemler. Aslında Sudan’ı askerler yönetti hep. Politikacılar askerleri değil, askerler politikacıları kullandı. Eski darbeci devlet başkanı Numeyri sosyalizmle işe başladı, İslamcılıkla dönemini sona erdirdi. Beşir ise İslamcılıkla başlayıp milliyetçi sosyalizme eğildi. İslami meselelerden çok Suriye ziyaretinde olduğu gibi Arap sorunlarını çözme arayışı havariliğine soyundu.
Ömer el Beşir artık şaşkın ve çaresiz. Kendisini kurtarmak için bazen Suudi yönetimine, bazen İran’a bazen de Rusya’ya yaslanmak istiyor. Bunu yaparken öncelikle 2020 seçimlerinde tek aday olarak seçimlere katılmak hedefi var.
Her şey anayasal değişiklikle başladı
Beşir kendi sonunu kendi hazırladı diyebiliriz. Anayasal değişiklik yaparak “ömür boyu seçilebilir “maddesini getirmesi, özellikle genç kuşakları rahatsız etti. Darbe olduğunda 10 yaşında olanlar bugün 40 yaşında ve artık Ömer el Beşir’i görmek istemiyorlar. Beşir’in arkasını yasladığı ordu bile üçe ayrılmış durumda. Hala Beşir’i iktidarda tutmak isteyenler, ordu içinde derin bir kanadı temsil edip milliyetçi-İslamcı çizgideki askerler, bir süre önce orduya katılan paralı milisler ve Milliyetçi-İslamcı çizgideki ordu Beşir’den ve Beşir ailesinin yaptığı başta yolsuzluk, aday kayırmaca vs. gibi olaylardan rahatsızlar. Ordunun politikaya müdahale etmesini istememekle birlikte temkinli davranıyorlar ve bazı yerlerde protestocuların yaptıklarına ses çıkarmıyorlar.
Sudan’da ekonomi her şey. Özellikle Güney Sudan’ın ayrılması ile petrol gelirlerinin büyük bir bölümünü kaybeden Sudan, altı yıldır ekonomik krizle boğuşuyor. Üretim neredeyse bütün sanayi alanlarında durmuş durumda. Bir zamanların petrol ülkesi Sudan’da benzin bulunamıyor. İnsanlar, 15-20 litre benzin almak için günlerce bekliyor.
Buğday üretiminde dışa bağımlı Sudan’da ekmek fiyatları eyaletlere göre değişiyor. Bir zamanlar ekmek 1 Sudan parası iken bugün 10 Sudan parası ediyor bazı şehirlerde.
Sudan’da protestolar dalga dalga geliyor, artık Beşir’in fazlaca bir seçeneği yok. Ya halkı rahatlatmak zorunda olacak ya da gitmekle karşı karşıya kalacak. Sudan halkı ancak ekonomik nedenlerle ayaklanabilen bir halk. Onların aslında insan hakları, özgürlük gibi beklentileri de yok. Evlerine ekmek götürmek, çocuklarını daha rahat bir yaşama kavuşturmak istiyorlar.
Sudan’da Beşir’in devrilmesini, sadece bir yönetim değişikliği şeklinde algılamak yanlış. Çünkü Sudan’ın temsil ettiği derin anlamlar var. Bu yüzden sudan konusunda temkinli olunmalı, aceleci yaklaşımlardan uzak durulmalı.
İbrahim Tığlı, 27.12.2018, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Dış Bakış
İbrahim Tığlı Yazıları
Takip et:@ibrahimtigli
Sonsuz Ark'ın Notu: İbrahim Tığlı Beyefendi'den yazılarının yayınlanması için onay alınmıştır. Seçkin Deniz, 23.06.2016
Yazının İlk Yayınlandığı Yer: Gerçek Hayat
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.