31 Ocak 2019 Perşembe

SA7407/SD1266: Ak Parti'nin 11 Maddelik Seçim Manifestosu

Erdoğan:
"Böylece seçim kampanyamızı da resmen başlatmış, seçim sloganlarımızı kamuoyumuzla paylaşmış oluyoruz. 31 Mart seçimlerinin demokrasi şöleni şeklinde geçmesini temenni ediyoruz. Mahalli İdareler Seçimleri Manifestomuzdaki ilkelerimiz, milletimize yeni dönemdeki yönetim anlayışımızı ifade eden taahhütlerimizdir. Projelerimizi, her büyükşehrimizde, ilimizde, ilçemizde AK Parti adaylarımız kendileri açıklayacaktır. Seçim yarışının iftira, yalan, hakaret, husumet değil; plan, proje, hizmet etrafında şekillenmesi en büyük temennimizdir." 

Erdoğan, 31 Ocak 2019, 31 Mart Seçim manifestosunu açıklıyor, Ankara/Foto: AHaber

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 11 maddelik yerel yönetimler manifestosunu açıkladı.

Erdoğan'ın açıkladığı seçim manifestosu şöyle:

"AK Parti olarak, yeni dönemdeki belediyecilik anlayışımızı ve milletimize taahhütlerimizi 11 başlık altında özetliyoruz. Burası çok çok önemli...

SA7406/SD1265: Batılı Ana Akım Medya Kuruluşlarının Yayınlarında Yoksul Ülkelerle İlgili Her Şey Yanlış

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, uzun süredir Latin Amerika'da çalışan ve The Butterfly Prison'un yazarı olan bir gazeteciye, Tamara Pearson'a aittir ve Batılı ana akım medya kuruluşlarının yoksul ülkelere karşı iki yüzlülüğünü, "İçerik küresel güçleri, kültürü ve tarihi nasıl anladığımızı çarpıtıyor" cümlesi ile özetlenebilecek şekilde yoksul ülkelerle ilgili haberlerin kasıtlı olarak çarpıtıldığını anlatmaktadır. Batılı Medya kuruluşlarında Türkiye ile ilgili haberlerin çarpık oluşunun, yalan ve spekülatif içerikler taşıdığının delillerinden biri olarak kabul edebileceğimiz bu metnin medyada iyi değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Seçkin Deniz, 31.01.2019

Everything the Western Mainstream Media Outlets Get Wrong When Covering Poor Countries

Fakir bir ülkede neler olup bittiğini öğrenmek istiyorsanız, 'Google'da haber aramalarınızda anahtar kelimelere 'turist'  sözcüğünü eklediğinizden emin olun.


“Kanadalı ve İtalyan turistler Burkina Faso'da kaçırılmaktan korkuyorlardı” diye haber veriyor BBC'deki son başlık, çatışmaların bir günde 46 can aldığını söylüyor. BBC'nin haberi, çevrimiçi çatışmaları ya da birkaç gün önce orada gerçekleşen terörist bir saldırıyı ya da ülkenin Çin ile olan ticaret anlaşmasını kapsamıyordu. Avrupa'da bu tür trajik olaylar yaşanmış olsaydı, medyanın her yerinde olurdu.

SA7405/SD1264: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 445 (06-10 Ekim 2017)

 “Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”


  
(Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz, orijinalini aramak istediğiniz tweet metnini kopyalayınız, Twitter arama motoruna yapıştırıp arama yaptırınız.)
(06-10 Ekim 2017)  (Ekim 2017: 4.452  Tweet+Önceki Toplam: 282.386 +4.452 = 286.838 Tweet

Seçkin Deniz @Seckin_Deniz
Faruk Tamer 'in yazıları ... @faruktamer sonsuzark.com/search/label/F… twitter.com/h_ece_/status/…

Seçkin Deniz @Seckin_Deniz
Sırp Cumhurbaşkanı Vuciç: "Kaplıcadan96 derece olan suyu kaybediyoruz. Boşa akıyor ve onu değerlendirmeniz için sizi buraya davet ediyorum"

30 Ocak 2019 Çarşamba

SA7404/Sonsuz Ark-YD138: Ay’ın Atmosferi Var mı?

"Ay yüzeyindeki gazların toplam ağırlığı da yalnızca 25 tondur. Bu ağırlık neredeyse bir çöp kamyonunun toplam alabildiği yüke eşit. Her Ay gecesinde, gazlar soğuyarak yüzeye iner ve bir dahaki gündüzde, Güneş rüzgarları ile tekrar havalandırılana kadar orada kalır."


İlk bakışta bu soruyu, “hayır” diyerek cevaplamak mümkün. Ay’da, nefes alabileceğimiz bir atmosferden söz edemeyiz. Ancak, Ay yüzeyinde, “atmosfer” olarak nitelendirebileceğimiz oldukça ince bir gaz tabakası da bulunuyor. Teknik olarak da bu tabakayı “Egzosfer” olarak adlandırabiliriz.

Egzosfer katmanında, gaz molekülleri öyle seyrektir ki birbirleriyle nadiren çarpışırlar. Ay yüzeyindeki gaz molekülleri belli bir yörüngede, yüzeyden sekip duran mikroskobik toplar olarak düşünülebilir. Bir karşılaştırma yapmak gerekirse, Dünya’nın atmosferinde, deniz seviyesindeki bir santimetrekarede yaklaşık 100 milyar molekül varken, Ay yüzeyi için bu sayı yalnızca santimetrekare başına yaklaşık 100’dür. 

SA7403/KY13-AO228: MHP Taban Genişletiyor

"Siyasetteki yeni şekillenmelerin gelecekte ortaya nasıl bir tablo çıkaracağını kestirmek elbet zor, ancak gidişatın MHP’nin lehine işlediğini söylemek yanlış olmaz..."


Ak parti ve MHP’nin ayrı ayrı aday gösterdiği yerlerde (bilhassa ilçe ve beldelerde) MHP’nin oylarında ciddi artışlar olacağını ve kimi sürpriz sonuçlarla karşılaşılacağını düşünüyorum.

Ak Parti siyaset sahnesinde yer aldığı günden itibaren MHP tabanından ciddi oranda destek gördü. Bahçeli’nin, Erdoğan karşıtlığı üzerinden siyaset yaptığı dönemde Ak partideki milliyetçi oylar MHP’ye gitmedi. Aksine Ak Parti'yi tercih eden kitle daha da kemikleşti.

29 Ocak 2019 Salı

SA7402/SD1263: Beyazlar Ölürken...

"Unutmamak gerek; ölü bir devin leşi çürüyene kadar, kokusu her yeri rahatsız eder. Dev, ölümünden sonrasını bile kontrol etmeye kalkar; eğer tedbirli değilseniz esas öldürücü darbeyi ölürken vurur."


Dünya'nın eskimiş, tehlike arz eden gecekondu yapılanmaları yerle bir edilirken, Türkiye'nin aynı sıfatlı yapılanmalarının yerli yerinde durmasını ummak ancak "dinozorlar"ın direnci kırık harcı ve tedavülden kalkmış hüsn-ü kuruntusudur. Bittâbi onlar da eski alışkanlıklarını sürdürmeye çalışarak, bas bas bağırıyorlar. 

O dinozorların hangi sınıfsal yahut grupsal çıkarların kaygısını güttüğü önemli değildir; hangi dine mensup oldukları, hangi siyasî "yol"a baş koydukları da önemli değildir. Önemli olan onların "benzer, anlamdaş ve sesteş" yaygaralarıdır. Onların tanrıları, onların çıkarlarıdır ve o çıkarlar öldükçe bağırtılar yerini böğürmelere bırakacak ve nihayetinde onlar bağırtılarıyla beraber insanların gözlerinden, kulaklarından ve hafızalarından silinip gideceklerdir. Tarih, bu yüzden benzer vak'aların toplamıdır.

SA7401/SD1262: "lav gölüne dönmüş bataklık" /19.02.2005/ 314. patika



...kıvrıla kıvrıla akıp gider insan; içinden bulduğu dereciklerin içinde...
...kocaman kendisi bazen ve de sıkça, o küçük dereciklerden birinde kaybolur gider.....
...dağılır gider içinde...
...boşluğu olur kendisinin...
...ve çıkışları bulamaz halde, tek şey düşünen ve tek şeyden türeyen sıkıntıların içinde debelenen bir varlıktır gayri o...
...ona sorduğunuz vakit, cevapların tırmandığı yerde bulacağınız tek şey, özgür olmaklığın yapabilirliğine yaptığı katkı en önemli hedef olarak, doluymuş gibi görünür...
...mutsuzluğunun bile farkında olamayan insanın iradî zaaflarla boğuşurken kendisini tutup çekmesi mümkün müdür?...

28 Ocak 2019 Pazartesi

SA7400/KY73-PH11: Kabahati Gelin Etmişler Kimse İstememiş!

"Yetkililer, görevliler, danışmanlar vs.den de çağrılarımıza, ihtiyaçlarımıza cevap vermelerini bekliyoruz. Sorular ve sorunlar karşısından araştırıp çözüm bulmalarını istiyoruz."


İstanbul’a, İzmir’e, Bursa’ya, şehirlerimize, köylerimize neler olduğunun farkında mısınız? Hayatımızın, işimizin, sanatımızın, mimarimizin, sağlığımızın nereye gittiğini, istikametimizi anlayabiliyor musunuz? Çoğunluğun anladığını biliyorum. Fakat birey olarak hızla akan suyun önündeki küçük dal parçaları gibi olduğumuzun da farkındayım.

SA7399/KY59-MLÖZ64: Yolcu

 "Olmayacak bir şey değildi aradığı, çünkü gerçekte var olmayan bir şeyin yansıması olmaz…"


Kaçıncı kez yenik düşmüştü bu yanılsamaya artık kendisi bile bilmiyordu. Peşine düştüğü su havzası yine yanıltıcı seraptan başka bir şey değildi. Hâlbuki bu sefer fazlasıyla gerçek görünüyordu. Sarı ve turuncunun bin bir tonuyla karışık bir renge boyanmış çölün ortasında küçük palmiye ağacının dibinde bir tarafı yosun bağlamış grimsi taşlarla çevrili, bir taraftan da şelalesi akan küçük mavi havuz onu çağırıyordu. 

Ne kadar da susamıştı. Günden güne artıyordu susuzluğu, yine de yürüyerek bu yakıcı çölden çıkış yolunu aramaktan başka çaresi yoktu. O kadar yorgundu ki, zihni ona türlü türlü oyunlar oynamaya başlamıştı. Uyarılmıştı hâlbuki yola çıkmadan evvel. Yanına bir yol rehberi, bir harita alması gerektiği söylenmişti ona. Dinlememişti… Serapların bir göz yanılsaması değil, bir doğa olayı olduğunu biliyordu ve zihnine güvenmişti. Yine de her seferinde onları gerçek sanmasının sebebi neydi? 

SA7398/KY1-CÇ580: Kendimin Çocuğuyum

"Ben kendimin çocuğuyum. Zamansızlığına hükmedilmiş, “zamansızdır” hükmü düşülmüş, üstü çizilmiş Ebu Cehil’lerin kaydını tuttuğu defterlerde. Hem dilememiştir yer etmeyi, dilemeyecektir de ben kendimin büyüttüğü çocuğum."


Ben kendimin çocuğuyum. Biraz haylaz. Biraz utangaç. Biraz nazlı. Şımarık biraz. Umarsız. Ve hatta katı yürekli.

Ben kendimin çocuğuyum. Hem öksüz hem yetim. 

Biraz yalancı. “Niye tükürdün?” diye sormuştum evvelsi gece. Omuz silkip “Kimseye tükürmedim?” yanıtını verdi kızarmadan yüzü. Görmüştüm tükürdüğünü çünkü. Yalanı nereden öğrenmiş bulamadım. 

SA7397/SD1261: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 444 (01-05 Ekim 2017)

 “Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”


  
(Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz, orijinalini aramak istediğiniz tweet metnini kopyalayınız, Twitter arama motoruna yapıştırıp arama yaptırınız.)
(01-05 Ekim 2017)  (Ekim 2017: 4.452  Tweet+Önceki Toplam: 282.386 +4.452 = 286.838 Tweet

Seçkin Deniz @Seckin_Deniz
Korkmadı gördüğüm kadarıyla... ki bugün durum ortada twitter.com/ilkererinc/sta…

Seçkin Deniz @Seckin_Deniz
Geldiğimiz noktada sosyal medya devlet yönetişiminde demokratik katılımcılığın artmasına katkıda bulunuyor...

27 Ocak 2019 Pazar

SA7396/SD1260: AB Dağılırken…

Seçkin Deniz'in Notu:
12.11.2009'da 105. Sistematik Analiz olarak yayınladığım "AB Dağılırken..." başlıklı analizim, 23 Ocak 2019'da Almanya Başbakanı Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron tarafından imzalanan Aachen Anlaşması ile mevcut Avrupa Birliğinin tarihe gömüldüğünü 10 yıl önceden tesbit eden bir içeriğe sahiptir. Almanya ve Fransa arasındaki bu anlaşma iki ülkeden birine saldırı olduğunda diğerinin ona yardım edeceği vaadi ve iki ülkenin hakimiyet alanlarının sınırlarını, AB sınırları olarak belirliyor. Bu anlaşmadan 3 gün sonra 26 Ocak 2019'da, Avrupa'nın 21 ülkesinden 30 tarihçi ve Nobel ödüllü yazar, Avrupa'nın dağılmanın eşiğinde olduğunu belirten bir manifesto yayınladı. Donald Trump liderliğindeki ABD'nin ve İngiltere'nin AB'yi terk ettiği belirtilen menifestoda şu ifadeler yer aldı: "Avrupa, bir önceki yüzyılda onu iki kez intihardan kurtaran Atlantik'in iki yakasındaki iki büyük müttefik tarafından terk edildi. Kremlin'in işgalci patronunun manipülasyonlarına karşı giderek daha savunmasız hale gelen kıta, bir fikir, irade ve temsil olarak gözlerimizin önünde dağılıyor. Biz aşağıda imzası bulunanlar bu felaketi reddedenler arasındayız. Kendimizi Avrupalı ​​vatanseverlerin arasında addediyoruz. Mirasımız, Avrupa halklarını savaş geçmişlerinden kaldırıp yükseltecek kuvvetli bir güç olduğuna inandığımız harika Avrupa inancımız. Bugün bu inancın karanlık çağların eski sefaletlerini uyandıran yeni totaliterlik belirtilerini ortadan kaldıracak tek erdemli güç olduğuna inanıyoruz. Bugün tehlikede olan bu fikir, bizim vazgeçmemizi yasaklıyor. Faşizmin yenilgisinden 75, Berlin Duvarı'nın yıkılmasından da 30 yıl sonra medeniyet için yeni bir savaş var. Eski inançla yeni bir ara vermeliyiz. Başka seçeneğimiz yok. Şimdi Avrupa fikri için savaşmalıyız. Milliyetçi ve kimlikçi saldırılara cevap olarak, aktivizm ruhunu yeniden keşfetmeliyiz. Paris'ten Roma'ya, Barselona'dan ​​Budapeşte'ye, Dresden'den Viyana ve Varşova'ya özgürlüklerimizi yakmak isteyen bu kundakçılara karşı alarm zillerini çalmamız gerekiyor." Euronews, 26.01.2019
Seçkin Deniz, 27.01.2019
.

AB Başkanlığı ve AB Dışişleri Bakanlığı gibi yüksek dereceli tartışmalar gündemdeyken AB’nin dağılmasından söz edebilmek güç gelebilir; fakat aynı tartışmaların geçmişi, derinliği ve yaşanan anlaşmazlıklar dikkatle incelendiğinde ‘Dağılma Olasılığı’nın, birliğin Başkanlık gibi üst bir temsiliyet makamı ile daha da güçlenme olasılığından daha yüksek olduğu sonucuna ulaşabiliriz. 

SA7395/KY13-AO227: Liderler Çağı; İdeolojilerin Çağı Geride Kaldı

"Artık ABD için ideolojik karşıtlık yok; ABD’nin yanında veya karşısında olmak var!"


İdeolojilerin çağı geride kaldı. Dünyada sadece küresel sermaye çetesinin daha çok kazanmasının kavgası var. Bu çete kendilerine engel çıkaran, sömürülmeye karşı çıkan herkesi yok etmek ister.

Sovyetlerin çöküşüyle birlikte marksist/ komünist/sosyalist sistemler de tamamen dönüştü. İki kutuplu dünyada ABD ve müttefiklerinin karşısında olan bu blok, yeni dönemde ABD tarafından yutulmak istendi.

SA7394/SD1259: Eşitsizliğin İsveç Yüzü- The Swedish Face of İnequality-

Sonsuz Ark'ın Notu:
Stockholm merkezli düşünce kuruluşu Arena Idé'de araştırma başkanı, günlük dijital gazete Dagens Arena yazarı ve İsveç Dışişleri Bakanlığı'nda siyasi danışman ve konuşma yazarı olmak gibi bir geçmişe sahip olan Lisa Pelling'e ait olan aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz bize çarpıcı bir gerçeği anlatmaktadır: İsveç'te %10'u bulan zenginler büyük vergi indirimlerinden yararlanmaktadır; hediyeler veya bağışlar için vergi alınmamaktadır, emlak vergisi ve başka bir servet vergisi yoktur. Ev sahipleri ev onarım, yenileme yardımı aldıkları gibi, evlerinde çalıştırdıkları yardımcı işçiler için de vergi indirimleri ve destekler almaktadırlar. Çocuklarını özel okullarda çok cüz'i bir miktarla okuturken, kalan %90'lık kesim bu imkanların hiçbirine sahip değildir.  Yine aynı azınlık özel sağlık sigortaları ile özel sağlık hizmetleri almakta, diğerleri alamamaktadır. Kısacası, yazarın ifadesiyle, "fakir olmak daha pahalı ve zengin olmak daha ucuz hale gelmiştir." İsveç'teki 'Eşitlik Efsanesi'nin sona erdiği artık somut bir şekilde ortadadır... Türkiye, vatandaşları arasındaki eşitsizlikleri azaltırken Avrupa eşitsizliklerin her geçen gün daha da arttığı bir cehenneme dönüşmektedir.
Seçkin Deniz, 27.01.2019

The Swedish face of inequality

"İsveç, ilerici vergilendirme ve evrensel refah yoluyla eşitsizliği durdurduğu için eskiden saygı görüyordu.  Artık varlıklı ve "özgür seçim" için zenginlere eğitimde uygulanan vergi indirimleri kamu mallarında da geçerli.

Eşitsizlik neye benziyor? İsveç'te, artan eşitsizlik gelir dağılımına ilişkin verilerde kolayca tespit edilebilir. Mevcut karşılaştırılabilir son verilere göre, 1990'lardan bu yana başka hiçbir ülke eşitsizlikte bundan daha hızlı bir artış görmedi.

26 Ocak 2019 Cumartesi

SA7393/SD1258: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 443 (26-30 Eylül 2017)

 “Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”


  
(Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz, orijinalini aramak istediğiniz tweet metnini kopyalayınız, Twitter arama motoruna yapıştırıp arama yaptırınız.)
(26-30 Eylül 2017)  (Eylül 2017: 5.003  Tweet+Önceki Toplam: 277.383 +5.003 = 282.386 Tweet

Seçkin Deniz @Seckin_Deniz
yazmak düşünceleri resmetme becerisidir, nesneleri, olayları, olguları oldukları gibi anlatabilme becerisine ise yazma sanatı denir
@Seckin_Deniz retweetledi

Seçkin Deniz @Seckin_Deniz
Son kararım; cemaat gladionun eseri...
@Seckin_Deniz retweetledi

25 Ocak 2019 Cuma

SA7392/KY13-AO226: Maduro, Venezuela, Latin Amerika, Darbeler ve ABD

"Ülkelerin iç işlerine karışarak o ülkenin tüm zenginliklerini ele geçirme hedefi ABD'ye karşı doğal bir blok oluşmasına imkan oluşturmaktadır."


ABD, sadece Maduro'yu değil, bölgede bir çok yönetimi hedef almıştır. ABD, için Latin Amerika arka bahçedir. O nedenle ABD burayı hep kuşatma altında tutmuştur. ABD, Bölgede işbirlikçi iktidarları işbaşına getirmek için sürekli askeri hegomanyayı elinde tutar ve vakti geldiğinde görev verir.

ABD, kıtanın güneyindeki baş kaldıran, bağımsız davranmak isteyen yönetimlere karşı hep operasyonları ve darbeleri devreye soktu. 1954 Paraguay, 1964 Brezilya, 1971 Bolivya, 1973 Şili ve Uruguay'dan sonra 1976 Arjantin askeri faşist darbeleri arasında koordinasyon sağlanarak kıtasal bir denetim kurdu.

SA7391/KY1-CÇ579: Pısırık

"Gülüşlerden kurtulmak içindi çabam. Şaşkınlığım gülüşlerin ortasında bırakıp gitmişti. Kalakaldım ortasında gülüşlerin."


Şaştım. Şaşkınlıkla iki elimi bastırdım böğrüme. Oysa başımı tutacaktım. Başımı iki elimle tutup gözlerimi ayak uçlarıma dikecektim. Ama şaşkınlıktı işte ilişen yakama. Bağırdım. 'Avazım çıktığı kadar', derler ya! İşte öyle bağırdım. Seslendim. Yardım dilendim. Boşuna olduğunu bile bile. Avazım çıktığı kadar sürdürdüm ünlenişimi. Sessizliğe inat. Sessizliği otağında vurur diye umdum ünlenişim. 

Gökler kadar derin gözlerde boğulsaydım suskunluk yerine. Bir kement atan bulunurdu. Dindirirdi acılarımı. Sancılarıma merhem olurdu görüp de biri ya da birileri. Oysa suskunluk öyle midir? 

24 Ocak 2019 Perşembe

SA7390/SD1257: Avrupa'da Yoksulluk ve Eşitsizlikle Mücadele

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, FES'in Ekonomik ve Sosyal Politika bölümünün eski bir direktörü ve Dietz yayınevinin CEO'su olan Michael Dauderstädt'a aittir ve 'Resmi AB istatistikleri, Avrupa'daki yoksulluğun ve eşitsizliğin endişe verici boyutlarını gizlemektedir.' şeklindeki iddiasını destekleyen şu gerçeği netleştirmektedir: "Tahminimize göre, eğer piyasadaki döviz kurları kullanılıyorsa, AB genelindeki yoksulluk oranı, yüzde 28,2'dir (bu yaklaşık 500 milyon olan toplam AB nüfusunun yaklaşık 142 milyonuna eşittir)." Avrupa'nın Çöküş hikayesi artık somut bir şekilde yazılmakta ve okunmaktadır, yazarın sonuç cümlesi bu anlamda ek bir açıklamaya ihtiyaç duyurmamaktadır: "Avrupa'nın parçalanmasının önüne geçmek isteniyorsa daha güçlü ilerleme ve daha kararlı politikalar gerekecektir."
Seçkin Deniz, 24.01.2019


Addressing poverty and inequality in Europe

"Resmi AB istatistikleri, Avrupa'daki yoksulluğun ve eşitsizliğin endişe verici boyutlarını gizlemektedir. Son dönemlerdeki hafif hareketlenmelere rağmen, bu tehlikeli ölçek Avrupa'nın sosyal ve politik uyumunu tehdit ediyor."

AB’nin istatistik ofisi Eurostat, 2005’ten sonraya ilişkin Avrupa’daki yoksulluk ve eşitsizlik ile ilgili yoksulluk oranı ve S80/S20 oranı şeklinde resmi istatistikler yayınladı. Yoksulluk oranı, medyan gelirin yüzde 60'ından az kazanan nüfusun oranıdır. Bu, mutlak yoksulluktan ziyade göreceli bir ölçü olduğundan, aynı zamanda yoksulluk riski oranı olarak da adlandırılmaktadır. Bir bütün olarak AB için Eurostat istatistikleri, nüfus büyüklüğüne göre ağırlıklandırılan ulusal oranların ortalamalarına dayanarak hesaplanmaktadır.

SA7389/SD1256: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 442 (21-25 Eylül 2017)

 “Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”


  
(Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz, orijinalini aramak istediğiniz tweet metnini kopyalayınız, Twitter arama motoruna yapıştırıp arama yaptırınız.)
(21-25 Eylül 2017)  (Eylül 2017: 5.003  Tweet+Önceki Toplam: 277.383 +5.003 = 282.386 Tweet

Seçkin Deniz @Seckin_Deniz
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı yaptığı açıklamayla özel otomobillerin kış lastiği takma zorunluluğu bulunmadığı duyuruldu.

Mehmet Akif ERSOY @ersoyakif1
Kerkük'e giremiyoruz.Peşmerge sokmuyor.Iraklı komutanlar"bizm yetkimiz yok" diyor.Referandum yapıyorsun ama gazetecilerin takip etmesi yasak
@Seckin_Deniz retweetledi

23 Ocak 2019 Çarşamba

SA7388/Sonsuz Ark-YD137: Diller Arası Benzerlikler Beynimizin Dil İşleyişinden Kaynaklı Olabilir mi?

"Psychological Science’da yayımlanan araştırmaya göre, dünya dilleri, ilk bakışta çok farklı görünseler de esasında, dil tümelleri ya da diller arası genellemeler de denen çok sayıda benzerlik barındırır."


Günümüzde, tahminen 7,099 dil konuşuluyor ve bu dillerin üçte biri yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. 23 tanesi ise, dünya nüfusunun yarısından fazlası tarafından konuşuluyor.

Araştırmacılar yıllardır diller arasındaki benzerliklerle yakından ilgileniyorlar. Arizona Üniversitesi’nden araştırmacılar tarafından yürütülen çalışma, bu benzerliklerin, insan beyninin bilgiyi etkili biçimde işleme çabasından kaynaklanabileceğini ortaya koydu.

22 Ocak 2019 Salı

SA7387/SD1255: Avrupa Birliği'nde Kriz; Güvencesiz Çalışma İstikrarsız Hayatlara Yol Açar

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız metin, University College Dublin'den Sosyoloji alanında doktora yapmış, çalışma koşulları ve güvencesiz çalışma konularında uzmanlaşmış, 'Sosyal Değişim Eyleminde Düşünme' Kuruluşunda (TASC) kıdemli bir araştırmacı olan Sinead Pembroke'a aittir ve Avrupa Birliği genelinde yaygın bir şekilde yaşanan işsizlik, güvencesiz iş ve artan yoksulluğun İrlanda'daki boyutlarını irdelemektedir. Metin, Avrupa Birliği ve üye ülkelerin, çalışanlarının ev, evlilik, çocuk, sağlık gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamadığını, hemen hepsinin ücretsiz yardım kriterlerinin biraz üstünde gelire sahip oldukları için de devletlerden evrensel standartlarda beklenen bu tür hizmetleri alamadığını ifade eden bu analiz, "İş gereksinimlerinin işçilerin gereksinimlerinden önce gelmemesi gerektiğini söylemekten korkmamalıyız: sadece iş ödemesi değil, iş aile yaşamına elverişli olmalı ve her işçinin zihinsel ve fiziksel iyiliği sağlanmalıdır." beklentisi ve önerisi ile sona ermektedir. Görülmektedir ki; Türkiye, işçilerine ve vatandaşlarına, ev, evlilik, güvenceli iş, sağlık ve çocuk gibi konularda  Avrupa Birliği standartlarının çok üstünde hizmet üretmektedir.
Seçkin Deniz, 22.01.2019

Precarious work leads to precarious lives
"İrlanda'da evrensel sağlık ve çocuk bakımının olmaması, güvencesiz çalışmanın güvensizliğini daha da arttırmaktadır."

Çoğu zaman, politika yapıcı anlatıların işsizlik rakamlarının azaldığına odaklanmasına rağmen, özellikle güvencesiz işlerle işyerinde yoksulluk riski yaşayan veya gittikçe daha fazla sayıda bu risk altında olan işçi görüyoruz. Güvencesiz Çalışma, Güvencesiz Hayatlar: FEPS ve İrlandalı düşünce kuruluşu TASC tarafından yakın zamanda yayınlanan politika nasıl daha fazla güvenlik yaratabilir?  sorusuna cevap arayan bir rapor, güvencesiz çalışmanın iş piyasasının ötesinde sonuçlara ulaştığı için nasıl bir işgücü piyasası meselesi olmadığını açıklamaktadır.

SA7386/SD1254: "hayat'ın sırrı" /19.02.2005/ 315. patika



...kadından erkeğe, erkekten kadına uzanan yolların buluştuğu yer neresidir, bilir misiniz?...
...söyleyeyim; bu yol demetinin kesiştiği tek yer, insanın kendisidir...
...ve asla bu yolların hiçbiri dosdoğru değildir...
...ve ne kadın ne de erkek yollardaki iz belirteçlerine söz geçirebilir...
...ve işte sorun budur...
...çözülmesi gereken budur...
...hayatın sırrı, yolların kesiştiği yerde durmuş olmaklığı fark eden için artık sır değildir...
...hanginiz hayatınız içinde var olan yolları düşünmeden yaşayabilir ki?...
...sizi şimdiye ulaştıran o yolların hangisinde dönüm noktalarında etkili olabildiniz?...

21 Ocak 2019 Pazartesi

SA7385/KY59-MLÖZ63: Beklenti

"Yaptıklarımızın karşılığını gerekenden başka bir yerden ummaya başladığımız zaman, hem karşılığı sadece Allah’tan beklemenin bize bahşettiği özgürlüğü kaybederiz, hem de içimizdeki huzuru."


Beklenti ve beklentisizlik. Bu ikisinden birini hayatımıza dâhil ederiz. Birbirine zıt kavramlar olması sebebiyle, birini hayatımızdan uzaklaştırdıkça diğerine daha çok yer açarız. Çoğumuz doğuştan çeşitli beklentiler içerisinde oluruz, beklentisizliği ise sonradan öğreniriz. Bu da doğal bir süreçtir; dünyaya geldiğimiz ilk yıllarda ne kendi ihtiyaçlarımızı karşılayabilecek ne de tek başımıza önemli kararlar alabilecek durumdayız. 

Dolayısıyla o dönemde başkalarına muhtacız. Ailemize, büyüklerimize muhtacız, onların bakımlarına ve şefkatlerine. Bizi dinlemelerine, ihtiyaçlarımıza cevap vermelerine, sevgilerine muhtacız. Elbette ki bu bizim çocukluk yıllarımızdaki en doğal hakkımız ve en büyük lüksümüz de aynı zamanda.

SA7384/KY1-CÇ578: İtiraz

"Çevremde düşün dünyamda ‘yesmen’ciler ‘kibar fahişeler’ gezinsin dilemedim, heveslenmedim. Bilmem öylesi hevesleri, bilmem öylesi hazları."


İlkelerin değil de hevâ ve heveslerin aks'ül'ameliyle yola çıkıldığının bâriz göstergesi ‘sözüm üstüne söz söylenemez’ tavrı değil de nedir? Kılbazlığı yerden yere vurduğu savıyla arz-ı endam eden ‘sözüm üstüne söz yoktur!’ dediğinde kendine kılbazlık edinmenin kılıfını hazırlıyor değil de nedir? 

Kuşkusuz evet, hakikati söylemek, hakikati dile getirmek ilke sevdalısının, ilkeler uğrunda ömür sürme gayretinde olanın hasletidir ve bu baştan bir sabıkalılığı peşinen davet edecektir, ‘Kırk katır mı kırk satır mı?’ tehdidinin muhatabı yapacaktır kişiyi ve fakat hangi hakikat eri ‘Bundan öte söz yoktur! Nihai olan budur! İnsanlığın arayıp durduğu ölçüt işte size sunulmuştur!’ diyebilir? Kendi sözüne, kendi savına, kendi yargısına, kendi vargısına, kendi çıkarsamasına karşı çıkanı sabırsızlıkla sabıkalı ilan etmek hangi hakikat erinin ölçütü olmuştur? 

SA7383/SD1253: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 441 (16-20 Eylül 2017)

 “Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”


  
(Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz, orijinalini aramak istediğiniz tweet metnini kopyalayınız, Twitter arama motoruna yapıştırıp arama yaptırınız.)
(16-20 Eylül 2017)  (Eylül 2017: 5.003  Tweet+Önceki Toplam: 277.383 +5.003 = 282.386 Tweet


Seçkin Deniz @Seckin_Deniz
Samiriler.... twitter.com/anadoluajansi/…

CNN Türk
    ✔
@cnnturk
Sakarya'da 72 kilo 970 gram eroin ele geçirildi buff.ly/2hjxZCd pic.twitter.com/rlDsI9by1E
@Seckin_Deniz retweetledi

SA7382/KY13-AO225: Değişimi Sadece Başörtüsü Üzerinden Okumak Değişimi Görmezden Gelmektir

"Davranışınız, aynı zamanda beklentileriniz için de bir ölçüdür."


Bir gerçeği inkârla ne elde edilebilir? İsterseniz Kanal 7- TGRT,vs, gibi tv'lere uzun başörtüsüyle çıkanların şu an hangi kıyafetle, nerede olduklarına bir bakın.. Küresel kapitalizmin pompaladığı lüksün ortaklaştırılması politikaları kadını merkeze alarak ilerler.

Burada amaç kadınları farklılıklara rağmen aynileştirmektir.

20 Ocak 2019 Pazar

SA7381/ME46: "Ama Artık Siz de Biliyorsunuz"

"Biliyorum, zihnim durmuyor ve durmayacak; insanın yaptığı her şeyin doğduğu yer olduğu için durmayacak."


Otistik, dâhi, çok zeki ya da deli dediğimiz insanların dünyalarının çok farklı olduğunu hepiniz biliyorsunuz, elbette en az sizin kadar sizi inceleyen ben de biliyorum. Fakat sizin de benim de bilgilerimiz sadece 'farklı' diyebilecek şekilde yaptığımız basit, sıradan bir analojiden öteye gitmiyor. 'Farklı' açıklayıcı değil, gerçekten bilgilendirici değil. "Biliyorum" dediğinizde kesinlikle yalan söylediğinizden emin olduğunuzu bildiğiniz bir bilinmezlik dünyası bu dünya.Yani bilmiyoruz.

Bu dünyayı bize anlatabilecek birini tanıdığımı düşünüyorum. Sizden biri o. Otistik, dâhi, çok zeki ya da deli değil. Normal standartlarda yaşıyor, sizin gibi bir işi var, ailesi var, yiyor, içiyor ve uyuyor, uyanıyor, ölecek.

SA7380/SD1252: Kritik Bir An; Avrupa'da Güvencesiz İşlerle Mücadele

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, 2015 yılında Paris Kongresi'nde ETUC Konfederasyon Sekreteri olarak seçilen, İrlanda Sendikalar Kongresi'nin (ICTU) yasama ve sosyal ilişkiler eski görevlisi Esther Lynch'e aittir ve Avrupa Sendikaları Konfederasyonu'nun işçilerin güvencesiz iş sorunlarının çözülmesine yönelik beklentilerini giderecek yasal düzenlemelerle ilgili taslağın Avrupa Birliğindeki yasama süreçlerini ifade eden 'üçlü' prosedür ile komisyon, konsey ve parlamento tarafından müzakere edilme aşamasında işçiler aleyhine değiştirilmesini önlemeye yönelik bir çalışmadır. Bu çalışma aynı zamanda, kuruluşunda kavramsal ve teorik olarak vatandaşlarına daha yüksek refah seviyesi ve hayat standardı vaat eden Avrupa Birliği'nde yaşanan ve gittikçe derinleşen 'güvencesiz iş-işçi krizi'ni, somut kanıtlardan biri olarak kabul eden 'Çöken Avrupa' gerçeğini doğrudan resmetmektedir... Türkiye, iş güvencesi ve işçi haklarında Avrupa Birliği'nin mevcut krizleri ile uzaktan veya yakından herhangi bir şekilde kıyaslanamaz üstünlüktedir. Bu önemli bir tarihi andır...
Seçkin Deniz, 20.01.2019

Tackling insecure work in Europe—a critical moment

"İyi haber şu; AB’de istihdam rekor bir seviyede. Kötü haber de şu; bunların çoğu güvencesiz bir iştir ve şu anda bu trende verilecek bir direktifin bu sorunu düzeltecek kadar sert olması gerekir."

Avrupa büyüyen 'güvencesiz bir iş krizi' içinde. Noel'den hemen önce, Avrupa Komisyonu, AB'de istihdam çalışmalarında 239 milyondan fazla kişi ile, 2018 ikinci yarısında rekor seviyelere ulaştığını muzaffer bir dille ilan etmişti. Gerçekten de bu iyi haber, ancak çalışılan saat sayısının 2008 krizinden önceye göre daha düşük olduğunu kabul etmeyi göze alamayan bir haber. Bu yüzden, belki de daha fazla istihdam var, ancak daha ince bir şekilde, çok fazla insanın iyi bir yaşamı garanti etmek için çok az saatli güvencesiz işlerde çalışması yaygınlaşıyor.

19 Ocak 2019 Cumartesi

SA7379 /KY13-AO224: Siyaset Her An Değişime Gebedir

"Aslında ülkede adı konmamış bir siyasal kriz var.."


Siyasi tercihlerde, başarıdan daha öne çıkan şey parti içi dengelerdir. Herhangi bir siyasi partiyi elinde tutanlar öncelikle parti içerisinde kendileriyle yarışanları veya onlara destek olanları elerler. O nedenle; siyaset duygusallığı barındırmaz, kişisel çıkarlar her zaman parti çıkarı gibi sunularak yol alınır.

Siyaseti yakından izleyenler iyi bilir ki; siyasetin dişlileri arasında nice kaliteli insan harcanıp gitti. Yerlerini çok daha düşük vasıfta olanlar aldı. 

SA7378/SD1251: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 440 (11-15 Eylül 2017)

 “Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”


  
(Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz, orijinalini aramak istediğiniz tweet metnini kopyalayınız, Twitter arama motoruna yapıştırıp arama yaptırınız.)
(11-15 Eylül 2017)  (Eylül 2017: 5.003  Tweet+Önceki Toplam: 277.383 +5.003 = 282.386 Tweet

Faruk 🇹🇷🇵🇸 @farukonalan

Zira Ankara canlı bombasının posteriyle Londra sokaklarında Pkk'lıların yürümesine izin vermiştiniz. @UKAmbRichard twitter.com/farukonalan/st…
@Seckin_Deniz retweetledi


Ömer AYDIN @aydinomer
Carrefour'a mektup yazıp yoğurt kaselerinin üstünden haçı niye kaldırdınız diye hesap soran Valerie Boyer, Fransa'da alay konusu oldu. twitter.com/parispasrose/s…
@Seckin_Deniz retweetledi

18 Ocak 2019 Cuma

SA7377/SD1250: Yaralanmalar, Şiddet, Klişeler; Dört Madde'de Fransa'da Cinsel Tâciz-Tecavüz'ün Boyutları

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız haber Franceinfo AFP'ya aittir ve Fransa Eşitlik Yüksek Kurulu (Le Haut Conseil à l'Egalité)'nun, Perşembe (17.01.2019) günü "Fransa'da ilk cinsiyetçilik envanteri" olarak yayınlanan raporunu temel alarak, İnsan Haklarının anavatanı ve medeniyetin beşiği olarak lanse edilen Fransa'da 2017 yılında, 1,2 milyon kadının yaşadığı cinsel tâciz-tecavüz ve hakaretlerin toplumsal algılama biçiminin ve yasal takibinin ortaçağdaki düzeyinde olduğunu şu cümlelerle ifade ediyor: "Cinsiyetçilik o kadar önemsiz ki, kadınlar çoğu zaman mağdur olduklarından habersizler ve hatta şikayet ettiklerinde birçoğu şikayetlerinin kaydedilmesinden sorumlu olan polis veya jandarmaların "suçlamalarından" ve "imalarından" korkuyorlar." İki yüz yıllık bütün Batıcı çabalara rağmen Türkiye bu cümlenin muhatabı olacak seviyeye inmemiştir.
Seçkin Deniz, 18.01.2019

Injures, violences, stéréotypes… Quatre chiffres qui montrent l'ampleur du sexisme en France

Fransa Eşitlik Yüksek Kurulu-Le Haut Conseil à l'Egalité- Perşembe (17.01.2019) günü "Fransa'da ilk cinsiyetçilik envanteri" olarak sunulan bir rapor yayınladı. Ve bu rapor hala 'sexizm'in büyük bir sosyal toleranstan faydalandığını gösteriyor.

Seçkin Deniz Twitter Akışı