"Ülkelerin iç işlerine karışarak o ülkenin tüm zenginliklerini ele geçirme hedefi ABD'ye karşı doğal bir blok oluşmasına imkan oluşturmaktadır."
ABD, kıtanın güneyindeki baş kaldıran, bağımsız davranmak isteyen yönetimlere karşı hep operasyonları ve darbeleri devreye soktu. 1954 Paraguay, 1964 Brezilya, 1971 Bolivya, 1973 Şili ve Uruguay'dan sonra 1976 Arjantin askeri faşist darbeleri arasında koordinasyon sağlanarak kıtasal bir denetim kurdu.
ABD, 1950'li yılların ortalarından itibaren bölgede "Amerikan Orduları Konferansları" örgütlemeye başlamıştı. Binlerce asker bu konferanslarda ideolojik hazırlıklardan geçirildi. Daha sonra darbe görevi verilen askerler "Amerikalılar Okulu"nda eğitim aldı. 1963'ten 1984'e kadar 23 Latin Amerika ülkesinden 60 bin asker ve polise eğitim veren okulun misyonu Latin Amerika ülkelerini ABD'yle işbirliğine hazırlamaktı.
Latin Amerika’da ABD destekli askeri darbeler yalnızca antikomünist özellik taşımazlar. ABD çıkarlarıyla çatışmaya giren hemen her eğilim ABD'nin hedefidir. O nedenle; Arjantin’de Juan Domingo Perón ve Brezilya’daki Getulio Vargas popülist yönetimleri Şili’deki Allende sosyalizmi kadar ABD’nin şiddetini üzerine çekmiştir.
2002 yılında Maduro öncesi lideri Chavez’e karşı gerçekleştirilen ABD destekli 12 Nisan darbesi, 72 saatte yenildi ama ABD, yönetimi değiştirmek için sürekli ortam genişletti. USAID faaliyetleriyle Venezuela gençliğini rejime karşı örgütledi.
Sağ partileri finanse etti ve uluslararası destek sağladı. Kolombiyalı paramiliter çeteler üzerinden ülkede istikrarsız ve güvenilmez bir ortam oluşturdu. En önemlisi ekonomik kuşatmayla önemli ölçüde rejimi tahrip etti. ABD politikaları darbeyi her alana yayarak sürdürdü.
ABD, hedef ülkelerde darbe yapmak için sadece askerlerle irtibat kurmaz. Darbelere zemin hazırlayacak çalışmalar yapar. Honduras, Paraguay ve Brezilya'da çeşitli algılar üzerinden yönetim değişikliklerine, darbelere zemin hazırladı
ABD üniversitelerinde formüle edilen ve “turuncu devrimler”le başlayan süreçle test edildi. Bu akademisyenlerin önde gelenlerinden, Albert Einstein Enstitüsü’nün kurucusu olan Gene Sharp, yumuşak darbeleri beş aşamaya ayırır:
- a) Yolsuzluk ve entrika iddialarıyla huzursuzluk ortamı teşvik etmek
- b) Basın bağımsızlığı ve insan hakları kampanyaları yürüterek hükümeti zor durumda bırakmak
- c) Kurumları tehdit eden şiddetli eylem ve gösterilerle politik kazanım elde etmek
- d) Psikolojik savaş operasyonlarıyla ülkenin yönetilemez halde olduğu sanısı yaratmak
- e) Sokak ayaklanmalarıyla hükümeti istifaya zorlamak ve onu uluslararası planda yalnızlaştırmak. Bu biçimde başlayacak bir iç savaşı ateşleyerek askeri darbeye zemin hazırlamak.
ABD, darbelerle, algılarla oynayarak hedeflerine ulaşmanın yanı sıra işgallerle de yönetimleri ele geçirmektedir.
Guatemala, Küba, Granada, Panama'da işgallere girişti. Kimi iktidarları bu işgaller sonucunda devirdi.
ABD, her tür yöntemi denese de bazı ülkelerde yönetimi devirmeyi başaramamıştır.
Umarız Maduro'ya karşı başlattığı bu operasyonda da başarısız olur.
Ülkelerin iç işlerine karışarak o ülkenin tüm zenginliklerini ele geçirme hedefi ABD'ye karşı doğal bir blok oluşmasına imkan oluşturmaktadır.
Bu durum ise savaşsız bir dünya özlemine oldukça uzak...
Adnan ONAY, 25.01.2019, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Gündem'in Düşündürdükleri
Takip et: @adnanonay
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.