Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, İtalyan Avrupa Federalist Hareketi'nin eski başkanı ve Avrupa Federalistleri Birliği'nin onur üyesi, Pavia Üniversitesi uluslararası politik ekonomi profesörü, Avrupa Birliği yanlısı Guido Montani'ye aittir ve büyük bir panikle Mayıs 2018'deki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Milliyetçilerin ve Avrupa karşıtlarının parlamentoda çoğunluğu ele geçirdiğinde neler olacağına dair korkular üretmekte ve ilerici olarak tanımladığı Avrupa yanlısı partilere yönelik çağrılar yapmaktadır. Guido Montani,"Geleneksel Avrupa güçleri dizlerinin üzerinde çökmüş gözüküyor. Siyasi liderler, Avrupa yanlısı olmanın anlamını aktarmakta yetersiz görünüyorlar. Hükümetler, yıllarca ekonomik ve parasal birlikte reformu ve bir Avrupa savunma gücü ve bir Avrupa dış politikası oluşturmayı tartıştılar, ancak gerçek reformlar yürürlüğe girmedi." şeklindeki tesbitinden sonra, "Eğer böyle devam ederse, Avrupa yanlısı partiler Mayıs ayında ezici bir seçim yenilgisi yaşayacaklar. Sonunda bir tarihsel döngünün sona erdiğini kabul etmenin zamanı geldi. Amerika Birleşik Devletleri tarafından savaş sonrası dönemde yaratılan uluslararası düzen geri dönüşü olmayan bir krize girmiştir. Donald Trump'ın başkan olarak yaptığı tek şey, zaten kaynayan kazanın kapağını kaldırmak." diyerek gerçeği itiraf etmekte ve son uyarısını yaparak tarihi gerçeği acı çekerek ilan etmektedir: "Avrupa demokrasisi ve ulusal demokrasi ortak bir kaderi paylaşıyor: ya birlikte zenginleşecekler veya birlikte yok olacaklar."
Seçkin Deniz, 14.03.2019
Social discontent and democracy in the EU
"Avrupa vatandaşları bir dönüm noktasındalar. Mayıs’taki parlamento seçimlerinden sonra, AB’de demokrasi bir adım öteye gidebilir ya da popülistler karanlık bir tarihi tekrarlayabilirler."
Barışçıl protestolar meşrudur ve politikacıların onları dinleyip yanıtlama görevi var. Ne var ki, Avrupa'daki son toplumsal isyanlar derin köklere sahiptir. Bu isyanlar AB’nin küreselleşmenin getirdiği zorluklara, çokuluslu şirketlerin yükselişine, yeni teknolojilere ve kontrolsüz göç akımlarına güvenilir bir cevap verememesinin sonucudur; on yıl sonra bile birçok Avrupa ülkesinin henüz atlatamadığı 2008 finansal krizinin yanlış yönetilmesinden bahsetmiyorum.
Bu nedenle, belirsiz bir geleceğe yönelik popüler korkular oluşturan ve sömüren milliyetçi partileri veya Fransa'daki 'sarı yelekliler'de olduğu gibi adaletsiz refah dağılımına karşı tepkileri görünce şaşırmamalıyız. Bu güçler, Avrupa Parlamentosu seçimlerini, görünüşte Avrupa yanlısı olan partilerin yıllarca süren parlamento hakimiyetini devirme fırsatı olarak görüyorlar. Şu anda, Avrupa karşıtı partiler yükselişte görünüyor ve hiç kimse bu partilerin engelleyici bir çoğunluk kazanma veya en azından AB yönetişimini iyileştirme girişimlerini engelleyecek çoğunluğa ulaşma ihtimalini dışlayamıyor
Dizlerinin üstünde
Geleneksel Avrupa güçleri dizlerinin üzerinde çökmüş gözüküyor. Siyasi liderler, Avrupa yanlısı olmanın anlamını aktarmakta yetersiz görünüyorlar. Hükümetler, yıllarca ekonomik ve parasal birlikte reformu ve bir Avrupa savunma gücü ve bir Avrupa dış politikası oluşturmayı tartıştılar, ancak gerçek reformlar yürürlüğe girmedi. Aksine, Fransa ve Almanya, Avrupalıları daha da bölecek bir fikir olan Almanya'nın BM Güvenlik Konseyine katılmasını sağlamak üzere anlaştılar. İtalyan hükümeti, BMGK'da AB için tek kişilik bir sandalye fikrini haklı olarak yeniden ortaya koydu; bu tarz özgün bir stil sahibi popülist egemen hükümet, aslında Fransız-Alman ekseninden daha fazla Avrupalı yanlısı olarak tutum almış oldu.
Avrupa partileri Spitzenkanditaten'e (AB komisyon başkanının belirlenmesinde Avrupa Birliği parlamentosunun etkinliğini arttıran, ilk kez 2014 yılında uygulanan seçim prosedürü) aday gösterirken, siyasi tartışmalarda egemenlikçiler ve milliyetçiler etkin olmaya çalışıyorlar. Kötü bir birliği yeniden biçimlendirmek için anlamlı teklifler oluşturmak kimsenin ilgisini çekmiyor gibi görünüyor. Avrupacılığın yaptığı şey şimdi bu mu?
Eğer böyle devam ederse, Avrupa yanlısı partiler mayıs ayında ezici bir seçim yenilgisi yaşayacaklar. Sonunda bir tarihsel döngünün sona erdiğini kabul etmenin zamanı geldi. Amerika Birleşik Devletleri tarafından savaş sonrası dönemde yaratılan uluslararası düzen geri dönüşü olmayan bir krize girmiştir. Donald Trump'ın başkan olarak yaptığı tek şey, zaten kaynayan kazanın kapağını kaldırmak.
SSCB 1991'de dağıldı. Çin dünyanın en büyük ikinci ekonomik gücü haline geldi ve yakında askeri alanda da rekabetçi olacak. Günümüzde Rusya nükleer bir süper güç olarak faaliyet göstermektedir ve anakara Avrupasında ve Akdeniz'de etkisini genişletmek için her fırsatı değerlendirmektedir. İç milliyetçilik tarafından zayıflamış olan Avrupa Birliği (iştah açıcı bir hedef) dışarıdan parçalanacak ve kontrol edilecek. Oysa siyasetçiler işi oluruna bırakmış-kaderlerine boyun eğmiş- görünse de Avrupalı seçmenler bu tehditleri algıladıkları için endişeleniyorlar,
Sosyal model
Eğer yanlış inançlardan vazgeçebilirsek AB ve vatandaşları için bir gelecek öngörmek mümkündür. Bunlardan en inatçı olanı, yetersiz araçlarla daha büyük sosyal adalet gibi arzu edilen sonlara ulaşmaktır.
Küreselleşmenin ürettiği eşitsizliklerin tümü yıllardır çok açık bir şekilde görünüyordu. 2003 BM raporunda Eşitsizlik meselelerinden, Branko Milanoviç'in 2016'daki Küresel Eşitsizlik ve Oxfam’ın olumsuz eğilimini teyit ettiği 2016 çalışmasından bahsetmek yeterlidir; 2018’de, nüfusun yüzde 1’i gezegenin servetinin yüzde 45,6’sına sahipti. Ancak bu küresel ve Avrupa'ya ait senaryolarla karşı karşıya kalan siyasi güçler ve uzmanlar, hükümetlerin sosyal hizmetler için yaptığı harcamaları finanse etmek için daha ilerici bir vergi sistemi gibi ulusal çözümler öneriyorlar.
Ve gerçeklik biraz farklı. Her ulusal hükümet, varlıklı bireylere ve çok uluslu şirketlere vergi avantajları sağlayarak sermaye çekmek için elinden gelenin en iyisini yapıyor. Ülkeler arasındaki mali rekabet küresel ölçekte uygulanıyor: bireysel vergilendirme, 1970’de tipik olarak yüzde 62 iken 2013’te yüzde 38’e düşmüştür ve kârdan alınan vergiler de benzer şekilde azalmıştır. Ulusal mali egemenliğin savunulması vatandaşlar için acımasız bir aldatmacaya dönüşmüş durumdadır.
Bu eğilim tersine çevrilmezse, yeterli kamu kaynakları olmadan sosyal politikalar ciddi risk altında olacaktır. Avrupa sosyal modeli, Avrupa mevzuatı ve yaşam kalitesini koruyan bir Avrupa Komisyonu tarafından koordine edilen, çevreyi, aldığımız ilaçları, iş sağlığı ve güvenliğimizi, kimyasalların üretimini ve kullanımını, gıda güvenliğini ve temel haklarımızı sürekli izleyen ulusal kurumlara dayanmaktadır.
Medeniyet projesi
Avrupa sosyal modeli, ikinci dünya savaşından sonra inşa edilen bir barış kıtasının ayrılmaz bir parçasıdır. İlişkilerini düzenlemek için bir daha asla savaşa başvurmayan, uluslar tarafından yapılan yeni bir medeniyet projesidir. Avrupa Birliği bir hukuk devletidir. Bu kıymetli miras, Avrupa partilerinin ilerleme fikirlerine katmaları gereken idealleri ve değerleri temel almaktadır.
Avrupa'da ilerleme kaydetmek, ulusal ve Avrupalı her seviyede demokrasiyi güçlendirmek ve ilerletmek demektir. Var olan kurumlar, her ulustan Avrupalı vatandaşın gelecek nesiller için barışçıl bir gelecek planlamasına yardımcı olacak şekilde reforme edilmelidir. Dünyada yeni bir barışçıl işbirliği modelini destekleyebilecek bir Avrupa, düşmanca ve saldırgan kas gösterisine katılmış büyük güçlerin egemen olduğu uluslararası düzenin alternatifi olmayı temsil etmektedir.
İlerici taraflar, seçim kampanyalarından faydalanarak, vatandaşları Avrupa Birliği’nin kendi sorunlarıyla yüzleşmek ve onları çözmek için gereken güçlerle donatabileceklerine ve bunu sağlayabileceklerine ikna etmek için çalışmalıdırlar.
Komisyon, birliğin reformu için, Lizbon Antlaşması’nın dış ve güvenlik politikalar, vergilendirme, iç pazarın ve enerji pazarının tamamlanması, sürdürülebilir kalkınma için çevre koruma ve sosyal politikalar gibi etkili reformlar için çalışacak devlet gruplarının oluşturulmasının önünü açtığını gösteren bir tür el kitabı yayınladı. Avrupa Konseyi'nin onayı, önerilen prosedürleri etkinleştirmek için gerekli olmakla birlikte, reform sürecine öncülük etme sorumluluğu yetersiz bir konseyin ellerinden “egemen Avrupalı halklar” tarafından seçilen bir parlamentoya ve parlamenter çoğunluğun belirlediği bir Spitzenkandidat liderliğindeki bir komisyonun ellerine geçebilir.
Gerçekçi hedef
Bu nedenle, ilerici partiler seçim kampanyalarında Lizbon Antlaşması’nın geçici bir prosedür önerdiği bilgisine dayanarak, Ulusal hükümetleri uzlaşma çözümlerini müzakere etmeye mecbur kılacak nitelikli çoğunluk oylamasının kabul edilmesiyle demokratik bir Avrupa hükümeti kurmanın gerçekçi bir hedef olduğunu belirtebilirler; belli bir noktada, eğer geçiş başarılı olursa, anlaşmanın yenilenmesi ve demokratik bir Avrupa anayasasına dönüştürülmesi gerekecek. Seçim kampanyaları, milliyetçilerin seçkin bir bürokrasi olarak reddettiği Avrupa kurumlarına yönelik güvensizlik ortamını ortadan kaldırmak için kullanılabilir ve kullanılmalıdır.
Avrupa siyasi birliği gökten düşmeyecek, hükümetler arası zirvelerin bir sonucu olarak ortaya çıkmayacak. Her milletin Avrupalı vatandaşlarının, Avrupa Parlamentosu'ndaki temsilcileriyle aktif rol alması gereken politik mücadelenin sonucu olacaktır. Parlamento, otoriter ve Avrupa karşıtı partilerin eline geçerse, demokrasi ulusal düzeyde zarar görecek. İlerici Avrupa partileri, birliğe ait olmaktan gurur duymalı, Avrupa 'yurtseverliği' konusunda ortak bir algı oluşturmak için vatandaşlara ulaşmalı ve onlara katılmalıdırlar.
Avrupa demokrasisi ve ulusal demokrasi ortak bir kaderi paylaşıyor: ya birlikte zenginleşecekler veya birlikte yok olacaklar.
Guido Montani, 19 Şubat 2019, Social Europe
(Guido Montani, Pavia Üniversitesi'nde uluslararası politik ekonomi profesörüdür. Son kitabı Supranational Politik Ekonomi: Devlet-Piyasa İlişkilerinin Küreselleşmesi (Routledge, 2019). 1987 yılında Ventotene'de Altiero Spinelli Enstitüsü'nü kurdu; İtalya'daki Avrupa Federalist Hareketi'nin eski bir başkanı ve Avrupa Federalistleri Birliği'nin onur üyesidir.)
Seçkin Deniz, 14.03.2019, Sonsuz Ark, Çeviri, Çeviri ve Yansımalar
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.