Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, 'Postkapitalizm; Geleceğimiz için Bir Kılavuz' adlı kitabında "Neoliberalizmi yıkmazsak, küreselleşmeyi bozacağını" iddia eden İngiliz yazar ve yayıncı Paul Mason'a aittir. "Kapitalizm, normal olarak devam edemeyecek kadar borçlu ve yapısal olarak karbon bağımlısı. Borçlu olanlar ve karbon yakma haklarına sahip olanlar iflas edecekler ya da dünyanın iklimi çökecek" öngörüsünde bulunan yazar, "Sıfır karbonlu bir ekonomiye geçişin yanı sıra, yeniden hızlı bir sistem tasarımına ihtiyacımız var; piyasa sektörünün kamu kesimi ile ilişkili olarak küçülmesi, piyasa dışı işbirliğine dayalı bir sektörün ortaya çıkması, paranın bir değer deposu olarak işlev görmesi ve ücret sistemi içerisinde çalışılan saatlerde hızlı bir azalma söz konusudur." diyerek mevcut neoliberal kapitalizmin sonuna gelindiğini söylemekte ve çözüm önerisini postkapitalizm olarak tanımlamaktadır: "Postkapitalizme geçmek, bir gecede piyasa güçlerini ortadan kaldırmak ya da Sovyet ekonomisinin emir-komutla planlama yöntemlerini kabul etmek anlamına gelmiyor. Amaç, devletin küçüldüğü ve borç dağlarının eritildiği, piyasa güçlerinin gezegendeki mal ve hizmetlerin ana tahsisatçısı olarak faaliyet göstermeyi bıraktığı kontrollü bir geçiş tasarlamaktır." Paul Mason'ın önerdiği yeni sistem küresel bazda hemen her alanda oluşan tröstlerin, büyük şirketlerin dağılmasını gerektirmektedir. Borç sarmalını üreten bu tröst sisteminin ortadan kalkmadan çözüm aranamayacağını 4.sanayi devriminin gerçekleşemeyeceğini söyleyen Paul Mason'un unuttuğu bir şey var; Kapitalizm'le var olan Batı Kapitalizm'in çöküşü ile birlikte artık insanlığın geleceğinde etkin rol oynayamayacak. Ki; Kapitalizme bağlı olarak yaşayan faşizmin tarih sahnesinde defalarca çöktüğünü ve çöktüğü coğrafyaların binlerce yıl kendisini toparlayamadığını gösteren kanıtlarla doludur.
Seçkin Deniz, 24.03.2019
The unbearable unrealism of the present; Postcapitalism: there is no alternative
"Paul Mason sosyal kapitalizm ve toplum temasına yönelik seri yazılarına başlayarak yeni bir ekonomik modelin aciliyetini vurgulamaktadır."
Tarihte şu anı karakterize eden şey, seçkinler arasında yaygın olan bir gerçek dışılık duygusudur. Resmi söylemler artık harekete geçme rehberi olarak kullanılmıyor, yasalar uygulanmıyor ve düzenlemeler yok sayılıyor.
Dünyadaki gerçekdışılık-unrealizm kavramının nihai simgeleri iki grafikte yer almaktadır. Bunlardan ilki, Amerika Birleşik Devletleri Kongre Bütçe Ofisi tarafından borcun gayri safi yurtiçi hasılaya oranının 2048 yılına kadar olan projeksiyondur.
Şekil 1: ABD Borç / GSYİH oranları
Kaynak: CBO
ABD’nin savunma harcamalarına devam etme kararlılığından yola çıkarak, GSYİH’daki oransal vergileri arttırmadan savunma, sosyal güvenlik ve Medicare’e harcama yapma konusundaki 2030’a kadar olan savaş zamanı borç - barış zamanı hariç - seviyelerini belirliyor. İkinci dünya savaşından farklı olarak, bu borç yığınını küçültmek için gerçekçi bir plan (hatta niyet beyanı) yoktur. Endüstri kapitalizminin tarihinde ilk kez, büyük bir ekonomi barış döneminde, gerçekçi bir daralma-azalma şekline sahip olmayan bir borç yığını inşa ediyor.
CBO’(Kongre Bütçe Ofisi)nun öngörülerinde önümüzdeki 30 yıl içerisinde ABD’nin GSYH’si 20 trilyon dolardan 65 trilyon dolara, borcu ise 16’dan 97 trilyon dolara çıkacak. Bu durumda açık, yılda yüzde 8 seviyesinde gerçekleşecek; bugünün Amerika'sında sürdürülemez bir ölçekte kemer sıkma konusunda ana ekonomistlerden görüş talep edilecek. Buradaki temel varsayım, ABD nüfusunun yaşam standartlarında bir çöküşü kabul edeceği, dünyanın ABD'nin borçlanma kağıtlarını almaya devam edeceği veya devletin iflas yolu olarak para basacağı yönündedir.
Şimdi ikinci göstergeye bir göz atın; Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nden, felaketlerden ve kontrol edilemez bir bozulmadan kaçınmak istiyorsak önümüzdeki 20 ile 35 yıl boyunca CO2 emisyonlarını ne kadar dramatik bir şekilde azaltmamız gerektiğini gösteren bir grafik.
Şekil 2: stilize net küresel CO2 emisyonu yolları (yılda milyar ton)
Kaynak: IPCC
IPPC (Uluslararası Bitki Koruma Birliğ) bunu başarmak için “enerji, toprak, kentsel ve altyapı (ulaşım ve binalar dahil) ve endüstriyel sistemler arasında hızlı ve kapsamlı bir geçişe ihtiyaç duyulacağını”; 'bu seçeneklerde yatırımların önemli ölçüde yükseltilmesi' gerekeceğini söylüyor.
İnsanlığın karşı karşıya kaldığı stratejik soru
İnsanlığın karşı karşıya kaldığı tek stratejik soru, gelişmiş dünyanın ağır borçlu ülkelerinin bu dönüşümü sağlayacak kaynakları bulmaya hazır olup olmadıklarıdır. Yardımcı soru, fosil yakıtlı endüstrilerin politik etkisini ve bunu yapmaktan kaçınan finans endüstrilerini imha etmeye hazır olup olmadığımızdır. Bu soruları cevaplayana kadar, gerçekdışılık kültürünü sürdürürüz.
ABD'de bunu başarmak isteyen güçlü yeni bir hareket ortaya çıktı. New York temsilcisi Alexandria Ocasio-Cortez tarafından Kongre’ye sunulan bir yasa tasarısı olan Green New Deal-Yeşil Yeni Anlaşma (GND), muhaliflerinin yılda toplam 6 trilyon dolar tutarında olduğunu hesapladığı on yıllık harcamayı taahhüt ediyor. GND’nin savunucuları bu miktara itiraz ediyor. Modern para teorisi denilen teoriye göre, her koşulda bedelin borç vererek ve para basarak ödenmesi gerektiğini ve dolayısıyla rakamın alakasız olduğunu savunuyorlar.
Cüretlerini alkışlamama rağmen, bunlar Başkan Donald Trump'ın maliye politikasıyla aynı varsayımlara dayanıyor; bu yasa, paranın devletin geleneksel borç dinamiklerini sonsuza dek aşmasına izin verdiğini gösteriyor. Başka bir deyişle, kapitalist bir piyasa sisteminin iç dinamikleri - bir noktada yüksek borcun istikrarsızlığı ve döviz amortismanını oluşturduğu ve hükümetin kontrolden çıkmış olan borçlanma maliyeti - yasayla aşılabiliyor.
Bu tartışmaya gerçekçiliği enjekte etmenin tek yolu, Davos ekonomi seçkinlerinin ve ilerici Demokrat üyelerin -ne de çevresel hareketten çoğunun- düşünmek için hazırlanmadıkları bir soruyu sormaktır: "Çözümler kapitalizmle uyumlu mudur?"
Teknoloji İsyanda
Postcapitalism: Our Future A Guide -Postkapitalizm: Geleceğimiz İçin Bir Kılavuz (2015)'da öyle olmadığını savundum. ABD'nin (veya bu konuda Japonya ve Avro bölgesi için) borç sürdürülebilirliği açısından en büyük sorun, finans sisteminin yasal-itibari parayla hayatta tutulması değildir; Bilgi teknolojisinin etrafını saran sosyal ve ekonomik kurumlara karşı isyan olduğu söylenebilir.
Bilgi-kapitalist bir ekonomide, mevcut borç yığınının, devam eden açıkların veya büyük devletlerin mali projeksiyonlarının boyutunu haklı çıkarmak için üretilen çok az değer var. Infotech, bilgi ürünlerinde ve bazı fiziksel mal ve hizmetlerin üretim maliyetlerinde üstel düşüşler yaratır. Ağ etkileri sayesinde çok sayıda ücretsiz fayda sağlar ve inovasyonu demokratikleştirme ve ucuzlaştırma eğilimindedir.
İnovasyonun daha yüksek girdi (işgücü dahil) maliyetleri olan ve daha yüksek ücretli istihdama izin veren yeni ürünler ürettiği normal adaptasyon mekanizmasını bastırır. Ayrıca, otomasyon işlerin yüzde 47'sini veya faaliyetlerin yüzde 45'ini ortadan kaldırma potansiyeline sahiptir.
Son 15 yılda, tüm geleneksel varsayımlarda sürdürülemez olan çok işlevsiz bir sistem kurduk. Bu sistem, muazzam kira gerektiren ve finansal sömürü, insanları kredi ve veri özütleme sistemi içinde tutmak için tasarlanmış düşük ücretli, düşük vasıflı işlerin yaratılması ve şirketler ve tüketiciler arasındaki büyük güç ve bilgi asimetrilerinde kalıcı tekeller kuran bir sistemdir.
Sonuç olarak, uzun zamandır beklenen dördüncü sanayi devrimi gerçekleşmiyor. Schumpeterian ekonomistler ne kadar yaklaştığını iddia etse de, devletler endüstriyel koordinasyonda daha aktif rol alsa bile, ağır borçlu ve tekelleşmiş bir küresel pazar ekonomisi içinde dördüncü sanayi devrimi gerçekleşemez.
Hızlı sistemi yeniden tasarlamak
Bu nedenle, sıfır karbonlu bir ekonomiye geçişin yanı sıra, yeniden hızlı bir sistem tasarımına ihtiyacımız var; piyasa sektörünün kamu kesimi ile ilişkili olarak küçülmesi, piyasa dışı işbirliğine dayalı bir sektörün ortaya çıkması, paranın bir değer deposu olarak işlev görmesi ve ücret sistemi içerisinde çalışılan saatlerde hızlı bir azalma söz konusudur.
ABD'nin borç projeksiyonunu ve Şekil 3'teki -insanlığın dünyayı ne kadar hızlı sarstığını karbon-ağırlıklı işlemler için bir atık borusu olarak kullandığını gösterdiği- gibi bir grafiği yeterince incelerseniz, kapitalizmin bir kriz noktasına ulaştığı ortaya çıkıyor. Kapitalizm, normal olarak devam edemeyecek kadar borçlu ve yapısal olarak karbon bağımlısı. Borçlu olanlar ve karbon yakma haklarına sahip olanlar iflas edecekler ya da dünyanın iklimi çökecek.
Şekil 3: Dünya bölgelerine göre yıllık CO2 emisyonu (yıllık milyar ton)
Kaynak: Karbondioksit Bilgi Analiz Merkezi
Postkapitalizme geçmek, bir gecede piyasa güçlerini ortadan kaldırmak ya da Sovyet ekonomisinin emir-komutla planlama yöntemlerini kabul etmek anlamına gelmiyor. Amaç, devletin küçüldüğü ve borç dağlarının eritildiği, piyasa güçlerinin gezegendeki mal ve hizmetlerin ana tahsisatçısı olarak faaliyet göstermeyi bıraktığı kontrollü bir geçiş tasarlamaktır.
Bilgi teknolojisi, ekonominin büyük sektörlerinde kıtlığın ötesine geçmeyi kolaylaştıracak. İklim değişikliği, belirli karbon kullanım biçimlerini ortadan kaldırıyor. Yaşlanma sorunu ile birlikte dünyanın borç dinamikleri, yasal paradan daha radikal ve sürdürülebilir bir şeye ihtiyacımız olduğu ve asla ödenmeyecek bir borç yığınına sahip olduğumuz anlamına geliyor.
Çok mu keskin?
Postcapitalism'de, Neoliberalizmi yıkmazsak, küreselleşmeyi bozacağını yazdığım zaman Financial Times bunun “gereksiz bir keskin ses” olduğunu söyledi; yeterince keskin olmadığı ortaya çıktı.
Trump’ın ABD’yi Paris iklim anlaşmasından çekmesiyle Brezilyalı mevkidaşı Jair Bolsonaro, Amazon’u yakmaya ve ve dizel yakıtlı arabaya dayanan yaşam tarzlarını korumak için Avrupa çapında güçlü hareketler, yeni, büyük, küresel bir fikir durumunu tersine çevirmeye hazırlandı.
Social Europa'nın bu sütunlarında, oluşturulması gereken yeni ilerici siyasi ittifakların ne anlama geldiğini, gelecek kültür savaşında nasıl akıllıca mücadele etmeleri gerektiğini ve neden devletin -çevresel ve sosyal adalet hareketleriyle ihmal edildiği- çözümün merkezinde durduğunu anlatacağım.
Zamanımızın ikiz teknokratik varsayımları -mevcut sosyal sistemin sıfır karbon sağlayabileceğini ve yasal paranın sonsuza dek artan borçları dengeleyebileceğini- politika yapmayı çok fazla gerçek dışı kılan şeylerdir. Gerçekçi olmaya ihtiyacımız var.
Bu makale, Social Europe ve IPS-Journal ortak yayınıdır.
Paul Mason, 25 Şubat 2019, Social Europe
(Paul Mason, önde gelen bir İngiliz yazar ve yayıncı ve Postcapitalism; Geleceğimiz için bir Kılavuz'un yazarı)
Seçkin Deniz, 24.03.2019, Sonsuz Ark, Çeviri, Çeviri ve Yansımalar
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.