"Pencereden bahçeye, bahçedeki akasya ağaçlarına baktı. Son baharda onardığı kuşluklar iyi dayanmıştı. Kaç geç kalan göçmen kuşa yuva olmuştu. Göğsü kabardı. Pencereye yakın ağaçtaki yuvaya ışıl ışıl gözlerle baktı. Bir çift sığırcık bir girip bir çıkmışlardı bütün gün!"
- Hiç umurumda değil, dedi yaşlı adam avurtlarını şişirdikten sonra puflayarak, hem bilmek de istemiyorum!
Yaşlı kadın idare lambasının loş ışığında kocasının bağa ağızlığındaki sarmanın külünün neredeyse düşmek üzere olduğunu fark edip yaşlı adamın dizinin dibindeki küllüğü kaldırıp sigarayı tutan elin altına götürdü. Küle hafif dokunup külün küllüğe düşmesini sağladı. Kızgınlığını belli etmemeye çalışarak;
- Şu zıkkımı düzgün iç.. küllerini temizlemekten bıktım, dedi. Yaşlı adam ağızlığın ucundaki sigaraya baktı. ‘la havle!’ dedi mırıltıyla.
- Gelsinler mi? dedi yaşlı kadın yeniden.
- Gelsinler! Dedi yaşlı adam, ama dediğim gibi..
- İnadına kıran girsin! Dedi öfkeyle yaşlı kadın.
- Ben mi inatçıyım! Dedi yaşlı adam.
- Değil misin? Dedi yaşlı kadın.
Yaşlı adam derin derin sigarasından çekti. Ağzından burnundan dumanları saldı. Pencereden bahçeye, bahçedeki akasya ağaçlarına baktı. Son baharda onardığı kuşluklar iyi dayanmıştı. Kaç geç kalan göçmen kuşa yuva olmuştu. Göğsü kabardı. Pencereye yakın ağaçtaki yuvaya ışıl ışıl gözlerle baktı. Bir çift sığırcık bir girip bir çıkmışlardı bütün gün!
- Sen o serserilerin niyetini, ne yapacaklarını anladın mı? dedi yaşlı adam.
- Niye anlamayayım? Dedi yaşlı kadın.
- Zevzeksin.. o yüzden anlamamışsındır? Dedi yaşlı adam iç geçirerek.
- Zevzek sen mi ben mi? Bütün kış ya sen ya çocuklar kar küreyip durdu bacadan. Küremeseniz baca başımıza uçar.. onlar ne istiyor? Reisin evi gibi bir ev.. apartuman.. herkesin rahat edeceği bir ev..
Yaşlı adam alaylı alaylı güldü.
- Diyorum ya.. zevzeksin.. zevzek.. dedi.
- Zevzeklik bunun neresinde? Diye çıkıştı yaşlı kadın.. gece helaya bahçeye çıkıyoruz.. şeyimiz donuyor.. söyletme beni!
- Şeyi donuyormuş.. ya ne olacak? Evin içinde yüznumara! Diye güldü yaşlı adam. Hadi söyle bakalım kaç ocağımız yanıyor? Kaç kilerimiz var?
- Bir.. çok olması kötü mü? Dedi yaşlı kadın.
- Ulan kıt akıllı, dedi öfkeyle yaşlı adam, dört mutfak olacak.. dört ayrı ocak yanacak bunun neresi iyi ha?
- Dört ocak yerine bir ocakta dört ocak yanıyor.. bu mu iyi? Dedi yaşlı kadın.
- Aklın kıt olmasa hangisinin iyi olduğunu görecen de.. neyse.. dedi yaşlı adam.
- Hem kalorifer de olacakmış, dedi yaşlı kadın daha müşfik daha sevecen bir sesle..
- Kaloriferi de etmişler bir şey.. sanki görmedim, bilmiyorum.. soba gibi olur mu sanıyorsun? Soba gürül gürül yanacak, kartol közleme yapılacak.. kaloriferde nasıl yapacan? Diye çıkıştı yaşlı adam..
- Közleme de olmasın! Dedi yaşlı kadın.
- He o olmasın, bu olmasın.. başın dara düştüğünde bir bardak su için üstünde oturanlara mı bağıracan? Gelin hele bana bir bardak su ver diyeceksin öyle mi? O da duyacak! Daha yan odada duymuyorlar üstünde oturduklarında duyacaklar.. dedi yaşlı adam.
- Sen getirirsin.. eline bulaşmaz ya! Dedi yaşlı kadın. Yeniden adamın dizinin dibindeki küllüğe atıldı küllüğü alıp ağızlığın ucundaki sigara uzattı. Kül tabağa düştü. Yaşlı adamın dudakları kıpır kıpırdı. ‘Kesin içinden dümdüz gidiyor!’ diye düşündü yaşlı kadın..
- Ee.. dedi umursamayarak.
- EE, ne?, diye yanıtladı yaşlı adam..
- Ne diyorsun? Gelsin mi çocuklar?
- Ben ölünceye kadar bu bahçeyi yıktırmam! Dedi yaşlı adam, bu kış kaç sığırcık göçemedi, bizim kuşluklarda hayat buldular haberin var mı? Ben ölmeden bu bahçeye kazma vurdurmam. Ben öldükten sonra ne halleri varsa görsünler.. ha olmadı, defolup gitsinler! Diye hüzünlü bir sesle sürdürdü konuşmasını.
Cemal Çalık, 05.04.2019, Konuk Yazar, Sonsuz Ark, Öykü
Cemal Çalık Yazıları
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.