21 Nisan 2019 Pazar

SA7603/SD1357: Distopya'dan Çıkış; Kılıçdaroğlu Dilemması

"Sizin mahfil gerilerinde entrikalarla meşgul olduğunuzu yıllardır izliyor bu millet... başaramayacaksınız, bu halkın bilinçlenmesine engel olamayacaksınız..." (Lütfen Güncel Not'a bakınız)


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu katıldığı şehit cenazesinde bir grubun fiili saldırısına uğramış; görüntülerde saldırıdan önce etrafında korumalarla yürürken halkın çoğunun, yüzlerce kişinin Kılıçdaroğlu'nu protesto ettiği görülüyor ve duyuluyor; bir süre sonra protestoların etkisiyle başı eğik bir şekilde ilerleyen Kılıçdaroğlu'nun etrafındaki kalabalık iyice artıyor ve birkaç kişinin yaptığı saldırı görülüyor.

Bugün 21 Nisan 2019, daha dün 31 Mart yerel seçimlerinde o askerlerimizi şehit eden terör örgütü PKK'nın siyasi kolu olan HDP ile İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Antalya, Bursa ve benzer birçok yerde ittifak yapan CHP'nin genel başkanı olarak, o şehitlerin katilleriyle ittifak yapmış olarak gidemezsiniz.


Tarihi kayıtlar... topluma saygısızlığın sınırlarını aşan, toplumla ve değerleriyle alay eden politikalarla yol almaya çalışan siyasetçilerle ilgili analizler yapılmalı... Askerlerimizi şehit eden terör örgütü PKK ile kol kola yürürken, şehit cenazesine gitmek, o aile ile o halkla alay etmektir...  

Utanmadan bunun arkasında provokasyon arıyorlar; asıl provokatör sizsiniz, hangi yüzle gidiyorsunuz şehit evine? Yedi saldırgandan altısının o köyden olmadığı açığa çıkıyor; belli ki bu bir provokasyon, peki yüzlerce insanın protestoları da mı provokasyon?


Toplumu, karanlık mahfillerde yaptığınız planlarla nasıl gerdiğinizi görmüyorsanız, topluma saygı göstermeniz gerektiğini bilmiyorsanız, bu türden yanlış olarak tanımlanabilecek tepkilere karşı da tedbirli olacaksınız...


Tepki gösterenler o kadar çok ki jandarma engelleyemiyor, polisin aldığı tedbirler yeterli gelmiyor, Savunma Bakanı gelip orada durma müdahil oluyor Kılıçdaroğlu'na yönelik tepkileri engelleyebiliyorsa, bunu oradaki küçük kışkırtıcı bir gruba mal ederek işin içinden çıkamazsınız.


Toplumsal bir gerilim üreten politikalarınızı gözden geçireceksiniz Sayın Kılıçdaroğlu.... gencecik evlatlarının acısını yaşayan milyonlarca insan var bu ülkede... PKK-HDP ile seçim ortaklığı yaptığınız bugünlerde şehit cenazesine giderek toplumun acılarını kışkırtamazsınız. 


Sonuç alamayacaksınız, ne FETÖ ne PKK terör örgütleriyle birlik olarak bu memlekete saldırarak ne de şehit ailelerini provoke ederek yahut politikalarınıza alet etmeye çalışarak; başarısızlığa mahkumsunuz... Sizin mahfil gerilerinde entrikalarla meşgul olduğunuzu yıllardır izliyor bu millet... başaramayacaksınız, bu halkın bilinçlenmesine engel olamayacaksınız...


Bu memlekette hiçbir şehit yakını kendisine taziye ziyaretine gelenlere karşı edebini bozmaz, ancak tahrik edecek bir şekilde ziyarete giderseniz bunu kullanacak olan çok olur; hatta bunu sizin bilerek kışkırttığınız o şahıslarla ortak çalıştığınız anlamı da çıkarılabilir.


Bugün Çubuk'ta devlet vardı ve olayları kontrol etti.


Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve Kara Kuvvetleri Komutanı Ümit Dündar ile Kılıçdaroğlu'nun, Çubuk'ta şehit için kılınan cenaze namazı sonrası uğradığı saldırının ardından getirildiği eve geldi. Polis arabasının hoparlöründen evin çevresinde toplananlara seslenen Akar, vatandaşları sakin olmaya davet etti:

"Çubuk, yiğit insanların olduğu, şanlı tarihi olan bir yer. Sizler gerçekten son derece bilgili, görgülü, yetişmiş insanlarsınız. Sizin şanlı bir tarihiniz var. Bugün burada bir evladımız şehit oldu. Onunla ilgili gerekli töreni yaptık, vazifemizi yaptık. Onun şehit olduğu yerde şu anda silahlı kuvvetlerimiz, onun silah arkadaşları o dağları, tepeleri oradaki teröristlere dar ediyorlar. Hiçbir şekilde Yener'in kanını yerde bırakmayacağız. Silahlı kuvvetler elinden gelen her şeyi yapıyor. Arkadaşlarım, Yener'in mekanı cennet olsun, Allah anasına, babasına, sizlere, silahlı kuvvetlere sabır versin. Şu ana kadar mesajlarınızı verdiniz, tepkilerinizi gösterdiniz simdi sükunetle Yener'in evine gidiyoruz annesine, babasına taziyelerimizi bildirmek üzere. Burayı boşaltıyoruz. Çubuklu kardeşlerim mesajlarınızı verdiniz, tepkilerinizi gösterdiniz, şimdi sükunetle burayı boşaltıyoruz. Arkadaşlarım bize güvenin, bize inanın hep beraber burayı boşaltıyoruz ve Yener'in evine gidiyoruz."


Konuşmasının ardından Kılıçdaroğlu'nun bulunduğu eve giren Akar, bir süre içeride kaldı. Kılıçdaroğlu daha sonra Akar, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ve Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya eşliğinde evden çıktı. Zırhlı araca bindirilen Kılıçdaroğlu, güvenlik güçleri gözetiminde bölgeden uzaklaştırıldı.


Terörle kol kola her gün siyaset yapanlar, terörün her türlüsü ile ittifak yapanlar için tarih kayıtlar yapıyor.. nefret söyleminin en net örneklerini sergileyen askerlerimizi şehit eden terör örgütü PKK'nın siyasi kolu olan HDP'nin Hatay milletvekili Barış Atay hesap vermiyor, ama Twitter'dan Cumhurbaşkanı'nın İçişleri Bakanını ve MHP genel başkanını hesap vermekle tehdit ediyor.




HDP Hatay milletvekili Barış Atay @barisatay:

"Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırının azmettiricisi sizsiniz. Halkı kutuplaştırmak için ne gerekiyorsa yaptınız. Nefret söylemleri ağzınızdan bir an olsun düşmedi. Beraber düşeceksiniz, halka yaptıklarınızın hesabını beraber vereceksiniz! @RTErdogan @suleymansoylu @dbdevletbahceli"


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, uyguladığı politikalar yüzünden gittiği her şehit cenazesinde tepki alıyor, bugün Ankara Çubuk'ta şehit ailesi eğer gelmesin demişse ve buna rağmen gitmişse, Kılıçdaroğlu hakkında soruşturma başlatılmalıdır... Bu toplumu germeye hakkı yoktur.


Bununla birlikte Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kemal Kılıçdaroğlu'nu da 15 Temmuz darbecisi FETÖ'nün kullandığı 'Yurtta Sulh Cihan'da Sulh' sloganını bugünkü zafer konuşmasında tekrarlayan (oy hırsızlığı yapan FETÖ'nün seçilmesinde oynadığı rol ayyuka çıkmış iken ve YSK'da 3 valiz belge verilecek son kararı beklerken) CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu'nu da çok sıkı bir şekilde korumalıdır... Amerikan enstitülerinde kimin hangi simülasyonlar yaptığını bu millet bilemez...


Bu ülkede Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıları terörle ilişkili partileri ve bu partilerle ittifak kuran partileri ne zaman inceleyecek? Bu ülkede Anayasayı defalarca çiğneyen CHP-HDP genel başkanları hakkında kim hukuku koruyacak?


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu saldırıdan hemen sonra yaptığı ilk açıklamada, "Bana yapılan saldırı Türkiye'nin birliğine ve bütünlüğüne yapılmış saldırıdır." dedi. Bu tamamen hesaplanmış, klasik benzerleri gibi bir mesajdır;  Kılıçdaroğlu töhmet altındadır. Bu ülkede dönemin  Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ve Enerji bakanı Taner Yıldız saldırıya uğramıştır, CHP bu iki saldırıyı kınamadığı gibi, desteklemiştir de, ancak hiç kimse bu saldırıyı "Türkiye'nin birliğine ve bütünlüğüne yapılmış saldırı" olarak değerlendirmemiştir. Kılıçdaroğlu neden böyle değerlendiriyor?


Kemal Kılıçdaroğlu açıklamasının devamında şöyle diyerek toplumun şüphelerini celbetmeye devam etmiştir:


"Ayrıca hiç kimse unutmasın, hiç kimse... Ben kuruluşun, kurtuluşun partisi olan, CHP'nin Genel Başkanıyım. Hiç kimse unutmasın; Kuvayı milliyecilerin partisi, CHP'nin Genel Başkanıyım. Hiç kimse unutmasın; 82 milyonu kucaklayan bir partinin genel başkanıyım.  Şavşat'tan Ardanuç'a giderken PKK terör örgütünün saldırısına uğramıştım, aynı saldırının benzerini bugün yaşadım. Onlar sanıyorlar ki CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu biz saldırınca geri adım atacak, bir milim geri adım atmayacağım, bir milim. Bu ülkenin dirliğini ve bütünlüğünü savunuyoruz. Bu ülkenin çakıl taşını bir kişiye feda etmem, vermem. Eğer bu ülke için canını feda edecek birisi varsa onun adı Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Şehitler bizim şehitlerimiz, bizim onurumuzdur. Şehitler için hepimizin yüreğinde acı duyulur. Şehitliğin yüce bir mertebe olduğunu hepimiz çok iyi biliriz ama benim şehit cenazesine gitmemi istemiyorlar. Ne için istemiyorlar? 'Baskı kuracağız, tehdit edeceğiz, saldıracağız Kemal Kılıçdaroğlu şehit cenazelerine katılmasın.' Katılacağım, sonuna kadar katılacağım. O şehitler 82 milyonun şehididir. Şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum. Olaya şehit ailesi üzüldü. Saldıranların şehide de saygısı yoktur, namaza da saygısı yoktur, inanca da saygısı yoktur. Bunlar Müslüman da değildir. Namaz kıldırmadılar. Siz namazdan, şehitten ne istiyorsunuz? Ben Mehmetçik babasıyım. Şehitler ölmez vatan bölünmez, bu bizim şiarımızdır. Çanakkale’de, Dumlupınar’da, Sakarya’da, Afrin’de var şehidimiz. Biz şehitler arasında ayrım yapmadık. Şehit 82 milyonun onurudur. Bu ülkenin harcında yüzbinlerce şehidin kanı vardır. Siz hangi yüzle şehit cenazesini kıldırmıyorsunuz? 


Beni üzen durum şudur. Saldırıya uğradım diye üzülmedim. Saldırıya uğradım diye asla üzülmedim. Hakkı, hukuku, adaleti savunanlar tarihin her döneminde saldırıya uğramışlardır. Feriştahları da gelse hakkı, hukuku sonuna kadar savunacağım. Beni üzen şehide yapılan saygısızlıktır. Şehide saygısızlık yapıldı, şehidin cenaze namazı bile doğru dürüst yerine getirilmedi, namazı kılınmadı doğru dürüst. Beni üzen budur. Şehidin cenaze namazı yerine getirilmedi, anne ve baba acılı, köylü acılı. O köyde oturanların hiçbirinin kabahati yoktur. Dışarıdan gelenlerin tezgahıdır bu.  Ne yaparlasa yapsınlar bizi yıldıramazlar. Benim için darağaçları kurdular, her türlü tehditte bulundular. Bir canım var; bu ülkenin bekası için, huzuru için, kalkınması için, çocukların mutlu olması için bir can gerekiyorsa o canı vermeye hazırım. Hiçbir saldırı bizi yıldıramaz. Ne yaparsanız yapın asla vazgeçmeyeceğiz. Birlikte mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu ülkeye bahar getireceğiz, ülkenin her karışında bahar olacak. Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın demokrasi diyoruz, yaşasın Mustafa Kemal Atatürk diyoruz."


NTV'nin haberi şöyle:


Olayı “köye dışarıdan gelenlerin tezgahı” diye nitelendiren Kılıçdaroğlu, "Hiçbir saldırı bizi yıldıramaz" dedi.


"Ankara'nın Çubuk ilçesinde şehit sözleşmeli piyade er Yener Kırıkcı'nın cenaze törenine katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir grubun saldırısına uğradı. Yüzlerce kişinin etrafını sardığı Kemal Kılıçdaroğlu yumruk ve tekmelerin hedefi oldu. Bölgede bulunan bir eve güçlükle götürülen Kemal Kılıçdaroğlu, 1.5 saat burada tutuldu. Bu sırada öfkesi dinmeyen gruptakiler evi taş yağmuruna tuttu. Cenaze törenine katılan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da evin önüne gelerek kalabalığı sakinleştirmeye çalıştı. Zırlı araçla bölgeden çıkarılan Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezi’ne geldi. Burada partililer tarafından karşılanan Kılıçdaroğlu’nun sağlık durumunun iyi olduğu görüldü. Öte yandan, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, CHP Genel Merkezi’ne gelerek Kemal Kılıçdaroğlu’na geçmiş olsun dileğinde bulundu. Olağanüstü Merkez Yönetim Kurulu toplantısından önce Kılıçdaroğlu, parti binasın önünde bekleyen CHP'lilere konuşma yaptı."


Bu tür saldırıların arka planı elbette bir gün aydınlanacak...


Ocak 2017 de CHP Parti Meclisi Üyesi olan, şimdi de milletvekili olarak mecliste bulunan hukukçu Sera Kadıgil sosyal medya hesabı Twitter üzerinde şehitlere, ezana ve imamlara yönelik çirkin ithamlarda bulunarak çok sayıda provakatif tweet atmıştı:


"O ezanlar ki şehadetleri dinin temeli ama benim yurdumun üstünde ebedi inkemesin artık nolur ya! Resmen ağzıma ağzıma okunuyor her sabah!!", "Hayatta hiçbir laftan tiksinmedim 'Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez'den tiksindiğim kadar", "#Van'a yardım göndermetin gebersin p..enkler" tiplerini gördükçe çok korkuyorum... Mesele Türk olmaksa siz olayı giç anlamamışsınız ve annem.", "Kapıda oynayan çocuklardan rahatsız olunca kızgın yağ dökem mi üstlerine? Ya da uykumdan uandıran ezan için camiyi asıp imamı mı keseyim?" 


21 Nisan 2019'da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olaylardan sonra, "Şehitler ölmez vatan bölünmez, bu bizim şiarımızdır" diyor, "Hayatta hiçbir laftan tiksinmedim 'Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez'den tiksindiğim kadar" diyen CHP'li vekil Kılıçdaroğlu'nun tekrar ettiği bu cümleden de tiksinecek mi?


Kendi politikalarının Türkiye'de gerilim ürettiğini, milletvekillerinin ve partililerinin nefret söylemlerinin halkın duygularını incittiğini göremeyecek kadar saflar mı?


Sanmıyorum.


Peki şu anda CHP İstanbul İl Başkanı olan Canan Kaftancıoğlu'nun şehitlerimizle ilgili bu paylaşımına da katılıyor mu Kılıçdaroğlu? Katılmıyorsa bu ismi neden İl Başkanı yaptı ya da İl Başkanlığında tutuyor ve bu halde şehit cenazelerine gidiyor?




Ankara Valiliği olayla ilgili açıklama yapıyor:

 "Çubuk ilçemizde icra edilen şehit cenazesi töreninde CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu'na yönelik müessif protesto eyleminin önlenmesine yönelik gerekli güvenlik tedbirleri alınmış olup olayın sorumluları hakkında yasal işlemlere başlanılmıştır"


İçişleri Bakanı Soylu, olayın takipçisi olduğunu, bütün güvenlik görevlileri ve birim amirlerinin olay yerinde olduğunu, olayın tüm yönleriyle araştırıldığını söylüyor: 


"Şehit cenazemizde böyle bir olayın kabul edilmesi elbette mümkün değildir. Geçmiş olsun. Aynı zamanda sabır ve itidal tavsiye ediyoruz."


Ancak bunlar bir anlam ifade etmiyor CHP için... CHP Genel Başkanı  Kemal Kılıçdaroğlu'na düzenlenen saldırıyla ilgili CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Faik Öztrak, "Ankara Valisi ve İçişleri Bakanı, daha önce sarf ettikleri sözler dikkate alınarak derhal istifa etmelidir." diyebiliyor.


Bana göre CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve parti sözcüsü Faik Öztrak derhal istifa etmelidir. Saldırganların varsa CHP ile de ilişkileri açığa çıkarılmalıdır, çünkü Kemal Kılıçdaroğlu, "Bunları buraya taşıyanların kim olduğunu gayet iyi biliyorum. Bunun hesabını soracağım." diyor...


Halkın tepkisi ve provokasyon şüphesi


A Haber: Şehit Yener Kırıkcı'nın kuzeni, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıyla ilgili: “Kılıçdaroğlu’nun cenazeye katılması taraftarı değildik.” dedi. "Polisin gösterdiği Fotoğraftaki 7 kişiden 6'sı bu köyden değildi"


Görüntüleri izleyin... Cenazeye katılan neredeyse bütün halk Kılıçdaroğlu'nu yuhluyor... halkın tepkisi ile emniyet tarafından isimleri belirlenen saldırgan 6 kişinin tepkisini birbiri ile karıştırmayın; elbette bu saldırganların arkasındaki isimler ortaya çıkacak.


Şehit cenazesi  ve şehit kanı üzerinden kara propaganda yapan CHP'li vekillerin de bu işte sorumluluğu vardır... Hiç kimse halkı protestoları yüzünden suçlayamaz; saldırganlarınızı çekin halkın haklı protestolarının arasından... halkın sizi istemediği şehit cenazelerine gitmeyin.


CHP'nin Ak Partili bakanlara yapılan saldırılara karşı tutumu


19 Nisan 2010'da bu kez Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız yumruklu saldırıya uğradı. Beden eğitimi öğretmeni Şahin Şimşek Kayseri'de şehit cenazesine katılan bakanın burnunu kırdı. Saldırgan 17 ay hapse mahkum oldu ancak cezası ertelendi. CHP’liler, geçmiş olsun dileklerini iletmek yerine Yıldız’ın durumuyla alay etmişti. 


Yıldız burnu sargılı olarak anayasa değişikliği oylamasına katılırken, CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek: “Utanmıyor musunuz, Türkiye’ye utanç tablosunu izlettiriyorsunuz. Bu millet hesabınızı kesmiş. Seçimde öyle bir Osmanlı tokadı yiyeceksiniz ki benden söylemesi" demişti.


Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ 16 Ağustos 2013'te Nevşehir'de katıldığı Hacı Bektaş-ı Veli'yi anma töreninde yumruklu saldırının hedefi oldu. Saldırgan Hüseyin Satı daha sonra serbest bırakıldı. 


Hüseyin Satı adlı sözde gazeteci, Bakan Bozdağ’a yumruk atmıştı. Saldırganı gözaltına alan polisler tribünlerdeki CHP’liler tarafından yuhalanırken, CHP Genel Başkan Yardımcıları Umut Oran ve Gökhan Günaydın da saldırganı savunarak polisin kelepçe takmasını engellemişti. Satı’yı polisin elinden alan Oran ve Günaydın, saldırganı kendi makam araçlarıyla polis merkezine götürmüştü.


Saldırıya uğrayan Bekir Bozdağ'ın açıklaması sadece sitem doluydu: 


“CHP Genel Başkan Yardımcıları Gökhan Günaydın ve Umut Oran ile milletvekili Durdu Özpolat’ın şahsıma yumruk atan saldırgana sahip çıkması, yumruktan daha fazla canımı acıtmıştır. Sayın Kılıçdaroğlu, konuşmasında bu saldırıyı dile getirmedi. Saldırıyı kınayan yaklaşımın içinde olmadı. Bu anlayışı, bu zihniyeti kınadığımı ifade etmek isterim.Bir şiddet var, bir bakana saldırı var, darp var ve böylesi bir olay karşısında yaka paça gözaltına alındığı söylenen bir gazeteciden bahsedip onu müdafaa etmek var” 


Hükümetin ve Ak Parti yetkililerinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yapılan saldırıya karşı tutumları 


Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Kalın: 


''K. Kılıçdaroğlu’na yapılan çirkin saldırıyı kınıyor, geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.Şiddet, demokratik bir hak arama ve tepki verme yöntemi olamaz.Kimsenin hukukun dışına çıkmasına müsaade edilmeyecektir. Gerekli hukuki süreç başlatılmıştır."


Adalet Bakanı Abdulhamit Gül: 


''Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik menfur saldırıyı kınıyor, kendisine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Şiddetin hiçbir türünün demokratik siyasete gölge düşürmesine izin vermeyeceğiz.''


TBMM Başkanı Mustafa Şentop, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik Ankara’daki bir şehit cenazesine katılım sırasında yaşanan fiziki saldırıyı kanayarak saldırının bir provokasyon amacı taşıyabileceğini belirtti.


Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: 


"CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yapılan saldırıyı kınıyorum. Kabul edilemez. Geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum."


Ak Parti Sözcüsü Ömer Çelik: 


"Her türlü şiddet eylemini kınıyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu'na geçmiş olsun diyoruz. Hukuk dışına çıkmaya kimsenin hakkı yoktur. Şiddet bir hak arama ya da protesto yolu değildir. Sorumlular açığa çıkartılacak ve gereken yasal işlem yapılacaktır"


AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş:


 "Sayın Kılıçdaroğlu'na karşı gerçekleştirilen müessif saldırı son derece üzüntü verici ve asla kabul edilemez."


Hükümet ve Ak parti bütün kurum ve şahıslarıyla açıklama yapmış ve kendisine yapılan saldırıyı kınamışken, "Bunları buraya taşıyanların kim olduğunu gayet iyi biliyorum. Bunun hesabını soracağım" diyen Kemal Kılıçdaroğlu polise ifade vermeli ve bildiği isimleri ihbar etmelidir. 


Her türlü şiddete karşıyım.... Terör örgütleriyle kol kola politika üreterek bu ülkenin evlatlarının teröristler tarafından şehit edilmesine aracılık eden her türlü şiddete de karşıyım, şehit ailesini politikalarıyla taciz eden Kılıçdaroğlu'nun ürettiği şiddete de karşıyım. 


“Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na bir şehidimizin cenaze namazına katılmak için gitmiş olduğu Akkuzulu Mahallesi'nde karşı karşıya kaldığı olaydan memnuniyet duymak mümkün değildir. Bu bir siyasi partinin hele hele iktidar partisinden sonra Meclis'te sayısal çoğunluğu bulunan bir siyasi partinin liderine yapmak yakışık almaz, kabulü mümkün değildir.” diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli soruyor:

"Yaşlı bir adam yumruk atıyor. O adama yumruk attıracak kadar ne yaptın sen Kemal Kılıçdaroğlu? Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir tatile çıkması lazım” 


Genel başkanlığa gelişinde olduğu gibi bugüne dek, bugünde olduğu gibi, yaptıkları söyledikleriyle çelişirken ikna edici değildir Kılıçdaroğlu; bu memleketin birliği ve bütünlüğü için canını verecek kadar vatansever ise önce darbecilere ve terör örgütlerine verdiği destekten vazgeçmeli, politika dağarcığına işlenmiş 'Kılıçdaroğlu Dilemması'nı gidermelidir.


<<SA7576/SD1347: Distopya'dan Çıkış; Erdoğan'a Selam Söyleyin...





Seçkin Deniz, 21.04.2019, Sonsuz Ark, Ağacın Çürümüş Yaprakları-46, Sorgulamalar



Güncel Not:

 1- Muharrem İnce CHP'den istifa etti, 08.02.2021, TRT Haber

Yeni parti hazırlığındaki Muharrem İnce, e-devlet üzerinden CHP'den istifa etti. İnce, "Bunun gerekçesini de hafta içi yazılı olarak göndereceğim" dedi.

Eski CHP milletvekili Muharrem İnce, gün içinde CHP üyeliğinden istifa edeceğini açıklamıştı.

İnce, açıklamasından yaklaşık 3 saat sonra e-devlet üzerinden CHP üyeliğinden istifa etti.

İnce, gün içerisinde yaptığı açıklamasında şunları kaydetti;

"Sahte CHP'lilerle yolumu ayırıyorum. Mavi vatanı kavrayamayanlarla yolumu ayırıyorum. FETÖ'cüleri, Soros'çuları koruyanlarla yolumu ayırıyorum. 'Ne işimiz var Libya'da' deyip, Mavi Vatan'ı kavrayamayanlarla yolumu ayırıyorum. 'Türkiye maalesef Azerbaycan'a yardım etti' diyenlerle yolumu ayırıyorum. Bu yönetimin değersizleştirdiği ilkeleri yaşatmak için bu arkadaşlardan ayrılıyorum. Bir de tabii 42 yıllık bir emek sonucunda öyle iki tuşa basarak bu iş olmaz. Bunun gerekçesini de hafta içi yazılı olarak göndereceğim."

2- Yeni parti kurma hazırlığındaki Muharrem İnce, Ankara'da ofisinin önünde düzenlediği basın toplantısında CHP'den istifa ettiğini açıkladı. Sabah, 08.02.2021

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu sert sözlerle eleştiren Muharrem İnce, "Kendi partisinin evlatlarını kucaklayamayanlar, milleti kucaklayamaz. Özgüveni olmayan, iddiası olmayan tek ana muhalefet partisi CHP'dir. CHP, Atatürk'ün kurduğu ideolojiden uzaklaşmıştır" dedi.

"Muhalefet, parti içindeki demokrasiyi yok ederek millete demokrasi vaat edersen kimse sana inanmaz. CHP'de Atatürk diyemeyen CHP'li yöneticilerin olması içimizi kan ağlatmaktadır.

Bugün yol ayrımında olduğumu biliyorum. Partiyi yönetenler partinin evlatlarına iftira atmıştır. Ortada ilke ve değer yoktur. Liyakat yoktur. Atatürk'ün partisi kalmamıştır. Atatürk diyemeyenlerle yolumu ayırıyorum. Sahte CHP'lilerle yolumu ayırıyorum. FETÖ'cüleri koruyanlarla yolumu ayırıyorum. 'Türkiye malesef Azerbaycan'a yardım etti' diyenlerle yolumu ayırıyorum. ABD'den demokrasi dilenenlerle yolumu ayırıyorum. Ne işimiz var Libya'da diyenlerden ayrılıyorum."

3- Muharrem İnce CHP'den istifa ettiğini açıkladı, Milliyet, 08.02.2021

Gelen son dakika haberine göre; Parti kurma çalışmalarını sürdüren CHP eski Yalova Milletvekili Muharrem İnce'nin e-Devlet üzerinden yaptığı CHP'den istifa başvurusu onaylandı.

'Memleket Hareketi' başlan ve parti kurma çalışmalarını sürdüren Muharrem İnce, Ankara'da basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirerek istifaya davet eden İnce, ardından muhalefeti ve CHP'yi eleştirdi. CHP içinde 'Atatürk' diyemeyen yöneticiler olduğunu belirten İnce, "Kendi gücüne ve potansiyeline güvenmeyen tek ana muhalefet partisi CHP. Bu muhalefet de istifa etmelidir. O koltukta neden oturuyorsun? Biri çıkıyor 'yerli ve milli muhalefeti biz kuracağız' diyor, öbürü çıkıyor 'saraydan para alanlar var' diyor. Kim alıyor para, söylemiyor. Birbirlerini koruyorlar. Biri merkezde biri belediyelerde iktidar" dedi.

Muharrem İnce, CHP'nin ideolojik savrulmalar yaşadığını kaydederek bugün bir yol ayrımında olduğuna vurgu yaptı. İnce, CHP'de 42 yıl içinde her kademede görev yaptığını anımsatarak şöyle konuştu:

"Hala Atatürkçüyüm, hala cumhuriyetçiyim. Bir yandan partiyi yönetenler partinin evlatlarına iftira atarken, diğer taraftan CHP ile mücadele etmiş insanlarla kol kola girmişlerdir. Ortada değer yoktur, emeğe saygı yoktur. Atatürk'ün emaneti kalmamıştır, ortada bir tabela vardır sadece. Kimlerle yolumu ayırıyorum; ABD'den demokrasi dilenenlerle yolumu ayırıyorum. 'Mustafa Kemal' deyip, 'Mustafa Kemal Atatürk' diyemeyenlerle yolumu ayırıyorum. Grup başkanvekilliği seçimini bile kaldırıp, atamayı getiren bu yönetimle yollarımı ayırıyorum. CHP aday yapmayınca başka partiden gidip aday olup, bugün CHP'yi yönetenlerle yolumu ayırıyorum. Bugün sahte CHP'li olanlarla yolumu ayırıyorum. FETÖ'cüleri, Sorosçuları koruyanlarla yolumu ayırıyorum. 'Libya'da ne işiniz var' diyerek Mavi Vatan'ı kavrayamayanlarla yolumu ayırıyorum. 'Türkiye maalesef Azerbaycan'a yardım etti' diyenlerle yolumu ayırıyorum. Bu arkadaşlardan ayrılıyorum. Yeni bir yola çıkıyoruz. Hedefimiz 50+1. Üçüncü bir seçenek, özgüveni yüksek Türkiye'ye 50+1'i getirecek olan 83 milyona 'girin koluma' diyorum."

Muharrem İnce, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. İnce, muhalefeti böldüğü yönündeki eleştirilerle ilgili, "Bizim asla işimizin olmayacağı tek yer var o da Cumhur İttifakı. Biz 50 artı 1'i alacağız ve bu ülkeyi yöneteceğiz, barıştıracağız" dedi. İnce, partisinin isminin, logosunun her şeyinin hazır olduğunu, kısa süre sonra genel merkezde düzenleyeceği basın toplantısında bunları açıklayacağını kaydetti. İnce, CHP'den bugün istifa edeceğini belirterek, "E-devlet üzerinden istifa edeceğim. 42 yıllık bir geçmişim var. Gerekçesini de hafta içi yazılı olarak sunacağım" diye konuştu.

İnce, CHP'den istifa eden Mehmet Ali Çelebi, Hüseyin Avni Aksoy ve Özcan Özel'in Memleket Hareketi'ne katıldığını belirterek, "Üç vekil memleket hareketine katılmışlardır, parti kurma çalışmalarında görev almaktadırlar. Yüzde 50 artı 1 hedefi çok gerçekçidir ve mümkündür. Bunu başaracağız, bunu göreceksiniz. Yaz ortasında 60 ilde örgütleneceğiz" dedi.

Edinilen bilgiye göre, İnce, e-Devlet üzerinden CHP üyeliğinden istifa etti.

Siyasi parti üyelikleri e-Devlet üzerinden sorgulanabiliyor, istenilen durumda iptal işlemi de yapılabiliyor.

İstifa eden Muharrem İnce'ye CHP'den ilk cevap

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, parti ile yollarını ayırdığını açıklayan Muharrem İnce'ye tepki göstererek, "CHP asırlık bir çınardır. Bu partinin gerçek evladı olduğunu iddia edenlerin, CHP'yi Cumhur İttifakı ağzıyla suçlayarak partiden ayrılmalarını doğru bulmuyoruz" dedi.

CHP'li Öztrak, MYK toplantısı ardından genel merkez binasında basın toplantısı düzenledi. İlk olarak Boğaziçi Üniversitesi'ndeki eylemlere değinen Öztrak, üniversitesi rektörü Prof. Dr. Melih Bulu'ya istifa çağrısında bulunarak, "Atalarımız, 'İstediğin yere erinme, istemediğin yere görünme' diye öğütlemiş. Boğaziçi Üniversitesine atanan siyasi kayyumu öğrenciler istemiyor, öğretim üyeleri istemiyor, üniversite emekçileri istemiyor, toplumun vicdanı istemiyor. AK Parti ve MHP seçmenleri de dahil 'üniversiteye siyasi kayyum atanmasın' deniyor. Kayyum kendisine yardımcı bulamıyor. Öğretim görevlileri bu kayyumla çalışmak istemiyor. Demek ki bu işte bir yanlışlık var" dedi.

CHP eski Yalova Milletvekili Muharrem İnce'nin partiden yollarını ayırdığını açıklaması ve CHP'ye yönelik eleştirilerine yanıt veren Öztrak, "CHP asırlık bir çınardır. Bu partinin gerçek evladı olduğunu iddia edenlerin, CHP'yi Cumhur İttifakı ağzıyla suçlayarak partiden ayrılmalarını doğru bulmuyoruz. CHP, Kurtuluş Savaşı meydanlarında kurulmuştur. CHP, 1919'da neredeyse, 1923'te neredeyse bugün de oradadır. CHP, bu açıklamayı yapan İnce'nin Cumhurbaşkanı adayı olduğu 2018'de neredeyse, 2021'de de aynı yerdedir " diye konuştu.


Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı