"Hangi maskeyi takarsanız takın, hangi yalanın, hangi iftiranın, hangi masalın arkasına sığınırsanız sığının hemen ayrımsanmaktasınız feraset sahipleri tarafından."
İğrençsiniz. Celladınızı aklamak için hayali öcüler icat edip faraza korkular ekmek için uğraş vermektesiniz. Cellatlarınıza şirin görünmek için her türlü yalana iftiraya pirim vermektesiniz. Cellatlarınızın yalanlarını, iftiralarını, hor görülerini, hakaretlerini, nefretlerini, iğrenç sesinizle süslü püslü söylemlerle yinelemektesiniz.
Ve fakat yine de bilmelisiniz iğrençliğinizi örtmeye yetmiyor süslü söylemleriniz. Süslü püslü sözcüklerinizin büyüsü salt yalanlarınızla, iftiralarınızla gönlü kararmışlar müntesiplerinizden başkasına etki ediyor değil. Bu yüzden çıldırmaktasınız.
Korku ekiyorsunuz. Korkudan medet umuyorsunuz. Yalan söylüyor tehdit ediyorsunuz. İftiraya sığınıyorsunuz. Herhangi bir vaadin sahibi değilsiniz Vaadiniz yok. İnsanlığa vaat edecek bir tek güzellik, bir tek iyilik, bir tek gerçeklik yok heybenizde. Tek amacınız olası bir erk değişiminde -celladınızın erkinde- lütfedilecek bir makam, bir yer. Varsın kazurat bekçiliği olsun ona bile dünden razısınız. Kubur fareliğine bile fitsiniz. Buna bile talipsiniz. Gocunmadan, yüksünmeden, her hangi bir tiksinti duymadan kemik artığıyla yetineceğinizi belli etmektesiniz.
Söylemleriniz arasında insana, insanlığın geleceğine ilişkin, mustazaflara, yerinden yurdundan edilmişlere ilişkin bir tek sözünüz yok. Nasıl olsun ki celladınıza güzellemeler serdetmekle meşgulsünüz. Celladınızı parlatmakla, celladınızı aklamakla geçmekte günleriniz. Gözleriniz celladınızın ayakları izinde. Gönlünüz celladınızla çarpmakta. Geçmişin kalpazanlığını tecdide kaptırmışsınız benliğinizi. Gönlü katılaşmamış, gönlü kararmamış, yalanla iftirayla kirlenmemiş gönüllere erişmek için geçmişteki adlardan medet ummaktasınız.
Ve fakat buna bir imkân olmadığını, aydınlık gönüllere kalpazanlıkla ulaşılamayacağını görmekte, duymakta, sezmektesiniz. Bu yüzden daha bir şeditsiniz. Daha bir öfke kusmaktasınız. Kudurmaktasınız.
Öfkeniz, kudurmuşluğunuz gerçek yüzünüzü gözler önüne sermekte. Hangi maskeyi takarsanız takın, hangi yalanın, hangi iftiranın, hangi masalın arkasına sığınırsanız sığının hemen ayrımsanmaktasınız feraset sahipleri tarafından. Kuşkusuz bu fark ediş bir tükürük sağanağını gerektiriyor ve fakat tükürülmüyor. Çünkü tükürülecek bir yüzünüz yok. O denli yüzsüzsünüz!
Cemal Çalık, 20.05.2019, Konuk Yazar, Sonsuz Ark, Deneme, Sözcüklerin Düş Hâli
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.