24 Haziran 2019 Pazartesi

SA7778/KY1-CÇ642: Gündelik Siyaset

"Eskilerin masalı. Omurgasız için böyledir. Gündelik siyaset onun için bulunmaz nimettir."


Gündelik siyaset kaypak bir zemin. Keskin ve kesif ufunetin egemen olduğu bir zemin. Ufuneti dağı taşı sarhoş eden bir dünya. Omurgalıların –ilkelerine bağlı, ilkesi olanların- fazla bir şansı yok bu dünyada, bu zeminde. İlkeleri doğrultusunda yığınları yönlendirmek. Ham hayal! Yığın karnı doysun ister. Nasıl doyurulduğu pek de umurunda değildir. Yığınlar kimi ölçütlerin sahibi olduğu savında olsa da ayağına basılmadığı sürecedir. Nihayetinde ‘yıkılası hanede evlad-u iyal var!’ temel ölçütüdür yığının. Bu yüzden gündelik siyaset meydanında omurgasızların şansı daha büyüktür. 

Omurgasızın bir ilkesi yoktur. Ne revaçta ise ona sarılır, onu pazara sürer. Pazar aslolandır. Pazara çıkarılmayacak her hangi bir değerin ilkenin anlamı yoktur. Müslümanla bir ineği kurban eder şevkle. Bir hindu ile secdeye kapanır bir kapı evvel kurban ettiğine. En kallavi rasist söylemler bir cebinde, en eşitlikçi özgürlükçü sloganlar diğerinde. 

Hangisi kendisi? Hiç biri! Hiç birinin bir anlamı yoktur omurgasız için. Ne biri ne öteki. Yalandan tiksindiğini söyler doğru meclislerinde. Söylediğinin yalan olduğunu ima etmeyi ıskalamadan. Zenginle çengi oynatır, yoksulla ağıt yakar bir solukta. Hiçbir yaralıya merhem, hiçbir dertliye derman değildir. Böyle bir şeyi aklının ucundan bile geçirmez. Bu yüzden omurgasız için gündelik siyaset bir vahadır. Âb-ı hayattır. 

Ve fakat her yaralıya, her dertliye kendinde merhem olduğu, kendinde derman bulunduğu sanısını uyandırmakta pek bir mahirdir. Her susuz için bengisu olduğu sanısını bir an için duyursa yeter. Bu sanının uyanması için her kalpazanla, her büyücüyle, her şeytanla işbirliği içindedir. Çekinmez hiç birinden. Onlardan biri olmanın indinde bir sakıncası yoktur. Kalpazanlarla, büyücülerle, iblislerle yoldaşlıktan çekinmez. Omurgasızdır. Omurgasızlığın gereğidir. 

Ecnebi eliyle bile bir makam sahibi olmaktan gocunmaz. Öyle bir imkânın varlığını sezdiği anda ecnebilerin kapısında alır soluğu. Diz çöker önlerinde. Haramiymiş ecnebiler, olsa ne olur? Kendisine bir pay, bir paye vermeyecekler mi sonunda? Öyle ise onların şölenlerinde rahatlıkla dansözlük yapabilir. Efendilerinin şölenlerinde dansözlük küçümsenecek bir makam mı? 

Ya ülkenin izzet ve istiklali (saygınlık-bağımsızlık)? Geç onu. İstiklal ve izzet çakıl taşı kadar bir öneme haiz değil. O omurgalıların şiarı. Omurgasız için çakıl taşı izzet ve istiklal denen ham hayal ürünü değerden bin kat değerlidir. İzzet ve istiklal her hangi bir avm’nin, her hangi bir inşaatın, her hangi bir yapının temelinde çakıl taşı kadar bir yer alır mı? Almaz. Öyle ise? Madem ecnebi sayesinde bu makama geleceğim izzet ve istiklal de ne oluyor? 

Eskilerin masalı. Omurgasız için böyledir. Gündelik siyaset onun için bulunmaz nimettir.



Cemal Çalık, 24.06.2019,  Konuk Yazar, Sonsuz Ark, Deneme, Sözcüklerin Düş Hâli


Facebook 



Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı