“Gerçek dünyada, zeki her varlığın yapabilmesi gereken üç şey var: Algılama, planlama ve konuşma,” diyor Saxena. Bu nedenle RoboBrain’de bir nesne saptama sistemi, bir planlama sistemi (PlanIt) ve bir de dil öğrenme ve anlama sistemi (Tell Me Dave) bulunuyor.
Saxena geçtiğimiz yıl RoboBrain adını verdikleri bu yeni internet servisinin tanıtımını yapmıştı. İsteyen tüm robotlar RoboBrain’e bağlanarak, bilgi ve yapay zeka yazılımlarına ulaşabilecek, kendini geliştirebilecek. Öte yandan her bir robot, edindiği yeni bilgileri ve deneyimleri de RoboBrain’de diğer robotlarla paylaşabilecek. Bunu robotların kullanabileceği tarzda bir sosyal ağ olarak düşünebilirsiniz.
Şimdilik, kahve getirmesini ya da koli taşımasını istediğiniz bir robota, bu işleri yapmasını sağlayacak yazılımları satın alıp yüklemeniz gerekiyor. Yani robota bir şey öğretmek için her seferinde sıfırdan başlıyorsunuz. Tek tek robotlarda yüklü kalan bu tür yazılımların çok eski moda olduğunu belirten Saxena, günümüzde her alanda başvurulan dağıtılmış sistemlerin gücünden yararlanılması gerektiğini vurguluyor. İşte RoboBrain bu yolda atılmış bir adım ve sunacağı yeniliklere “bulut robotiği (cloud robotics)” adı veriliyor.
Bulut Robotiğinin Doğuşu
Kavram ilk olarak 2010 yılında, Google mühendisi James Kuffner tarafından kullanıldı ve yayılmaya başladı. 2011’de Avrupa Birliği’nin araştırma kolu Yedinci Çerçeve Programı (Seventh Framework Programme), robotların bilgi paylaşımında bulunabilecekleri, web benzeri bir veri tabanının tanıtımında “güçlü robotik bulut hizmetlerine erişim” ifadesini kullandı. Kuffner ile Berkeley’deki RoboBrain ekibinden Ken Goldberg, 2013 senesinde yayımladıkları bir makalede, Google’ın nesne tanıma motorunu ve diğer veri kaynaklarını kullanan bir robotik kavrama sistemini paylaştı. Bunlardan başka, bir de dağıtılmış hesaplama yazılımı Hadoop kullanan robotları güçlendirmeyi amaçlayan DAvinCi Projesi var. Tabi son yıllarda giderek daha çok gündemde yer bulan ve dergilerin kapak konusu yapılan bu alanın, araştırmacılar, şirketler ve hükümetler tarafından özel ilgi gördüğü de gözlerden kaçmıyor.
Aslında bu düşünce Masayuki Inaba’nın 1990’larda hayalini kurduğu robotlara dayanıyor. Fiziksel olarak aramızda dolaşan robotların beyni, bir süper-bilgisayarlar ağına bağlı olacak ve gereken veriye ulaşım anında sağlanabilecekti. O zamanın teknolojisi ve bilgisayar donanımı ile bu mümkün olmadı ama şimdi artık gerçekleştirilebilir. Teknoloji kuruluşları buna imkan verecek ölçüde hesaplama gücüne sahip. Girişimciler ve üniversiteler Hadoop’a ve başka dağıtım yazılımlarına ulaşabilir; örneğin Cloudera firması ya da RoboBrain’in yaşadığı Amazon bulutu gibi.
Elbette hâlâ aşılması gereken bir takım güçlükler mevcut. Robotların çok farklı tip verilere erişebilmesi gerekecek. Apple’ın Siri ses asistanı ya da Google’ın ses tanıma veya görsel etiketleme sistemleri gibi tek tür veri yeterli olamaz. RoboBrain mühendislerinden Aditya Jami “Çözmemiz gereken başlıca sorun, farklı çeşitte verileri destekleyen depolama katmanları ile başa çıkmak,” diyor. Doğru bir depolama sistemi yapılandırmak en kritik nokta; çünkü 100.000 veri kaynağını ve çok sayıda makine öğrenim algoritmasını tek bir ağda entegre etmek gerekecek.
Ortak Akla Dayalı Sağduyu
“Gerçek dünyada, zeki her varlığın yapabilmesi gereken üç şey var: Algılama, planlama ve konuşma,” diyor Saxena. Bu nedenle RoboBrain’de bir nesne saptama sistemi, bir planlama sistemi (PlanIt) ve bir de dil öğrenme ve anlama sistemi (Tell Me Dave) bulunuyor. Yakın bir gelecekte bunlara başka türde öğrenme modelleri ve veri kaynaklarının eklenmesine çalışılıyor. Tüm bu yazılımların ve verilerin bir araya getirilmesiyle, araştırmacılar ilkel de olsa bir algı duyusuna sahip bir sistem yaratmak istiyor. Böylece dünyadaki yaygın kanıların çoğunu robotların kavraması mümkün olabilir.
Şu anda bilgisayarlar, bağlamı kavrama konusunda pek iyi değiller. İnsanlardan farklı olarak, robotlar karşılarına çıkan bir kişiye yol verme kararı veremiyor örneğin. Ne yazık ki pek çok insan da marketlerin dar koridorlarında olsun, tek kişinin geçebileceği boyuttaki kapıların önünde olsun; bazen empatiden ve genel durum tespitinden yoksun bir şekilde oldukları yerde dikilmeye devam edebiliyor. Robotların bunu bir gün aşacağına kuşku yok ama bundan yüzlerce yıl sonra bile ortak alanları saygısızca kullanan insanlar hâlâ var olabilir.
Sevkan Uzel, 23 Haziran 2015, Editör, Yazar, Çeviri
Seçkin Deniz, 26.06.2019, Sonsuz Ark, Yayın Dünyası'ndan, Özel Dosyalar, Çeviri
Alıntı Kaynak:
BilimFili.com "Tüm Robotlar İçin Ortak Bir Beyin"
https://bilimfili.com/tum-robotlar-icin-ortak-bir-beyin/
Kaynak ve İleri Okuma:
Wired.com "The Plan to Build a Massive Online Brain for All the World’s Robots" http://www.wired.com/2014/08/robobrain
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.