Başlangıçta Ak Parti'nin hedefleri arasında AB üyeliği de vardı ve bu uğurda önemli adımlar attı. Zinanın suç olmaktan çıkarılması, cinsiyet ayrımcılığını önleme vs gibi birçok konuda AB’ye uyum adına ülkemiz insanının değer yargılarına ters birçok yasaya imza atıldı.
İmzalanan sözleşmeler AB ülkelerinde uygulandığı için, AB’ye girmek isteyen ülkelerden bunlara uyum isteniyor, bu ülkelerle ortak sözleşmeler imzalatılıyordu. Bunlardan biri de İstanbul sözleşmesi olmuştu..
Ak Parti'nin AB normlarına uyum adına kabul ettiği her şey, o şeyi ilgilendiren kitlenin Ak Parti'ye ilgi duymasını kolaylaştırdı. Cinsel tercihleri, yaşantıları değerlerimizle çelişen birçok kişi bu geniş özgürlük nedeniyle Ak Partili oldular ve bunu kamuoyunda açıktan dile getirdiler. Bunların bazıları da özel günlerde Ak Parti davetlileri arasında yer aldı.
Ak Parti bir yandan AB uyum yasalarını, AB’ye girme hedefiyle hayata geçirirken, diğer yandan da toplumda dini değerleri yaygınlaştırmak için dini eğitime önem verdi. Sadece İmam-Hatip açmakla yetinmedi, dini eğitimin önündeki engelleri kaldırdı, onlara çeşitli destekler sağladı, toplumsal değerlerimizi kalıcı kılmaya çalışan her kesime yardımcı oldu.
Ancak, bugüne gelinirken AB birçok yerde olur olmaz şeylerle karşımıza çıktı. Onun büyük patronu ABD’de bize çeşitli engeller koyarak Türkiye’yi dışlama, Türkiye karşıtı ortaklıklarla, Türkiye’yi kuşatmaya başladı. Bunun üzerine, her şey başlangıç noktasına doğru yol aldı. AB ve ABD’ci kim varsa Ak Parti aleyhine dönmeye başladı.
Ak Parti'nin MHP ile ittifakıyla birlikte Ak parti, ABD’nin taşeron olarak kullandığı kimi Kürtlerin baskı ve çeşitli etkisiyle Kürtlerle de ortak söylem zemininden uzaklaştı..
Bütün bunlar Ak partiyi, Erdoğan’ı siyasetin dışına itmek isteyen çevreler için bir fırsat oldu.
SP ile din üzerinden, İYİ parti ile milliyetçilik üzerinden kuşatılmak istenen Ak Parti ve Erdoğan, şimdi de ABD’nin arka bahçesi AB’nin destek verdiği CHP ve HDP üzerinden AB’nin önem verdiği farklı alanlar üzerinden kuşatılıp, dar bir alana sıkıştırılıyor, toplumdaki siyasal destekçileri azaltılıyor.
İttifakın öncüsü CHP, sol-liberal- etnik-mezhebi vs gibi, Ak partiden uzaklaşan kim varsa onları bünyesinde toplarken, aynı zemin üzerindeki destekçisi HDP CHP ile birlikte hareket etmenin yanısıra Kürt kartını da devreye sokmaktadır.
Artık, bu saat itibarıyla; geçmişte Ak Parti'ye destek veren ne kadar aykırı grup varsa şimdi onlar muhalif ittifak partilerinin iş bölümüyle bir bir Ak Parti'den koparılmaya çalışılmaktadır.
Ak Parti cephesine yakın bir isim olarak gözüken Kur’an kurslu, sağ görüşlü ailenin bir ferdi olan İmamoğlu ileri sürülüp, o cephede fay hattı oluştururken CHP ve HDP’de LGBT+ , aşırı sol, liberal, Kürt vs gibi kitleleri bağrına basarak Ak Parti'yi dar bir alana hapsetmek istemektedir.
CHP ve HDP’nin Belediyelerinin LGBT’lilere açıktan destek vermesi, onları ve onları hoş görenleri Ak Parti'den uzaklaştırmak içindi.
Zira, tıpkı seçim sürecinde olduğu gibi Ak Partililer /MHP’liler bunlara karşı çıktıkça, bunlara destek verenlerin Ak Parti'den kopmaları kolaylaşıyor, Cumhur İttifakı'na nefretleri derinleşmiş oluyor.
Özetle;
Ajans (!) siyasal olarak toplumun dizaynı için çalışmalarını sürdürüyor. Anlaşılan; bu çalışmalar yeni seçimlere ayarlı olarak hız kesmeden sürecek...
Adnan ONAY, 03.07.2019, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Gündem'in Düşündürdükleri
Takip et: @adnanonay
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.