"Devlet, vatandaşını art niyetli insanlara karşı korumalıdır. Bunun da yolu bu gibi fiilleri işleyenlere en ağır cezayı vermekle mümkün olur. Aksi halde kimsenin kimseye güveni kalmayacağı gibi, sonucunda da bu uğurda işlenen cinayetlerin, yaşanan olayların önüne geçilemez."
Dolandırıcılık, tarihin her safhasında görülmüş olan, insan zihniyetiyle, ahlakla ilgili bir durum. Dolandırıcılık suçu, hileli davranışlarla bir kimseyi aldatmak suretiyle, o kimsenin veya başkasının zararına olarak, kendisine veya bir başkasına bir yarar sağlamak olarak ifade edilen bir suç türü.
Ne yazık ki, bilhassa son yıllarda ülkemiz bir dolandırıcı cenneti olmuş.. Bilhassa ticaretle uğraşan kişilerinin dolandırılmaması neredeyse imkânsız gibi. Ticarette her tür insanla karşı karşıyasınız ve işinizi ne derece sağlam yaparsanız yapınız yine de güvene dayalı boşlukların oluşması kaçınılmaz oluyor. Bu durumu bilen profesyonel dolandırıcılar bir şekliyle çarpacak insan bulmakta zorluk çekmiyor..
Son yıllarda bu işin her alanda yaygınlaştığını gözlemlemek mümkün.. Bunda en önemli faktör, bu yöndeki cezaların ağır olmaması.
Türk Ceza Kanunu m.157’de tanımlanan dolandırıcılık suçu; hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kişinin kendisine veya başkasına yarar sağlaması fiili.. Bu halde fail hakkında, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ve beş bin güne kadar adli para cezası uygulanıyor.
Dolandırıcılık suçunda fail; hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, yani iradesini esaslı şekilde hataya düşürüp, yapmayacağı bir şeyi yaptırmak veya vermeyeceği bir şeyi verdirmek suretiyle onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına yarar sağlamaktadır. Bu bakımdan dolandırıcılık suçu, kişilerin malvarlığına karşı işlenen bir suçtur.
Düşünün; kişinin yıllarca uğraşıp, didinerek elde ettiği mal varlığını hileli yollarla aldatıp elinde ne var, ne yoksa alana uygun görülen cezanın üst sınırı 5 yıl. Eğer fail alt sınırla yırtarsa alacağı ceza ise bir yıla kadar inebiliyor.
Yani diyelim ki yanlışlıkla suç unsuru taşıyan bir tweet attınız bunun karşılığında alacağınız ceza bir dolandırıcıdan daha fazla olabiliyor. Üstelik, mağdurun da bu durumu somut olarak mağduriyeti ve bu yöndeki hileyi somut olarak ispatlaması gerekiyor.
Peki sormak gerek; bu durumda dolandırılan kişi ne yapar?
Ya kendi işini kendisi görür ve dolandırıcının cezasını kendisi verir veyahut mafyayı devreye sokarak bir başka cezalandırma yolunu seçer.
Dolandırılanın ruh halini anlamak oldukça zordur. Dolandırılan, sadece kendisini dolandıranı cezalandırmakla yetinmez, onun ailesine, yakınlarına da zarar vermekle ancak öfkesinin geçeceğine inanır.
O nedenle; bu gibi cinayetlerde sadece dolandırıcının değil, onların yakınlarının da cezalandırıldığı birçok ölüm söz konusu.
Devlet, vatandaşını art niyetli insanlara karşı korumalıdır. Bunun da yolu bu gibi fiilleri işleyenlere en ağır cezayı vermekle mümkün olur. Aksi halde kimsenin kimseye güveni kalmayacağı gibi, sonucunda da bu uğurda işlenen cinayetlerin, yaşanan olayların önüne geçilemez.
Dolandırıcılık, ayrıca bu gibi olaylar üzerinden nemalanan, bu tip olaylardan beslenen suç örgütlerinin de sayılarının artmasına yol açar.
Mahkemelerin verdiği kararlardan tatmin olmayan mağdurlara cezayı kendisinin kesmesi veya cezalandırmayı başkalarına havale etmemesinin yolu, bu gibi fiilleri işleyenlere mağdurların gönlünü ferahlatacak cezaların verilmesinden geçer.
Adnan ONAY, 02.08.2019, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Gündem'in Düşündürdükleri
Takip et: @adnanonay
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.