"Tek tip sevdalısı için kutuplaşmak farklı olanın kimliğinin kabul edilmesi, kimlik inkârının reddedilmesidir."
Hemen baştan belirtelim ki bu söylem, bu slogan ‘tek tip’ sevdalısı bir anlayışın, farklı olanın inkârının, farklı olanın yok sayılmasına iman etmiş bir anlayışın önünün alınması, durdurulması için yapılan çabalar karşısında duyulan bir sızlanma, edilen bir şikâyettir.
Tek tip sevdalısı anlayış, faklı olanı varlığına bir tehdit olarak görmüştür, görür. Olumsuz her şeyin müsebbibi olarak farklı olanı bilir. Dolayısıyla faklı olan yok edilmeli ortadan kaldırılmalıdır. Farklı olan ortadan kaldırılamıyorsa ya farklı olanı kendisine yabancılaştırıp –asimile- (kendince) olması gerekene, gerektiğine inandığına –aslolan kendisidir- benzetme yoluna gider ya da sürgünle çözmeye çalışır. Böylece mevcut sorunları çözdüğüne, çözeceğine inandığı gibi bir daha herhangi bir sorun çıkmayacağına da inanır.
Tek tip sevdalısı farklı olana tahammül edemez. Farklı etnik yapıya, farklı inanca, farklı dünya görüşlerine kökten düşmandır. Farklı olana ancak kendi gereksinimlerini yerine getirmede yardımcı bir manivela mesabesinde ise tahammül -ya da katlanma- gösterir. Farklı olanın kapıcılığına razıdır. Şoförü olarak kabule hazırdır. Hizmetçiliğine, hamallığına tahammül eder.
Tek tip sevdalısı farklı olanın kamusal alanda kendi kimliğiyle var olmasına, bir doktor, bir öğretmen, bir mühendis, bir yönetici olmasına asla tahammül edemez. Böyle bir durumla karşılaşıldığı vakit, farklı olanın kendi kimliğiyle kendini ortaya koyduğu vakit toplumu kutuplaştırma olarak algılar, kutuplaştırma olarak algılanmasına çabalar. Bu algının neşvünema bulması için de çığlık savurmaktadır.
Tek tip sevdalısı için kutuplaşmak farklı olanın kimliğinin kabul edilmesi, kimlik inkârının reddedilmesidir.
Toplumumuzda çeşitli etnik kökene sahip gruplar (Ermeni, Kürt, Çerkez, Rum vb.), çeşitli inançlara (Müslüman, Hıristiyan, Yahudi, Sünni, Alevi, Caferi) sahip mektepler, klikler yok sayılarak tep tip bir toplum, tek tip bir insan oluşturma ideolojisiyle karşı karşıyaydı. 2000 yılı sonrası inkâr edilen kimliklerin varlığı onanmaya, kendi varlıklarını kendileri olarak sürdürme imkânına kavuşunca teki tip kimlik dayatan –kendini kurucu olarak lanse eden- klik toplumun kutuplaşmasını dillendirmeye başladı. Evet, toplum bir ideal etrafında değil de, birlikte yaşama için ortaya bir mefkûre koymayıp tek tip oluşturma ameliyesi güdenlerce toplum kutuplaşmış oluyordu. Çünkü tek tip ameliyesinin önü alındı. İnkâr terk edildi.
Her etnik kökeni, her inancı kendisi olarak bir mefkûre etrafında toplamak yerine, zor bir davayı gütmek yerine kolay olanı seçen kliğin ‘Toplumu kutuplaştırıyorlar!’ sloganı inkâr politikalarının bittiğinin somut göstergesi olarak karşımızda duruyor. Ne denli bağırırlarsa bağırsınlar kimliklerin kendileri olarak kendilerini ortaya koymalarının önünü almalarına bir imkân yoktur. Hiçbir gücün böyle bir imkânı olmamıştır. Soy kırımlar da, sürgünler de, süngüler de bunu gerçekleştirememiştir. Gerçekleştiremeyecektir. Ne denli bağırırlarsa bağırsınlar, ne denli hırçınlaşırsa hırçınlaşsınlar bir daha tek tip dayatma bu toplumda neşvünema bulamayacaktır.
Cemal Çalık, 07.10.2019, Konuk Yazar, Sonsuz Ark, Deneme, Sözcüklerin Düş Hâli
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.