Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, ABD'nin her türlü gizli bilimsel, psikolojik, sosyolojik, politik, ekonomik, teknolojik, askerî, nükleer, stratejik araştırmasının yapıldığı RAND Corporation'un siyaset bilimcisi, politik ve ideolojik olarak motive edilmiş şiddetin nedenini ve nasılını inceleyen ve analiz eden bir terörizm araştırmacısı Colin P. Clarke'a aittir ve ABD'de işlenen toplu katliamlara odaklanarak bu katliamları 'beyaz üstünlükçü terörizm' olarak adlandırmakta ve bunun sadece 'iç terörizm' olarak tanımlanmasının yeterli olmadığını, ABD'nin küresel bazda 'beyaz üstünlükçü terörizm'e karşı yeterince tedbir almadığını işlemektedir. Yazarın, ABD Başkanı Trump'ın, kendisinden önceki Başkan Obama'nın DAEŞ-IŞİD'in kurucusu olduğunu ("IŞİD'i Obama kurdu, yardımcılığını da Clinton yaptı" Donald Trump, Ağustos 2016, Sunrise, Florida) ilan ettiğinden habersiz görünerek, bilhassa çalıştığı RAND Corporation direktörlerinin tasarladığı, ABD Dışişleri Bakanlığı, Pentagon ve CIA ile ortak bir organizasyon sonucu uygulamaya geçirdiği IŞİD-DAEŞ terör örgütünün İslam'ı karalamak ve Satanizm adına kötülük ve terör ürettiğini bildiği halde, 'beyaz üstünlükçü terörü' bugüne dek fark etmemesinin nedenini inanılması imkansız bir gerekçe ile geçiştirmektedir: "Selefi cihadistlere, İslam dünyasında “saf” İslam’a dönüşe inanan gruplara ve bunun gerçekleşmesi için şiddet kullanımına odaklandığım için, Hitler’i öven ve sosyal medyada Yahudi halkına karşı açıkça nefret söylemi kullananları gözden kaçırmıştım." Gençliğine denk gelen 9/11'den etkilenerek terör uzmanı olan Amerikalı bir akademisyenin gözden kaçırması imkansız olan bir tek şey vardır o da her türüyle terördür. RAND çalışanı bir terörizm uzmanının bu analize ihtiyaç duymasının bir tek nedeni olabilir; dünyadaki bütün terör örgütlerini üreten bir kuruluş olarak RAND ve terör uzmanı çalışanları kendilerini temize çıkarmak için kaygılanmakta ve 'beyaz üstüklükçü terör'ün de tasarımcılarının kendileri olduğunun açığa çıkmasından endişelenmektedirler. Colin P. Clarke'ın şu cümlesi içerdiği temel işaretler açısından çok ilginçtir: "Beyaz üstünlükçü tehdit artık göz ardı edilemez. 11 Eylül'den bu yana Birleşik Devletler'de beyaz üstünlükçü terörizm yüzünden ölen insan sayısı cihatçı terörizm nedeniyle ölenlerden daha fazladır." Colin P. Clarke, 'beyaz üstünlükçü tehdit'in gözardı edildiğini itiraf etmektedir; herhangi bir devletin, üstelik ABD gibi bir devletin gözardı edebileceği herhangi bir şey olamaz, gözardı etmek tam olarak gizlice tasarlamak, planlamak ve uygulamak demektir. ABD derin devletinin görmezden geldiği şey, "11 Eylül'den bu yana Birleşik Devletler'de beyaz üstünlükçü terörizm yüzünden ölen insan sayısı cihatçı terörizm nedeniyle ölenlerden daha fazladır." cümlesiyle itiraf edilen gerçeği doğurmuştur ve bu planlı bir sonuçtur; ABD'de ya da dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir terör eylemi ABD istihbarat örgütlerinden ve devletten habersiz bir şekilde yapılamaz. RAND bilimadamlarının ürettiği her türlü savaştan, terörden, kimyasal ve biyolojik silah saldırılarından, ekonomik saldırılardan ve askeri darbelerden oluşan cehennem, milyonlarca masum insanın hayatlarını mahvetmişti, bu kez kurban kendileriydi. Yazarın, 'Squirrel Hill'deki evimden ancak bir mil uzakta olan Hayat Ağacı Sinagogu'nda çok kişinin ölümüne yönelik saldırı' diyerek anlattığı saldırı sonrası paniğe kapılmalarının temel sebebi de buydu: "Kapıları kilitledim ve çocuklarımı bodruma aldım. Endişeyle 3 aylık çocuğumu kucaklarken, 3 yaşındakini saklanarak oyun oynadığımıza ikna etmeye çalıştım." Tarih araştırmacıları RAND Corporation'un şeytanî planların tasarım merkezi olduğunu elbette yazacaktır, ancak küresel ve yerel her türlü terörizmin tek kaynağı olan Amerika Birleşik Devletleri'nin derin devleti, ürettiği terörün ABD'yi yok edişini izleyecektir. Türkiye'de FETÖ, DAEŞ IŞİD, PKK, DHKP-C terörü ve bilumum ekonomik, askerî darbe organizasyonlarının ana sorumlusunun ABD olduğu defalarca tescil edilmiştir. Bu dünyanın bütün ülkelerinde de yüzlerce kez kanıtlanan kesin bir teoremdir.
Seçkin Deniz, 01.11.2019
One Year After Tree of Life, We Still Aren't Talking Enough About Violent White Supremacy
Mahallem Pittsburgh’daki Yahudi sinagoguna yapılan saldırı, şiddet yanlısı beyaz üstünlükçülüğün tehlikelerini fark etmeme neden oldu. Ve ben politik ve ideolojik olarak motive edilmiş şiddetin nedenini ve nasılını inceleyen ve analiz eden bir terörizm araştırmacısıyım.
Selefi cihadistlere, İslam dünyasında “saf” İslam’a dönüşe inanan gruplara ve bunun gerçekleşmesi için şiddet kullanımına odaklandığım için, Hitler’i öven ve sosyal medyada Yahudi halkına karşı açıkça nefret söylemi kullananları gözden kaçırmıştım.
Dışarıda Sirenler çalıyordu, camdan baktığımda sokağımdan hızla geçen zırhlı bir personel aracı gördüm. Ağır silahlı saldırganın (veya henüz bilmedikleri silahlı adamların) serbest olduklarına dair söylentiler yayıldığı için bir sığınak emri yayınlanmıştı. Bu söylentilerin daha sonra doğru olmadığı anlaşıldı ama o anda korkunçtu. Kapıları kilitledim ve çocuklarımı bodruma aldım. Endişeyle 3 aylık çocuğumu kucaklarken, 3 yaşındakini saklanarak oyun oynadığımıza ikna etmeye çalıştım.
Gerçeği kurgudan ayırmaya çalıştığımda - bir terörizm araştırmacısı olarak dünya çapında ortaya çıkan olayları bir araya getirirken defalarca yaptığım bir şey - terörizmi “orada uzakta” Yemen veya Somali’de gerçekleşen bir şey olarak gördüğüm için suçlu olduğumu anladım. Şimdi ise (terör) eve çok çok yakın bir şekilde vurmuştu: Antisemitizmin motive ettiği silahlı adam, ibadet eden 11 kişiyi öldürmüş ve sinagogun içindeki yedi kişiyi de yaralamıştı.
Bir üniversite öğrencisi olarak, 11 Eylül 2001’deki saldırılardan çok etkilenmiş, hukuk veya ekonomi okumaya ve kariyerimi terörizm araştırmalarına adamaya karar vermiştim. Şimdi terörizm derslerini, 9 / 11 öncesi bir dünyayı ancak birkaçının hatırladığı Carnegie Mellon Üniversitesi öğrencilerine öğretiyorum. Onlara El Kaide’nin New York ve Washington’a düzenlediği saldırıların hayatımın gidişatını nasıl değiştirdiğini anlatıyorum.
Ancak bugün Amerikan topraklarına yönelik terör saldırıları, genellikle Amerikalıların diğer Amerikalıları hedef alması sonucunda gerçekleşiyor. Günümüzde ülke içindeki terörizm örnekleri, Maryland Üniversitesi'nin küresel terör veritabanında da yer aldığı gibi, on yıl öncesine göre önemli ölçüde yüksektir.
Uyarı işaretleri önümüzdeydi. Ancak ben de dâhil olmak üzere pek çok terör araştırmacısı, deniz aşırı ülkelerde meydana gelen terörizm olaylarının analizine odaklanmıştı.
Pittsburgh'daki saldırıyı zihinsel olarak işlemeye başladığımda bile, diğer birçokları gibi ben de failin muhtemelen Irak ve Suriye'deki İslam Devleti’nden (Çev: IŞİD-DAEŞ) esinlenen cihatçı ideoloji tarafından radikalleştirildiğini düşündüm. Grubun propagandası uzun zamandır Batı'daki bireyleri terör saldırıları gerçekleştirmeye teşvik ediyordu. IŞİD-DAEŞ'e bağlantılı ülke içi terör saldırıları Aralık 2015'te San Bernardino'da ve bir sonraki Haziran ayında da Orlando'da gerçekleşmişti.
Beyaz üstünlükçü tehdit artık göz ardı edilemez. 11 Eylül'den bu yana Birleşik Devletler'de beyaz üstünlükçü terörizm yüzünden ölen insan sayısı cihatçı terörizm nedeniyle ölenlerden daha fazladır. Trajik kırılma noktası, El Paso'da 22 Latin kökenli kurbanın ölümüne sebep olan Ağustos ayında gerçekleşen saldırıydı.
Sadece 2018'de, beyaz üstünlükçü aşırılıkçıların, Hayat Ağacı sinagogunda olanlar da dâhil olmak üzere 50 cinayetle bağlantısı bulunuyordu. Geçen yıl, Timothy McVeigh’nin Oklahoma City'deki federal binayı bombalayarak 168 kişiyi öldürdüğü 1995 senesinden beri beyaz üstünlükçü aşırılıkçıların en fazla insan öldürdüğü yıl olmuştu.
Hayat Ağacı saldırısından bu yana, beyaz üstünlükçüler aleyhindeki söylem daha güçlendi. Mesela Capitol Hill'de beyaz üstünlükçülük ve yerel terörizmle alakalı duruşmalar gerçekleşti. İç Güvenlik Bakanlığı ayrıca, potansiyel olarak cihatçı teröristlerden kaynaklanan tehditle aynı derecede tehlike sergileyen beyaz üstünlükçü aşırılık yanlıları hakkında bir mücadele stratejisi yayınladı.
Bununla birlikte Birleşik Devletlerin bu tehditle başa çıkabilmesi için daha uzun bir yol kat etmesi gerekiyor. Başkan Trump’ın söylemleri genellikle amaca zarar veren bir nitelik taşıyor. 2017’de bariz şekilde beyaz bir ırkçı olan şahıs, aracını Charlottesville’de gerçekleşen “Sağı Birleştir” mitingindeki karşıt göstericilerin üzerine sürdüğünde Trump şöyle demişti: “Her iki tarafta da iyi insanlar var”. Başkan’ın son zamanlardaki “sivil savaş”a yönelik atıfları, görevinden alınması durumunda beyaz üstünlükçüler tarafından bir ırk savaşına yönelik katılım çağrısı şeklinde yanlış yorumlanabilir.
Meclis ve Senato’da konuyla ilgili yasa önerileri sunulmuş olsa da bunların çoğu iç terörizme yönelik. Amerika Birleşik Devletlerinde faaliyet gösteren birçok beyaz üstünlükçü aşırılık yanlısının Ukrayna’daki Neo-Naziler dâhil olmak üzere yurtdışında bağlantıları bulunuyor, bu yüzden sadece iç terörizme odaklanmak bu tehdide yeterince çare olacak gibi görünmüyor.
Birleşik Devletler, ulus ötesi beyaz üstünlükçü aşırılık yanlısı grupları, müttefiklerimiz Kanada ve İngiltere’nin çok önceden yaptığı gibi, yabancı terör örgütleri olarak tanımlamayı değerlendirebilirdi. ABD Dışişleri ve Hazine Bakanlıkları terörist tanımlama birimleri, bu beyaz üstünlükçü grup üyelerinin ABD’ye girişlerini engellemeli; bu bireylerin ve grupların varlıklarını bloke etmeli ve Adalet Bakanlığı bu gruplara maddi destek sağlayan herkesin kovuşturulmasına izin vermelidir.
Pittsburgh hala yaralarını sarıyor ancak halk, Squirrel Hill Yahudi toplumunun etrafında toplandı ve hissedilen şey umutsuzluk değil kararlılıktı. Şehrin gönderdiği mesaj tişörtlerde ve ön bahçeler ile şehrin her yerindeki camlara asılan işaretlerde belirgin bir şekilde görülen dokunaklı bir mesajdı. İşarette, Pittsburgh Steelers logosuna yerleştirilmiş bir Davut Yıldızı ve üç güçlü kelime yer alıyordu: Nefretten Daha Güçlüyüz.
Bana gelince, kendi ülkemdeki aşırılıkçı şiddet tehdidine daha yakından bakmak için araştırmamı genişletmem gerektiğinin farkına varırken kentimde böyle bir terör eylemi gerçekleşmemeliydi. Ama oldu.
Colin P. Clarke, 27 Ekim 2019, Rand Corporation
(Colin P. Clarke, Carnegie Mellon Üniversitesi Politika ve Strateji Enstitüsü'nde yardımcı doçent ve kar amacı gütmeyen, taraf olmayan RAND Corporation'da yardımcı kıdemli bir siyaset bilimcisidir.)
Tamer Güner, 01.11.2019, Sonsuz Ark, Stratejik Araştırma, Çeviri
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.