6 Ocak 2020 Pazartesi

SA8268/KY1-CÇ699: Bin Bir Surat

"Biliyor, inkâr ediyorsun. Biliyor, görmezden geliyorsun. Biliyor, bilinsin istemiyorsun."


Sen ne iki yüzlüsün sen! 

Yok yok! İki değil çok yüzlüsün! Bin bir suratlı dense bile azdır. Onca yüzle yaşamayı nasıl beceriyorsun kolayca? Bu ne ustalık? Bu ne maharet? Doğuştan mı geliyor? Sonradan mı kazanılmış? Hayır! Doğuştanlığı kabul edemem. Kabul etmem. İnsan özgürdür. Yapıp ettiklerinden sorumludur. Doğuştanlığa yamayarak aklayamazsın kendini. Kimse aklayamaz. Öyle olsa ya herkes doğrucu, ya herkes müşfik, ya herkes merhametli olurdu ve yeryüzünde kan döken bir varlık olarak, zalim bir varlık olarak anılmazdı insan. 

İyinin yanında kötü, merhametlinin yanında zalim hep oldu ve hep olacak. Zalim bir babadan adil bir evlat hep oldu hep olacak. Yalancı, müfteri bir atadan doğrucu, hakikat tutkunu nice evlatlar oldu olacak. Tersi de oldu olacak. Doğuştanlık zalimi aklar, doğuştanlık mücrimi bağışlatır. İnsan seçimleriyle kendini var eder. Bunu ne genlere ne başka bir hale bağlayarak kukla kılmak hinliktir. Yapılıp edileni hoş görmemiz için, onaylamamız için, karşı çıkmamamız için ortaya sürülen koca bir kalp gerekçedir. Doğuştanlık insan için olan değildir yapıp etmelerinde. Yapıp etmemelerinde. İnsan hiç kuşkusuz bir filozofun da keşfettiği gibi ‘isyan edebilen ve seçebilendir.’ Hiçbir mahpushaneye sığmaz. İşte sen burada da iki yüzlüsün. Bilmezliğin naif kollarına atılmış gibi yapıyorsun. 'Bilmiyorum' diyorsun.

Nasıl da kolayca sığınıyorsun ‘bilmiyorum!’ sözüne. Ah o ‘bilmiyorum!’ sözcüğü! Ah o ‘bilmiyorum!’ kavramı. Ne yüreklilik ister ‘bilmiyorum!’ diyebilmek. Yüreklilerin yüksünmediği bir söyleyiştir. Yüreklilerin imtina etmediği, hiçbir dem aklına getirmediği hiç duraksamadan dile getirdiği ‘bilmiyorum!’ sende iğreti duruyor. Her bir yanından sahtelik akıyor ‘bilmiyorum!’ dediğinde.

‘Bilmiyorum!’ itirafı gerçek bir itiraf olduğunda sahih bir bilgeliktir. Herkesin altından kalkabileceği bir ağırlıktan ötedir. Kolayca söylenemez. Kolayca dile gelemez. Ah, evet sana kolay. Hem de kimseye olmadığı kadar kolay. 

Kolay. Hem ne kolay! Ve fakat sen ‘bilmiyorum!’ sözünü işine geldiğinde söylüyorsun. İşine geldiği için kuşanıyorsun bir zırh gibi. Oysa cahili olduğun nice şeyde ‘biliyorum!’ diye efelenmekten çekinmiyorsun hiç. Bin bir suratlılığın bir gereği olarak sarılıyorsun ‘bilmiyorum!’ sözüne. Dilinde pelesenk olduğu çoğu yer oysa bildiğin. Biliyor, inkâr ediyorsun. Biliyor, görmezden geliyorsun. Biliyor, bilinsin istemiyorsun.

İki yüzlülüğün tüm gereklerini yerine getirmekte pek bir mahirsin. Pek bir kolay suçluyorsun, pek bir kolay karalıyorsun, pek bir kolay aşağılıyorsun, pek bir kolay hor görüyorsun, pek bir kolay küçümsüyorsun, pek bir kolay görmezden geliyorsun. 



Cemal Çalık, 06.01.2020,  Konuk Yazar, Sonsuz Ark, Deneme, Sözcüklerin Düş Hâli


Facebook 



Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı