"Ölü seviciliğinizle tükeneceksiniz. Ulumalarınız kimi günlerde biraz fazla yankılanacak hepsi o. O yankıyla avunmaktan öte bir hal olmayacak."
Konuşma diyorsunuz ulumalarınıza. Duyan kulaklar için, sesleri ayırt etme yeteneği dumura uğramamışlar için, anlam bilgisine sahipler için uyuz bir köpeğin ulumasından farksız çıkardığınız sesler!
Canı yandığı için mi ulur uyuz bir köpek? Hem evet hem hayır! Güzel sese düşmanlığından ulur. Güzel ses canını yaktığından ulur. Güzel sesleri bastırmak için bed sesine abanır abandıkça. Abandıkça da batar en derinine çirkin seslerin. Sesiniz çirkin! Kulak tırmalıyor sesiniz. Gönülleri kanatıyor, gönülleri karartıyor. Kulakları kir pas içinde bırakıyor. Sesinizin ulaştığı her bir kulak irine bulanıyor.
Konuşmuyor uluyorsunuz!
Konuşma diyorsunuz ulumalarınıza. Acınsın istiyorsunuz kendinize. Acındırma gayretinden vazgeçmiyorsunuz hiçbir dem. Acınılsın ister bed sesliler. Acıyorum size ben de. Acınmayı salık veriyorsunuz, acınmayı istiyorsunuz. Her dem yitikler üzerine o bed sesinizle vaazlar veriyorsunuz. Sahte gözyaşlarınızla destekleyerek. Gözyaşı avcılığından medet umuyorsunuz. Yüreklice durmak, yüreklice kalmak ağır geliyor çirkin sesinizin emzirdiği ruhunuza. O kirli ruhunuzdan her bir varlıkta bir iz olsun istiyorsunuz. Bu yüzden tutunuyorsunuz ölü seviciliğine. Ölülerden medet umuyor, medet umulsun istiyorsunuz. Ölü seviciliğiniz bu yüzden. Bu yüzden sıkı sıkıya sarılıyorsunuz ölülerinizin eteklerine. Her bir yaşam bir ölüyü yansılasın istiyorsunuz. Bir yansılamadan ibaret olsun istiyorsunuz her bir soluk alan. Kendisi olarak soluk alandan ödünüz patlıyor. Korkunuz ulumalarınıza yansıyor.
Çağrınız ölüler için. Rahat bırakın ölülerinizi. Kendiniz olarak var olmanın yollarını arayın. Düşün artık şu ölülerin yakasından. Bırakın şu ölü seviciliğini. Kendi imzanızı atın yaşama. Bunun savaşımını verin. Bir anlamınız olmalı, madem varsınız. Madem soluk almaktasınız. Heyhat kendiniz olmaktan korkuyorsunuz. Kendiniz olan olmaktan uyuz bir köpek gibi kaçıyorsunuz. Kaçışınızı gizleyemiyor ulumanız. Ulumalarınız örtmüyor. Örtemiyor. Örtemeyecek de. Başkası olmayı salık veriyorsunuz. Bu verdiğiniz salığa düşün diyorsunuz. Güldürüyorsunuz soluk alan almayan her bir şeyi sözlerinizle.
Düşünmüyor kusuyorsunuz. Düşünce diyorsunuz zehirli kusmuklarınıza. Ulumanızın ardından başlıyor kusmalarınız. Ekşi bir koku sarıyor çevrenizi. Çevreleri ekşi bir kokuyla kuşatıyorsunuz. Küflü, ekşi bir koku. Geniz yakan. Beniz solduran bir koku. Uluyarak dikkatleri üzerinizde topluyor sonra da kusuyorsunuz. Boca ediyorsunuz her bir çirkinliği, ölü seviciliğini en başta. Ardından her bir bayağılığı. Her bir adiliği. Düşünce diyorsunuz çağ dışı savlarınıza. İlkelliği salık veriyorsunuz.
Geçmişi yaşamayı öneriyorsunuz. Önerdiklerinizin hepsi de adinin en adisi. En berbatı. En pespayesi. En erdemsizcesi.
Düşünmüyor kusuyorsunuz. Kusmuklarınıza düşünce diyorsunuz. Düşünmekten bir uyuz köpek gibi korkuyorsunuz. Yaratımdan korkuyorsunuz. Yaratıcılıktan korkuyorsunuz. Korkularınızı yüklensin istiyorsunuz her bir yeni doğan. Yaşama gözlerini açanın gözleri dünde olsun istiyorsunuz.
Gözyaşlarınıza güvenerek yapıyorsunuz bunu. Gözyaşı avcılığıyla sürdürüyorsunuz kirli emellerinizi.
Size geçit yok! Yaşam size düşüklere bir geçit sunmuyor. Sunmayacak. Ölü seviciliğinizle tükeneceksiniz. Ulumalarınız kimi günlerde biraz fazla yankılanacak hepsi o. O yankıyla avunmaktan öte bir hal olmayacak.
Cemal Çalık, 01.06.2020, Konuk Yazar, Sonsuz Ark, Deneme, Sözcüklerin Düş Hâli
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.