Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
"ABD Demokrat başkan adayı Joe Biden’in desteklemeyi düşündüğü CHP-HDP-İP-SP-GEP-DAP- FETÖ-PKK-DAEŞ ittifakı için bu gerçek bir kara haberdi."
"ABD Demokrat başkan adayı Joe Biden’in desteklemeyi düşündüğü CHP-HDP-İP-SP-GEP-DAP- FETÖ-PKK-DAEŞ ittifakı için bu gerçek bir kara haberdi."
2023’e kadar iletim altyapısı tamamlanacak olan kaynaktan her yıl Türkiye ekonomisine 10 milyar metreküp yerli doğal gaz girecek ve şimdilik bu rezerv Türkiye’nin 2023 sonrası 32 yılında ekonomiye (geriye dönük hesaplamalara göre) yaklaşık 65 milyar dolar katkıda bulunacak ve enerji dolayısıyla verdiğimiz câri açık azalacaktı.
Gerçi Sanayi ve Teknoloji Bakanı Bakanı Mustafa Varank, "Bu hesaba göre bir 'finans profesörü' bir Beypazarı Soda bile etmiyor" diyerek cevap vermişti bu prof’a…
Aslında ‘prof’ titrine sahip olan şahıs birilerinin tehdit mesajlarını iletiyordu: “Yaptırımlarla, darbelerle, saldırılarla, ambargolarla sizin doğalgaz çıkarmanıza engel oluruz, ekonominizi batırırız.”
Hatırlayanınız var mıdır bilmem. Post modern darbe dedikleri ilkelliğin yaşandığı 28 Şubat 1997 sonrası istifa ettirilen Erbakan’ın yerine kurulan, Mesut Yılmaz’ın başbakan olduğu ANASOL-D hükümeti (55. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti, 3. Yılmaz Hükûmeti, 30 Haziran 1997-11 Ocak 1999 tarihleri arasında görev yapan, Anavatan Partisi, Demokratik Sol Parti ve Demokrat Türkiye Partisi koalisyonunun oluşturduğu, Deniz Baykal liderliğindeki CHP’nin dışarıdan desteklediği hükümet) Rusya ile Mavi Akım anlaşması imzalamıştı.
Mavi Akım projesi, Ankara ile Moskova arasında 15 Aralık 1997 yılında imzalanan anlaşmaya göre, 25 yıl süreyle, Türkiye’nin Rusya’dan yılda 16 milyar metre küp doğal gaz satın almasını öngörüyordu. Mavi Akım hattının uzunluğu 1213 kilometre idi ve bu hattın 380 kilometresi denizin altındaydı.
Bir buçuk yıl sonra Yılmaz hükümeti devrildi, yerine Ecevit azınlık hükümeti kuruldu, o devrildi yerine, yine Ecevit’in başbakan olduğu ANASOL-M (MHP) hükümeti kuruldu; MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Türkiye’ye kurulan tuzakları ileri sürerek seçime gitmek gerektiğini ilan etmesiyle yapılan Kasım 2002 seçimlerinde Erdoğan’ın genel başkanı olduğu Ak Parti tek başına iktidar oldu ve Şubat 2003’te Mavi Akım boru hattı, siyasi yasaklı olduğu için seçilemeyen ve henüz başbakan olmayan Recep Tayyip Erdoğan’la birlikte, Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin ile İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi’nin katıldığı bir törenle açıldı.
Gelelim tehdit mesajlarına.
5 Mart 2010’da konuştu Mesut Yılmaz, Mavi Akım projesiyle ilgili yaşadığı siyasi baskıları anlattı. 1997 Temmuz ayında Mavi Akım Anlaşması'nı TBMM'ye getirip, Meclis'ten oy birliği ile geçirdiklerini söyledi Mesut Yılmaz: 'Bu tarihten sonra başta Enerji Bakanıma ve bana birçok yabancı büyükelçi ve temsilci gelmeye başladı. ABD, Katar, Mısır elçisi falan geliyordu. Çünkü dünya enerji piyasasına yeni bir oyuncu olarak giren Türkiye'yi engelleyerek, Türkiye pazarını ele geçirme anlayışı vardı' dedi.
ABD'nin özellikle Katar gibi ülkelerde kapattığı doğal gaz rezervlerini, üçüncü ülkelere 'LPG' olarak satmaya çalıştığını, bu yüzden de Mavi Akım Projesi'ne karşı çıktığını, Rusya'nın getirdiği teklifin çok cazip olduğunu, riski üstlenerek, gazı Karadeniz'den geçirip Samsun'a kadar getirmeyi teklif ettiğini anlatan Yılmaz, bu esnada kendisini ziyaret eden ABD elçisinin kendisini tehdit ettiğini şöyle itiraf ediyordu: "ABD elçisi bana iki kez geldi. 'İptal etmezseniz, kötü sonuçlar doğurur, şahsen sizin için. Zaten Karadeniz'in altından da boru geçmez' dedi. Ben de 'Korkum yok, ülkemiz için gerekli olan bu anlaşmayı yapacağımı söyledim."
ABD’nin kestiği ilk ceza medya desteğinin kesilmesi ve yolsuzluk senaryolarıyla gelmişti. ABD büyükelçisine verdiği yanıttan sonra kendilerine övgüler düzen gazetelerin, Mavi Akım Projesi'ni, Türkiye'nin en büyük yanlışı olarak nitelendirdiklerini belirten Yılmaz, Mavi Akım'da yolsuzluk yapıldığının iddia edildiğini, bu konuda lobi oluşturulduğunu söyledi:
"O lobinin etkisinde kalan Meclis, bakan ve bürokratları, Mavi Akım konusunda Yüce Divana gönderdi, ancak bütün suçlamalardan aklandık".
Mesut Yılmaz iktidarda iki yıl bile kalamamıştı, ABD tehditlerini tek tek yerine getirmeye devam etmişti. 1998 yazında Türkbank ihalesindeki yolsuzluk iddialarını bahane eden CHP hükûmete verdiği desteği geri çekmiş ve hükümet aleyhinde gensoru önergesi vermişti. Mavi Akım anlaşmasının imzalanmasından bir yıl sonra 25 Kasım 1998 tarihinde oylanan önerge TBMM tarafından kabul edilince güvenoyu almayan ANASOL-D hükûmeti düşmüş, 11 Ocak 1999'da Bülent Ecevit, 56. Azınlık hükûmetini kurmuştu.
Mesut Yılmaz başbakanlıktan düşürülmüştü, ancak ABD’nin işi henüz bitmemişti kendisiyle.
Aralık 2010’da TRT Haber’e konuşan Tansu Çiller'in 1995-99 yılları arasındaki başdanışmanı Hüseyin Kocabıyık, “Bazı askerlerin Öcalan'ın ifadelerine Mesut Yılmaz ismini karıştırmak istediklerini ve bir DGM savcısının buna engel olduğunu söylüyorsunuz. Öcalan'ın hangi ifadelerine ve nasıl? Yani Abdullah Öcalan Mesut Yılmaz aleyhine bir ifade mi verecekti? Öcalan'a suikastın (Mesut Yılmaz tarafından) önlenmesi meselesi mi?” sorusuna, “Bu olayı birkaç kişi bilir. Biri de benim. Mesut Bey'e böyle bir tuzak kuruluyordu. Sanıyorum 99 yılıydı. Şemdin Sakık'la bazı gazeteciler için uygulanan metodun aynısı işte. Aynı metodu Mesut Yılmaz için kullanacaklardı. Bir tevatür var ya, hoş onun doğru tarafları da var. Suikastın önlenmesi meselesi. Onu koyacaklardı. Bize Mesut Yılmaz haber verdi gibi bir şey söyleyecekti Öcalan. Sonra bir savcı buna izin vermedi benim bildiğim.” şeklinde cevap vermişti.
Mesut Yılmaz’ın siyasi hayatı bir şekilde sona ermişti, yıllar sonra Rize’den bağımsız milletvekili seçilmesine rağmen. Karadeniz’in altından boru geçmişti ama “İptal etmezseniz, kötü sonuçlar doğurur, şahsen sizin için” tehdidi tamamen gerçekleşmişti.
Tehditler, yaptırımlar güçlü Erdoğan hükümetlerine de yapılmıştı Fatih, Yavuz, Oruç Reis, sondaj gemilerimiz Doğal Gaz ve Petrol ararken; ancak karşılarında Erdoğan gibi bir lider vardı. Erdoğan’ın coşkusunun altında yatan da aştığı ulusal ve uluslararası zorluklardı.
Enerji Bakanı Fatih Dönmez, dün anlatıyordu:
“İlk önce şahsımın da içinde bulunduğu ambargo ile karşı karşıya kaldık. Daha sonra AB'nin çalışanlara yaptırımı oldu. Yabancı uyruklu çalışanlarımızın evlerine ve ailelerine gitmek suretiyle 'eşlerinizi arayın, orada çalışmasınlar' dendi. Bir yerde tacizde bulunuyorlar. Burada çalışmaktan gayet memnunlar. İki tanesi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak istedi, biz de hay hay dedik. Onlar şimdi TC uyruklu olarak çalışmalarına devam ediyorlar.”
Avrupa Birliği’nin baskısı Erdoğan’ı durdurmaya yetmedi. Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, dün, Türkiye'nin Karadeniz'de doğal gaz rezervi keşfine ilişkin, "Doğal gaz kaynaklarının bulunması ekonomiye ve kalkınmaya önemli bir katkıda bulunacaktır. Umarın en kısa sürede kullanılabilir hale gelir ve bu doğal gaz çıkartılabilir. Biz her zaman Türkiye'nin refah içinde, istikrarlı, demokrasinin yerleştiği bir ülke olduğunu görmek istiyoruz Avrupa Birliği olarak. Başkanlığımızın her zaman mesajı bu olmuştur. Umut ediyoruz bu, en kısa sürede Türkiye'nin ekonomisine katkıda bulunacak bir araca dönüşür." demek zorunda kaldı.
“Bugün Hazine ve Maliye Bakanımız altını çizdi. Doğalgaz ve petrole ödediğimiz para yaklaşık 40 milyar dolar seviyesinde. Bunları azaltacağız. Yurt dışına daha az para ödeyeceğiz dolayısıyla cari açığa katkısı olacak.”
Erdoğan’ın liderliğindeki Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin göreve başladığı anda Türkiye lehine revize ettiği daha sonra genişletilerek Güney Akım’a dönüşen Mavi Akım’la ilgili anlaşmanın süresi 2022’de dolacak; Ocak 2020’da Erdoğan ve Putin tarafından resmen açılan Türk Akım, Bakü-Tiflis-Ceyhan gaz anlaşmaları devam ediyor; ancak keşifle birlikte Türkiye’nin 2023’ten itibaren doğalgaz ve dolar bağımlılığı daha da azalacak, ekonomi üzerindeki dolarizasyon baskısı zayıflayacak.
ABD merkezli haber ajansı Associated Press (AP), "Türkiye, Karadeniz açıklarında büyük doğal gaz rezervi keşfetti" başlığını kullanırken dünyanın birçok basın kuruluşu keşfin önemini ve büyüklüğünü ifade eden yayınlar yapıyorlardı.
Türkiye artık bedel ödemek bir yana bedel ödetecek bir ülke haline geldi. Bu Erdoğan’ın 2002’den sonra kurduğu stratejik bilincin bir eseriydi; elbette dostlar sevinecek düşmanlar kahredecekti.
ABD Demokrat başkan adayı Joe Biden’in desteklemeyi düşündüğü CHP-HDP-İP-SP-GEP-DAP- FETÖ-PKK-DAEŞ ittifakı için bu gerçek bir kara haberdi.
Daha nice keşifler yapacağına inandığımız Erdoğan'a ve ekibine teşekkür ediyor, başarılar diliyor ve Allah'a şükrediyorum.
Siz de aynısını yapın...
Arif Şahin, 22.08.2020, Sonsuz Ark, Şaşkınların Tarihi 116
Arif Şahin Yazıları
Not: Saldırılar başladı. 320 Milyar metreküplik doğal gaz keşfinin açıklandığı gün Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye'nin BB- seviyesindeki kredi notunu teyit etti, görünümünü durağan'dan negatif'e çekti.
Not: Saldırılar başladı. 320 Milyar metreküplik doğal gaz keşfinin açıklandığı gün Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye'nin BB- seviyesindeki kredi notunu teyit etti, görünümünü durağan'dan negatif'e çekti.
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.