Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
Developers of Oxford-AstraZeneca Vaccine Tied to UK Eugenics Movement
Oxford-AstraZeneca aşısının geliştiricileri, yeniden adlandırılan British Eugenics Society’nin yanı sıra, Wellcome Trust gibi öjenik bağlantılı diğer kurumlarla gizli ilişkilere sahipler
30 Nisan'da, AstraZeneca ve Oxford Üniversitesi, bir COVID-19 aşısının geliştirilmesine yönelik “çığır açacak bir anlaşmayı” ilan etti. Anlaşmaya göre AstraZeneca aşının, üretim ve dağıtımının yanı sıra geliştirme yönlerini denetlerken; Oxford tarafı, Jenner Enstitüsü ve Oxford Aşı Grubu aracılığıyla aşının, araştırma ve geliştirme aşamalarında yer alıyor. Bu anlaşmaya varıldıktan bir aydan daha kısa bir süre sonra, Oxford-AstraZeneca ortaklığı, ABD ordusu ve ABD istihbaratının hakim olduğu, bir kamu-özel COVID-19 aşılama çalışması olan Warp Speed Operasyonu kapsamında ABD hükümeti ile bir sözleşme imzaladı.
Ortaklık Nisan ayında duyurulmuş olmasına rağmen, Oxford'un Jenner Enstitüsü COVID-19 aşısını aylar önce, Ocak ayı ortasında geliştirmeye başlamıştı. Yakın tarihli bir BBC raporuna göre, Jenner Enstitüsü için çalışan ve Oxford Aşı Grubu’nun başkanı olan Andrew Pollard’ın, "Birleşik Krallık Acil Durumlar Bilimsel Danışma Grubu için modelleme yapan bir kişi ile aynı taksiyi paylaşması sonucunda” Jenner Enstitüsü, salgının yakında ne kadar ciddi hale geleceğinin ilk kez farkına varmıştı. Taksi seyahati sırasında “bilim adamı Pollard’a, elde edilen verilerin, 1918 gribinden farklı olmayan bir pandeminin gerçekleşeceğini gösterdiğini” anlatmıştı. Bize söylendiğine göre, bu rastlantı sonucunda, krizin kapsamı netleşmeden önce Jenner Enstitüsü COVID-19’a yönelik bir aşının erken geliştirilmesi için milyonlarca dolar dökmeye başlamıştı.
Oxford-AstraZeneca aşısı, 2020'nin büyük bir bölümünde erken bir öncü olarak değerlendirildi ancak daha sonra bu öncülük, klinik denemelerdeki skandallarla gölgelenecekti. Katılımcıların ölümü, ani deneme duraklamaları, kendi yan etkileri olan sorunlu bir "plasebo" kullanımı ve etkinlik oranını çarpıtacak şekilde bazı katılımcılara “kasıtsız olarak” yanlış doz uygulanması bu skandallar arasındaydı.
Oxford-AstraZeneca aşısının baş geliştiricisi Adrian Hill, 9 Aralık'ta NBC'ye verdiği demeçte, deneysel aşının onaylanarak güvenlik denemeleri sonuçlanmadan önce halka dağıtılması gerektiğini belirterek şöyle dedi: “Denemenin bitmesini beklemek gelecek yılın ortasını bulacaktır. Bu çok geç olur; bu aşı etkili, geniş ölçekte mevcut ve dağıtımı kolaydır. "
Aşının diğer baş araştırmacısı Sarah Gilbert, erken güvenlik onayının muhtemel olduğuna inanıyor gibi görünüyordu ve13 Aralık'ta BBC'ye, aşıyı yıl sonuna kadar kullanıma sunma şansının "oldukça yüksek" olduğunu söyledi. Şimdi (Çev: 26 Aralık 2020), İngiltere'nin Oxford-AstraZeneca aşısını Noel'den kısa bir süre sonra onaylaması bekleniyor ve Hindistan da önümüzdeki hafta aşıyı onaylayacak.
Aşı denemelerini kuşatan tartışmalar, nihayetinde Oxford-AstraZeneca aşısının daha önceki şansı en yüksek aday statüsünü zayıflatmış olsa da daha ucuz olduğu ve ana rakiplerinden Pfizer ve Moderna'ya göre çok daha az karmaşık depolama gereksinimine sahip olduğu için, gelişmekte olan dünyada tercih edilen aşı olarak yoğun bir şekilde tanıtılmaktadır.
Bu ayın başlarında, Lancet tıp dergisinin genel yayın yönetmeni Dr. Richard Horton CNBC'ye şunları söyledi: “Oxford-AstraZeneca aşısı, şu anda, sahip olduğumuz diğer aşılardan daha etkili ve daha hızlı bir şekilde gezegene bağışıklık kazandırabilecek olan aşıdır. Çünkü, düşük-orta gelirli ülkelere ulaşabilen bir aşıdır." CNBC ayrıca, Citi Group'un küresel sağlık hizmetleri başkanı Andrew Baum'un, Oxford-AstraZeneca aşısının "gelişen dünyada milyonlarca bireyde COVID-19'a neden olan SARS-CoV-2 virüsünü baskılayacak ve hatta ortadan kaldıracak tek aşı" olduğunu söylediğini aktardı.
Oxford-AstraZeneca aşısının gelişmekte olan dünya için tercih edilen aşı olacağına dair uzun süredir devam eden iddialara ek olarak; bu aşı adayı, aynı zamanda, ana akım ve hatta bağımsız medyadaki çeşitli kuruluşlar tarafından "insanlar için iyi, ticaret için kötü" olarak değerlendirilmişti. Bunun sebebi, ortaklığın "kâr amacı gütmeden dünya çapında [aşıyı] tedarik etme konusundaki açık niyeti nedeniyle, gezegendeki en fakir ulusların, kaynak yetersizliği nedeniyle tedaviden mahrum kalma endişesi duymayacakları" düşüncesiydi.
Bununla birlikte, aşı geliştiricileri ve onların “kâr amacı gütmeyen taahhütlerinin” gerçekliği üzerine yapılan araştırmalar; kurumsal basın bültenleri, uzmanlar, aşı ve ana akım medya ile ilişkili akademisyenler tarafından yılın büyük bölümünde ortaya atılandan daha farklı bir hikâye ortaya koymaktadır.
Örneğin, ana finansörleri eski üst düzey Deutsche Bank yöneticileri, Silikon Vadisi’nin devi Google ve Birleşik Krallık hükümeti olan aşı geliştiricilerinin özel şirketi Vaccitech'in, Oxford-AstraZeneca ortaklığındaki rolü hakkında ana akım medyanın söyleyeceği pek bir şey yoktu.
Hepsi, şirkette tahmini yüzde 10 hisseye sahip olan, aşının iki geliştiricisi Adrian Hill ve Sarah Gilbert ile birlikte aşıdan kâr sağlamaya çalışıyor. Gözden kaçan bir diğer nokta da aşı uygulamasının ilk aşamasını takiben, mevcut satış modelini önemli ölçüde değiştirme planıdır. Bu şekilde, özellikle COVID-19 aşılamasını öngörülebilir gelecek için yıllık bir uygulama haline getirmeye yönelik şu anda bariz olan baskı gerçeğe dönüştürülürse, kârın artırılması hedefleniyor.
Yine de tartışmasız en rahatsız edici olanı, aşının lider geliştiricilerinin, Wellcome Trust ile ve Adrian Hill örneğinde Galton Enstitüsü ile doğrudan bağlantısıdır. Bu iki grubun İngiltere'deki Öjeni hareketiyle uzun süreden beri bağlantıları bulunmaktadır. Adını "öjeninin babası" Francis Galton'dan alan ikinci kuruluş, yüzyılı aşkın süredir ırkçı sahte bilimi teşvik eden ve aşağı sayılanların nüfusunu azaltarak "ırksal stoku iyileştirme" çabalarıyla tanınan bir grup olan UK Eugenics Society’nin (Çev: Birleşik Krallık Öjenik Topluluğu) yeniden adlandırılması sonucunda ortaya çıktı.
Adrian Hill'in Galton Enstitüsü ile bağları, Gilbert ile geliştirdiği Oxford-AstraZeneca aşısını, özellikle Latin Amerika, Güney ve Güneydoğu Asya ve Afrika'daki gelişmekte olan ülkeler için tercih edilen aşı yapma çabası düşünüldüğünde, bariz endişelere yol açmalıdır. Bu bölgeler, Galton Enstitüsü'nün geçmiş üyelerinin nüfus artışının azaltılması çağrısında bulunduğu yerlerdir.
Warp Speed Operasyonu ile ilgili bu serinin son bölümünde, ABD hükümetinin aşılama çabası ve yarışı, Oxford-AstraZeneca aşısının öjenik bağlantılı kurumlarla bağları, Vaccitech'in gizli rolü ve aşı satışının “kar amacı gütmeyen” fedakarca bir faaliyet olduğuna yönelik mit ayrıntılı olarak incelenmiştir.
GlaxoSmithKline ve Jenner Enstitüsü
Edward Jenner Aşı Araştırma Enstitüsü ilk olarak 1995 yılında, Tıbbi Araştırma Konseyi ve Sağlık Bakanlığı üzerinden Birleşik Krallık hükümeti ve ilaç devi GlaxoSmithKline arasında bir kamu-özel ortaklığı olarak Berkshire, Compton'da kurulmuştur.
"[Enstitünün] sponsorları tarafından yapılan incelemenin” ardından, bu görevden önce Wellcome Trust'ın İnsan Genetiği Merkezi'nde kıdemli bir pozisyonda bulunan Adrian Hill liderliğinde, 2005 yılında Oxford'da yeniden başlatılmıştır.
Oxford-AstraZeneca COVID-19 aşısının baş geliştiricisi olan Hill, “farklı bulaşıcı hastalıklara yatkınlığın genetik temelini…özellikle şiddetli solunum yolu enfeksiyonlarını anlamayı" amaçlayan Wellcome'daki bir araştırma grubuna hala liderlik ediyor. Bu araştırma grubu, çalışmalarının çoğunu Afrika’da gerçekleştiriyor. Birleşik Krallık Tıbbi Araştırma Konseyi, Wellcome Trust ile özellikle aşı ile ilgili girişimler konusunda iş birliği yapmaktadır. Bu makalenin ilerleyen kısımlarında daha ayrıntılı olarak tartışılan Wellcome Trust, daha sonra GlaxoSmithKline adını alan şirketi kurmuş olan Henry Wellcome tarafından sağlanan fonla oluşturulmuştur.
Adrian Hill'in Jenner Enstitüsü'ndeki ortağı ve Oxford COVID-19 aşısının diğer ortak geliştiricisi Sarah Gilbert'tir. Hill'in öğrencisi olan Gilbert de, bir “program yöneticisi” olarak çalışmış olduğu Wellcome Trust'tan geliyor. Gilbert ve Hill birlikte, enstitünün, küresel pandemilere yanıt olarak üstlenilen gelecekteki tüm aşılama çalışmalarının merkezi haline gelmesi için çalıştı.
Jenner Enstitüsü'nün Oxford'a taşınması, enstitünün orijinal sponsorlarının (GlaxoSmithKline, Tıbbi Araştırma Konseyi, Sağlık Bakanlığı) Oxford Üniversitesi ve şimdi Pirbright Enstitüsü olarak adlandırılan Hayvan Sağlığı Enstitüsü ile değiştirilmesine karar verildikten sonra, 2005 ile 2006 yılları arasında 1,25 milyon £ bağış yapan Tıbbi Araştırma Konseyi tarafından büyük ölçüde kolaylaştırıldı. Pirbright'ın katılımı, yeniden başlatılan Jenner Enstitüsü'nün hem insanlar hem de çiftlik hayvanları için aşı geliştirmede benzersiz hale gelmesi anlamına geliyordu.
Yeniden başlatılan Jenner Enstitüsü, Birleşik Krallık'ta kamu tarafından finanse edilen aşı geliştirmenin yanı sıra dünyanın en büyük ilaç şirketleri tarafından üretilen aşıların klinik denemelerle test edilmesi işlerine hâkim oldu ve son yıllarda medyanın oldukça ilgisini çeken aşılar için önde gelen güvenlik denemelerini denetledi. Jenner Enstitüsü'nün yürüttüğü deneylerden bazıları, 2009'da yedi bebeğin öldüğü Güney Afrikalı bebeklerin kullanıldığı deneyde olduğu gibi, daha sonra tartışmalara yol açtı.
Güney Afrika örneği için British Medical Journal tarafından yürütülen bir araştırma, Hill liderliğindeki Jenner Enstitüsü tarafından hayvan çalışmalarında kullanılan, olumsuz sonuçlara sahip ve şüpheli yöntemlerin yanı sıra etkisiz olduğu bilinen aşı hakkında ebeveynleri kasten yanılttığını ortaya koydu. Emergent Biosolutions ve Jenner Enstitüsü tarafından ortaklaşa geliştirilen deneysel bir tüberküloz aşısı olan söz konusu aşı, bebeklerde yapılan tartışmalı çalışmanın ardından, halihazırda bilinen aşının etkisiz olduğu gerçeğinin ortaya çıkmasıyla rafa kaldırıldı. Büyük ölçüde Oxford ve Wellcome Trust tarafından finanse edilen bu çalışma, daha sonra BBC tarafından "tarihi" olarak değerlendirilmiş ve övülmüştü. Hill, çalışmanın yürütüldüğü sırada aşıdan elde edilen kişisel bir mali menfaate sahipti.
Etkinlik denemelerindeki benzer tehlikeli uygulama örnekleri ve artan dozajlardan kaynaklanan etkiler, aşı uzmanlarının Hill ve Gilbert tarafından geliştirilen COVID-19 aşısını eleştirmelerine neden oldu. Hill ve Gilbert, Oxford-AstraZeneca COVID-19 aşısında önemli bir mali pay sahibidir. Aşının yüzde 90'ın üzerinde bir etkiye sahip olduğu bildiriliyor olsa da -genellikle ana akım raporlarda alıntılanan- bu rakamlar, bizzat aşının geliştiricileri ve üreticileri (yani Oxford ekibi ve AstraZeneca) tarafından rapor ediliyor. Daha önce Hill ve Jenner Enstitüsü’nden diğer bilim adamlarının, kişisel olarak yatırım yaptıkları bir aşı ürününe fayda sağlamak için deneme sonuçlarını manipüle ederken yakalanmış oldukları göz önüne alındığında, bu durum oldukça kayda değerdir.
Jenner Enstitüsü'nün aşı geliştirme ve test etme konusundaki önemi büyük ölçüde Hill'in Birleşik Krallık Aşı Ağı'nda (UK Vaccine Network) hangi aşıların geliştirileceğini, bunların nasıl geliştirileceğini ve hangi firmaların Birleşik Krallık hükümetinden "hedefe yönelik yatırımlar" alması gerektiğini seçen ek liderlik rolünden kaynaklanmıştır. Aşı Ağı, "gelecekteki salgınlarda hangi aşı teknolojilerinin önemli bir rol oynayabileceğini" belirleme anlamında da önemli bir rol oynamaktadır. Birleşik Krallık Aşı Ağı’nın ana destekçilerinden ikisi Wellcome Trust ve GlaxoSmithKline'dır.
Şaşırtıcı olmayan bir şekilde Aşı Ağı, hızlı yanıt veren aşılama için, bir "tak ve göster" (plug and display) virüs benzeri partikül platformunun dahil olduğu tamamlanmış projelerle birlikte milyonlarca poundu Hill tarafından yürütülen Jenner Enstitüsü'ne yönlendirmiştir. Ayrıca, Jenner Enstitüsü'nün Oxford-AstraZeneca aşısı için kullanılan aynı viral vektör olan koronavirüs (bu durumda MERS) için yeni şempanze adenovirüs aşıları ile ilgili ilk çalışmaları da, Aşı Ağı tarafından finanse edilmiştir. Aşı Ağına ek olarak Jenner Enstitüsü, AB'nin Aşı Ağı eşdeğeri MultiMalVax [Çev: A Multi-Stage Malaria Vaccine-Çok Aşamalı Sıtma Aşısı https://cordis.europa.eu/project/id/305282 ] projesini de koordine etmektedir.
Jenner Enstitüsünde Profesör Adrian Hill, Fotoğraf: John Cairns
Jenner Enstitüsü, GlaxoSmithKline ve 2014 yılında GlaxoSmithKline tarafından satın alınan İtalyan biyoteknoloji şirketi Okairos ile de yakın bir ilişkiye sahiptir. Satın alındıktan kısa bir süre sonra Okairos ve yeni sahibi GlaxoSmithKline, 2014 deneysel Ebola aşı girişiminde kilit oyuncular haline geldi. Bu, mevcut COVID-19 aşısını geliştirme acelesini, birçok önemli yönden yansıtan bir girişimdir. Ebola aşısı için aceleyle gerçekleştirilen güvenlik denemeleri, Adrian Hill ve Jenner Enstitüsü tarafından denetlendi ve Birleşik Krallık hükümeti ve Wellcome Trust tarafından finanse edildi. GlaxoSmithKline ve Okairos, Jenner Enstitüsü Bilimsel Danışma Kurulu'nda temsil edilen yegâne firmalardır.
Jenner Enstitüsü, GlaxoSmithKline-Okairos ve Imaxio adlı küçük bir Fransız biyoteknoloji şirketi ile birlikte, 2015 yılından bu yana deneysel bir sıtma aşısı geliştiriyor ve bu aşının insanlar üzerine denemeleri 12 Aralık 2020'de duyuruldu. Bu denemeler, 2021 yılı boyunca, Hill’in yönettiği Wellcome Center for Human Genetics’deki araştırma grubunun çeşitli hastalıklara karşı genetik duyarlılığı araştırdığı Afrika'daki birçok ülkede, 4,800 çocuk üzerinde yürütülecek. Hill, yakın zamanda başlayacak olan denemelerle ilgili olarak kısa süre önce yaptığı açıklamada, "Bu yıl Afrika'da, Covid'den çok daha fazla sayıda insan sıtmadan dolayı ölecek" dedi.
Şu anda Jenner Enstitüsü, Jenner Aşı Vakfı tarafından finanse edilmektedir ancak vakfın belgeleri çeşitli vesilelerle Wellcome Trust Stratejik Ödülleri'nden önemli miktarda para akışına işaret ediyor. Wellcome Trust'tan bir "özel inceleme heyeti”, enstitüyü ziyaret ettikten ve çalışmalarını değerlendirdikten sonra tröstten daha fazla "stratejik çekirdek fon" almak için Jenner Enstitüsü'ne lobi yaptı. Jenner Enstitüsü, "Wellcome Trust Stratejik Ödülü desteği başarı modeline dayanarak" alınan kalkınma kararlarının arkasındaki temel rehberlik anlamında Wellcome'dan aldığı finansmanı çerçevelendiriyor.
Jenner Enstitüsü'nün vakfı, lider araştırmacıları için tek gelir kaynağı değil. Hill ve Gilbert, enstitünün aşılarının çoğunu kendi özel şirketleri Vaccitech aracılığıyla ticarileştirmek için çalışıyor. Basında çıkan haberlerde aşı AstraZeneca ve Oxford Üniversitesi arasındaki ortak bir çaba olarak tanımlansa da aşı adayının, Hill ve Gilbert tarafından geliştirilen ve Vaccitech'in sahip olduğu teknolojiye dayandığı göz önüne alındığında Vaccitech, bu ortaklıkta önemli bir paydaş konumunda. Vaccitech'e daha derinlemesine bir bakış, şirketin adının Oxford-AstraZeneca aşısı hakkındaki neredeyse hiçbir medya raporunda neden yer almadığına dair bir ipucu sunuyor. Çünkü (Vaccitech’ten bahsedilmesi) aşının "kâr amacı gütmeyen" bir ürün olduğu ve hayırsever nedenlerle düşük maliyetle sunulduğu iddiasını çürütüyor.
Jeremy Loffredo, Whitney Webb, 26 Aralık 2020, Unlimited Hangout
(Jeremy Loffredo, Washington DC'de yaşayan bir gazeteci ve araştırmacıdır. Eskiden RT AMERICA için bir segment üreticisidir ve şu anda Çocuk Sağlığı Savunması için araştırmacı bir muhabirdir. Whitney Webb, 2016'dan beri profesyonel bir yazar, araştırmacı ve gazetecidir. Çeşitli web siteleri için yazılar yazmıştır ve 2017'den 2020'ye kadar Mint Press News'de kadrolu yazarlık ve kıdemli araştırmacı muhabirliği yapmıştır. Halen The Last American Vagabond için yazmaktadır.)
Tamer Güner, 31.01.2021, Sonsuz Ark, Stratejik Araştırma, Çeviri
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.