Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
"Çarpıtma sadece bu kadar değildi; bu olayda Harun’a atfedilen sözler gerçek değildi, Musa taş tabletleri kırmamıştı, halkına “İnsanları öldürün” de dememişti."
Harun’a atılan ve halen Tevrat’ta olduğu gibi duran iftira, iftira olduğu tartışılmadan doğru kabul edilerek Yahudi teolojisinde derin anlam arayışlarına neden olmuştu. Harun’un putu yapmasını izah ederken çürük bir akıl yürütmeye saplanmışlardı, henüz ‘On Emir’ gelmediğinden Harun'un yaptığını iddia ettikleri şeyi normal sayıyorlardı.
Oysa bu hiçbir şekilde kabul edilemeyecek kadar akıl dışı bir çıkarımdı, Musa Firavun’a elçi gönderildiği andan itibaren onunla beraber bulunan ve Allah’tan başka ilah olmadığına dair tebliğ yapan Harun’un böyle bir şey yapması imkansızdı. Nitekim tahrif edilmiş Tevrat’taki ifadelerde Samirîler tarafından Tevrat’ta bir anlam boşluğu oluşturulmuş ve okurların Harun’u fail olarak algılamaları sağlanmak istenmişti. Kur’an ayetleri bu anlamda gerçeği açığa çıkaran bir berraklıkla tahrifatın boyutlarını somut olarak ortaya koyuyordu.
Çarpıtma sadece bu kadar değildi; bu olayda Harun’a atfedilen sözler gerçek değildi, Musa taş tabletleri kırmamıştı, halkına “İnsanları öldürün” de dememişti.
Samirî’nin yürüdüğü yolda yürüyenlerin oluşturduğu Yahudi teolojisinde Altın Buzağı Yahudilerin Tanrısı Yehova için bir kürsü olarak da tanımlanmaya ve Ahit Sandığı veya meleksi bir figürle eşdeğer olarak kabul edilerek halk ikna edilmeye çalışılmıştı. Günümüzde bu Yakın Doğu sanatlarında tanrılar taht yerine hayvanlar üzerine oturarak resmedilmesi ile açıklanıyordu, Oysa Altın Buzağı’nın Yahudiler’in yaşadığı bu süreçten sonra diğer topluluklara yayılıp yayılmadığına dair bir araştırma yapılmamıştı.
Burada dikkat çekici olan nokta, Antik Mısır’daki ‘Altın Buzağı’ putunun Yahudiler aracılığı ile diğer topluluklara yayıldığı ihtimali idi. Çünkü Yahudiliğin tarihi Boğa’yı ya da Buzağı’yı tanrı olarak kabul eden diğer bütün milletlerinkinden çok daha eski idi.
Antik Mısır'da tapılan canlı hayvanlar vardı. Bunların en ünlüsü, başında üçgen şeklinde beyaz bir alameti olan, beyaz lekelere sahip siyah renkli bir öküz olan Memphis’teki Apis (Hapi) Öküzü'ydü. Apis Öküzü Osiris ile özdeşleştirilmişti.
Öküze tapılması Mısır'ın çok daha erken dönemlerine uzanmasına, Apis Öküzü'nden ilk hanedanlıktan bile daha erken dönemlerde bahsedilmesine, eski krallığın son dönemlerinde tapınılmaya başlanan tanrı olmasına rağmen Osiris olduğu düşünülerek ve Osiris'in ruhunun bir simgesi olarak görülerek Apis Öküzü'ne tapılıyordu.
Apis şerefine büyük topluluklar Memphis'te bir araya geliyor, yedi gün süren festivaller düzenleniyordu. Samirî, İbraniler için Mısır mitolojisindeki Apis boğasına ve boğa başlı Khnum'a benzer bir Altın Buzağı yaparak onların geleneksel ‘tanrı’ ihtiyacını gidermişti.
Bekçi'nin aktardığı notlara göre, Mısırlıların ve İbranilerin Antik Yakın Doğu ve Ege'deki komşularında da sıkça yaban öküzüne tapıldığına rastlandığı görülmekteydi. Mısır’dan çıkıştan neredeyse bin yıl sonra ortaya çıkan Yunan mitolojisinde Girit Boğası'na tapınılıyordu. Yine Mısır’dan çıkıştan yüzlerce yıl sonra Hindistan'da ortaya çıkan inanışlara göre boğa Nandi, Tanrı Şiva'nın bineğiydi ve Hindular tarafından kutsal sayılıyordu.
Neolitik zamanlarda öküzlerin kurban edilip yenildiği Hindistan’da Yahudilerin etkisi ile durumun değiştiğinin düşünebildiğini not etmişti 'Yer Yazarı'; çünkü Yahudiler Musa’dan, hatta Davut’tan yüzlerce yıl sonra bile Altın Buzağı yapıp tapmaya devam etmişlerdi.
I. Yarovam, MÖ 922'de İkinci İsrail Krallığını kurmuş ve iki tane altın buzağı yaptırıp onları Betel ve Dan şehirlerine yerleştirmişti. Tevrat, Krallar 12:26-30'a göre, ibadet için Kudüs'e giden dindarların Yehuda kralı Rehavam'a bağlanacaklarından korkan Yarovam bu iki altın buzağıyı yaptırıp halkı Kudüs merkezinden uzaklaştırmayı amaçlamıştı:
“Yarovam, "Şimdi krallık yine Davut soyunun eline geçebilir" diye düşündü, "Eğer bu halk Yeruşalim'e gidip RAB'bin Tapınağı'nda kurbanlar sunarsa, yürekleri efendileri, Yahuda Kralı Rehavam'a döner. Beni öldürüp yeniden Rehavam'a bağlanırlar." Kral, danışmanlarına danıştıktan sonra, iki altın buzağı yaptırıp halkına, "Tapınmak için artık Yeruşalim'e gitmenize gerek yok" dedi, "Ey İsrail halkı, işte sizi Mısır'dan çıkaran ilahlarınız!" Altın buzağılardan birini Beytel, ötekini Dan Kenti'ne yerleştirdii Bu günahtı. Böylece halk buzağıya tapmak için Dan'a kadar gitmeye başladı.”
Altın Buzağı ile ilgili Kur’an’a yakın olan eleştirel yorumlar Tevrat, Nehemya 9:16-20'de net olarak yer alıyordu:
"Ama atalarımız gurura kapıldı; dikbaşlılık edip buyruklarına uymadılar. Söz dinlemek istemediler, aralarında yaptığın harikaları unuttular. Dikbaşlılık ettiler, eski kölelik yaşamlarına dönmek için kendilerine bir önder bularak başkaldırdılar. Ama sen bağışlayan, iyilik yapan, acıyan, tez öfkelenmeyen, sevgisi engin bir Tanrı'sın. Onları terk etmedin. Kendilerine buzağı biçiminde dökme bir put yaptılar, 'Sizi Mısır'dan çıkaran Tanrınız budur!' diyerek seni çok aşağıladılar. Yine de, yüce merhametinden ötürü onları çölde bırakmadın. Gündüzün yol göstermek için bulut sütununu, geceleyin yollarına ışık tutmak için ateş sütununu önlerinden eksik etmedin. Onları eğitmek için iyi Ruhunu verdin. Ağızlarından manı eksiltmedin. Susadıklarında onlara su verdin. Kırk yıl onları çölde besledin. Hiç eksikleri olmadı. Ne giysileri eskidi, ne de ayakları şişti.”
Lütfen gitmek istediğiniz bölümü tıklayınız:
[Giriş] [1.Bölüm-Gök] [2.Bölüm-Yer]
Sıkıntı
Takip et: @Seckin_Deniz
Takip et: @SonsuzArk
Takip et: @SonsuzArk
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.