25 Mayıs 2021 Salı

SA9211/SD2077: İmparatorluk Siyasetçisi Joe Biden'ın Uzun Savaşı-8; 1984- CIA'in Muhbirlere Karşı Savaşı, 1985- ABD'nin Angola UNITA İsyancılarına Verdiği Destek

  Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz serisinin bu bölümündeki analizler, Afganistan, Irak, Somali, Yemen, Nijerya, eski Yugoslavya ve dünyanın başka yerlerinde savaş muhabirliği yapan The Intercept'in üç kurucu editöründen biri, kıdemli muhabiri ve Genel Yayın Yönetmeni olan Jeremy Scahill'e aittir ve ABD Başkanı Joe Biden'ın 50 yıla yaklaşan siyasi hayatına, daha doğrusu 'Kirli ve Çelişkilerle Dolu Siyasi Hayatı'na odaklanmaktadır. İnsanlık dışı kanlı politikaları tasarlamak, planlamak ve uygulamak olarak özetlenebilecek bir süreç sonunda 'bunama' belirtileri gösterdiği bir dönemde ödül olarak ABD Başkanlığı'na aday gösterilen ve seçilen Joe Biden ABD'nin Kanlı Uzun Savaşı'nın sorumlularından biri olarak ABD İmparatorluğu'nun çöküşünü de hazırlamıştır. Analiz serisinin dikkatle okunması ve bu acımasız şahsın temsil ettiği satanist gücün dünyaya ve insanlara neler yaptığının detaylarıyla bilinmesi gerekmektedir. Obama yönetimindeki ABD'nin Başkan Yardımcısı Biden, 5 Ekim 2014'te Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı telefonla arayarak, 2 Ekim 2014 günü Harvard Üniversitesi’nde yaptığı, IŞİD sorunundan Türkiye’yi de sorumlu tutan açıklamaları nedeniyle özür dilemişti. Biden,“Bölgedeki müttefiklerimiz, Suriye’deki en büyük problemimizdi” demiş ve Erdoğan’ın da kendisine “Siz haklıydınız” dediğini belirtmişti. Erdoğan ise bu sözleri söylediğini reddederek Biden’dan özür beklediğini dile getirmişti. Sonsuz Ark, (IŞİD'ın gerçek organizatörlerinden biri olduğunu düşündüğü) eski ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'in sürekli yalan söylediğine ilişkin üç ayrı analizi içeren 'SA920/ÇY4-DB17: Joe Biden Yine Yalan Söylerken Yakalandı' başlıklı yayınıyla tarihe kayıt düşmüştü. Başkanlık seçimleri sürerken, Ağustos 2020'da ortaya çıkan konuşmasında Türkiye'yi izole etmekten ve Erdoğan'a karşı muhalefeti desteklemekten söz etmişti Joe Biden: "Bir yol haritamızın olduğunu açıkça göstermemiz lazım. Düşündüğümüz şeyle ilgili sesimizi yükseltmemiz lazım, bedel ödemeli. Nasıl çalışacaklarını anlamak için çevresinde F-15 savaş uçağı uçurdukları hava savunma sistemi olduğuna göre ona belli silahları satmaya devam edip etmeyeceğimiz konusunda bedel ödemeli. Yani çok endişeliyim. Ama benim yaptığım gibi onlarla doğrudan temasa geçip Erdoğan'ı yenecek duruma gelmeleri için hala var olan Türk liderliği unsurlarından daha fazla verim almalı ve onları güçlendirmeliyiz. Darbe ile değil, seçim süreci ile... Partisi, İstanbul'dan dışarı atıldı. Peki biz ne yapıyoruz? Burada oturup boyun eğiyoruz." Türkiye, kendisine soykırım iftirası atan bu kanlı ve soykırımcı geçmişe sahip ABD'nin Başkanı'na karşı çok dikkatli olmalı, ancak cesur adımlar atmakta tereddüt etmemelidir.
Seçkin Deniz, 25.05.2021


A Half-Century of Joe Biden’s Stances on War, Militarism, and the CIA
İmparatorluk Siyasetçisi: Yarım Asırlık Siyasetçi Joe Biden'ın Savaş, Militarizm ve CIA ile İlgili Duruşları
JOE BIDEN’S LONG WAR

 1984- CIA'in Muhbirlere Karşı Savaşı- CIA War Against Whistleblowers

1970'lerin sonlarında, CIA'in denetimi ile ilgili reformları izleyen yıllarda, teşkilat ısrarla dayatılan kısıtlamaları atlatmaya çalıştı. Buna karşılık, bilgi uçuran ve bilgi sızdıranlardan oluşan bir grup, CIA’nın faaliyetleri hakkında içeriden bilgilerle halka açılmaya başladı. Bunların arasında Philip Agee ve CIA'in acımasız Diktatörlüklere destek vermesini sağlamaya çalışan, kitaplar yazan ve dünya çapında CIA eylemlerini ve kirli operasyonlarını ortaya çıkarmak için yayınlar yapan bir grup eski casus vardı.

Agee daha sonra, "ABD istihbarat servisinin bu kirli operasyonlar için kullanılmasına karşı çıktık" dedi. "Ve şimdi binlerce insana işkence eden ve onları yok eden rejimlerden bahsediyorum." Joe Biden, gizli bilgiler yayınlayan gazetecileri hedef alan CIA destekli yasalara zaman zaman itiraz etse de, sızdıranlara ve ihbarcılara saldıran CIA’nin Kongre'deki en önemli müttefiklerinden biri olarak ortaya çıktı.

Yazar ve eski CIA ajanı Philip Agee, 28 Ekim 1987'de Los Angeles'ta düzenlediği basın toplantısında gazetecilere konuşuyor Fotoğraf: Bettmann Arşivi / Getty Images

1984 yılında, CIA Direktörü William Casey tarafından yazılan gizliliği kaldırılmış bir CIA belgesine göre, Biden ajansın sızıntıyı daha fazla suç haline getirme çabalarını gizlice kışkırttı. Casey, CIA'nın "sızıntı sorununa mümkün olan her şekilde - yasal, idari ve akla gelebilecek her şekilde - yeniden odaklanması" gerektiğini söyledi. CIA, muhbirlerin savunma avukatlarının, kovuşturmaları engellemek için gizli belgeleri keşif yoluyla arayacakları "gri posta" adlı bir taktik kullanıyor olmasından endişeliydi. 

Biden, 1979'da böylesi gri postaları engellemek için çıkarılan yasanın baş mimarı ve destekçisiydi ve Stanford Üniversitesi'nde yaptığı bir konuşmada, hükümetin daha fazla sırrın açığa çıkacağından korktuğu için yargılanmayan 40 ila 60 arasında “açık cinayetten büyük casusluğa kadar uzanan ciddi ulusal güvenlik ihlalleri” olduğunu söyledi. 

Gizli Bilgi Prosedürleri Yasası olarak yasalaşan Biden yasası, hükümete "keşif yoluyla davalıya sunulacak belgelerden belirli gizli bilgileri silme" ve "bu tür sınıflandırılmış belgeler için bilgilerin bir özetini ikame etmek" yetkisi verdi. Bu hareket, bir ihbarcının, eylemlerinin hükümetin yanlış davranışlarını veya gizli eylemlerin yasadışı olduğunu ortaya çıkarmayı amaçladığını iddia etme yeteneğini zayıflatacaktı.

Casey’nin gizliliği kaldırılan 1984 tarihli notu, savcıların Biden yasasına uymadıklarından şikayet ediyor ve Biden’ın özel olarak Adalet Bakanlığı’na verdiği sözlü soru önergesini CIA’in sızıntı önleme kampanyasına "özellikle önemli" destek olarak nitelendiriyordu. Casey, "Adalet'e pasif tavırları ve genel etkisizlikleri nedeniyle verdiği sözlü soru önergesi" nedeniyle Biden'ı övüyordu.

CIA direktörü ayrıca, Biden’in "desteklediği gri posta yasası, sızıntıların peşine düşmelerine yetmiyorsa, ona başka ne yapılması gerektiğini söylemeleri talebini" de kutlamıştı. Casey şunları yazmıştı: "Bunlar devam ederse bize büyük miktarda istihbarat varlığına mal olabilecek sızıntıya karşı daha etkili bir kampanya başlatma fırsatı sağlayabilir." Casey, CIA çalışanlarına muhbirlere karşı “bir eylem programı geliştirmelerini” emretti, bu eylem programıyla sızıntının amacı ne olursa olsun her türlü sızıntıyı suç haline getirmesi için Kongre'ye baskı uyguladı.

CIA, gizliliği kaldırılmış başka bir notta, "Halk, istihbarat sızıntılarını genellikle ilginç, hatta gıdıklayıcı ve belki de hükümetin aşırılıklarını deşifre etmede  yararlı olarak görüyor," diyerek onaylamayan bir şekilde, "sızıntı yapanların muhbirlere benzeyen muğlak kahraman figürler olarak görüldüğü" belirtiliyordu. Ajans, sızıntıları durdurmakla ilgili "Senatör Biden’ın yardımsever tavrını" "tatmin edici" olarak nitelendiriyordu.

The American Prospect'te Daniel Boguslaw, "Casey ve Biden sızanlara duydukları nefretle ilk kez birleşmişken, 80'ler boyunca bakış açıları farklılaştı" diye yazmıştı. “Casey, sızıntıları ve onları takip eden gazetecileri hedef almanın daha incelikli ve sinsi yollarını savundu, Biden ise bugün hala "kötü" muhbirleri öldürmek için kullanılan Casusluk Yasası'nın Manici (Dualitik) bir uygulamasını onayladı."

Jeremy Scahill, 27 Nisan 2021, The Intercept


1985- ABD'nin Angola UNITA İsyancılarına Verdiği Destek- U.S. Support For UNITA Rebels in Angola


UNITA birlikleri, 23 Ocak 1990'da Angola, Jamba yakınlarındaki Silahlı Kuvvetler Günü için prova yapıyor Fotoğraf: Getty Images aracılığıyla Scott Peterson / Liaison

Joe Biden, Haziran 1985'te, ABD'yi Angola'daki sağ kanat UNITA isyancılarını desteklemekten alıkoyan 1976 Clark Değişikliğinin yürürlükten kaldırılmasına karşı yeterli oy desteği alamadı. Biden, UNITA isyancılarının yakın müttefiki apartheid rejimi altındaki Güney Afrika karşıtı olarak yardıma izin verilmesine karşı oy kullanan 34 senatörden biriydi.

Yürürlükten kaldırılma, Reagan yönetiminin UNITA isyancılarına Afrika'daki komünist etkiyle mücadele adına, özellikle de Fidel Castro tarafından sağcı gerillalara karşı savaşmak için gönderilen Küba güçlerine yardım etme yolunu açtı. Kısa süre sonra Reagan yönetimi Senato İstihbarat Komitesine, UNITA'ya 15 milyon dolarlık gizli yardım akıtmayı planlayan bir brifing verdi.

1986'da Başkan Ronald Reagan, isyancı grubun başı Jonas Savimbi'yi Beyaz Saray'a davet etti ve Savimbi'nin “dünyayı elektriklendiren ve diğer uluslardan özgürlük için mücadele edenlere büyük sempati ve destek kazandıracak olan bir zafer kazanma olasılığını övdü."

Savimbi, muhafazakar ABD düşünce kuruluşlarının ve en önemlisi Chevron Corp. olmak üzere büyük petrol şirketlerinin sevgilisiydi. Savimbi'nin Kongre'den ve Reagan yönetiminden yardım almada baş lobicisi, Başkan Donald Trump'ın kampanyasını yönetecek olan Paul Manafort'du.

İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne göre, "ABD'nin 1986 ile 1991 yılları arasında UNITA'ya yaptığı gizli yardım yaklaşık 250 milyon dolardı."

1989'a gelindiğinde, Angola iç savaşında tahminen 100.000 kişi öldürülmüştü ve büyük ölçüde UNITA’nın kara mayınlarını yaygın şekilde kullanmasının bir sonucu olarak on binlerce insan organlarını kaybetmişti.

Jeremy Scahill, 27 Nisan 2021, The Intercept


<<<Önceki                  Sonraki>>>


Seçkin Deniz, 25.05.2021, Sonsuz Ark, Çeviri, Çeviri ve Yansımalar



Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

Seçkin Deniz Twitter Akışı