Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
1987-88- İran-Kontra Soruşturmaları- İran-Contra Investigations
Reagan yönetimi ikinci dönemine girerken, Orta Amerika'daki kirli savaşlarda ABD'nin gizli müdahalelerini dramatik bir şekilde arttırmaya başladı ve Nikaragua'daki Kontra ölüm mangalarını finanse etmek ve silahlandırmak amacıyla Kongre'yi atlatmak için gizli bir hukuk dışı plan gerçekleştirdi.
Başkan Ronald Reagan, İran-Kontra skandalına karışan ulusal güvenlik danışmanı John Poindexter'in 1 Kasım 1986'da yeniden atandığını duyurdu Fotoğraf: Karl Schumacher / Getty Images aracılığıyla The LIFE Images Collection
1986'da, Lübnan'da tutulan ABD rehinelerini kurtarmak amacıyla İran rejimine gizli silah satışı da dahil olmak üzere program hakkında ayrıntılar ortaya çıkmaya başlamıştı. Ayrıca, bu satışlardan elde edilen gelirlerin Kongre'nin kontrolü olmadan Kontralara aktarıldığı da ortaya çıktı.
Beyaz Saray başlangıçta haberlerin yanlış olduğunu iddia etti ve Başkan Ronald Reagan ,Kasım 1986'da, ortaya çıkan skandalla ilgili televizyonda bir konuşma yaptı.
“ABD'nin Lübnan'daki Amerikan rehinelerinin serbest bırakılması için fidye olarak İran'a silah gönderdiği, ABD'nin müttefiklerinin önemsediği ve terörist kaçakçılığına karşı Amerikan politikasını gizlice ihlal ettiği suçlaması yapılıyor. Bu suçlamalar tamamen yanlıştır " dedi ve ilan etti: “ABD, Lübnan'da halkımızı esir tutanlara taviz vermedi. Ve taviz vermeyeceğiz. Amerika Birleşik Devletleri, rehinelerle gemi veya uçak dolusu Amerikan Silahlarını takas yapmadı. Ve takas yapmayacağız "
İran-Kontra skandalı haberi ilk ortaya çıktığında, Joe Biden, Reagan'ın sorumlu tutulması gerektiğine olan inancıyla açık bir şekilde, bunun sonuçları hakkında güçlü bir şekilde tepki göstermişti. "Başkan yalan söylüyorsa, işi bitmiştir," diye uyarmıştı Biden. "Kesinlikle bitmiştir." Biden, silah satışları ve transferleri için kongre izni talep eden düzenlemelere destek verdi. Bu girişimi hiçbir zaman ivme kazanmadı.
Reagan'ın yalan söylediğini gösteren ayrıntıların ortaya çıktığı aylar süren uzun sessizlikten sonra, Başkan ulusal televizyonda başka bir konuşma yapmak zorunda kaldı. Reagan şimdi iddiaların doğru olduğunu kabul etmişti, ancak daha önceki inkarları için tuhaf ve çarpık bir mantık sunuyordu.
Mart 1987'de Reagan, "Birkaç ay önce Amerikan halkına rehine karşılığında silah takas etmediğimi söyledim" dedi. "Kalbim ve en iyi niyetim hala bunun doğru olduğunu söylüyor, ancak gerçekler ve kanıtlar bana bunun doğru olmadığını söylüyor."
Reagan’ın mantıksal jimnastiği, skandalla ilgili resmi Tower Komisyonu raporunda da görülüyordu; bu, yasadışı eylemleri yapan ABD ajanlarını sorumlu tutan bir rapordu ve Reagan’ı, sadece astları tarafından yapılanları etkin bir şekilde izlemediği için doğrudan suçluyordu.
Reagan, "Kendi eylemlerimin ve yönetimimin eylemlerinin tüm sorumluluğunu alıyorum," dedi. “Bilgim olmadan yapılan faaliyetler konusunda ne kadar kızgın olsam da, bu faaliyetlerden hala sorumluyum. Bana hizmet edenlerin bir kısmı için hayal kırıklığına uğramış olsam da, bu davranış için hala Amerikan halkına cevap vermesi gereken benim."
Biden, Demokrat meslektaşlarının çoğundan ayrıştı ve Reagan'a inandığını söyledi. 1987'de Demokrat Başkan adaylığı kampanyasına başlarken, "Başkana kızgın değilim," dedi. "Bence eylemi yürekten bir hareketti. Bence eylemi politik değildi. Bence eylemi herhangi bir kötü niyetle yapılmadı."
Biden, "Sanırım bu rehineler için risk aldı" diyerek Reagan'ın motivasyonunu haklı çıkardı. Biden, Reagan'ın rehinelerin serbest bırakılmasını sağlama konusundaki samimi arzusu nedeniyle, "dış politika alanında hiçbir yeterliliği olmayan insanlar tarafından" yanıltıldığını söyledi.
Skandalın halka açık yüzü olan Yarbay Oliver North, konu ile ilgili yazdığı kitapta şunları anlattı: “Ronald Reagan, hem İran inisiyatifinde hem de kontratlar adına özel çabalarda olup bitenlerin çoğunu biliyor ve onaylıyordu ve her ikisi hakkında düzenli, ayrıntılı brifingler aldı."
Basında çıkan haberlere göre, Reagan iktidarı bıraktıktan sonra yaptığı bir açıklamada, "meselenin neredeyse hiçbir özel detayını hatırlayamadığını söyledi."
ABD politikasındaki değişiklikle hafifleyen 10 yıllık Kontra Savaşında yaklaşık 30.000 kişinin öldürüldüğü tahmin ediliyor.
Jeremy Scahill, 27 Nisan 2021, The Intercept
1987- Kennedy Doktrininde Güncelleme- Update On The Kennedy Doctrine
Senatör Joe Biden, 1 Haziran 1987'de Demokrat Başkan adaylığına adaylığını açıkladı Fotoğraf: Cynthia Johnson / Getty Images aracılığıyla The LIFE Images Collection
Jo Biden, Mayıs 1987'de Başkanlık için ilk başarısız adaylığını başlatmaya hazırlanırken, önemli bir dış politika konuşması yaptı. Harvard Kennedy School'da konuşan Biden, Başkan John F. Kennedy’nin ABD dış politikasındaki “herhangi bir bedel ödemek ya da herhangi bir yük taşımak” vizyonunun güncellenmesi gerektiğini söyledi.
Biden, "Doğru bedeli ödemeli ve doğru yükü taşımalıyız" dedi ve deklare etti: "Askeri müdahalecilik (Reagan Doktrini'nde somutlaştığı gibi) paçavradır." ve ekledi: "Müttefiklerimizi aldatmaya, teröristler için silah ticaretine, Kongre'yi atlatmaya ve Amerikan halkının güvenini en derinden kaybetmeye yol açtı."
Muhtemel tehditler dışında, Başkanın askeri güç kullanması için yerine getirilmesi gereken yasama gereklilikleri çağrısında bulundu. O zamanlar 45 yaşında olan Biden, adaylığını Haziran ayında resmen açıklayacaktı.
Ekim 1987'de Biden'ın başkanlık hırsları, intihal konuşmaları yaptığı ortaya çıktıktan sonra durdu. Senatör olarak işine geri döndü ve itibarını onarmak için bir dizi büyük önerilerde bulunmaya başladı. Bunlar arasında, uzun süredir devam eden Savaş Güçleri Yasası'nın elden geçirilmesi talebi de vardı.
O sıralarda Reagan yönetimi, dünya çapında gizli operasyonlar yürütmek için geniş kapsamlı yürütme yetkisi olması gerektiğini iddia ediyor ve Savunma Bakanı Caspar Weinberger, Savaş Güçleri Yasası'nın kaldırılması gerektiğini savunuyordu.
Weinberger, bunun (Savaş Güçleri Yasası) "başkanın, komite tartışmalarını ve uzun tartışmaları ve bu tür şeyleri beklemeden, derhal yapması gereken türden bir eylemde bulunma yetkisine anayasaya aykırı bir saldırı" olduğunu söylemekteydi.
Reagan yönetimi, hiçbir koşulda yasaya uymayacağını açıkça belirtti. Biden bu pozisyonu hedef aldı ve Kongre'nin savaşta anayasal otoritelerini korumasını sağlamak istediğini söyledi.
"Nixon'dan Reagan'a kadar her Başkan'ın bu yasanın anayasaya uygunluğunu kabul etmeyi reddettiği 14 yıldan sonra - yasanın öngörüldüğü gibi işletilmediği 14 yıl - açıkça bir inceleme yapılması gerekiyor," dedi.
1988'de Biden, Savaş Güçleri Yasası'nın elden geçirilebileceği yolları araştırmak için Senato Dış İlişkiler alt komitesine başkanlık etti. Bir yıl sonra, konunun "anayasal bir çıkmazda" olduğunu söyledi. Bugüne kadar, Biden’ın tutarlı çabalarına ve önerilen değişikliklere rağmen, kanun ne değiştirildi ne de yürürlükten kaldırıldı.
Jeremy Scahill 27 Nisan 2021, The Intercept
Seçkin Deniz, 27.05.2021, Sonsuz Ark, Çeviri, Çeviri ve Yansımalar
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.