Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
"‘Yer Yazarı’, Masonların, 19.yüzyılda neler olup bittiği ile ilgili sırları ele geçirdikleri dünyanın bütün imparatorluklarının kalıntıları üzerinde inşâ ettikleri devletlerin arşivlerine gömdüğünü, yeni nesillerin ‘Tarih’ derslerinde Mason suçluların sorumluluklarının hep gözden kaçırıldığını söylüyordu."
‘Yer Yazarı’nın titiz bir Tarihçi işçiliğiyle serip önüme koyduğu bu notlar, bu devasa Masonik organizmanın dünyanın her yerine nasıl yayıldığını anlatan bir ‘vekâyi’nâme’ gibiydi. Allah’ın Elçisi Süleyman’dan ve onun temsil ettiği her şeyden intikam almak için binlerce yıl gizlice örgütlenen Samirî büyücüleri, Batı’yı buldukları derin cehâlet bataklığında istedikleri gibi bir forma sokmuş ve İngiltere, Fransa, ABD, Hollanda, Portekiz, İspanya, İtalya, Almanya gibi devletleri Doğu’ya karşı organize ederek, Osmanlı İmparatorluğu dahil, binlerce yıllık tarihe sahip İmparatorlukları içten çürütmüş ve son raddede leşe saldıran sırtlanlar gibi her beraber başlarına çullanıp onları darmadağın etmişlerdir.
‘Yer Yazarı’, Masonların, 19.yüzyılda neler olup bittiği ile ilgili sırları ele geçirdikleri dünyanın bütün imparatorluklarının kalıntıları üzerinde inşâ ettikleri devletlerin arşivlerine gömdüğünü, yeni nesillerin ‘Tarih’ derslerinde Mason suçluların sorumluluklarının hep gözden kaçırıldığını söylüyordu. Türkiye Cumhuriyeti’nde de öyle olmuştu. Osmanlı İmparatorluğunun nasıl yıkıldığına dair efsaneler üretiyorlar ve kendilerini saklıyorlardı.
‘Bekçi’ye
göre 19. yüzyıl dünyadaki bütün imparatorlukların 20. yüzyılda dağılmasını
sağlamak için gerekli olan bütün hazırlıkların yapıldığı yüzyıldı. Birinci
Dünya Savaşı da, imparatorluklara indirilen son darbenin zeminini hazırlamıştı.
Japonya ve Çin’den sonra, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Rus Çarlığı ve
Osmanlı İmparatorlukları ardı ardına tarihe gömülmüştü.
Avusturya-Macaristan
İmparatorluğu ve Rus İmparatorluğu için aktardıkları şöyleydi:
“Habsburgların
Avusturya'daki egemenliği 1282 yılına kadar uzanır; ancak Çin, Rusya ve Osmanlı
İmparatorluğuna karşı yapılan savaşlarda Masonlarla yaptığı bütün işbirliklerine
rağmen bu hanedanın kurduğu son imparatorluk da, Veliaht Franz Ferdinand’ın,
hanedanın dostları olan Masonların desteğiyle, Osmanlı’dan ele geçirilen Bosna'nın
başkenti Saraybosna'da Masonların kurduğu kumpasla öldürülmesi bahane edilerek
başlatılan Birinci Dünya Savaşı sonunda, 1918’de parçalanarak yok olmuştur.
1613-1917 yılları arasında Rusya'nın hükümdar kraliyet ailesi olan Romanoff hanedanı, yine Masonların planladığı ve uyguladığı Şubat Devrimi'nin ardından İmparator II. Nikolay 15 Mart 1917'de tahttan çekilmiş ve böylece 304 yıl süren Romanov yönetimini sona ermiştir. Ardından, 1918'de İmparator II. Nikolay ve ailesi Mason Bolşevikler tarafından kurşuna dizilerek öldürülmüş ve Romanoff Hanedanı'nın 65 üyesinin hayatta kalan 47'si yurtdışına sürgüne gönderilmiştir.”
‘Yer Yazarı’, Masonların tekris ettiği, ancak iktidarda tutamadıkları 112. İslam Halifesi V. Murad sonrası Osmanlı İmparatorluğu’nu Hilafeti de yok edecek şekilde yıkmayı hedeflediğini ve bunu başardığını anlattığı notlarında bir diğer ‘Dinî Otorite’ olan Katolik Papalığın nasıl çürütüldüğüne ve 21. yüzyılda gördüğümüz gibi, itibarsızlaştırılmasının temelinin nasıl atıldığına dair ayrıntılar da vardı. Masonların Hristiyan Dünyası’nın tartışılmaz tek otoritesi olan ‘Katolik Papalığı’nı çok daha önce ele geçirmeye başladığını Doğu’daki imparatorlukların yıkılmasında da aktif rol oynayan Cizvitler üzerinden anlatıyordu.
“Özgür Masonlar Büyük Locası’nin internet sitesine göre Cizvit tarikatı ‘1534 yılında evrensel bir nitelik taşımak üzere kurulmuştu. Önceleri Katolik Kilisesi'nin tepkisiyle karşılaşmış, ancak sonra gösterdiği yararlı çalışmalar göz önünde tutularak desteklenmişti. Yıllarca, mason örgütlerini yıpratmak ve içten çökertmek için uğraştılar.’ dese de Cizvit tarikatını kuranlar ve yönetenler masonlardır. İngiltere’de modern Masonluğun kurucusu kabul edilen Sir Francis Bacon “eğitim açısından Cizvit okullarına danışmak gerekir, çünkü uygulamada onlardan daha iyisi yoktur” demişti.
Cizvit Tarikatının lideri Ignatius “Kilise siyah diyorsa, beyaz gördüğüm şeyin siyah olduğunu inanacağım” diyerek dinde reform hareketlerine karşı çıkmış ve böylece Vatikan’ın onayını almıştı.
18 Kasım 1583 tarihinde Fransa Kralı III. Henri'nin isteği doğrultusunda Papa XIII. Gregorius, manastırı Benedikten tarikatından alıp Cizvit (Jésuites) rahiplerine vermiş ve Jules Mancinelli'nin yönetiminde ikisi Fransız ve ikisi İtalyan toplam dört Cizvit rahip, kurumu devralmıştır. Saint-Benoît'da ilk eğitim kurumu, manastıra bağlı olarak yine Cizvit rahiplerin girişimiyle 1583 senesinde kurulmuştur.
Cizvitler sömürge döneminde Avrupa güçlerinin işgal ettikleri topraklara misyonerlik amacıyla gitmişler ve oralarda yerel halkın dilini öğrenip onlarla birlikte yaşadıkları misyonlar oluşturmuşlardır. Özellikle Amerika kıtasındaki yerli halkların katolikleşmesinde önemli rol oynamışlardır. Sao Paulo ve Rio de Janeiro dibi bazı önemli Güney Amerika şehirlerinin kuruluşunda Cizvitlerin büyük rolü olmuştur. Kolonyalizm döneminde Çin’e bile gidip yerleşik misyonlar oluşturmuşlardır. Çin ve Japonya'da, Cizvitler imparatorluk ve kabile siyasetiyle ilgilendiler ve "Çin'de yaptıkları ayinler sonrasında siyasete dahil olmakla suçlandılar ve Uzak Doğu'da faaliyetlerini azaltmak" zorunda kaldılar.”
Lütfen gitmek istediğiniz bölümü tıklayınız:
[Giriş] [1.Bölüm-Gök] [2.Bölüm-Yer]
Sıkıntı
Takip et: @Seckin_Deniz
Takip et: @SonsuzArk
Takip et: @SonsuzArk
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.