10 Ağustos 2021 Salı

SA9322/SD2157: Komünist Parti, Çin'e Refah ve Eşitlik Getirdiğini İddia Ediyor; İşte Egemenliğinin Gerçek Etkisi

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, Sidney Teknoloji Üniversitesi'nde Çin Çalışmaları'nda Doçent ve Tianjin Nankai Üniversitesi'nde Tarih Bölümü'nde yardımcı profesör, Çin'in çağdaş Çin tarihindeki ilk doktora sahibi ve 1995-2006 yılları arasında 11 yıl boyunca UTS'de Çin Araştırmaları başkanı olarak görev yapmış, güncel araştırmaları, modern ve çağdaş Çin'deki entelektüel ve politik gelişimin yanı sıra Çin eyaletlerinin politik ekonomisine odaklanan Çin asıllı Dr Feng Chongyi'ye aittir ve iddialarının aksine Çin Komünist Partisi (ÇKP)'nin Çin'e verdiği zarara odaklanmaktadır.
Seçkin Deniz, 10.08.2021


The Communist Party claims to have brought prosperity and equality to China. Here’s the real impact of its rule

Çin Komünist Partisi (ÇKP), bu hafta kuruluşunun 100. yıldönümüne hazırlanmak için tüm hızıyla, başarıları hakkında yoğun bir tanıtım baskısı ile hazırlanıyor. Bununla birlikte, ÇKP'nin Çin için yaptıkları konusunda kutlayacak çok az şeyi var. Başlıca başarısı, hayatta kalmayı ve bu kadar uzun süre iktidarda kalmayı başarması oldu.

Peki, ÇKP tam olarak neyi iddia ediyor ve gerçek nerede yatıyor?

1. Çin Egemenliği

Listedeki en önemli iddia, ÇKP'nin ülkeyi birleştirmesi ve 1949'da Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla bağımsızlığını güvence altına almasıdır. ÇKP, Çin Milliyetçi Partisi (KMT) liderliğindeki önceki hükümeti,  emperyalist ABD'nin bir kuklası olarak tanımlıyor.

Ancak ÇKP, iktidarı Milliyetçilerden zorla ele geçirmeden önce Çin her bakımdan tamamen bağımsız bir ülkeydi.

İkinci dünya savaşı sonunda işgalci Japon birliklerinin teslim olmasıyla birlikte Çin tam egemenliğe sahip bir ülke oldu. Geçen yüzyılda (19.yy) batılı güçlerle imzalanan eşitsiz anlaşmaları feshetti ve yabancı güçler tarafından talep edilen imtiyazların ve bölgelerin çoğunu (Hong Kong ve Makao hariç) geri aldı. Çin ayrıca bağımsız tarife haklarını kullanıyordu.

1945'te Birleşmiş Milletler kurulduğunda Çin, BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi oldu ve uluslararası toplum tarafından beş büyük küresel güçten biri olarak tanındı.

2. Ekonomik Refah

ÇKP ayrıca Çin'in potansiyelini açığa çıkardığını ve onu ekonomik bir süper güç haline getirdiğini iddia ederek ekonomik başarılarıyla da övünmektedir.

Ancak sanayileşme ve kentleşme, ÇKP iktidara gelmeden çok önce başlamıştı. Art arda gelen savaşlara rağmen, ülkenin çoğunda modern şehirler, ulaşım, sanayi, ticaret ve finans altyapısı kuruluyordu. Örneğin Şangay, 1930'larda “Doğu'nun Paris'i” olarak bilinen sofistike bir metropoldü.


Şanghay Bund Panoraması, 1930. U.S. Signal Corps./Wikimedia Commons

Köylüler de dahil olmak üzere Çin vatandaşları, Çin Cumhuriyeti hükümeti tarafından oluşturulan modern hukuk sistemi kapsamında tam mülkiyet haklarının yanı sıra serbest işletmeler kurma ve işletme hakkından da yararlandı.

Tüm bu başarılar, özel mülkiyete el koyan, tüm kentsel kapitalist sınıfları ve kırsal toprak ağalarını ortadan kaldıran ve 1980'lerde Çin'i yarı-piyasa ekonomisine geri döndürmeden önce otuz yıl boyunca ekonomik büyüme fırsatlarını boşa harcayan ÇKP tarafından yok edildi.

3. Yoksulluğun Ortadan Kaldırılması

ÇKP ve destekçileri, partinin yüz milyonlarca Çinliyi yoksulluktan “kurtardığı” iddiasından özellikle memnunlar. Aslında bu yılın başlarında, Başkan Xi Jinping, ÇKP'nin kırsal yoksulluğu ortadan kaldırma hedefinde “tam bir zafer” ilan etti; bu, bazı analistlerin uygun maliyetli veya sürdürülebilir olmadığını söylüyor.

Son yıllarda yoksulluğun keskin bir şekilde azaldığı doğru olsa da, başarısız ÇKP politikalarının ilk etapta milyonlarca insanı yoksulluğa mahkûm ettiği unutulmamalıdır.

ÇKP, Çin tarihindeki en kötü insan kaynaklı kıtlığa yol açan Büyük İleri Atılım kampanyası (Tek Çocuk) aracılığıyla 45 milyona kadar insanı öldürme suçundan dolayı asla affedilmemelidir.

Ve şu anda Dünya Bankası tarafından kullanılan farklı yoksulluk ölçümlerine göre, hâlâ yoksulluk sınırının altında yaşayan potansiyel olarak yüz milyonlarca Çinli var.

4. Bir “Halk Demokrasisi” Kurmak

ÇKP, Çin'de bir “halk demokrasisi” veya Mao Zedong'un bir zamanlar “halk için demokrasi” ve “düşman için diktatörlük” olarak tanımladığı şeyin kurulduğunu iddia ediyor.

Ancak gerçekte parti, Çin'in anayasal demokrasiye doğru yürüyüşünü kesintiye uğratan totaliter bir devlet kurdu.

Çin Cumhuriyeti 1912'de kurulmuştu ve sıklıkla Asya'daki ilk demokratik cumhuriyet olarak anılıyor. Modern bir hukuk sistemine, canlı bir sivil topluma, büyük ölçüde özgür basına ve özerk okullara ve üniversitelere sahipti.

1928'de KMT, Çin'i zorla birleştirdi ve istikrarsız çok partili demokrasinin yerine, KMT'nin halka tam bir demokrasi kurmak için rehberlik edeceği vaadiyle siyasi gücü tekelleştirdiği bir “vesayet demokrasisi” getirdi.

KMT'nin otoriter parti devleti, 1946'dan sonra demokratikleşme sürecini başlattı. Ertesi yıl bir anayasa çıkarıldı ve 1947 ve 1948'de ulusal parlamento ve cumhurbaşkanlığı için çok partili seçimler yapıldı.

ÇKP bu siyasi gelişmelere son verdi. Xi döneminde, mevcut katı liderlik, evrensel değerlere karşı topyekün bir savaş yürüterek, Çin sivil toplumunu boğarak ve anayasal demokrasiye barışçıl bir dönüşüm fırsatını ortadan kaldırarak iktidara hakimiyetini sürdürüyor.

Hong Kong'daki demokratik kurumlara yönelik son baskı, ülkenin gidişatının açık bir örneğidir.


Hong Kong'un Birleşik Krallık'tan Çin'e devrinin yıldönümü münasebetiyle düzenlenen protesto sırasında polis bir muhabire biber gazı sıktı. Vincent Yu/AP

5. Sosyalizm ve Daha Fazla Eşitlik

ÇKP ayrıca Çin'e sosyalizm ve daha fazla eşitlik getirmekten bahsediyor, ancak Kültür Devrimi sırasında “Beş Siyah Kategori”ye karşı en acımasız kast sistemini yarattı ve bu da en korkunç eşitsizlikle sonuçlandı.

1950'lerden 1970'lere kadar geçen otuz yıl boyunca milyonlarca insan komünist rejim tarafından “toprak sahipleri”, “zengin çiftçiler”, “karşı-devrimciler”, “kötü unsurlar” ve “sağcılar” olarak sınıflandırıldı. Bu insanlar rutin olarak mücadele oturumları (bir tür kamusal aşağılama), emek yoluyla yeniden eğitim, dayak ve hatta idam için ayrıldı. Çocuklarının çoğu eğitimden ve devlet istihdamından mahrum bırakıldı.

Ayrıca, Mao yıllarında özel bir hane kayıt sistemi aracılığıyla, köylüler ve çocukları kırsalda yaşayanlar olarak kaydedildi. Kentsel alanlarda devlet yardımı, istihdam ve okullardan kalıcı olarak dışlandılar.

Bu hane kayıt sistemi ve kır-kent ayrımı, bugün kırsalda yaşayanlar ve büyük şehirlere göç edenler için hala ciddi sonuçlar doğurmaktadır.

Komünist rejim de, kendi gücüne tehdit olarak gördüğü şeyleri kökünü kazımak için bugün hala Sincan (Doğu Türkistan-Uygur) bölgesindeki “yeniden eğitim kamplarını” kullanıyor.

6. Çin Kültürünü Korumak

Son olarak, ÇKP bugünlerde Çin kültürünü temsil ediyormuş gibi davranmaktadır, ancak geleneksel Çin kültürünün kökünü uzun zaman önce kazımıştır.

Mao yıllarında, geleneksel Çin kültürünün ana savunucuları olan kırsal soylular ve kentsel aydınlar ya ortadan kaldırıldı ya da komünist parti-devlet ideolojisine göre yeniden şekillendirildi.

Kültür Devrimi sırasında arzu edilmeyen “Dört Eski”yi, yani eski fikirleri, eski kültürü, eski alışkanlıkları ve eski gelenekleri sistematik olarak yok etmek için kampanyalar başlatıldı.

Çin kültürünün komünist parti-devlet tarafından mevcut tanıtımı, rejime meşruiyet sağlamak için bir araç olarak Çin milliyetçiliğini güçlendirmeye yönelik her türlü fırsatı kullanmaya yönelik alaycı bir hareketten başka bir şey değildir.

Chongyi Feng, 30 Haziran 2021, The Conversation

(Dr Feng Chongyi, Sidney Teknoloji Üniversitesi'nde Çin Çalışmaları'nda Doçent ve Tianjin Nankai Üniversitesi'nde Tarih Bölümü'nde yardımcı profesördür. Çin'in çağdaş Çin tarihindeki ilk doktora sahibidir ve 1995-2006 yılları arasında 11 yıl boyunca UTS'de Çin Araştırmaları başkanı olarak görev yapmıştır. Güncel araştırmaları, modern ve çağdaş Çin'deki entelektüel ve politik gelişimin yanı sıra Çin eyaletlerinin politik ekonomisine odaklanmaktadır. Araştırması, Çin'de anayasal demokrasiye yol açan entelektüel ve politik değişiklikleri, hak bilincinin ve özellikle demokratik güçlerin büyümesini araştırıyor. Akademik dergilerde ve düzenlenmiş ciltlerde doksandan fazla makaleye ve gazetelerde ve internette çok sayıda makaleye ek olarak, Peasant Consciousness and China (1989); Bertrand Russell ve Çin (1994); Çin'in Hainan Eyaleti: Ekonomik Kalkınma ve Yatırım Ortamı (1995); Ulusal Krizde Ulusal Ruhun Mücadelesi: Japonya'ya Karşı Direnme Savaşı Döneminde Çin Kültürü (1995); Sinifikasyondan Küreselleşmeye (2003); Uzlaşma Bilgeliği: Çin'in Liberal Demokrasiye Giden Yolu (1995); ÇKP içinde Liberalizm: Chen Duxiu'dan Lishenzhi'ye (2009); İlkeler ve Tutku: Feng Chongyi'nin Önsöz ve Şiirleri (2011); ve Çin'in Anayasal Dönüşümü (2014). Aynı zamanda Çin'in İllerinin Ekonomi Politiği (1999); Kuzey Çin Savaşta: Devrimin Sosyal Ekonomisi, 1937-1945 (2000); Anayasal Hükümet ve Çin (2004); Li Shenzhi ve Çin'de Liberalizmin Kaderi (2004); Yirminci Yüzyılda Çin (2006); Anayasal Demokrasi ve Uyumlu Toplum (2007) ve Çok Disiplinli Perspektiflerde Çin (2008). 2005'ten bu yana birkaç Çinli web sitesi tarafından dünyadaki yüz Çinli kamu entelektüelinden biri seçildi)


Seçkin Deniz, 10.08.2021, Sonsuz Ark, Çeviri, Çeviri ve Yansımalar



Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

Seçkin Deniz Twitter Akışı