4 Eylül 2021 Cumartesi

SA9353/TG350: Doğal Bağışıklığın COVID Aşılarından Daha Etkin Olduğunu Gösteren 15 Bilimsel Çalışma

  Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız metin, TheBlaze'in kıdemli editörü ve Conservative Review podcast'inin sunucusu, yasadışı göç yoluyla Amerikan egemenliğinin çalınması, tiranlık yoluyla Amerikan özgürlüğünün çalınması ve ceza adaleti "reformu" yoluyla Amerikan yasa ve düzeninin çalınması dahil, zamanımızın en belirleyici savaş alanı meseleleri ile ilgili yazılar yazan Daniel Horowitz'e aittir ve Doğal Bağışıklığın COVID Aşılarından Daha Etkin Olduğunu Gösteren 15 Bilimsel Çalışma'ya odaklanmaktadır. Sonsuz Ark, Covid-19 salgını bahanesi ile devletlerin insanların dokunulmaz bedenlerine yasadışı bir şekilde müdahale etmelerini insanlığa karşı savaş olarak değerlendirmekte ve Aşı seçeneğinin insanların seçimlerine bağlı olduğunu savunarak acımasız devlet gücü ile Aşı-PCR Testi zorbalığına karşı bir duruş sergilemektedir. Çünkü; "İsveç, rekor kıran Covid-19 vakaları nedeniyle, dünyanın en aşılı (Pfizer-BioNTech) ülkelerinden biri olan İsrail'den seyahat edenlerin 6 Eylül 2021'den itibaren ülkeye girişini yasaklamıştır."
Seçkin Deniz, 04.09.2021


Horowitz: 15 studies that indicate natural immunity from prior infection is more robust than the COVID vaccines

Sürekli azalan bir aşı ile zorla aşılama tartışması, pek çok insan için önemsiz bir hale gelmiş olması gerektiği zamanlarda doruğa çıkarak Pandemi üzerindeki tartışmalara yön veriyor. CDC'nin aldatma kampanyasının en sahtekarca mesajlarından biri; aşıyı, virüsün tüm versiyonlarına karşı herhangi bir aşıya sahip olanlardan daha fazla korumaya sahip olan, önceden enfeksiyonu geçirmiş olanlar üzerinde uygulamaya zorlamaktır. SARS-CoV-2'ye karşı doğal bağışıklığın bugün piyasada bulunan herhangi bir aşıdan daha geniş kapsamlı, daha dayanıklı ve daha uzun ömürlü olduğunu kesin olarak ortaya koymanın vakti geldi. Politikalarımız bu gerçeği yansıtmalıdır.

Kendi hükümetimiz aşılardan, özellikle de Pfizer aşısından bağışıklığın her ay azaldığını kabul ettiğinden, bu çalışmanın artık gerekli olmadığı belirtilmelidir. Ortaya koyulmasından beri muhtemelen daha da anlamsız hale gelmiş olan eski verilere dayanan Mayo Clinic araştırmacılarına göre Pfizer'in enfeksiyona karşı etkinliği sadece %42’dir. Delta'ya karşı bile, neredeyse mükemmel olan doğal bağışıklıkla bu etkinliği karşılaştırmaya çalışmak için hiçbir neden yoktur. Entelektüel olarak dürüst herhangi bir kişi için, önceden enfeksiyon geçirmiş olan aşılanmamış bir kişinin, aşıları olan ancak daha önce enfeksiyon geçirmiş olmayan birinden kat kat daha güvenli olduğu açık olmalıdır.

Unutmayın, nüfusun önemli bir kısmı zaten enfekte oldu ve Güney'deki en son Delta dalgası sona erdiğinde, virüsün bu çok bulaşıcı türünün dolaşımının ardından Hindistan'da olduğu gibi, nüfusun büyük çoğunluğunun bağışıklık kazandığı bir duruma ulaşılmış olacak.

Şimdi, çalışmaların, önceden enfeksiyon geçirmiş olanların mRNA aşılamasının ardından klinik olarak anlamlı yan etki olasılığının 4.4 kat artmasıyla ilişkili olduğunu gösterdiği gerçeğini göz önünde bulundurun. Bu nedenle, önceden bağışıklığı olmayanlar için aşılama desteklense bile, önceden enfeksiyonu geçirmiş olanların aşılanması gereksiz olduğu kadar skandal bir karardır. Ancak tahmin edebileceğiniz gibi, (bu karardan vazgeçilmesi), Big Pharma'nın açgözlü ellerinden Pazar payının büyük kısmını alacaktır.

Bu bağlamda, mevcut akademik literatüre dayanarak, evet, önceden enfeksiyon geçirmiş olan kişilerin gerçekten de aşı olanlardan daha fazla bağışık olduğunu netleştirmek önemlidir. İşte doğal bağışıklığın-hafif enfeksiyon durumunda bile- etkinliğini gösteren son çalışmalardan bazılarının küçük bir listesi aşağıda yer alıyor:

1) New York Üniversitesi, 3 Mayıs 2021

Yazarlar, tek başına antikorlar yoluyla adaptif bağışıklıktan daha dayanıklı olan doğuştan gelen T hücresi bağışıklığının uyarılmasıyla ilgili olarak, aşı bağışıklığı ve önceden geçirilmiş enfeksiyondan kaynaklanan bağışıklık arasındaki karşıtlığı inceledi. Şu sonuca vardılar: "COVID-19 hastalarında, bağışıklık tepkileri, aşı olanlarda büyük ölçüde bulunmayan yüksek oranda artırılmış bir interferon tepkisi ile karakterize edildi. Artan interferon sinyali, hastalarda periferik T hücrelerinde gözlenen sitotoksik genlerin dramatik şekilde upregülasyonuna (Çev: Bir biyolojik süreç sırasında gelişim oranında gözlenen artış) katkıda bulunuyor gözükürken, bağışıklık kazananlarda bu durum görülmedi."

Çalışma ayrıca şunları not ediyor: "B ve T hücre reseptör repertuarlarının analizi, COVID-19 hastalarındaki klonal B ve T hücrelerinin çoğunluğunun efektör hücreler olmasına rağmen, aşı olanlarda klonal olarak genişletilmiş hücrelerin öncelikle dolaşımdaki hafıza hücreleri olduğunu ortaya koydu."

Bunun düz anlamı, efektör hücrelerin daha hızlı ve daha dayanıklı doğuştan gelen bir yanıtı tetiklemesidir, oysa bellek yanıtı, yanıt vermesi daha yavaş olan bir uyarlamalı mod gerektirir. Doğal bağışıklık, çok daha fazla doğuştan gelen bağışıklık sağlarken, aşı esas olarak adaptif bağışıklığı uyarır.

2) Washington Üniversitesi, St. Louis, Missouri, 24 Mayıs 2021, Nature'da yayınlandı

Medya geçen yıl antikor seviyeleri düşerse, bağışıklıklarının zayıfladığı anlamına geleceği noktasında insanları korkuttu. Aslında bugün aşılarda bu durumu görüyoruz. Ancak Nature'ın da yazdığı gibi: "Hafif COVID-19 geçirmiş insanlar bile, on yıllarca antikor üretebilen kemik iliği hücrelerine sahiptir."

Bu nedenle, aşılanmış bireylerin çoğunda veya hepsinde muhtemelen eksik olan güçlü T hücresi belleğinin yanı sıra, daha önce geçirilmiş enfeksiyon, "kanda yeniden enfeksiyon olup olmadığını belirlemek üzere devriye gezen bellek B hücreleri oluştururken, kemik iliği plazma hücreleri (BMPC'ler) kemiklerde saklanır ve on yıllar boyunca antikor üretirler”, tam da gerektiği gibi.

Bu nedenle, pandeminin başlarında, Singapur'da yapılan bir in vitro (Çev: laboratuvar ortamında ya da yapay koşullarda yapılan) çalışmada; hiç COVID-19 geçirmemiş, SARS-1 ile enfekte olmuş hastalarda SARS-CoV-2'ye karşı bağışıklığın 17 yıl sonra bile sürdüğünün bulunması şaşırtıcı değildir.

3) Cleveland Clinic, 19 Haziran 2021

Cleveland Clinic sisteminde daha önce enfekte olmuş 1.359 sağlık çalışanı üzerinde yapılan bir çalışmada, bu bireylerin bazılarının normal popülasyondan daha fazla COVID pozitif hastalarının etrafında bulunmuş olmasına rağmen, bunların hiçbirinin 10 ay boyunca yeniden enfekte olmadığı görülmüştür.

4) Fred Hutchinson Cancer Research Center, Seattle/Emory Üniversitesi, Washington, 14 Temmuz 2021, Cell Medicine'de yayınlandı

Çalışma, iyileşen hastaların çoğunun, virüsün birçok parçasını hedef alan dayanıklı antikorlar, bellek B hücreleri ve dayanıklı çok işlevli CD4 ve CD8 T hücreleri ürettiğini buldu. Yazarlar, "Birlikte ele alındığında, bu sonuçlar, iyileşen COVID-19 hastalarında geniş ve etkili bağışıklığın uzun vadede devam edebileceğini göstermektedir" sonucuna vardı. Başka bir deyişle, aşılardan farklı olarak, doğal bağışıklığı desteklemek için herhangi bir güçlendiriciye gerek yoktur.

5) California Üniversitesi, Irvine, 21 Temmuz 2021

Yazarlar bu çalışmada şu sonuca varıyor: "Daha büyük CD8 T hücre klonlarının doğal enfeksiyon kaynaklı genişlemesi, muhtemelen mRNA aşısında görülmeyen virüs tarafından sunulan daha geniş bir viral epitop setinin tanınmasından dolayı farklı kümeleri işgal etti" (vurgu eklenmiştir).

6) California Üniversitesi, San Francisco, 12 Mayıs 2021

Çalışmanın Sonucu: 

"İkinci doz, daha önce enfeksiyon geçirmemiş bireylerde, T hücre yanıtının niceliğini artırır ancak kalitesini artırmazken, nekahet dönemindekilerde de ikinci doz bir işe yaramadı. İyileşme dönemindeki aşılardan alınan Spike’a özgü T hücreleri, üstün uzun süreli kalıcılık ve nazofarenks de dahil olmak üzere solunum yollarına ev sahipliği yapma kabiliyetini düşündüren fenotipik özellikler ile daha önce enfeksiyon geçirmemiş aşılılardan çarpıcı biçimde farklıydı."

Virüsün nazofarenks yoluyla yayıldığını bildiğimiz göz önüne alındığında; doğal enfeksiyonun, çok daha güçlü mukozal bağışıklık sağladığı gerçeği, daha önce enfekte olmuş kişilerin, önceden enfeksiyon geçirmemiş ancak aşı olmuş insanlardan çok daha güvenli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu çalışmanın, enfeksiyon geçirerek iyileşen ancak aşı yaptırmayan kişilerden ziyade,  aşılı ancak daha önce enfeksiyon geçirmemişler ve enfeksiyon geçirerek iyileşmiş ve aşılanmış kişiler arasındaki ayrımı ustaca ifade etmesi, mukozal bağışıklığı sağlayanın aşı değil, daha önce geçirilmiş enfeksiyon olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Aslında araştırmalar şimdi, enfekte olmuş aşılı kişilerin nazofarenkslerinde aşısızlar kadar viral yük taşıdığını gösteriyor; bu, neredeyse her yetişkinin aşılandığı birçok alanda virüsün çılgınca yayılmasının açık bir sonucudur.

7) İsrailli araştırmacılar, 22 Ağustos 2021

İsrailli araştırmacılar, antikor seviyelerinden daha önemli olan daha dirençli T hücresi ve hafıza B hücresi bağışıklığının yanı sıra, daha önce enfeksiyon geçirenlerde antikorların daha yavaş azaldığını buldular. "Aşılı deneklerde, antikor titreleri sonraki her ay %40 kadar düşerken, nekahet döneminde ise ayda %5'ten daha az azaldı."

8) İrlandalı araştırmacılar tarafından yapılan çalışma Wiley Review’de, 18 Mayıs 2021'de yayınlandı 

Araştırmacılar, 10 aydan uzun süredir takip edilen toplam 600.000'den fazla iyileşmiş COVID hastasıyla 11 kohort çalışmasını (Çev: Analitik araştırmalar içinde neden-sonuç (hastalık) ilişkisini belirlemede en güvenilir yöntemdir. En büyük avantajları herhangi bir hastalığa yakalanma veya bir olayla karşılaşma olasılıklarının risklerinin (insidans) hesaplanmasıdır) gözden geçirdi. Anahtar bulgular neydi? Aşıdan farklı olarak, yaklaşık dört ila altı ay sonra, "zaman içinde yeniden enfeksiyon riskinde artış bildiren hiçbir çalışma" bulamadılar.

9) Cornell Üniversitesi, Doha, Katar, 27 Nisan 2021'de Lancet'te yayınlandı

Bu, destekleyici yeniden enfeksiyon kanıtı olan bir hasta alt grubunda tüm genom dizilimine dayalı olarak popülasyon düzeyinde yeniden enfeksiyon riskini analiz eden tek çalışmadan biridir. Araştırmacılar, riski 10.000 kişi-hafta başına 0.66 olarak tahmin ediyor. En önemlisi, çalışma, takip sürecindeki yedi ayı aşkın bir süre boyunca bağışıklığın azaldığına dair hiçbir kanıt bulamadı. Meydana gelen birkaç yeniden enfeksiyon "birincil enfeksiyonlardan daha az şiddetliydi" ve "yalnızca bir yeniden enfeksiyon şiddetli, ikisi orta düzeydeydi ve hiçbiri kritik veya ölümcül değildi." Ayrıca, son haftalarda çok semptomatik olan birçok aşı sonrası enfeksiyonun aksine, "çoğu yeniden enfeksiyon, rastgele veya rutin testler veya temas takibi yoluyla tesadüfen teşhis edildi."

10) İsrailli araştırmacılar, 24 Nisan 2021

Birkaç ay önce, İsrailli araştırmacılar 6,3 milyon İsrailli ve COVID statüleri üzerinde gerçekleştirdikleri bir çalışmada; tüm ülkede, daha önceden virüs kaptığı düşünülen sadece bir kişinin ölümünü doğrulayabildiler. Bu kişi 80 yaşın üzerindeydi. İsrail'de beş aydan daha uzun bir süre önce aşılananlarda gördüğümüz hastaneye yatışlar ve ölümler seliyle bu durum tezat oluşturmaktadır.

11) Fransız araştırmacılar, 11 Mayıs 2021

Araştırmacılar, hiç virüse yakalanmayan ancak her iki Pfizer aşısı olan sağlık çalışanlarından alınan kan örnekleri ile daha önce hafif bir enfeksiyon geçiren sağlık çalışanlarından ve ciddi COVID vakası olan üçüncü bir hasta grubundan alınan kan örneklerini karşılaştırarak test ettiler. Daha önce enfekte olanların "Her iki popülasyondaki endişe verici iki değişken [Alfa ve Beta] ile ilgili olarak hiçbir nötralizasyon kaçışından (Çev: Antikorların virüsü nötralize etmede başarısız olması) korkulmasına gerek olmadığını" buldular.

12) Duke-NUS Tıp Okulu, Singapur, Journal of Experimental Medicine'de yayınlandı

Pek çok insan merak ediyor: Sadece asemptomatik bir enfeksiyon kaparlarsa, daha belirgin semptomlarla enfeksiyondan muzdarip olanlara göre gelecekteki enfeksiyonlara karşı daha mı az korunurlar? Bu araştırmacılar bunun tam tersinin doğru olduğuna inanıyor. Araştırmacılar hem semptomatik hem de asemptomatik nekahet dönemindeki hastalardan alınan T hücre yanıtlarını inceledikten sonra, "Asemptomatik SARS-CoV-2 ile enfekte olmuş bireyler zayıf antiviral bağışıklık ile karakterize edilmez; aksine, oldukça işlevsel bir virüse özgü hücresel bağışıklık yanıtı oluştururlar" diye yazıyor. Aksine, asemptomatik enfeksiyonu olanlarda sadece inflamatuar olmayan sitokin belirtileri olduğunu buldular. Bu da vücudun, virüsle hastaneye kaldırılan pek çok kişiyi öldüren tehlikeli inflamatuar yanıtı (Çev: Enflamatuar yanıt (iltihap), dokular bakteri, travma, toksinler, ısı veya başka herhangi bir nedenle yaralandığında ortaya çıkar) üretmeden virüsle başa çıkmak için hazır olduğu anlamına geliyor.

13) Koreli araştırmacılar tarafından yapılan çalışma, 30 Haziran 2021'de Nature Communications'da yayınlandı 

Yazarlar, nekahet dönemindeki hastalardan oluşturulan T hücrelerinin "kök hücre benzeri" niteliklere sahip olduğunu bulmuşlardır. Yazarlar, değişen derecelerde şiddete sahip virüs bulaşına sahip ve iyileşmiş hastalarda SARS-CoV-2'ye özgü bellek T hücrelerini inceledikten sonra, uzun vadeli "SARS-CoV-2'ye özgü T hücre belleğinin COVID-19'un ciddiyetinden bağımsız olarak başarıyla korunduğu sonucuna vardılar."

14) Rockefeller Üniversitesi, 29 Temmuz 2021

Araştırmacılar, daha önce enfeksiyonu olanlarda hafıza B hücrelerinin, azalan bağışıklıktan muzdarip olmaktan uzak bir şekilde, "endişe verici varyantlarda bulunan mutasyonlara dirençli, giderek daha yaygın ve güçlü antikorlar ortaya çıkardığını" belirtiyorlar. Araştırmacılar, "zaman içinde doğal enfeksiyonla seçilen bellek antikorlarının, aşılamayla ortaya çıkan antikorlardan daha büyük etkiye ve kapsama sahip olduğu" sonucuna varıyorlar. Ve yine, bu durum, doğal bağışıklığı olanlarda kat kat daha fazla olan doğuştan gelen hücresel bağışıklığa girmeden önce bile görülüyor.

15) Madrid La Paz Hastanesi ve Mount Sinai Hastanesi araştırmacıları, New York, 22 Mart 2021

Şimdiye kadar, doğal bağışıklığın aşılara kıyasla, daha etken adaptif B hücresi ve daha uzun süreli ve varyantlara karşı da çalışan doğuştan gelen T hücresi tepkileri sağladığını tespit ettik. Ayrıca, önceden enfeksiyon geçirmiş olanlar, aşılardan kaynaklanan kötü yan etkiler açısından daha büyük risk altındadır ve bu da daha önce enfekte olanları aşılama kampanyasını hem gereksiz hem de tehlikeli hale getirir. Ancak son soru şudur: Aşıların önceki enfeksiyondan oluşan süper T hücresi bağışıklığına zarar verme ihtimali var mıdır?

New York'taki Mount Sinai Hastanesi ve Madrid'deki La Paz Hastanesi'nden immünologlar ciddi endişeler dile getirdiler. Hem önceden enfeksiyon geçirmiş hem de geçirmemiş olan aşılanmış bir grup insanı izledikten sonra şok edici bir keşifte; "SARS-CoV-2'ye karşı önceden bağışıklığı olan bireylerde, ikinci aşı dozu yalnızca hümoral bağışıklığı arttırmakta başarısız olmakla kalmaz, aynı zamanda başak-spesifik T hücre yanıtının daralmasını da belirler" sonucuna varıldı. Araştırmacılar ayrıca, diğer araştırmanın "ikinci aşı dozunun, COVID-19'dan iyileşen bireylerde başaklara özgü hümoral yanıtın genel şiddetinde zararlı bir etki yarattığını" gösterdiğini de belirtiyorlar.

Dr. Fauci, 27 Mart gibi erken bir tarihte, siyasete bulaşmadan önce yaptığı birçok doğru açıklama arasında, önceki enfeksiyonun sağladığı bağışıklığa "gerçekten güvendiğini" ilan etmişti. Bu, 17 aylık verilerden ve düzinelerce çalışmanın bunu doğrulamasından çok önceydi. Yine de bugün, aşıların sağlayabileceğinden çok daha iyi bağışıklığa sahip binlerce doktor ve hemşire, personel krizi sırasında, aşı yaptırmadıkları için işlerini kaybediyor. Doğal bağışıklık hakkındaki büyük yalanın belki de en kanıtlanabilir yalan olduğunu biliniz; ancak muhtemelen bu, virüs, aşılar ve alternatif tedavi seçenekleri hakkında bize söylenen yıkıcı sonuçları olan tek yalan değildir.

DANİEL HOROWİTZ, 25 Ağustos 2021, The Blaze

(Daniel Horowitz, TheBlaze'in kıdemli editörü ve Conservative Review podcast'inin sunucusudur . Yasadışı göç yoluyla Amerikan egemenliğinin çalınması, tiranlık yoluyla Amerikan özgürlüğünün çalınması ve ceza adaleti "reformu" yoluyla Amerikan yasa ve düzeninin çalınması dahil, zamanımızın en belirleyici savaş alanı meseleleri üzerine yazıyor.)


Tamer Güner, 04.09.2021, Sonsuz Ark, Stratejik Araştırma, Çeviri





Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.



Seçkin Deniz Twitter Akışı