3 Nisan 2022 Pazar

SA9612/SD2368: Yeni Bir Küreselleşmenin Başlangıcı

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, Dünya Bankası'nın araştırma bölümünün eski baş ekonomisti, kalkınma ve eşitsizlik uzmanı, New York Şehir Üniversitesi Lisansüstü Merkezi profesörü ve Lüksemburg Gelir Çalışması'na bağlı kıdemli bir akademisyen olan Sırp-Amerikalı ekonomist Branko Milanovic'e aittir ve 2000 sonrası yaşanan sermayenin küreselleşmesi sonrası, Pandemi'nin hızlandırdığı teknoloji kullanımıyla emeğin küreselleşeceği ve Rusya'nın 24 Şubat 2022'de Ukrayna'ya saldırması sonrası Rus oligarklara uygulanan yaptırımlar örneğinde olduğu gibi sermayenin sınırlanabileceği 'Yeni Bir Küreselleşme'ye odaklanmaktadır. Analiz, Ukrayna işgali öncesi olası işgal senaryolarına karşı yaptırımların tartışıldığı bir dönemde yayınlanmıştır, ancak Rus-Yahudi Oligarklara uygulanan yaptırımlar servetlerine el konulması, yaptırımlara boğulan Venezüela'ya ve petrolüne yönelik sınırlamaların kaldırılması sonucunu doğurmuş ve analistin sermayenin nasıl sınırlanabileceğine dair öngörüsü açık bir şekilde gözlemlenmiştir. Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası Batı'nın yaptırım kararlarına uymayarak savaşı sonlandırabilecek bir arabulucu rolü dolayısıyla övülen Erdoğan'ın, son NATO toplantısında ABD'nin ve Rusya ile sıkıştırarak ortaklığa zorladığı Avrupa'nın, bağımsız politikalar üreterek uygulayan Türkiye'ye uyguladığı yaptırımların kaldırılması çağrısı ile birlikte Rusya'dan ayrılan binlerce Amerikan şirketinin yatırımlarını Türkiye'ye kaydırma çabaları bu anlamda da nasıl bir zemin oluşturulduğunu görmemizi sağlamaktadır. ABD Ticaret Odası Kıdemli Başkan Yardımcısı Myron Brilliant'ın 'CAATSA yaptırımları yanında Section 232 ile ilgili tarifelerin kaldırılması gerekliliği var. Biz ABD Ticaret Odası olarak bunların kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz. Her iki hükümetin bir araya gelerek bence çözebileceği meseleler.' demesi sermaye-yaptırımlar ilişkisinin jeopolitik anlamı açısından önemi açıktır.
Seçkin Deniz, 03.04.2022, Sonsuz Ark


The beginning of a new globalisation
"Branko Milanovic, bu sefer küreselleşecek olanın sermaye değil emek olduğunu yazıyor."

Bildiğimiz şekliyle küreselleşme – pandemiye kadar – asimetrikti. İşçiler genellikle yaşadıkları ülkelerde bir araya gelirken, sermaye neredeyse sorunsuz hareket edebiliyordu.


Madhya Pradesh'te video konferans (Neeraz Chaturvedi / Shutterstock.com)

Küreselleşmenin bu aşamasından önceki savaş sonrası on yıllar ile karşılaştırıldığında, sermayenin artan hareketliliği, bankacılık teknolojisindeki gelişmeler ve yurtdışına sermaye transferine ilişkin çok daha esnek kurallar ('açık sermaye hesapları') sayesinde mümkün olmuştur. Ancak belki de en önemlisi, varlıkların devletleştirileceği veya kamulaştırılacağı konusunda önemli bir risk olmaksızın uzak yerlere yatırım yapılabileceği beklentisiydi.

Yeni küreselleşme şekilleniyor da asimetrik görünüyor, ancak eskisinin tam tersi. Sermaye hareketleri parçalanırken emek giderek küreselleşecek. Bu durum nasıl ortaya çıktı?

Uzaktan çalışma

Uzaktan çalışma yoluyla emeğin küreselleşmesi sağlanacaktır. Gereken teknoloji pandemiden önce varken, Covid-19  bu teknolojinin daha sık kullanılmasına doğru kararlı bir geçiş sağladı. Şirketler ve işçiler, daha önce fiziksel bir varlığı zorunlu kıldığına inanılan işlerin evden ya da bu nedenle dünyanın neredeyse her yerinden yapılabileceğini keşfetti.

Bu, birçok insanın yalnızca evden çalışmaya başlamasına değil, aynı zamanda eski oranlarda ücret almaya devam ederken farklı ve daha ucuz bölgelere taşınmasına yol açtı; örneğin, Teksas'ın San Antonia'da kentinde New York'ta iken aldığı maaşını korurken çok daha düşük bir kira ödeyerek. Tarihte ilk kez işler ve işçilerin fiziksel varlığı arasında böyle bir ayrıştırma uygulanabiliyor.

Ancak trendin ülkelerin sınırlarında durması gerekmiyor. Ötesine de yayılabilir ve yayılmıştır: Bir şirketin ABD işçisini (diyelim ki) saatte 50 dolardan veya 100 dolardan kiralamaya devam etmesi için hiçbir neden yokken, aynı iş Hindistan'da ya da başka bir yerde 10 ya da 20 dolara yapılabilir. Gerçekten de, yeni (Hintli) işçi, Hindistan'daki daha düşük fiyatlar nedeniyle, ABD'li işçinin eski, nominal olarak daha yüksek maaşına göre çok daha düşük maaşla daha iyi durumda olabilir.

Tutarsız fiyatların bu "arbitrajı" sayesinde, ABD kapitalist sınıfı daha düşük dolar ücretler ödeyerek kazanırken, uluslararası işçi sınıfı yaşam standardını yükselterek kazanıyor. Bu bir kazan-kazan durumudur; elbette zengin ülkelerdeki emek dışında.

Jeopolitik nedenler

Sermayenin küreselleşmesi ise tam tersine tersine dönecektir. Bir dereceye kadar mali de olsa burada nedenler jeopolitiktir; yüzde 15'lik küresel bir asgari kurumlar vergisinin dayatılması, seçici muhasebe yoluyla vergiden kaçınmayı daha az çekici hale getirmiştir.

Jeopolitik, ABD ile Rusya ve Çin arasında artan gerilimler ve çatışmalarla ilgilidir. Ukrayna konusunda yaşanan soğukluğun sonucu ne olursa olsun (bu yazıda tamamen öngörülemez), Rusya -gelecek hafta veya gelecek yıl- kapsamlı mali ve ticari yaptırımlara maruz kalacak. Bu, temel olarak dünya ekonomisinin bir kısmını finansal küreselleşmenin dışında tutacaktır.

Doğru, Rusya çok büyük bir yığın değil: Gayri safi yurtiçi hasılası küresel GSYİH'nın (satın alma gücü paritelerinde) yaklaşık yüzde 3'ü kadar, ihracatı ise dünya toplamının yüzde 2'sinden biraz fazla. Ancak mesaj, özellikle İran, Venezuela, Küba, Myanmar, Nikaragua ve benzerlerine uygulanan benzer ABD yaptırımları ışığında düşünüldüğünde, nettir; şu anda 20'den fazla ülke şu veya bu şekilde hedef alınmaktadır.

Bu listenin de belirttiği gibi, bu yaptırımların kaldırılması son derece zordur. ABD'de kimse Küba purosu alamaz. Ambargo artık 60 yılı aşkın bir süredir devam ediyor ve Barack Obama'nın başkanlığındaki mütevazı çabalara rağmen hiçbir şey değişmedi. Aslında, Donald Trump yönetimi daha önceki bazı kararları tersine çevirdi ve bir dizi yeni yaptırım uyguladı. Konu Venezuela, Suriye ve İran olduğunda da aynı hikaye.

Yapışkan yaptırımlar

ABD yaptırımlarının yapışkanlığı, Sovyet Yahudilerinin İsrail'e göç edememesine tepki olarak Sovyet ticaretini hedef alan Jackson-Vanik değişikliği ile en iyi şekilde örnek gösterilebilir. Değişiklik, 1974'te Sovyetler Birliği'nden göçün (örtülü bir şekilde söylemek gerekirse) çok zor olduğu bir zamanda tanıtıldı. Ancak 1980'lerde Mihail Gorbaçov'un reformist liderliğindeki liberalleşme ve ardından Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra 2-3 milyon Yahudi'nin SSCB'den veya daha sonra Rusya Federasyonu'ndan İsrail'e veya başka ülkelere gitmek için ayrıldığı tahmin ediliyor.

Yine de değişiklik, yasa kitaplarında kaldı ve uygulanmaması, ABD yönetiminin Rusya'nın aykırı davranmadığının yıllık olarak doğrulanmasına bağlıydı. Daha saçma bir durum hayal etmek zor. Sonunda, Jackson-Vanik feshedildi; ancak gerekçesi farklı (kendi adını taşıyan bir vergi avukatının hapishanede ölümü, iddiaya göre Rus vergi memurlarının dahil olduğu büyük bir dolandırıcılığı soruşturması) olsa bile, yalnızca amaçları aynı olan Magnitsky Yasası ile değiştirilecekti. 

ABD'nin yakın zamanda Afgan hükümetinin mal varlıklarına el koyması - bu miktarın yarısı 11 Eylül saldırılarının kurbanlarının ailelerini tazmin etmek için - bu eğilimin göstergesi. Rusya karşıtı yaptırımların bir sonraki turunda, cumhurbaşkanı Vladimir Putin'e yakın görülen oligarkların varlıklarının dondurulacağı veya kamulaştırılacağı yönündeki spekülasyonlar da öyle. Bir noktada Washington'un hedefinde olabilecek bir ülke menşeli herhangi bir şirkete, ABD'deki varlıkları koruma konusunda iki kez düşünmesi gerektiğinin sinyalini veriyorlar.

Bu özellikle Çin için geçerlidir. Herhangi bir mantıklı tahminle, Çin-Amerika ilişkileri daha da kötüye gitseydi, Çin devlete ait şirketlerin ve Çin Komünist Partisi'ne (ki herhangi biri olabilir) 'yakın' bireylerin varlıkları böyle olur, yoğun bir şekilde yaptırıma maruz kalabilirdi. Çin, 1 trilyon dolardan fazla ABD devlet tahviline sahip. Bunlar bir sürü değersiz kağıt parçası haline gelebilirler.

Aynı akıbet (örneğin) Nijerya'daki (demokrasi ve ordu arasındaki sorunlu ilişki göz önüne alındığında) veya Etiyopya'daki (Tigrayan özerk güçleriyle iç savaş nedeniyle yaptırımlar zaten uygulanmış) şirketlerin başına gelebilir. Varlıkları dondurmak için olası nedenlerin listesi sonsuzdur: iç savaşlar, uyuşturucu kaçakçılığı, gevşek bankacılık düzenlemeleri, farklı siyasi sistemler, insan hakları ihlalleri, soykırım iddiaları…

Dramatik siyasallaşma

Yeterli sayıda kapitalist, servetlerinin güvenliğinin olmadığı konusunda aynı sonuca varırlarsa, onu siyasi kararların daha az müdahale ettiği yerlere "park etmeye" çalışacaklardır. Buralar, Singapur, Bombay veya Asya'daki diğer yerler anlamına gelebilir. Varlıkları Çinli yetkililer tarafından veya servetlerini ABD'ye taşımayı başarırlarsa, Amerikan güçleri tarafından kamulaştırılabilecek zengin Hong Konglu işadamlarının yaşayacağı ikilemi hayal edebiliriz; servetleri ya ÇKP'ye yeterince yakın olmadığı için ya da... çok yakın olduğu için kamulaştırılacaktı.

Finansal zorlamanın dramatik bir şekilde politize edilmesi, kaçınılmaz olarak sermaye hareketinde parçalanma getirecektir. Geçmişte oligarklar ABD'ye ve Birleşik Krallık'a kaçarken, görünüşe göre doğru bir şekilde, servetleri nasıl elde edilmiş olursa olsun batıda hoş karşılanacaklarına inanıyorlardı, şimdi başka bir yere kaçabilirler; ve bunu yaparken farkında olmadan daha çok kutuplu bir finansal dünya oluşturulmasına neden olabilirler.

Bu, Social Europe ve IPS-Journal'ın ortak yayınıdır.

Branko Milanovic, 21 Şubat 2022, Social Europe

(Branko Milanovic, Sırp-Amerikalı bir ekonomist. Bir kalkınma ve eşitsizlik uzmanı, New York Şehir Üniversitesi Lisansüstü Merkezi'nde başkan profesörü ve Lüksemburg Gelir Çalışması'nda bağlı bir kıdemli akademisyendir. Eskiden Dünya Bankası'nın araştırma bölümünde baş ekonomistti.)

Seçkin Deniz, 03.04.2022, Sonsuz Ark, Çeviri, Çeviri ve Yansımalar


Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

Seçkin Deniz Twitter Akışı