19 Nisan 2022 Salı

SA9633/SD2384: Mahmud Abbas, Halefinin İsrail'i Desteklemesini Sağlamak İçin Demokrasiyi Yıkıyor

   Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız Foreign Policy (FP) analizi, Amerika Birleşik Devletleri ve Batı Şeria merkezli multimedya gazetecisi Dalia Hatuqa'ya aittir ve 8 Şubat 2022'de, Batı Şeria-Nablus'ta, Mahmud Abbas liderliğindeki Filistin Yönetimi'nde iktidar partisi El Fetih'in silahlı kolu olan El Aksa Şehitleri Tugayı'nın üç üyesinin İsrail Özel Kuvvetleri tarafından güpegündüz öldürülmesine odaklanmakta ve İsrail ile ilişkileri çok iyi olan ve rakiplerini İsrail Özel Kuvvetlerini kullanarak yargısız infazla ortadan kaldıran Mahmud Abbas'ın varislerini belirleme şeklini, sağ kolu Hüseyin el-Şeyh'i FKÖ Yürütme Komitesine atamasını ve bir sonraki Filistin Yönetimi'nin İsrail, ABD ve Avrupa ülkelerinin istediği şekilde dizayn edilmesini sağlama çabalarını ve Hamas'ın ya da diğer muhalif partilerin kazanacağından korkarak demokratik seçimlerden sürekli olarak kaçmasını eleştirmektedir. Analistin şu cümleleri iyi bir özet sayılabilir: "Komplo, kamusal alanda oynanan siyasi entrikaları tanımlamak için çok güçlü bir kelime olabilir; ancak, Abbas'ın hamlelerinin Filistin'deki siyasi statükoyu koruma amaçlı olduğu açıktır. Ve -pek çok Filistinli için acı bir gerçeklikte- bu hamlelerin bir kısmı kendini İsrail'i korumaya adamış bir liderin güvence altına alınması anlamına geliyor." İsrail polisinin sağladığı güvenlikle Mescid-i Aksa'nın içine giren fanatik Yahudilerin karşılarında buldukları Filistinliler Mahmud Abbas'ın ya da El Fetih veya FKÖ'nün üyeleri olan Filistinliler değiller; onlar Filistin Davası'nın gerçek savunucuları oldukları için, İsrail polisinin uyguladığı insanlık dışı saldırılara ve vahşete karşı direnmeye devam ediyorlar. Filistin'de birlik olmasını engelleyen Satanist Siyonizm ABD ve Avrupa desteğiyle insan haklarını hiçe saymaya devam etmektedir. Erdoğan, Mescid-i Aksa'daki  İsrail vahşeti sonrası 17 Nisan 2022'de Mahmud Abbas'la yaptığı telefon görüşmesinde birliğe vurgu yapmış ve gelecekte alması gereken tutuma işaret etmiştir: "Kudüs başta olmak üzere Filistin’de yaşananlar nedeniyle Ramazan’ı buruk geçirirken, İsrail'in saldırılarında vefat eden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralananlara şifa diledim. Görüşmemizde İsrail'in Mescid-i Aksa’da ibadet edenlere yönelik müdahalelerini şiddetle kınadığımı ve Mescid-i Aksa’nın statüsüne ve maneviyatına yönelik tahrik ve tehditlerin karşısında duracağımızı Sayın Abbas'a ifade ettim. Türkiye her daim Filistin’in yanındadır. Yaşananlar Filistinli tüm grupların birlik ve uzlaşı yolunda çalışmasının zaruretini hatırlatmaktadır. Sayın Abbas’a hem itidal telkinleri hem de birlik bakımından sergileyeceği sağduyulu liderlik dolayısıyla şükranlarımı ilettim."
Seçkin Deniz, 19.04.2022, Sonsuz Ark

Abbas Is Destroying Democracy to Ensure His Successor Supports Israel
"Askeri işgal statükosu, FKÖ'nün tepesindekiler için iyi çalışıyor."

8 Şubat'ta, işgal altındaki Batı Şeria'da, en büyük ikinci Filistin şehri Nablus'ta o gün erken saatlerde meydana gelen bir olayın videoları sosyal medyada yayılmaya başladı. Titrek cep telefonu görüntülerinde, ön camı kurşun delikleri ile parçalanmış gümüş renkli bir arabanın yanında bir taksi ve gri bir minibüs görünüyordu. Gümüş arabanın sürücüsü yere yığılmıştı, kanlar içindeki yolcusu cansız bir şekilde yanında oturuyordu, üçüncü bir adam arka koltukta yatıyordu. Üç Filistinli de ölmüştü, arabaları 80'den fazla kurşunla delik deşik olmuştu.

6 Şubat 2022'de Filistinliler, Filistin Kurtuluş Örgütü Merkez Komitesinin, Batı Şeria/ Ramallah'daki toplantısını protesto ediyorlar. ABBAS MOMANI/AFP VIA GETTY IMAGES

Tanıklara göre, cinayetler hızla işlendi ve olay güpegündüz gerçekleşti: Filistin plakalı araçları kullanan İsrail özel kuvvetleri Nablus'a girdiler, gümüş renkli arabanın önünü kestiler ve hemen ateş açarak içerideki adamları öldürdüler.

Öldürülen adamların daha sonra Batı Şeria'nın küçük bölgelerini yöneten Filistin Yönetimi'nin (PA-FY) iktidar partisi El Fetih'in silahlı kolu olan El Aksa Şehitleri Tugayı'nın üyeleri olduğu belirlendi. Filistin Yönetimi Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın kabinesinin "iğrenç bir suç" olarak nitelendirdiği cinayetler hakkında uluslararası soruşturma açılması çağrısında bulundu.

İsrail ise söz konusu üç kişinin daha önce Batı Şeria'da İsrailli yerleşimcilere ve askerlere yönelik son saldırılara karışmış militanlar olduğunu ve bir başka saldırıyı gerçekleştirmeye giderken engellendiklerini söyledi. Adamlar öldürüldükten kısa bir süre sonra, Nablus'taki yerel El Fetih yetkilileri, Filistinlilerin yargısız bir suikast olarak gördüğü bu saldırıya - işyerlerinin kapanması ve yürüyüşlerle dolu bir günlük yas da dahil olmak üzere - "sahada yanıt verilmesi" çağrısında bulundu. O günün ilerleyen saatlerinde düzenlenen cenaze töreninde, Fetih ve El Aksa Şehitleri Tugayı'nın sarı bayrakları rüzgarda dalgalandı, tüfek taşıyan maskeli silahlı kişiler havaya uzun yaylım ateşinde bulundular, öldürülenlerin akrabaları feryat etti ve intikam çağrılarının yankılandığı yürüyüşler yapıldı..

Üç kişinin öldürülmesi, Filistin Yönetimi'nin İsrail ile güvenlik koordinasyonunu sürdürdüğü için Filistinlilerden yoğun eleştiri aldığı bir dönemde gerçekleşmişti. Bu ilişki, defalarca İsrail askerlerine ve yerleşimcilere yönelik saldırılardan dolayı aranan Filistinli savaşçıların yakalanmasını ve öldürülmesini kolaylaştırmıştı. Bu, Abbas'ın neden yas tutanlar toplantısında üst düzey bir El Fetih yetkilisi tarafından dinletilen ve cinayetleri kınadığı ve olayın "kapanmasına" izin vermeyeceğine dair yemin ettiği nadir bir kayıt yaptığını açıklayabilir. Abbas, "Tekrarlanmalarına izin vermeyeceğiz, sessiz kalmayacağız" diyordu. Ancak, Filistin Yönetimi (PA-FY) başkanı cenazeye katılmadı, cinayetleri kınayan bir basın açıklaması yapmadı ya da TV'ye çıkmadı.

Filistin Yönetiminin fiilen misilleme yapacağı bir senaryoyu hayal etmek zor; sonuçta, otoritenin kendisi sadece işgalci yöneticileri izin verdiği için var oluyor. Gerçekten de, İsrail ile yapılan güvenlik koordinasyonu bir süredir Filistin Yönetimine avantaj sağlıyor. 2000'lerin ortalarından beri Filistin Yönetimi, Hamas'ı ve Batı Şeria'daki diğer ortak düşmanları çökertmek için İsrail istihbaratı ve ordusuyla yakın bir şekilde çalışıyordu. Abbas'ın bir zamanlar “kutsal” olarak adlandırdığı güvenlik koordinasyonunun bir parçası olarak, İsrail güçleri genellikle bir baskın öncesinde Filistinli mevkidaşlarına haber veriyorlar.

Cinayetler, Filistinlilerin Abbas'ın Filistin'in üst düzey siyasi kurumlarında gücünü pekiştirmesini izlediği bir zamanda da gerçekleşmişti. Geçen ay Abbas, kendisinin de başkanlığını yaptığı Filistin Kurtuluş Örgütü'ndeki (FKÖ) üst düzey pozisyonları neredeyse en güvenilir danışmanlarıyla doldurdu. Bu hareket, pek çok kişinin kaşlarını kaldırmasına neden oldu ve (FKÖ) liderinin, ölümünün ardından dizginleri eline alması için güvenilir bir varisin yolunu açtığına dair korkuları güçlendirdi.

Abbas'ın FKÖ'nün yeni üst düzey üyelerini tanıttığı toplantı, Filistin Ulusal Konseyi (FKÖ'nün yasama organı) ile onun en yüksek karar alma organı olan FKÖ Yürütme Komitesi arasında bir aracı kurum olan Filistin Merkez Konseyi'nde (PCC) gerçekleşti. Diğer Filistinli gruplar, hareketi arsız bir güç ele geçirme, Abbas'ın FKÖ üzerindeki kontrolünü pekiştirme olarak kınadılar. 

Toplantı düzmeceydi: En son 2018'de bir araya gelen PCC, tarihsel olarak izleme rolüne sahipti ve hiçbir zaman Filistin liderliğindeki üst düzey pozisyonları doldurmak için bir forum olarak tasarlanmamıştı. Aynı zamanda, aralarında en büyüğü solcu Filistin Halk Kurtuluş Cephesi olan birçok Filistinli siyasi fraksiyonun boykotuna rağmen toplantı yapıldı.

Çağdaş Orta Doğu araştırmacısı ve analisti ve çevrimiçi Jadaliyya dergisinin yardımcı editörü Mouin Rabbani, “Ulusal Konseyi toplamayı reddederek, PCC toplantısını İsrail işgali altında yaparak ve [Abbas]'ın katılanların ya boykot ya da uysallıkla tepki vereceğini bildiği bir gündem belirleyerek, toplantının daha önce almış olduğu kişisel kararların onaylandığı bir toplantıdan başka bir şey olmamasını sağladı" diyor. 

İşin daha da garip olan tarafı konseyin dört yıldır toplanmamış olmasıydı. Aralık 2020'de Yürütme Komitesi'ndeki görevinden istifa eden Hanan Ashrawi gibi ünlü Filistinli liderler toplantıya katılmazken, diğerleri toplantının boykot edilmesi çağrısında bulundular. PCC iki günlük toplantısını Nablus saldırısından bir gün önce, 7 Şubat'ta, İsrail'in diplomatik olarak tanınmasının ve İsrail makamlarıyla güvenlik koordinasyonunun askıya alınmasını tavsiye ederek sonlandırdı; bu şüphesiz diğer zayıf ilişkilerden kaynaklanan genel halktan gelen yoğun baskıyı yatıştırmak için yapılmıştı.

Pek çok Filistinli, PCC tavsiyelerinin yerine getirileceğine veya İsrail'e karşı katı bir adım atılacağına inanmıyor. PCC daha önce 2018'de de aynı tavsiyelerde bulunmuştu, ancak FKÖ Yürütme Komitesi bunları uygulamadı. Bu sefer, Filistin Yönetimi üst düzey İsrailli yetkililerle toplantılar yapmaya devam ederken politika önerileri geliyor; bu yıllardır olmayan bir şey.

PA (Filistin Yönetimi-FY), PCC toplantısını mevcut siyasi açmazı giderecek bir ulusal gündem belirleme fırsatı olarak halka satmaya çalıştı. Filistinliler siyasi bir çıkmazla ve kötüleşen bir ekonomiyle karşı karşıya. Yasadışı İsrail yerleşimleri hızla genişlerken, Filistinliler evlerinin İsrail tarafından yıkıldığını görüyorlar. İşgal altındaki Doğu Kudüs'teki Şeyh Cerrah gibi yerlerde Filistinlilerin sınır dışı edilmesi parlama noktası olmaya devam ediyor. Ancak PCC toplantısında hiçbir şekilde bu konulara değinilmedi.

Eski Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat'ın 1975'ten beri Filistin Ulusal Konseyi üyesi olan ve Ulusal Demokratik Meclise başkanlık eden yeğeni Nasser al-Qudwa, "Hiçbir Filistinli ve hatta yabancı [PCC toplantısını] ciddiye almadı" diyor. Qudwa, 2002'den beri bir İsrail hapishanesinde bulunan bir başka üst düzey El Fetih lideri Marwan Barguti ile birlikte, Abbas'ın rafa kaldırdığı Mayıs 2021 yasama seçimlerine katılacak olan “Özgürlük” listesini oluşturdu.

Qudwa. “Hukuki, siyasi, idari olarak; Filistinli bağımsız şahsiyetler veya toplantıyı boykot etmeye karar veren ileri gelenlerin yanı sıra birçok siyasi örgütün kamuoyuna açık tutumlarına rağmen toplantıyı düzenlemekte ısrar etmek, kontrolü elinde tutanlar adına hataydı.” diyor.

Filistin Yönetimi'nin İsrail ile ilişkisini değiştirmekle ilgili muhtemelen boş sözlere ek olarak Abbas, PCC toplantısını sağ kolu Hüseyin el-Şeyh'i FKÖ Yürütme Komitesi'ne atamak için kullandı. Üst düzey bir El Fetih yetkilisi olan Şeyh, Abbas'ın en yakın sırdaşlarından biri olarak yavaş yavaş kendisine bir yer veriyor. Ayrıca, belki de 86 yaşındaki Abbas'ın yerini alacak bir aday olarak kendisine yolu açmak için İsrailli mevkidaşlarıyla iletişim kuruyor ve toplantılar düzenliyor.

Şeyh halk desteğinden yoksun, ancak iki yıl önce COVID-19 komplikasyonlarından ölen Saeb Erekat tarafından düzenlenen bir gönderiye göre, İcra Komitesine atanmasının İsrail ile üst düzey müzakereci rolünü üstlenmeye yönelik bir adım olduğuna yaygın olarak inanılıyor. Son zamanlarda Şeyh, İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid ile PA sivil işler koordinatörü sıfatıyla bir araya geldi. Koordinatör olarak görev yaptığı süre boyunca, Filistinlilere İsrail'e girmeleri için gıpta edilen çalışma izinlerini sağlayan ofisten de sorumluydu. Ayrıca Avrupalı ​​ve ABD'li yetkililerle ikili ilişkileride can çekişen barış sürecini canlandırmak için İsrail'le ilişki kurma yollarını tartışmak üzere bir araya geldi ve Filistin dışişleri bakanı, başbakanı ve FKÖ ve resmi olarak uluslararası ilişkilerden sorumlu El Fetih yetkililerini devre dışı bıraktı.

Rabbani, "Eş-Şeyh'in yükselmesinin başlıca nedeni, efendisinin emrini yerine getiren ve ona ve her hevesine tam anlamıyla boyun eğen sadık bir aparatçı olmasıdır" diyor. "El-Şeyh'in İsrail, ABD ve Avrupalıların desteğine sahip olması Abbas için de hayati derecede önemli" 

Abbas'ın küstah siyasi şakacılığı ve gücü merkezileştirmesi, Devlet Başkanı'nın ofisini her şeyi kapsayan otokratik bir operasyon üssü olarak güçlendirmek amacıyla yeni Filistin demokratik kurumlarını aşındırmayı amaçlıyor; bu Filistin sivil toplumunun gelecekte temsili bir siyasi model oluşturmasını daha da zorlaştırıyor.

Filistin sokağı, PCC toplantısının, kitleler nezdinde çok az meşruiyeti olan veya hiç olmayan bir azınlığa fayda sağlayan bir toplantı olduğunun farkında. FKÖ'nün artık işgal altındaki topraklardaki ve diasporadaki geniş Filistinli yelpazesini temsil etmediğine inanıyorlar. Filistin Politika ve Anket Araştırma Merkezi tarafından 2018 yılında yapılan bir ankette, katılanların yüzde 70'i FKÖ Yürütme Komitesi'nin "Filistinlileri evde ve diasporada temsil etme" yeteneğinden memnun olmadığını  gösteriyordu.

Batı Şeria'daki Ramallah'ta, durum hakkında yorum yapma yetkileri olmadığı için isminin açıklanmasını istemeyen Batılı bir diplomat, "Dürüst olmak gerekirse, bu FKÖ'nün ölümü gibi görünüyor" diyor. “Herhangi bir seçim sürecinin yokluğunda, halk desteğinden hoşlanmayanları (etkili yerlere) yerleştirmek, örgütü uzun vadede alakasız hale getirmenin oldukça açık bir yolu gibi görünüyor. Bu gerçekten talihsizlik. Liderlik halkına hizmet etmiyor.”

Bu arada tansiyon da yükseliyor. Fiyat artışları ve derin ekonomik sıkıntılar Filistinlileri protesto için sokaklara döktü ve Hebron gibi Batı Şeria şehirlerinde Filistin Yönetiminin güvenlik güçleriyle şiddetli çatışmalara yol açtı. Ayrıca bu tartışmalı şehirde, klan kavgaları, PA güvenlik güçlerinin müdahale edemediği silahlı saldırılara neden oldu. Genel olarak, bu gibi olaylar, Filistin halkı ile Ramallah'taki meseleleri örtbas edememiş olan liderlik arasındaki geniş çatlağı ortaya koyuyor.

Abbas 90 yaşına yaklaşırken, yerine kimin geçeceği sorusu Filistin siyasetinin en önemli meselesi olmaya devam ediyor. İktidarını sağlamlaştırması geleceğe yönelik bir bakış açısıyla yapılıyor ve muhtemelen Filistin Yönetimi'nin Abbas sonrası döneminin gidişatını belirleyecek. Onun sadık taraftarlarının İsrail ve ABD istihbarat ve güvenlik kurumlarının desteğine sahip olması, Filistin davasının geleceği için çok büyük sonuçlar doğuruyor.

ABD'li, Avrupalı ​​ve İsrailli meslektaşlarının desteği Filistinlileri müzakere masasına oturtmaya yardımcı olacak olsa da, bu hiçbir zaman sorun olmadı. Abbas ve Erekat, birbirini takip eden İsrail yönetimleriyle yıllarca müzakere ettiler ve çabalarının karşılığına değecek çok az şey elde ettiler. Gerçekten de Abbas ve yörüngesindeki Filistinli siyasi elit için mevcut siyasi sistem iyi çalışıyor.

Kendisinden önceki Arafat gibi, Abbas da kendisinden sonra yerini alacak tek bir aday göstermeyeceğini açıkça belirtti; bunun yerine, gözü tahtta olan birkaç yetkiliyi birbirine düşürmekten memnun görünüyor. Bir halefin tek belirleyicisi olması gereken özgür ve adil bir seçim, artık ulaşılamaz görünüyor. Yaklaşık 15 yıl boyunca Abbas, Batı Şeria'daki Hamas üyelerinin ve hatta kendi Fetih hizbi içindeki rakiplerinin galibiyetinden korkarak, süresiz olarak ertelediği seçimlerin sonuncusunda Mayıs'taki ulusal seçimler için çağrıda bulundu.

Yetkilileri eleştiren Qudwa, "Dumanla dolu karanlık bir odada oturan 10 ila 15 adam arasında ayarlanan verasetle ilgili herhangi bir komplonun, ertelenen seçimlerde Fetih listesinden birinin Filistin halkına başkanlık etmesine yol açmaya yeteceğini düşünmek tamamen saçmalık" diyor. 

Komplo, kamusal alanda oynanan siyasi entrikaları tanımlamak için çok güçlü bir kelime olabilir; ancak, Abbas'ın hamlelerinin Filistin'deki siyasi statükoyu koruma amaçlı olduğu açıktır. Ve -pek çok Filistinli için acı bir gerçeklikte- bu hamlelerin bir kısmı kendini İsrail'i korumaya adamış bir liderin güvence altına alınması anlamına geliyor.

Dalia Hatuqa, 24 Mart 2022, Foreign Policy

(Dalia Hatuqa, Amerika Birleşik Devletleri ve Batı Şeria merkezli bir multimedya gazetecisidir)


Seçkin Deniz, 19.04.2022, Sonsuz Ark, Çeviri, Çeviri ve Yansımalar


Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

Seçkin Deniz Twitter Akışı