Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
"Şaşkın şaşkın mavi gözlerine baktım. Soğuk ve kararlı bir Avrupa insanı vardı karşımda. Egosunu merkeze almış bir Avrupalı."
Sustum ve sözlerimin etkisini bekledim. İD hiçbir şey söylemedi, sadece sustu. Devam ettim:
‘Biz böyleyiz de kadınlar neci? Adam gibi olmayanın kadın gibisi mi olur? Hangi çayırda otluyorsan, otun da çayırına göre bitmez mi? Sen korkuyorsun erkek olduğun halde de, bak çoğu kadın senden daha erkek; hiç korkmuyorlar! "Ne geri kafalıymışsın sen yahu?" diyorlar. "Bu devirde bu kafa. Bu devirde eski kafa." Bizden adam gibi olup adam gibi dolaşanlara söylüyorlar bunu. Nasıl söylüyorlar? Nerede söylüyorlar? Her yerde! Her yerde tabi. Kadınla erkeğin başka başka yerlerde olduğu yer mi kaldı?
"Sen", diyorsun, "Sen bir kadın olarak bir mücevher gibisin. Sana dokunmak, sana halel getirmek demek, bu yüzden seninle tokalaşmıyorum. Eşin olacak olan adama tertemiz git diye elini tutmuyorum iş yerinde. Törende, bayramda, seyranda."
Tuhaf tuhaf bakıyor sana. Birkaçı anlıyor senin dediğini. Hürmet ediyorlar fikrine. Eline toka hançeri batırmaya korkuyorlar. Ha ileri ha geri, sıkılıp çekiyorsun açıklamanı. Elini unutup tokalaşıyorsun sonra. Elini unuttuğun gibi, sesini de unutuyorsun. Uzanıp duruyor elin uzanan her eli gördüğünde. Gide gide elinin beyazlığı azalıyor. Sen de diğerleri gibi oluyorsun. Adam gibi dolaşıyorsun ortalıkta. Günah be günah! Ne kasıyorsun kendini!’
Gece çok ağırlaşmıştı. İD’e yaptığının bedelini mi ödetmek istiyordum, bilmiyordum, ama uzun süredir içimde biriken şeylerdi bunlar. Richmond’un, Virginia’nın, Washington’un, Amerika’nın, Avrupa’nın yüzlerce yıldır yok etmek istediği değerlerden bahsediyordum. Başarılı da olmuşlardı. Direnen insanlar da vardı, ancak hiç umutlu değildim. Belki de İD’in ‘Ama diğer erkekleri etkilediğim gibi seni etkileyemiyorum nedense?’ sorusuna, ‘Evet etkilendim, ancak etkilenmemem gerekir’i açıklamıştım, nedenlerimi ve beni durdurması gereken temeli anlamasını ummuştum.
‘Seni anladığımı sanmıyorum, hatta anlayabileceğimi de!’ dedi İD yüzüme bakarak. ‘Ama düşüncelerine saygı duyuyorum. Belki de senin böyle düşünmen beni etkiliyor. Zeki ve bilgilisin. Ortalamanın üstündesin. Beni etkilediğini bildiğin halde benden ve güzelliğimden faydalanmak istemeyişin beni sarsıyor, sana daha da çok çekiyor. Hâlâ anlamıyorum. Burada ikimizden başka kimse yok, dilediğimiz her şeyi yapabiliriz; ikimizin istediği şey olacak bu sonuçta, başkasını neden ilgilendirsin ki?’
Şaşkın şaşkın mavi gözlerine baktım. Soğuk ve kararlı bir Avrupa insanı vardı karşımda. Egosunu merkeze almış bir Avrupalı.
‘Ama benim bir karım var, çocuklarım; yaptığım her şey, beni ve inancımı ilgilendirdiği gibi karımı ve çocuklarımı da ilgilendirir.’ dedim. ‘Sizde de kıskanmak diye bir şey var sanırım. Sen kıskanmaz mısın, hiç kıskanmadın mı?’
İD bana doğru birkaç adım attı ve ‘Seni kıskanırım’ dedi gülerek. ‘Bugüne dek kıskandığım kimse olmadı.’
‘İyi ya işte!’, dedim. ‘Düşün ki karımsın ve başka bir kadın şu anda senin yaptığını yapıyor ve senden habersiz, kocanla yapıyor. Ne düşünürsün?’
İD beni şaşırtan bir el-kol hareketi yaptı ve hiç de şakacı olmayan bir ses tonuyla, sert bir şekilde, ‘O kadını parçalarım!’ dedi.
Lütfen gitmek istediğiniz bölümü tıklayınız:
[Giriş] [1.Bölüm-Gök] [2.Bölüm-Yer] [3.Bölüm-Cennet]
Sıkıntı
Takip et: @Seckin_Deniz
Takip et: @SonsuzArk
Takip et: @SonsuzArk
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.