Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
Konuşurken dikkatle CIA ve FBI temsilcilerine bakıyordum, kime ‘bal tuzağı’ gönderdiklerini iyi araştırmamışlar gibi davranıyorlardı; suçlu, huzursuz bakışları eğlendiriciydi benim için. Her ikisi de neredeyse benzer reflekslerle beni dinliyorlardı; bazen iki ellerinin parmaklarını birbirine kenetliyor ve sıkıyorlardı, bazen de kollarını masanın kenarlarına dayıyor, piyanoda bir gerilim filminin müziğini çalar gibi parmaklarını sessizce dans ettiriyorlardı.
Kesin
kararımı vermiştim, ‘napping, tapping, rapping, nevermore’ tekerlemesi ile
verdiğim mesajı almışlardı; ‘bal tuzağı’ gerçekti, gece kapımı çalarak ‘Hi’
diyen kadın Poe sanrısı değildi ve bu işi CIA-FBI koordineli bir şekilde
yapmışlardı, muhtemelen işin içinde MOSSAD da vardı. İD ve dolayısıyla Cevval
bilmeden onların bütün planlarını altüst etmişlerdi.
Bu arada
Cevval’e de bakıyordum. Ağzı açık bir şekilde, hayretle beni dinliyordu; ‘bal
tuzağı’ndan haberi olmadığı gibi, aksine bilmeden ‘bal tuzağı’nı bozduğundan da
haberi yoktu.
‘South’ın,
yani Virjinyalı’nın kanunlara saygılı görünen ve sığır-at hırsızlarının
yakalandığı yerde bir ağaca asılmasını isteyen yargıcın gerçek yüzünü ne zaman
fark ettiğini biliyor musunuz?’ diye sordum herkese bakarak. Sonra sorumu
cevaplamaya başladım, filmi seçmemdeki temel amacı daha iyi anlamaları için. ‘Film
adı üzerinde Virjinya’da geçmiyor, öyle olsaydı Virjinyalı demeye gerek
kalmazdı, ama bir Virjinyalı’nın tutumundan bahsediyor; annesi ve babasını
öldürerek kendisini yanına alan, iyi bir silahşor olarak yetiştiren ve kanun
uygulayıcısı görüntüsü altında kaotik bir ortam oluşturarak kendisine sorun
çıkaran insanları Virjinyalı’ya astırtarak ya da silahla vurdurtarak öldürten
yargıç, en sonunda South’a, South, Virjinya kökeninin bilinmesini istemese ve Virjinyalı
olarak seslenilmesinden hoşlanmasa da ona ‘Virjinyalı’ diyen ve gerçek adı olan
South’u kullanmayan yoksul çocukluk arkadaşına sığır çaldırtarak onun da
Virjinyalı tarafından asılmasını sağlamıştır. Ancak arkadaşı, South’ın yanında
bulunan ve sürekli onunla gezen gazeteci-yazara kendisi asıldıktan sonra South’a
verilmek üzere bir mektup bırakmıştır. Arkadaşının parasızlığından ve mektuptan
haberi olmayan South arkadaşını astığı için acı çekmektedir. Gazeteci mektubu
verdiğinde ve gerçekleri öğrendiğinde de öfkelenir, haberi olsa arkadaşına yardımcı
olabileceğini söyler; ancak artık yapılabilecek bir şey yoktur.’
Sözlerime
ara verdim ve beni dikkatle dinleyen Amerikalılara baktım. ‘Umarım sizi
sıkmıyorumdur’ dedim ve kaldığım yerden tasarladığım senaryoyu uygulamaya devam
ettim:
‘South çalınan
sığırlar ve atlarla ilgili bir not defteri bulduğunda kendisi gibi yargıcın
emrinde kanun uygulayıcı rolünde çalışan ve asla anlaşamadığı eski at ve sığır
hırsızlarının karanlık bir işin içinde olduğunu anlar, yargıç da artık
sırlarının açığa çıktığını anlamıştır, Virjinyalı öldürülmelidir. Virjinyalı
kendisini öldürmeye gelen yargıcın adamlarından biri ile girdiği çatışmada
bütün işlerin yargıç tarafından yönetildiğini öğrenir. Yargıçla yüzleşmeye
gider, yargıç bazı şeyleri onun artık anlayamayacağını söyleyerek onu işten
kovar. İki seçeneği vardır, ya kasabaya geldiğinden beri yardım ettiği, ilgi
duyduğu ve sevdiği kadın öğretmenin istediği ve ısrar ettiği gibi kasabayı terk
edecek ya da yargıçla hesaplaşacaktır. Bir erkek nasıl olmalıdır diye düşünür
South; kaçarsa ömür boyu onursuz hissedecektir. Öğretmen eğer kendisi ile gelmezse
onu terk edeceğini söyler, sevdiği erkeğin kesinlikle öldürüleceğini
bilmektedir. South kalmaya karar verir ve yargıcın bürosuna gider, silahlı
çatışmaya girecektir, adaletin sağlanması gerektiğini düşünen gazeteci de
yanındadır ve o da iyi silah kullanmaktadır. Film sona ermek üzeredir, yargıcın
çağı kapanacaktır artık. Çatışmada gazeteci yaralanır, Virjinyalı yere düşer,
yargıç elinde tabanca ile Virjinyalı’nın tepesinde durmaktadır, ama tetiği
çekeceği yerde Virjinyalı ile alay eder, ona ailesini öldürdüğünü, kendisini de
öldüreceğini söyler, artık Virjinyalı için umut kalmamıştır, o anda beklenmeyen
bir şey olur ve bir silah sesi duyulur, yargıç vurulur ve ölür. Kamera ahşap
yapıların arasında 180 derecelik bir açıyla döner ve elinde bir tüfekle duran
kadın öğretmeni gösterir. Öğretmen gidememiştir ve Virjinyalı’nın onur ve
adalet mücadelesine destek vermek için geri dönmüştür.’
Sustuğumda
toplantı salonundaki herkesin rahatlayarak derin bir nefes aldığını görmüştüm,
ben de derin bir nefes aldım ve devam ettim, susamıştım ama önümde duran
şişeden de su içmeyecektim, Amerikalılara hiçbir şekilde güvenmiyordum:
‘Virjinyalı’nın
ölmediğini, yargıcın öldüğünü anladığınızda hepiniz içinizdeki adalet ve onur mekanizmasının
doğal etkisinin sonucu olarak rahatladınız ve mutlu oldunuz, görüyorum’ dedim. ‘Ben
de filmi izlediğimde aynen sizin gibi hissetmiştim, içimdeki insansı,
yazılımsal, manipüle edilmemiş adalet ve onur beklentilerine uygun olan son
beni mutlu etmişti, tıpkı diğer bütün mutlu sonla biten Hollywood filmleri gibi.’
Sözlerime
kısa bir ara verdim ve Beyaz Saray ve Kongre temsilcilerinin bulunduğu tarafa
bakarak konuşmaya devam ettim:
‘Oysa
biliyorsunuz ki sizin senaryosunu yazdığınız ve yapımını üstlendiğiniz,
oyuncularını, kostümlerini, mekanlarını ve ışıklarını belirlediğiniz stratejik tasarımlarınız,
sizin için mutlu sonla bitiyor gibi görünse de bütün dünyada aynı mutlu sonla bitmiyor.’
Türkler
tarafından eleştirilmeye alışkın olmayan salondaki bütün Asknotlar yerlerinde
kıpırdadılar, rahatsız olduklarını hissettirdiler, ama onlardan olmayan,
aslında asıl muhatabımız olan şirket yöneticisi pembe tombul suratlı Amerikalı bir
‘Bobo’ idi ve neredeyse mutluluktan ağlayacaktı. Birazdan Asknotlar’la Bobolar’ı
yüzleştirecektim. Onlardaki derin yarılmanın farkında olduğumuzu bilmelerini istiyordum.
Asknotlar, çoğunlukla
Ivy League (Sarmaşık Ligi) olarak bilinen, Kuzeydoğu Amerika Birleşik
Devletleri'ndeki Harvard, Yale, Princeton, Columbia, Dartmouth, Cornell, Brown
ve Pennsylvania Üniversitelerinin bulunduğu sekiz özel araştırma
üniversitesinden oluşan Amerikan kolej atletik konferansından mezun oluyorlardı.
Kaynaklara
göre, Ivy League kavramı spor bağlamının ötesinde, akademik mükemmellik,
kabullerde seçicilik ve sosyal seçkinlik olarak çerçevelenen, eski ABD Başkanı
Barack H. Obama’nın da üretildiği her dinden her ırktan dönüştürülmüş özel
tasarım bireylerden oluşan ‘seçkinler sınıfı’ oluşturma fabrikalarını temsil ediyordu.
Cornell dışındaki tüm Ivy okulları, sömürge döneminde kurulmuşlardı; Amerikan
Devrimi'nden önce imtiyazlı dokuz sömürge kolejinden yedisini oluşturuyorlardı.
Diğer iki sömürge koleji, Rutgers Üniversitesi ve William & Mary Koleji, devlet
okullarına dönüştürülmüştü.
Ivy
Okulları Amerikan toplumunu ve bir süre sonra dünyadaki bütün ülkeleri
yönetecek köle sınıflarının oluşturulması ve yönetilmesi sürecinde aktif olarak
çalışacak olan göz önündeki herkesi içeriyordu, aslında kölelere göre ‘seçkinler
sınıfı’ olarak tanımlanan bu insanlar, yani Amerika Birleşik Devletleri’nin hemen
her yerine yayılmış olan Yunan alfabesi temel alınarak oluşturulmuş isimlere
sahip mason örgütleri tarafından seçilerek Ivy okullarına gönderilen Asknotlar Amerikan
ağ sistemini temsil eden piramidin basamaklarına yerleştiriliyorlardı; bunların
tamamı, köle tacirlerinin, para lordlarının saraylarında, köşklerinde kölelik
yapmaya devam eden kaliteli köleler sınıfıydı ve istisnasız hepsi Şeytan’a
tapıyorlardı.
Toplantı
salonundaki gerilimi yükseltecektim, ama önce ABD’deki derin yarılmayı
izlediğimizi bilmelerini istiyordum. Cümlemdeki temel değişkeni Amerika
Birleşik Devletleri olarak değiştirip yeniden kurdum:
‘Yine çok
iyi biliyorsunuz ki sizin senaryosunu yazdığınız ve yapımını üstlendiğiniz,
oyuncularını, kostümlerini, mekanlarını ve ışıklarını belirlediğiniz stratejik tasarımlarınız,
Asknotlar olarak bilinen sizler için mutlu sonla bitiyor gibi görünse de bütün Amerikalılar
için de aynı mutlu sonla bitmiyor. Şu anda şirketinin temsilcisi olarak
karşımızda bulunan ve aranızda yapayalnız görünen muhatabımız gibi bütün Bobolar
özellikle bunun farkındalar ve sizin ne yaptığınızı çok iyi biliyorlar. Sizdeki
derin yarılma da sizin stratejilerinizin bir sonucudur ve Sarmaşık Ligi’nde kurduğunuz
‘seçkin sınıf’ fabrikaları artık kaliteli ürün elde etmenizi sağlayamayacak
kadar çağın gerisindedir.’
Sıkıntı
Takip et: @SonsuzArk
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.