Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
1914 E Main Street… basit, bakımsız ve eski bir cadde. Kaldırımdayım, siyah şoförün taksisi uzaklaşırken karşıya geçiyorum ve karşımdaki Poe Museum’a bakıyorum. Koyu kahverengi taşların arasına doldurulmuş bej renkli sıvalı duvarları, koyu renkli çatısı ve beyaz çerçeveli üç tane yüksek çatı penceresi ile ‘Old Stone House- Eski Taş Ev’. Küçük bir giriş kapısı var, pirinç tutamaklı koyu yeşil bir kapı.
L şeklinde
dizili kahverengi renkli, beton kalıplı kaldırım desenleri gözlerime yabancı
değil. Sert plastik çerçeveli taşınabilir bir kaldırım tabelasında, POE’nun O’sunun
içine çizili Kuzgun, altında Poe’nun siyah beyaz bir portresi ve onun altında
da plastik, su dolu, tıpalı, taşınabilir mini tank tipli tabela ayağı.
Telefondan bir mesaj sesi; gelen Cevval’in mesajı, Saat 10:55, beş dakika gecikti. ‘Sen
bir terminatörsün Mühendis’ diye yazmıştı Cevval. ‘Ara istediler, bir saat.’
‘Elhamdülillah’
dedim içimden. Gözlerimi tabeladan ayırdım ve Poe müzesinin kapısından
girenleri izlemeye başladım. İnternet sitesinden bazı bilgiler edinmiştim. Müzeye
giriş ücretleri şöyleydi: Yetişkinler için $10, yaşlılar (60+) için 7$, gençler
(7-17), AAA üyeleri ve eski askerler için 3$, aktif görevli/çalışan aile
üyeleri, 6 yaşından küçük çocuklar ve Poe Müzesi üyeleri ücretsiz.
Ve en
önemlisi de şu nottu: 'Poe Müzesi tipik olarak, müsaitlik durumuna bağlı
olarak, müzeye her gün 11:00 ve 13:00 (Pazar günleri 11:15 ve 13:00) arasında
halka açık rehberli turlar sunar.'
Poe’nun bu
küçük taş evde hiç yaşamadığını biliyordum. Richmond’un en eski evi olduğu için
Poe’ya ayırmışlardı bu evi, Richmond’da geçen hayatına adayarak. Hepsi o kadardı. Bir
gün bir köşede müze olarak izleyebileceğimiz tek ve köksüz ve milletsiz ve
dinsiz bir devlet olarak benim gözümdeki ABD gibi.
Giriş
kapısında bekleşen, duvarları, kapıları inceleyen birkaç kişinin arkasından ben
de usulca içeri süzüldüm. Loş bir atmosfer vardı içeride, tıpkı benzer diğer
yerler gibi. Hızlıca göz gezdiriyordum bu küçük taş evin ayrıntılarına.
İçeride her
yerde, bazen bir saksıda ölmüş olarak, bazen bir panoda uçarken, bazen
kabartma, bazen de oyma olarak duvarlarda rastlayabileceğiniz siyah kuzgunlardan
bir tanesinin üzerinde beyaz renkli ibarede şöyle yazıyordu: ‘Poe’nu bil: Poe
1809’da doğdu, Abraham Lincoln ve Charles Darwin’le aynı yılda.’ Başka bir ‘Poe’nu
bil’ kuzgununun üzerinde: ‘Poe yetenekli bir şarkıcı ve dansçıydı. O flüt de çalardı.’
Duvara yaslanmış bir şekilde ayakta duran, kapağı açık tabut dikkatimi çekmişti. Kasvet bütün kaya gibi çökmüştü bu
eski eve ve eski her nesneye. Bir genç kız tabuta girdi boydan boya, erkek
arkadaşı fotoğrafını çekti heyecanla. ‘Instagram için çok iyi, çok iyi…’ diyordu
erkek. ‘Korkacaklar.’
İkinci
kata çıkan cilalı ahşap merdivenin sol tarafında, loş ışıkla
aydınlatılmış iki ayrı cam mekânda üzerlerine el yazısıyla notlar yazılmış sarı saman kağıtlar,
açık kitaplarla sergilenen kurutulmuş, dondurulmuş bir kuzgun ve bir kuru kafa…
kasvet derinleşiyordu gitgide.
Tırmandığımız
merdivenin soldan yukarıya kıvrıldığı yerde karşımıza çıkan büyük bir kuzgun portresi, merdivenin bitiminde ahşap
bir koltukta oturtulmuş bir bütün iskelet karşılıyordu konukları. Her ikisinin
önünde durup fotoğraf çektiren kadınlı, erkekli, çocuklu, siyah, beyaz, esmer,
sarı benizli ziyaretçiler. Üst katta Peo’nun eski ahşap bir karyolada
sergilenen yatağı, birkaç eski ahşap iskeletli deri koltuk…
Soldaki
duvarda dev boyutlu yağlı boya Kuzgun resminin ve sağdaki duvarda da Poe’nun
portrelerinin bulunduğu fotoğraf çekilme köşesi…
Başka bir
yerde; üzerine asılı eski evrak renkli, ‘Death Of A Poet- Bir Şâirin Ölümü’
başlıklı Poe’nun son anlarını anlatan metin ve altında cam dikdörtgen bir prizmanın içinde iki Martell marka konyak şişesi…
Her yerde Poe’nın hayatından enstantaneler, notlar, hatıralar... altın yaldızlı, kalın ahşap çerçeveli yağlı boya bir tabloda, Napolyon gibi, önü açık paltosunun içine giydiği yeleğin düğmelerinin arasından içeri soktuğu sağ eli… Masonik örüntünün simgesi olan bu poz beni hiç şaşırtmamıştı.
Çalışma
masası, sandalyesi piyanosu, cam kapaklı ahşap dolapta beyaz-krem rengi arası yeleği,
çorapları, cam muhafazalı ahşap sandığı, her yerde asılı portreleri, büstleri, iki
kesme taş kaide üzerinde ayakta durmuş, Eleonora ya da Lenore olarak tasvir
edilebilecek, muhtemelen Poe’un karısı Virginia’yı ya da âşık olduğu bütün
kadınları temsil eden bir Romalı kadın heykelinin eliyle Poe’nun duvardaki Roma
yapraklı taçla süslü rölyefine dokunduğu üç boyutlu görsel.
Bahçeye
çıktım arka kapıdan. Kırmızı tuğlalı duvarlarıyla bütünleşen yemyeşil bahçede
ve evin içinde siyah kediler, bunlardan birinin boynunda asılı Edgar yazısı,
iki çanaklı, adam boyunda su fıskiyesi ve kırmızı tuğla ile örülmüş üç tane kemerli
girişi olan küçük bir yapı ve bu kemerli yapının içinde 1 dolarlık kağıt
paralara boğulmuş Poe büstü ve sol tarafında, siyah yağlı boya ile katmerlenmiş, işlenmiş-süslü demir bir sandalyenin yanında dev boyutlu tuvalde, mavi zemin
üzerine çizili, kuru bir kafanın üstüne tünemiş, ‘Nevermore’ diyen siyah Kuzgun’la bir başka hatıra fotoğrafı köşesi.. Ve o köşede erkek arkadaşına poz veren gözlüklü, tombul, sarışın, kot pantolonlu bir genç kız.
Çevresindeki
evlerin duvarlarıyla boğulan küçük, yeşil, taş döşeli mini yürüyüş yolları ile
bahçe kalabalık; bir rehber ücretsiz bir şekilde Poe Müzesinin tarihçesini
anlatıyor müzeyi baştan sonra gezen ziyaretçilere. At başlıklı demirden bir nesnenin yanında durup dinlemeye başladım sessizce; gözlerim yedi-sekiz
yaşlarında, bana İD’i hatırlatan, sarışın, mavi gözlü küçük bir kız çocuğunun
elinden Poe maskotunu almaya çalışan kendisinden birkaç yaş küçük sarışın, mavi
gözlü erkek kardeşi ile çekişmesinde; erkek çocuğun da elinde bir Poe maskotu
var. Onları sakinleştirmeye çalışan beyaz tenli, sarışın annesi ve kumral saçlı babası
satış reyonundan almışlar maskotları. Dönüşte incelemeliydim satış reyonunu.
Ellili
yaşlarında, siyah saçlarını kulaklarının arkasına atmış, elinde bir Poe kartı
ile konuşan, kalın çerçeveli gözlüklerinin arkasından yeşil yeşil bakan, uzun siyah
etekli, kısa kollu açık mor gömlekli beyaz bir kadın, Poe Müzesi rehberi, sakin
ve monoton bir ses tonuyla aralıksız bir şekilde anlatıyordu:
‘Gerçek Edgar
Allan Poe Evi ve Müzesi, Poe'nun 1830'larda yaşadığı ve Baltimore, Maryland'de
203 Amity Sokak'ta bulunan eski evidir. Bu ev şu anda bir müze olarak ziyarete açıktır ve
Baltimore Edgar Allan Poe Topluluğu'na da ev sahipliği yapmaktadır. 1972'de
National Historic Landmark (Tarihi önemi nedeniyle tanımlanmış yapı) olarak belirlenmiştir. Amity Sokak'ta bulunan bu briket
evin 1830'da inşa edildiği kabul edilir ve 1832'de Poe'nun teyzesi Maria Clemm
tarafından kiralanmıştır. Teyzesi ve kızı Virginia Clemm bu evde kalmaktadır.
Edgar Allan Poe 1833'te, yaklaşık olarak 23 yaşındayken, West Point'ten
ayrıldıktan sonra ailenin yanına taşınmıştır. Teyzesinin kızı Virginia o zaman
10 yaşındadır ve Poe onunla üç yıl sonra evlenecektir; ancak nikâh törenleri
1836'nın sonlarında yapılacaktır.
Evde, Poe'nun saçından bir tutam, John Allan'a ait orijinal porselenler ve Virginia Clemm'in ölümünden sonra yapılmış portresinin büyük bir reprodüksiyonu ile Poe'ya ilişkin başka resimler, Philadelphia Dollar Newspaper'ın 24 Ekim 1849 baskısında yer alan ölüm ilanının yeniden baskısı da, Poe'nun The Stylus adında yeni bir edebiyat dergisi çıkarılacağına ilişkin orijinal duyurusuyla birlikte sergilenmektedir. Şu anda gezdiğiniz bu taş ev ise, bu evde hiç yaşamamış olan, ama Virginia’nın, Richmond’un tarihinde aldığı büyük yere saygı dolayısıyla Poe’nun anısına adanmıştır.’
Rehber
kadın kısa bir süre sustuktan sonra izin istedi ve az sonra döneceğini
söyleyerek kalabalıktan ayrıldı. Küçük dinleyici grubun üyeleri kendi aralarında sohbet
etmeye başladılar. Onları izliyordum. Yetişkinlerin hepsinin yüzlerinde tuhaf
bir hayranlık hissi vardı; bir tapınakta nasıl davranılıyorsa öyle
davranıyorlardı. Tapınma duygusunun verdiği o açıkça görülen, saygı ve huzur
dolu yüz ifadelerini anlamlandıramıyordum. Şaşkındım, bunu gerçekten beklemiyordum.
Sıkıntı
Takip et: @SonsuzArk
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.