9 Ekim 2022 Pazar

SA9878/SD2559: Sıkıntı (Roman); 4. Bölüm-Cehennem 6

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Daha fazlasını düşünmeden yolun karşı tarafına geçmeye karar verdim, bunları düşünecek durumda değildim. Noktasına, virgülüne kadar uygulanan bir senaryonun gösteri alanında vakit geçirmeye niyetim yoktu. Sağlı sollu açık otoparklar dizilmişti yolun nehre bakan tarafında. Orta refüjde gözüme beton renkli bir duvar parçası takıldı. Durdum ve merakla yaklaştım."

Güneş saçlarımın arasından ter olup alnıma akıyordu. Serin bir yer bulmalıydım, su bulmalıydım, abdest almalıydım. Meryem Suresinin 68-72. ayetlerine sığındım: ‘Rabbine andolsun, onları şeytanlarla beraber mutlaka haşredeceğiz. Sonra onları kesinlikle cehennemin çevresinde diz üstü hazır edeceğiz. Sonra her bir topluluktan, Rahman’a karşı en isyankâr olanları mutlaka çekip çıkaracağız. Sonra, oraya girmeye en lâyık olanları muhakkak ki en iyi biz biliriz. İçinizden, oraya uğramayacak hiçbir kimse yoktur. Bu, Rabbin için kesinleşmiş bir hükümdür. Sonra Allah’a karşı gelmekten sakınanları kurtarırız da zalimleri orada diz üstü çökmüş hâlde bırakırız.’

Yüzümü göğe döndüm ve ‘Allah’ım içimi biliyorsun, sana karşı gelmekten sakınıyorum ve sana sığınıyorum’ dedim. İçimi bir ferahlık kapladı. Çevreme baktım… O sıkıntılı anlarda farkında olmadan, sağa, S20thST sokağına dönmüş ve yürümüştüm, sokak bitmek üzereydi. Biraz daha yürüdüm, bir caddeye çıktım. Hedefim James River’a çıkmak ve su kıyısında biraz yürümek ve ferahlamaktı.

E. Cary Street’deyim, tabela öyle yazıyor, sol tarafımda önünde eski zamanlardan kalan bir vagon bulunan yüksek görünüşlü eski bir bina var, kırmızı tuğladan yapılmış. Yukarıya doğru, binanın üst ortasına asılmış büyük beyaz yazıya bakıyorum: ‘Virginia Holocaust Museum’

Dağınık zihnimde hareketlenen ilk kavramsal dizinin ucunda şu soru oluşmuştu hızlıca: ‘Virginia ile Holokost nasıl ilişkili olabilir?’ Sonra yine aynı hızda cevap yetişmişti ben şaşkınlıkla zihnimi izlerken: ‘Çünkü Virginia ‘çimenlerin üstündeki çiğ’in kölelerinin kurduğu ve yönettiği bir eyaletti, elbette burada bir işaret bırakacaklardı.’

Tuhaftı bu olanlar, bir metin okumuştum. Charlottesville de Virgina’daydı. Orada, Beyaz Üstünlükçüler tehditler savurarak yürümüşlerdi açıkça. Jen Margulies adlı bir Yahudi yazar, Medium’da yayınlanan 13 Ağustos 2017 tarihli ‘White Supremacy Is Bad for the Jews. Let’s Be Bad for White Supremacy- Beyaz Üstünlüğü Yahudiler İçin Kötüdür. Beyaz Üstünlüğü İçin Kötü Olalım.’ başlıklı yazısında, ‘Charlottesville “Bir yer hiç olmadığı halde hâlâ güvenli görünebilir” diye düşünen Yahudiler için de güvenli olmamıştı. Amerika zaten özünde asla güvenli bir yer olmamıştı. Hırsız ve insan katillerinin, siyah ve Kızılderililerin katillerinin ve toprak gaspçılarının oluşturduğu bir yer Amerika.’ demişti.

Daha fazlasını düşünmeden yolun karşı tarafına geçmeye karar verdim, bunları düşünecek durumda değildim. Noktasına, virgülüne kadar uygulanan bir senaryonun gösteri alanında vakit geçirmeye niyetim yoktu. Sağlı sollu açık otoparklar dizilmişti yolun nehre bakan tarafında. Orta refüjde gözüme beton renkli bir duvar parçası takıldı. Durdum ve merakla yaklaştım.

Holokost Müzesi’nin karşısındaki kenarları oval dikdörtgen iki geçişi bulunun bu tuhaf duvar parçasına monte edilmiş Libby Hapishanesini hatırlatan metal bir kitabe vardı, üzerinde şöyle yazıyordu: On This Site Stood, Libby Prison OSA, 1861-65, For Federal Prisoners Of War, Placed By Confederate Memorial Literary Society, A.D. 1911

Amerikan İç Savaşı’ndaki esirlerin konduğu Libby Hapishanesinden bahseden kitabeye biraz baktıktan sonra soldaki geçişi kullanarak duvar parçasını geçtim ve ortada gri metal korkulukları ve birkaç basamağı olan merdivenden inerek otopark alanına çıktım. Hiç durmaksızın James nehrine paralel akan Dock Street’i aştım ve Richmond City Canal-Richmond Şehir Kanalı’nın kenarından uzayan Virginia Capital Trail, bisiklet ve yürüyüş yoluna çıktım. Serinlik istiyordum, gölgelik, su sesi, ağaç kokusu.

Güneş tam tepemdeydi, ama biraz ileride yürüyüş yolunu da gölgeleyen bir tren yolu geçiyordu üzerimizden… Paslı demirleriyle ne kadar da bakımsızdı bu nehre ve karayoluna paralel uzayan köprü yol. Az ileride sağa dönmüştü yürüyüş yolu, hızlanmıştım, suyun kokusu daha yakından geliyordu. Yine bir park alanı ve park etmiş birkaç araba… az ileride, Richmond Şehir Kanalı’nın James Nehri ile birleştiği o kısa ve dar yerde bir köprü çarpıyor gözüme. ‘Chapel Island’ yazıyor tabelada… tereddütsüz geçiyorum o küçük ve eski köprüyü... sağa dönüyorum; işte karşımda fırtınalardan, sellerden hırpalanmış bir sürü ağaç ve ağaçların arasından akıp giden nemli toprak patikalar, az ileride, hemen birkaç metre sonra James Nehri’nin o ağır ağır akan koyu mavi suyu…

Ayakkabılarımı ve çoraplarımı çıkardım, paçalarımı sıvadım, biraz yürüdüm ve nemsiz bir yer buldum, oturdum ve ayaklarımı suya daldırdım… Binlerce yıldır akıp duran bu nehrin sessizliğine saklanan hikayeleri merak etmem gerekiyordu, yerlilerin haykırışlarını duymam… Hiçbir şey gelmiyordu aklıma. Hiçbir şey düşünemiyordum. Sadece suyun serinliğini hissetmek ve gölgelerin sessizliğini dinlemek istiyordum. Zihnimdeki gürültüden sıkılmıştım.

Ne kadar zaman geçtiğini hatırlamıyorum. Ezan sesi duymak istiyordu kulaklarım; öğle namazı vaktiydi Adana’da. Telefonumdan gelen mesaj sesi ile irkilerek kendime geldiğimi hatırlıyorum. Mesaj İD’dendi: ‘Toplantin bitti mi, neredesin? Araba kiraladim.’  

İçimdeki sesler birdenbire kayboldular ortadan, suyun sesi daha başka geliyordu kulaklarıma, ağaçların arasında gezinen serinlik bana doğru akıyordu sanki. ‘Toplantım bitti, Chapel Island’dayım’ diye yazdım.

‘Gitmelisin buralardan!’ diyordu içimden kaçarak uzaklaşan bir ses. ‘Gitmelisin!’ 

Neden gitmeliydim? İD yüzünden mi? Bir kadın ne kadar tehlikeli olabilirdi ki benim için? Üstelik düşüncelerimi, inançlarımı ve ilkelerimi saatlerce anlattığım bir kadın neden buradan gitmemin bir sebebi olsun?

‘Geliyorum’ diye yazmıştı İD. ‘Toplantin bitince neden haber vermedin?'


<< Önceki                      Sonraki>>


[08.10.2022, (4/13 (337))]

Lütfen gitmek istediğiniz bölümü tıklayınız:


Seçkin Deniz, 09.10.2022, Sonsuz Ark, Sıkıntı, Roman

Sıkıntı





Sonsuz Ark'tan

  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

 

    

Seçkin Deniz Twitter Akışı