Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
Eating the Last Cannibal
"Genel olarak, "medeniyeti" temsil ettiğini iddia etmek isteyen bir devlet, asıl günahlarını gizlemek ve barbar karanlık tarafını gizli ve gölgede tutmak için özen gösterir. Ancak sağcı liderler arasındaki tehlikeli yeni eğilim, bu maskaralıktan "cesurca" vazgeçmek ve suçlu olduğunu açıkça kabul etmektir."
Bir yerli kabilesiyle ilk kez karşılaşan kaşifin hikayesini düşünün. Kaşif, "Aranızda yamyam var mı?" diye sorar. "Hayır" diye cevap verirler, "Sonuncusunu dün yedik." Son yamyamı yiyerek medeni bir topluluk oluşturmak için, son eylemin başka bir şey olarak adlandırılması gerekir. Bu, hafızadan silinmesi gereken bir tür ilk günahtır.
Benzer şekilde, Amerikan "Vahşi Batı"sında modern bir hukuk düzenine geçiş, acımasız suçlar ve bunları örtbas etmek için üretilen efsaneler yoluyla gerçekleştirilmiştir. John Ford'un western filmi The Man Who Shot Liberty Valance'daki bir karakterin dediği gibi, "Efsane gerçeğe dönüştüğünde, efsaneyi yay!"
Ancak efsanelerden doğan "gerçekler" doğrulanabilir hakikatler değildir. Bunlar daha ziyade sosyal eserlerdir: fiilen var olan sosyopolitik düzenin temelini oluşturan paylaşılan fikirler. Eğer yeterli sayıda insan bunları reddederse, tüm düzen parçalanacaktır.
Bu sosyal eserler, bir toplumun asıl günahlarının arka planda kalmasına ve modern uygarlık hala barbarlığa dayandığı için sessizce işlemeye devam etmesine izin verir. İktidarın yasal aygıtının, işkenceyi "gelişmiş sorgulama" olarak adlandırarak hukuk dışı uygulamayı onaylamak için nasıl kullanıldığını düşünün.
Ancak şimdi, yeni bir tür siyasi düzen ortaya çıkıyor. Filozof Alenka Zupančič'in yeni kitabı 'Let Them Rot-Bırakın Çürüsünler'de gözlemlediği gibi (ki bu kitaptan burada geniş ölçüde yararlanıyorum), "sanki bir tür temel ahlaki farklılık ya da karakter farklılığı, yani 'cesarete sahip olmak', 'cesur olmak', bunu açıkça yapmak anlamına geliyormuş gibi" işledikleri suçlarla gurur duyan liderlerimiz giderek artıyor. Ancak, Zupančič eklemekte acele ediyor,
"Bu yasaların bazen gerektirdiği 'ikiyüzlülükten' kaçınarak devlet yasalarını cesurca çiğnemeleri gibi görünen şey, devlet iktidarının müstehcen öteki yüzüyle doğrudan özdeşleşmekten başka bir şey değildir. Başka ya da farklı bir şey ifade etmez. Onlar kendi yasalarını 'çiğnemektedirler'. Bu nedenle bu liderler iktidardayken bile mevcut iktidara muhalefet ediyormuş, ona karşı isyan ediyormuş gibi davranmaya devam ederler; buna 'derin devlet' ya da başka bir şey diyebilirsiniz."
Açıkçası bu tanımlama, daha bu ay ABD Anayasası'nın "feshedilmesi" çağrısında bulunan Donald Trump'ı çağrıştırıyor. Ancak elbette Rusya'da da görünümler parçalanıyor. Devlet Başkanı Vladimir Putin on ay boyunca Ukrayna'da savaş olmadığı konusunda ısrar etti ve sıradan Ruslar aksini iddia ettikleri için cezai kovuşturmaya uğrama riskiyle karşı karşıya kaldılar. Ancak şimdi Putin kendi kuralını çiğnedi ve Rusya'nın savaşta olduğunu kabul etti.
Aynı şekilde, Putin'in yakın adamlarından Yevgeny Prigozhin, Rus paralı askerlerden oluşan Wagner Grubu ile bir ilgisi olduğunu uzun süre inkar etti. Ancak şimdi bu grubu kurduğunu ve ABD seçimlerine müdahale ettiğini ve bunu yapmaya devam edeceğini itiraf etti.
Trump ve Putin gibi siyasi figürler için cesaret, devletin çıkarları -ya da kendi çıkarları- gerektirdiğinde devletin yasalarını çiğnemeye istekli olmak olarak yeniden tanımlanıyor. Bunun anlamı, medeniyetin ancak kirli işleri yapacak cesur vatanseverler varsa devam edeceğidir. Bu kesinlikle sağcı bir "kahramanlık" biçimidir. Ülkesi adına asilce davranmak kolaydır - hayatını feda etmek dışında - ama sadece yüreği güçlü olanlar bu uğurda suç işlemeyi göze alabilir.
Bu nedenle, 1943 yılında, Holokost'un mimarı Heinrich Himmler, "tarihimizde hiç yazılmamış ve asla yazılmayacak bir zafer bölümünden" bahsetmiştir. Asıl soru, Yahudi kadın ve çocuklara ne yapılacağıydı. Himmler, SS subaylarından oluşan bir topluluğa "Burada tamamen net bir çözüm bulmaya karar verdim" dedi. "Erkekleri imha etmekte kendimi haklı görmedim... ve intikamcıların çocuklar olarak oğullarımız ve torunlarımız için büyümesine izin verdim. Bu insanların yeryüzünden silinmesi gibi zor bir kararın alınması gerekiyordu."
Ancak günümüz Rusya'sında vahşetin "asla yazılmayacağı" fikri giderek demode oluyor. Yamyamların yemek yemesini görmezden gelmek bir yana, bu tür eylemler yasalarla güvence altına alınıyor. 14 Aralık'ta Rus Duma'sı (yasama organı), Donetsk, Luhansk, Zaporijya ve Herson'da Ukrayna'nın bu bölgelerinin ilhakından önce işlenen herhangi bir zulmün "Rusya Federasyonu'nun çıkarına" olduğu kabul edilirse "kanunen cezalandırılabilir bir suç olarak kabul edilmeyeceğini" belirten bir yasa tasarısını kabul etti.
Bu tespitin nasıl yapılacağı belli değil; ancak Rus güçleri tarafından işlenen tüm işkence, tecavüz, cinayet, yağma ve vandalizmin mazur görüleceğini, hatta kutlanacağını varsaymak yanlış olmaz. İnsana Sofokles'in Antigone'sindeki, ahlaka uymanın suça ortak olmaktan daha riskli olduğu paradoksu hatırlatıyor.
Tarihçi Timothy Garton Ash'in gözlemine göre "Rus kültürü, Putin'in kendi kendini yiyen yamyamlığının tali kurbanı" haline gelmiştir. Buna göre, "Vladimir Putin'in nesnel olarak Amerikan emperyalizminin bir ajanı olup olmadığını sormanın zamanı geldi. Çünkü hiçbir Amerikalı, Putin'in 'Rus dünyası' dediği şeye, Rus liderin kendisinin verdiği zararın yarısı kadar zarar vermemiştir." Benzer bir analiz yapan Kazak gazeteci Arman Shuraev de kısa bir süre önce Rusya'nın ülkesindeki zorba büyükelçisini eleştirdi: "Aptalca eylemlerinizle başardığınız tek şey Rus düşmanlığı... Siz aptalsınız. Siz kendi kendini yiyen yamyamlarsınız."
Paradoksal bir şekilde, Rusya'nın sahte şeffaflık uygulaması, ahlaki hassasiyetlerimizi aşındırarak devlet gücünün gizemlerini daha da tehlikeli hale getiriyor. Bu da WikiLeaks'in kurucusu Julian Assange gibi figürlere neden her zamankinden daha fazla ihtiyacımız olduğunu gösteriyor. Assange bizim Antigone'mizdir. Halk için casusluk yaptığı ve ABD politikasının müstehcen karanlık yüzünün sadece küçük bir bölümünü kamuoyuna açıkladığı için yıllardır ABD'ye iade edilmeyi bekleyerek ölümsüz, izole bir durumda tutuluyor. Assange çok sorunlu şeyler yapmış olsa da, yeni yıl için dileğim Başkan Joe Biden'ın gerçek bir cesaret göstererek kendisine yönelik suçlamaları düşürmesidir.
Slavoj Žižek, Ljubljana, 30 Aralık 2022, Project Syndicate
(European Graduate School'da Felsefe Profesörü olan Slavoj Žižek, Londra Üniversitesi Birkbeck Beşeri Bilimler Enstitüsü'nün Uluslararası Direktörü ve en son Heaven in Disorder (OR Books, 2021) kitabının yazarıdır.)
Seçkin Deniz, 09.01.2023, Sonsuz Ark, Çeviri, Çeviri ve Yansımalar
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.