Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
Ona nasıl anlatabilirdim ki? Ona bakarken, şeytanın ‘şehvet’i meşrulaştırmak için bedenimden çıkarıp zihnimin tam ortasına doğru ittiğini, ayetleri unutturmaya çalıştığını nasıl söyleyebilirdim. O bana masum bir istekle dokunurken benim ruhumdaki kasırgalara ne olacaktı? Çok güzeldi ve hiçbir şekilde engel koymuyordu.
‘Tutkularımızı
olgunlaştırmalıyız!’ dedim yeniden ona bakarak. ‘Bir dokunuş bir kelebek etkisi
gibi bütün her şeyi yıkan kasırgalara dönüşebilir Hanımefendi!’
Ve hafif
bir sesle İsrâ Suresi’nin 32. ayetini okudum:
‘Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece
çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur!’
Hiç
umursamıyordu söylediklerimi.
‘Zina gibi
zinaya yaklaşmak da yasaklanmıştır. Belki bir kadın, dokunuşlarının sıfatlarına
hâkim olabilir, ama bir erkek bunu yapma gücüne sahip değildir. Bunu daha önce
konuşmuştuk!’ dedim. ‘Bir mücevhere dokunma hakkı sadece sahibine aittir ve
öyle olmalıdır. Bir kadın mücevherden daha değerlidir ve daha çok saygıya
layıktır!’
‘Tanrı
dokunmayı yasaklamıyor!’ dedi ısrarla. ‘Sen şehvetle bakmıyorsun bana, sana
dokunduğumda da şehvet hissedeceğini sanmıyorum!’
‘Peki ya
sen?!’ diye sordum. ‘Neden dokunmak istiyorsun, dokunduğunda şehvetini kontrol
edebilecek misin, daha fazlasını istemeni fısıldarsa şeytan, kendine ve ona
nasıl engel olacaksın?’
‘Bilmiyorum!’
dedi hırsla. ‘Bilmek de istemiyorum!’
‘Eûzubillahimineşşeytanirracîm!’ dedim sakin bir sesle. ‘Hadi sen de söyle!’
Tepki
vermiyordu. ‘Bismillahirrahmanirrahîm!’ diyerek A’râf Suresi’nin 200-202. ayetlerini
okudum:
‘Eğer
şeytandan bir kışkırtma seni dürterse, hemen Allah’a sığın. Şüphesiz O,
hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. Şüphe yok ki Allah’a karşı gelmekten
sakınanlar, kendilerine şeytandan bir vesvese dokunduğu zaman iyice düşünürler
(derhal Allah’ı hatırlarlar da) sonra hemen gözlerini açarlar. Şeytanlara
kardeş olanlara gelince, şeytanlar onları azgınlığın içine çekerler, sonra da
bundan hiç geri durmazlar.’
Küsmüştü;
konuşmuyor ve sürücü koltuğunda kıpırtısız durarak ileriye doğru bakmaya devam
ediyordu.
‘Şeytanın
kardeşlerinden değilim!’ dedim. ‘Senin de olmanı istemiyorum, ancak görüyorum
ki içine doğduğun, büyüdüğün ve çoğunlukla içinde yaşadığın kültür şeytana dost
ve kardeş olanların kültürü. Kur’an’ın açıkça ifade ettiğine göre de şeytan
sizi azgınlığın içine çekmekten asla vazgeçmiyor. Lütfen beni de o azgınlığı
normalleştiren şeytanî kültürün içine çekme!’
Büyükelçiliğin
önünde, arabanın içinde bekliyorduk, saat 16:13’tü, öğle namazı geçmek
üzereydi.
Cevval’e
mesaj gönderdim: ‘Büyükelçiliğin önündeyiz, içeri gireceğim, elçilikle
iletişime geçer misin?’
Çok geçmeden
Cevval’in mesajı geldi: ‘Sen girişe git, seni karşılayacaklar, yoldayız!’
‘Ben de
şeytanın kardeşlerinden değilim!’ dedi İD. ‘Tamam, vazgeçtim!’
‘Teşekkür
ederim!’ dedim yumuşak bir sesle. ‘Beni elçilikten bekliyorlar, gitmem gerek,
namaz geçiyor. Sen ne yapacaksın şimdi burada, tek başına?’
‘Sen beni
düşünme!’ dedi İD kırgın bir sesle. ‘Başımın çaresine bakmaya alışkınım!’
Arka
koltuktan bilgisayar çantamı ve küçük çantamı alarak kapıyı açtım, arabadan
indim. İD bagaj kapağını açtı düğmeye basarak, kendisi de arabadan indi ve
arabanın arka tarafına geldi.
Bagajdan
valizimi aldım ve İD’e, ‘Her şey için teşekkür ederim tekrar!’ dedim
gülümseyerek.
‘Bir şey
sorabilir miyim?’ dedi İD düşünceli bir şekilde.
‘Elbette!’
dedim. ‘Dinliyorum!’
‘Ben de
senin gibi namaz kılmak istiyorum bazen, ama Arapça duaları bilmiyorum, bu beni
korkutuyor!’ dedi. ‘Ne yapmalıyım?’
Valizi
yere bıraktım hemen.
‘Önce
abdest almalısın!’ dedim. ‘Ancak ondan önce bir şey sormam gerek, özür dileyerek;
gusül abdestinin ne olduğunu biliyor musun?’
‘Hayır!’
dedi İD şaşkınlıkla. ‘O ne demek?’
‘Bu
Yahudilerde de var, ama sanırım Aziz Paul Hristiyanlığı kurarken aşağılamak
için Hristiyanlara bunu öğretmek istememiş!’ dedim. ‘Açık konuşacağım; erkekle
kadının cinsel ilişki sonrası cünüplük oluşur, ayrıca kadınlarda adet bitiminde,
ki adet dönemine hayız hâli denir, erkeklerde de rüyada görülen şeyler sonunda
eğer bir tür boşalma varsa, bu duruma cenâbet, kişiye de cünüp denir ve cenabetten
temizlenmek için alınan abdest türüne de gusül abdesti denir. Müslüman erkekler
ve kadınlar gusül abdesti almadan temizlenmiş sayılmazlar; temizlenmeden ibadet
edemezler, hayatlarına devam edemezler. Diğer abdest türü de namaz kılmak veya
dokunarak Kur’an okuyabilmek veya bir ibadethaneye girebilmek için alınan abdesttir!’
İD bana
şaşkınlıkla bakıyordu. ‘Nasıl alınıyor gusül abdesti?’ diye sordu.
Nisâ
Suresi’nin 43. ayetini okudum:
‘Ey iman
edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar, bir de -yolcu olmanız
durumu müstesna- cünüp iken yıkanıncaya kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta
olur veya yolculukta bulunursanız, veyahut biriniz tuvaletten gelince ya da
eşlerinizle cinsel ilişkide bulunup, su da bulamazsanız o zaman temiz bir
toprağa yönelip, yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Şüphesiz Allah, çok
affedicidir, çok bağışlayıcıdır.’
Ve ‘Bu
ayet yıkanmayı esas alır, ancak su bulunmazsa toprak ile ‘teyemmüm’ dediğimiz temizlenmeyi,
yani abdest almayı tarif eder!’ dedim. ‘Gusül abdesti de şöyle alınır: ‘Niyet
ettim Allah rızası için gusül abdesti almaya’ diyerek niyet eder Müslüman ve Eûzu-Besmele
çekerek başlar; cinsel uzuvlarını yıkar, sonra ağzına üç kez, burnuna üç kez su
alıp iyice temizler, sonra da bütün vücudunu kuru yer kalmayıncaya kadar yıkar!’
‘Cinsel
ilişkiden sonra yıkanır bazı insanlar biliyorum da, zorunlu olduğunu
bilmiyordum, böyle gusül abdesti alındığını da!’ dedi İD.
Sıkıntı
Takip et: @SonsuzArk
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.