Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
"Dünyanın dört bir yanındaki Yahudi entelektüellerin yorulmak bilmeden çalıştıkları hedef budur. Solcu ya da sağcı, Marksist ya da liberal, inançlı ya da ateist, Siyonist ya da "mükemmel entegre olmuş" olsunlar, küresel imparatorluğun en ateşli destekçileridirler."
‘Kızdın mı
diye sordum?’ dedi sabırsızlıkla. ‘Neden cevap vermiyorsun?’
Cevval
sakin bir şekilde müdahale etti İD’ye:
‘Mühendis hiç kızmaz, o şimdi aramızda değil!’ dedi. ‘Seni duymaz, o mühendislik harikası kafasının içinde bir yerlere odaklanmıştır!’
Duyuyordum
ikisini de, ikisi de biliyordu onları duyduğumu. Cevval haklıydı, dalmıştım
bilgisayardaki dosyalara. İD düşünmeliydi biraz, normale dönmeliydi. Bunu da
‘düşünmelisin!’ diyerek ifade edemezdim, çünkü hemen tepkisel davranacak ve
söylediğimi yapmayacaktı.
‘Dağ
Yazarı’nın notlarını inceliyordum. Bazı yazarları antisemitist olarak suçlanan Omnia
Veritas Yayınları’ndan birkaç kitabın tanıtım yazılarını göndermiş ve
incelememi istemişti ‘Haksızlar mı?’ diye sorarak.
‘The Svali
Chronicles – Breaking free from mind control - Svali Günlükleri - Zihin
Kontrolünden Kurtulmak’tı ilk kitabın adı ve yazar kısmında ‘Testimony of an
ex-illuminati- Eski bir illuminatinin tanıklığı’ yazıyordu. Tanıtım yazısı yeni
başlayanlar için özet niteliğindeydi:
“İlluminati
tarikatının programını anlamak için öncelikle örgütün yapısı ve felsefesi
hakkında biraz bilgi sahibi olmak gerekir. İlluminati, İlluminism veya
Aydınlanma olarak bilinen bir felsefeyi takip eden bir grup insandır.
İlluminati birkaç yüz yıl önce isimlendirilmiştir, ancak kökleri ve tarihi
Mısır'ın, eski Babil'in ve hatta Mezopotamya'nın eski gizemli dinlerine kadar
izlenebilir. Yüzlerce yıl boyunca gizlice uygulanan bu eski
dinlerden, orijinal grupların getirdiği ritüelleri, gelenekleri ve kültürlemeyi
uygulamaya devam eden ezoterik gruplar ortaya çıkmıştır.
Yüzyıllar
boyunca bu gruplar bazı ülkelerde açıkça, Hıristiyanlığın ya da diğer dinlerin
uygulamalarına karşı çıktığı ülkelerde ise gizlice faaliyet göstermişlerdir. Bu
eski köklere sahip gruplar arasında Tapınak Şövalyeleri, Gül-Haçlar, Baptizm ve
Druidik kültler bulunmaktadır. Bu gruplar modern İlluminiliğin öncüleri ya da
kökleridir. İlk İlluminist liderler, her bir kök dinin en iyi uygulamaları
olduğunu düşündükleri şeyleri almayı, bunları ilkeler halinde birleştirmeyi ve
daha sonra bu ilkeleri belirli kurallar doğrultusunda düzenlemeyi seçmişlerdir.
Modern
İlluminism, zenginler tarafından finanse edilen ancak hayatın her alanında
uygulanan bir felsefedir. İlkeleri tüm dünyaya yayılmış olan bir felsefedir.
Gül Haçlıların Alman koluyla başlamış, İngiltere'ye yayılmış ve daha sonra ilk
yerleşimcilerle birlikte Amerika Birleşik Devletleri'ne ulaşmıştır.”
İD göz
ucuyla izlediğini belli edercesine sordu:
‘İlluminati’yi
mi araştırıyorsun?’
Yine cevap
vermedim. İkinci kitapla ilgilenmeye başladım.
Hervé
Ryssen’ın yazdığı, The Jewis Mafia- International Predators- Yahudi Mafyası- Uluslararası
Yırtıcılar’ adlı kitaptı:
“Yahudiler,
medya aracılığıyla, her zaman tarihin kurbanları olarak sunulurlar. Yahudilerin
her zaman sebepsiz yere zulüm gördüğü fikri Yahudilik kadar eskidir.
Dolayısıyla, Yahudilerin kötülük yapamayacağını düşünmek neredeyse aksiyomatiktir.
Bu nedenle, hem gangster hem de katil olan bir Yahudi a priori olarak şaşırtıcı
görünebilir.
Örneğin,
iki savaş arası dönemin ünlü Avusturyalı Yahudi yazarı Joseph Roth, Doğu
Yahudilerinin suçluluğu hakkında şunları yazmıştır: "Neredeyse tek bir
soyguncu bile yoktur. Cinayet işleyen bir katil ya da soyguncu da yoktur."
Ancak biraz daha bilgi sahibi olunduğunda gerçekler oldukça farklıdır.
"Ölüm
kamplarından kurtulan" ünlü yazar Elie Wiesel, Amerikan şehirlerinde terör
estiren gangsterler hakkında biraz araştırma yapma fırsatı bulmuş ve bunu
anılarında yazmıştır: "Amerikan yeraltı dünyası, Mafya ve özellikle de
Murder Incorporated tetikçileri hakkında bir araştırma hazırlıyorum. Çeşitli
gazetelerin ve belediye kütüphanelerinin arşivlerini karıştırırken, hayretle
Yahudi isimleri keşfettim. Doğru, 1920'lerde ve 1930'larda Yahudi profesyonel
katiller bu suç örgütüne hizmetlerini sunmuşlardı. Kendilerine hiçbir şey
yapmamış ve hatta tanımadıkları kadın ve erkekleri öldürmeyi kabul etmişler.
Bazılarının Yahudi olmakla övündükleri, "işleri" sırasında kipa
taktıkları ve Şabat dinlenmesine titizlikle saygı gösterdikleri
söyleniyor."
Üçüncü
kitap da Hervé Ryssen’a aitti ve adı ‘Israel's Billions-İsrail’in Milyarları’
idi. Alt başlığı antisemitist suçlamasına hazır görünüyordu: ‘Jewish swindlers
and international financiers- Yahudi dolandırıcılar ve uluslararası finansörler’.
Israel's
Billions (2014) Hervé Ryssen'in onuncu kitabıydı. Yahudi ruhu ve kozmopolit
zihniyet üzerine bugüne kadar yapılmış en önemli çalışmayı temsil eden bu
kitap, 2005 yılından bu yana yayınlanan bir dizi kitabı tamamlamaktaydı.
Peki
gerçek bundan farklı mıydı? Gerçeği açıklayanları antisemitist olarak susturma
tekniğini çok sık kullanmalarına rağmen bunların tartışılmasını
engelleyememişti Samirîler:
“Yahudilerin
para ile çok özel bir ilişkisi vardır. Bu nefret dolu bir "anti-Semitik
önyargı" değil, somut bir gerçekliktir, zira Yahudiler dünya milyarderleri
arasında çok büyük oranda temsil edilmektedir.
Çok eski
zamanlardan beri, tüm ülkelere dağılmış olarak, kendilerini büyük uluslararası
ticarete adamış olmalarıyla ünlüdürler. Aynı zamanda yüzyıllardır bankacılık ve
spekülasyonun da ustalarıdırlar. Doğal olarak, tüm uluslararası finansörler
Yahudi değildir - bundan çok uzaktır - ve tersine, tüm Yahudiler bu ticareti
yapmaz. Ancak çok önemli bir rol oynadıkları ve oynamaya devam ettikleri
yadsınamaz.
Onlar aynı
zamanda dolandırıcılığın da krallarıdır. Bu alandaki rekorlar onlar tarafından
sürekli olarak alt üst edilmektedir; sadece alt edilmekle kalmayıp, gerçekten
de şaşırtıcı bir şekilde "alt üst edilmektedir", öyle ki yukarıda The
Jewish Mafia (2008) kitabında anlatılan vakalar başka bir çağa ait uzak vakalar
gibi görünmektedir. Tekrar vurgulamak gerekir ki, tüm dolandırıcılar Yahudi
değildir ve tüm Yahudiler de dolandırıcı değildir. Ancak uluslararası
dolandırıcıların büyük çoğunluğunun bu cemaatin üyeleri olduğu gerçeği kolay
kolay saklanamaz.
Bu olgunun
entelektüel temeli bilindiğinde ve Yahudiliğin dayandığı ahlaki temeller
anlaşıldığında bu hususlar daha anlaşılır hale gelmektedir.”
İncelediğim
kitapları gören İD ısrarla soruyordu: ‘Neyi araştırıyorsun?’
Yine cevap
vermedim ve dördüncü kitapla ilgili notları ona da gösterdim.
Yazar yine
Hervé Ryssen’dı ve bu kitabının adı da ‘The Jewis Fanaticism- Yahudi Bağnazlığı’
idi:
“Yahudi
halkı tüm insanlık için bir projeyi desteklemektedir; yüzyıllardır her şeye
rağmen yürüttükleri görkemli bir projeyi: yeryüzünde evrensel barışın tesis
edilmesi. "Barış" kavramı Yahudiliğin özünde yer alır ve bu kelimenin
(İbranice'de şalom) dünya Yahudilerinin tüm konuşmalarında bu kadar sık yer
alması tesadüf değildir. Bu sadece dini bir kavram ya da daha iyi bir dünyanın
geleceğine, Tanrı'nın uzak gelecekteki işine dair bir inanç değil, Yahudilerin
günlük yaşamlarındaki bağlılıklarını ve eylemlerini belirleyen yol gösterici
bir ilkedir. Gerçekten de Yahudiler işleri, eylemleri ve siyasete
katılımlarıyla her gün "Barış "ı inşa etmek için çalışmaktadırlar.
İnşa
etmekte oldukları bu mükemmel dünyada, başta uluslar arasındaki çatışmalar
olmak üzere tüm çatışmalar yeryüzünden kesin olarak silinmiş olacaktır. İşte bu
nedenle Yahudiler bulundukları her yerde sınırların kaldırılması ve ulusal
kimliklerin çözülmesi için yorulmak bilmeden kampanya yürütürler. Ulusların
savaş ve düzensizlik yarattıkları varsayılır ve bu nedenle zayıflatılmaları ve
nihayetinde yeryüzünde mutluluk ve refahı garanti edebilecek tek hükümet olan
bir dünya hükümeti lehine ortadan kaldırılmaları gerekir.
Bu fikir
Karl Marx'tan Jacques Derrida'ya kadar Marksist entelektüellerin yazılarında ve
Karl Popper, Milton Friedman, Alain Minc ve Guy Sorman gibi liberal
düşünürlerin söylemlerinde az çok geliştirilmiştir. Amaç, dünyayı her şekilde
birleştirmek ve çatışma kaynağı olduğu varsayılan tüm kültürel farklılıkları
ortadan kaldırmaktır. Dünyanın dört bir yanındaki Yahudi entelektüellerin
yorulmak bilmeden çalıştıkları hedef budur. Solcu ya da sağcı, Marksist ya da
liberal, inançlı ya da ateist, Siyonist ya da "mükemmel entegre olmuş"
olsunlar, küresel imparatorluğun en ateşli destekçileridirler.
Elbette
çoğul toplum ve gezegensel melezleşmenin de en iyi propagandacılarıdırlar.
Böylece, Yahudilerin yerleştikleri tüm ülkelerde göçü her zaman nasıl teşvik
ettiklerini görüyoruz, sadece çok kültürlü toplum kendi siyasi-dini projelerine
uygun olduğu için değil, aynı zamanda ulusal kimliğin çözülmesinin onları
özellikle finans, siyaset ve medya sisteminde elde ettikleri güce karşı olası
bir milliyetçi patlamadan koruduğu için. İstisnasız tüm Yahudi entelektüeller
"çoğul" toplum sorununa odaklanmakta ve siyasi farklılıkları ne
olursa olsun sürekli bir "ırkçılık karşıtı uyanıklık" uygulamaktadır.”
Sıkıntı
Takip et: @SonsuzArk
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.