Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
“Sana da kendisinden önceki
kitapları tasdik edici ve onları denetleyici olarak bu kitabı hak ile indirdik.
Artık aralarında Allah’ın indirdiği ile hükmet. Sana gelen bu gerçeği bırakıp
da onların isteklerine uyma. Her birinize bir şeriat ve bir yol yöntem verdik.
Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat size verdikleriyle sizi
denemek istedi. Öyleyse hayırlı işlerde birbirinizle yarışın. Hepinizin dönüşü
Allah’adır. Allah size hakkında ayrılığa düştüğünüz şeyleri haber verecektir. Aralarında
Allah’ın indirdiği ile hükmet, onların arzularına uyma, Allah’ın sana indirdiği
hükümlerin bir kısmından seni saptırmamaları için onlardan sakın (diye onu
indirdik). Eğer yüz çevirirlerse bil ki Allah, onların bazı günahları sebebiyle
başlarına bir belâ getirmek istiyordur. İnsanların birçoğu gerçekten Allah’ın
yolundan çıkmışlardır. Onlar hâlâ cahiliye devrinin hükmünü mü istiyorlar?
Kesin olarak inanacak bir toplum için, kimin hükmü Allah’ınkinden daha
güzeldir?’
Kur'an, Mâide Suresi, 48-50. Ayetler
6. Bölüm/Ova
Gök karanlıktı; ıssızdı sonsuz uzaklara doğru. Kulaklarımdan bütün sesler çekilmişti; dışımdan içime doğru sürüklenmişti aklım. Yıldızlar üşüdüklerinde sırtlarına üç boyutlu karanlığı alırlarmış; karanlık üşüdüğünde ise yıldızları itermiş kucağından... Uçakta değildim artık, tarihin içindeydim, insanın içindeydim.
Gökten
yere her baktığımda yerdeki insanların ne kadar küçük göründüğünü düşünürdüm;
yerde iken de gözlerden uzaklaşan uçakların ve içindeki insanların ne kadar
küçüldüğünü… ‘Dağ’dakilerin ‘Ova’daki insanlara bakışının da şeytanî bir kök bakışla
küçümseyici ve insanları güdülecek bir nesne olarak yine şeytanî bir dik bakışla
aşağılayıcı olduğunu biliyor ve görüyordum. Seçkinlerin dışında kalan her insan
yerdeydi, Ova’daydı.
İnsan’ın
Dağ’da ya da Ova’da olması onu Şeytan’ın düşmanı olmaktan koruyamıyordu elbette,
ama Şeytan, Dağdaki’ni Ovadaki’ne kolaylıkla düşman yapabiliyor ve istediği
sistemleri kurarak Ovadakiler’i güdülebilir koyunlara dönüştürebiliyordu. Dağdakiler’i
ise birbirine düşürme ihtiyacı duymuyordu; onlar ikna edilmiş gönüllü kölelerdi.
Ovadakiler özgürdü, bu yüzden onları kolaylıkla birbirine düşürebiliyordu.
Zaten
Şeytan’ın hedefi Dağdakiler’i kullanarak Ovadakileri de köleleştirmek ve bütün
insanları Allah’a düşman etmekti. Nuh Tufanı ve yok edilmiş birçok kavim bize
Şeytan’ın ne kadar başarılı olabildiğini gösteriyordu.
İnsan her
şeyi biliyordu oysa; ne var ki hep aldanıyordu, aldanıyorduk. Şimdi de tarihte
olmadığı kadar azgın hale getirilmişti insan; şeytan zafer çığlıklarını Dağdakiler’in
dilinden haykırıyordu.
Bu zafer
çığlıklarını hepimiz duyuyorduk, farkında olanlarımız bile çaresizlikle Allah’a
dua etmekten başka bir şey yapmıyordu, yapamıyordu; ayağa kalkmıyordu
öğrenilmiş çaresizliklerle kuşatıldığı için. Oysa onlar ayağa kalktığında
başkaları da ayağa kalkacaktı. ‘Bekçiler’ böyle bir yol bulmuşlardı; ben bu
yolu böyle yürüyordum. ‘Sıkıntı’mız büyüktü, umudumuz da büyüktü.
“Allah,
erkek münafıklara, kadın münafıklara ve kâfirlere, içinde ebedî kalmak üzere
cehennem ateşini va’detti. O, onlara yeter. Allah, onlara lânet etmiştir. Onlar
için sürekli bir azap vardır. Siz de tıpkı sizden öncekiler gibisiniz: Onlar
sizden daha güçlü, malları ve çocukları daha fazlaydı. Onlar paylarına düşenden
faydalanmışlardı. Sizden öncekilerin, paylarına düşenden faydalandığı gibi siz
de payınıza düşenden öylece faydalandınız ve onların daldığı gibi, siz de
(dünya zevkine) daldınız. İşte onların dünyada da ahirette de amelleri boşa
gitmiştir. İşte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir. Onlara kendilerinden öncekilerin; Nûh,
Âd ve Semûd kavimlerinin; İbrahim’in kavminin, Medyen halkının ve yerle bir
olan şehirlerin haberleri ulaşmadı mı? Peygamberleri onlara apaçık mucizeler
getirmişti. Demek ki Allah onlara zulmediyor değildi, ama onlar kendilerine
zulmediyorlardı.’ diyordu Allah Tevbe Suresi’nin 68-70. ayetlerinde.
İnsan
kendine zulmediyordu, dünya hayatının zevklerine ve sınırlı hükümranlığına
kanarak. Peki bu neden böyleydi, insan neden bilerek ve isteyerek bu uçuruma
sürükleniyordu? Allah’ın ayetlerini duymak neden insanların hoşuna gitmiyordu?
İnsan
değişmemişti ki hiç…
Yûnus
Suresi’nin 71-73. ayetleri su gibi akıp gidiyordu zihnimde:
‘Onlara
Nûh’un kıssasını da oku! O, kavmine şöyle demişti: “Ey kavmim! Eğer benim
aranızda bulunmam ve Allah’ın âyetlerini bildirmem zorunuza gidiyorsa, bilin ki
ben yalnız Allah’a dayanıp güveniyorum; siz de ortaklarınızı toplayıp ne
yapacağınızı kararlaştırın, yapacağınız iş içinizde niyet olarak kalmasın ve
bana mühlet de vermeden yapacağınızı yapın! Eğer yüz çeviriyorsanız, sizden
zaten hiçbir ücret istemedim. Benim ücretim, ancak Allah’a aittir. Bana Müslümanlardan
olmam emredildi.” Onu yine de yalanladılar. Biz de onu ve onunla beraber gemide
bulunanları kurtardık ve onları ötekilerin yerine geçirdik. Âyetlerimizi
yalanlayanları da suda boğduk. Bak, uyarılanların sonu nasıl oldu!’
Hûd Suresi
25-29. ayetler Dağdakilerin kendilerini nasıl gördüklerini anlatıyordu bize:
‘Andolsun,
biz Nûh’u kavmine peygamber olarak gönderdik. Onlara şöyle dedi: “Ben sizin
için apaçık bir uyarıcıyım. Allah’tan başkasına ibadet ve kulluk etmeyin.
Doğrusu ben sizin adınıza elem dolu bir günün azabından korkuyorum.” Kavminin
inkâr eden ileri gelenleri, “Biz, senin ancak bizim gibi bir insan olduğunu
görüyoruz. İlk bakışta sana uyanların da ancak en aşağılıklarımızdan ibaret
olduğunu görüyoruz. Sizin bize karşı herhangi bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz.
Aksine sizin yalancı kimseler olduğunuzu sanıyoruz” dediler. Nûh şöyle dedi:
“Ey kavmim! Bir de şöyle düşünün: Ya benim, rabbimden gelmiş açık bir delilim
varsa ve O kendi katından bana rahmet vermiş de siz bunu anlamamışsanız! Siz
rahmeti istemediğiniz halde biz sizi ona zorlayabilir miyiz? Ey kavmim! Buna
karşılık sizden herhangi bir mal istemiyorum. Benim ecrim sadece Allah’a
aittir. (Siz istiyorsunuz diye) ben iman edenleri kovacak değilim; onlar
rablerine kavuşacaklardır. Fakat ben sizi bilgisizliğe gömülmüş bir topluluk
olarak görüyorum.”’
Sıkıntı
Takip et: @SonsuzArk
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.