Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
‘Sence,’ dedi İD okumaya ara vererek gözlerini gözlerime dikti. ‘Yasak meyveyi yemeselerdi kadın ve erkek arasında cinsellik nasıl olurdu? Ya da olur muydu?’
‘İyi ki okumayı bırakmamışım!’ dedi heyecanla İD. ‘Şu ifadeyi çok sevdim: “Düşlerindeki prensese konsantre olacak olan veya olan prensin ihtiyaç duyacağı en temel şeyler, nesne-özne ilişkisinden dolayı mantıksal devinimlerden beslenen kurgulardır.” Sen bana, düşlerindeki prenses olmadığım ve sen-ben ilişkisindeki mantıksal devinimlerden beslenerek kurgu üretemediğin için konsantre olamıyorsun değil mi?’
‘’Tematik
Işın Kılıcı’nı unutuyorsun ama!’ diyerek itiraz ettim. ‘Şu cümleler de var
orada: “Konsantre olunacak konunun işlerlik mekanizmasını kurmak, konunun
bağıllıklarını, derinliğini, genişliğini ve uzunluğunu belirlemeyi gerekli
kılar. Bu dört ana eksen, tematik bir ışın kılıcı gibi zihnin ellerinde
başlangıç noktalarını birleştirmek zorundadırlar. Bu zorundalık dört ana
eksenin nesne olmasına bağlı olarak güçlü bir özneye ihtiyaç duyar. O güçlü
özne zihninin ellerindeki tematik ışın kılıcını kullanabilecek olan insandır.”
O kılıcı kullanabilecek özne olma olasılığım var belki de!’
‘Gıcık!’
dedi yalancı bir kızgınlıkla, ama bir yandan da gülümsüyordu. Gözleri
ekrandaydı. Ne zaman sıkılıp bırakacak diye beklerken ben, o ara vermeden
okumaya devam ediyordu. ‘Ova Yazarı’nın uzağı yakınlaştıran, insanların daha
yakından bakabileceği ve özdeşim ve etkileşim kurabileceği şekle büründüren
notları farklı ve alışılmadık bir işleme biçimi ve diliyle sürüyordu. Belki de
İD’yi sıkmayan notların bu özellikleriydi.
“İlk
insanlar, yani Âdem ve eşi (aksi düşüncelerin genel geçerlik özellikleri henüz
kanıtlanmamıştır) yasak olan meyveden habersizken, yasak meyve ile ilgili
herhangi bir kurgu üretemezlerdi. Yasak meyve ile ilgili konsantrasyon
sorunlarının ortaya çıkması için yasak meyveden haberdar olmaları gerekliydi.
Konsantrasyon konusunun bağıllıkları bilinmeliydi. ‘Yasak’ın sahibi Allah,
‘yasak’ın çiğnenmesini sağlamayı hedefleyen İblis ve ‘yasak’ın muhatapları olan
ilk iki insan ‘yasak’ın bağıllıklarını biliyorlardı.
İblis,
İnsan’ın açık rakibiydi. Bu rekabet, İblis’in, Adem’e secde etmesini emreden
Allah’a itaat etmemesi ve bu itaatsizliğini analojik bir mantıksal devinime
bağlaması ile başlamıştı. Yasak meyveden tatmamak, insanı Allah’a itaat etmek
gibi mantıksal devinimlerin son durağına taşıyacaktı. Ne yazık ki; İnsan, yasak
meyveyi yememekle ilgili konsantrasyon sorunlarını aşmayı başaramadı. Konunun
bağıllıklarını bilmesine karşılık, bilgisi ona yetmedi. ‘Yasak’a uyulmadığı
zaman nelerin olabileceğini düşünmedi; konunun derinliğini, genişliğini ve
uzunluğunu belirleyemedi.”
‘Sence,’
dedi İD okumaya ara vererek gözlerini gözlerime dikti. ‘Yasak meyveyi
yemeselerdi kadın ve erkek arasında cinsellik nasıl olurdu? Ya da olur muydu?’
‘Bilmem!’
dedim gözlerimi yeniden pencereye çevirerek. ‘Zamanı yasağın çiğnenmeden önceki
anda durdurup başka yöne sevk etmek gerek bunu öğrenebilmek için!’
Kastettiği
şey açıktı ve gerçekten bunu bilmek imkânsızdı.
‘Bence
olmazdı ve sanırım yasak meyveyi yemeleri kadın-erkek arasındaki cinsel
ilişkiyi de ortaya çıkardı!’ dedi kıkırdayarak ‘Bu iyi bir şey olmuş bence!’
‘İnsanı
erkek ve kadın olarak cinsel nitelikleri ile yaratan Allah sence insan için
cinselliğin ortaya çıkışını bu yasağa mı bağlamıştı?’ dedim yüzümü pencereden
alıp ona çevirerek. ‘Bu yasak açık bir yasaktı; erkek ve kadın düşmanları olan
İblis’e uydular, yasağı çiğnediler ve birbirlerinin cinsel niteliklerini fark
ettiler. Başka bir sebeple de fark edebilirlerdi ve belki de bugün cinselliğin
ürettiği duygusal ve biyolojik kaoslarla birlikte yaşanan acılar
yaşanmayabilirdi… İnsanlar kendilerini doğuran kadını parayla satılan bir
nesneye dönüştürmeyebilirlerdi.’
‘Hiç böyle
düşünmemiştim!’ dedi İD gözlerini kısarak. ‘Haklı olabilirsin. Neden yemişler
yasak meyveyi o zaman? Sonuna kadar okuyacağım bu notları!’
Birlikte
okumaya devam ettik.
“Adem ile
Havva’nın yasak meyveden haberdar oldukları anda ‘yasak’ın gerekçelerini merak
etmeleriyle başlayan mantıksal süreç, İblis’in, ölümsüz olmalarının önündeki en
büyük engelin ‘yasak meyve’ olduğunu, ‘yasak’ın sahibi olan Allah’ın onların
ölümsüz olmalarını istemediği için ‘yasak’ koyduğunu söyleyerek yaptığı ‘yanlış
yönlendirme’ (yanlış yönlendirme de insanın mantıksal devinimlerine uygun bir
sonuçtur; İblis, insanın mantık mekanizmasını kullanmıştır) ile devam etmiş ve
insan, genetiğindeki ‘yememek’le ilgili konsantrasyon sorunlarını çözemeyerek
‘yasak meyve’yi yemiştir.
Ne yazık
ki; insan, aynı anda ‘yemek’le ilgili konsantrasyon sorunlarını da hızla
çözmüştür. Bağıllıkları bilmesine rağmen, bir ölümlü için geçerli olan,
derinlik, genişlik ve uzunluğun önemsiz olacağını kurgulamıştır.
Unutmamalısınız;
sıkıntılı insan mazisinde ve şu anda yaşanan ve gelecekte de yaşanacak olan
sıkıntıların kaynağı insanın bu şekilde de kullanılabilen mantığıdır. Biliyoruz
ki; insanın konsantrasyon sorunları için yeni ve farklı yöntemler geliştirmesi
bu kısa öyküden dolayı mümkün değildi. Başlangıç’ta, yani akıl yürütmede ilkel
ilk zamanda insanın yaptıkları ile modern zamanlarda yaptıkları arasında hiçbir
fark yoktu. İnsan akıl yürütmede herhangi bir zaman aralığında daha farklı bir
mekanizma kullanmamıştı ve doğal olarak mantıksal kurguları da sınırlıydı.”
İD, bundan
sonrasını Cevval de duysun diye sesli okudu ve yorumladı:
‘Erkek ve
kadın cennetten kovulmuş ve birbirine düşman olarak yeryüzüne gönderilmiştir’
diyor yazar!’ dedi İD ve metni okumaya devam etti:
“A’râf Suresi
erkek ve kadın arasındaki sonsuz çatışmanın temellerini anlamanızı sağlar.
Hangi gelişmişlik düzeyine ulaşırsanız ulaşın bu gerçek değişmeyecektir. Başka
türlü davranma olasılığınız yoktur; ‘Şeytan, anne babanızı ayıp yerlerini
birbirine göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi sizi de
aldatmasın.’ şeklindeki anne ve baba vurgusu genetik olarak kıyamete kadar bu
gerçeğin süreceğini kesin olarak ilan eder!’
Sustu
sonra İD; sanki sindirirmiş gibiydi okuduklarını. Biraz sonra Cevval’e döndü, ‘İlgini
çekti mi senin de?’ diye sordu ona.
Sıkıntı
Takip et: @SonsuzArk
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.