Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
Alemlerin Rabbi'nin inayetiyle önce yaratılan, sonra biçim verilen ve sonra da meleklerin secdesiyle şereflenen Adem'in ilk vatanıdır Cennet…
İlk insan, ilk nebi Adem'e ve eşine bahşedilen Cennet'teki duruş ise… o ağaca yaklaşmamakla kaimdir…
Heyhat ki, Adem'e secde etmekten imtina eden Şeytan'a da, azgınlığının bedeli olsun diye Alemlerin Rabbi'nin Adem'e bahşettiği dosdoğru yol'un üstüne oturmak için süre verilmiştir…
Ötesini bildiren ve öğreten de yine Alemlerin Rabbi'dir…
Eşya'nın ismini öğrenerek üstün kılınan insan Şeytan'a uymuş ve çirkin yerlerini örtmekten aciz bir şekilde biri yekdiğerine düşman olarak indirilmiştir Cennet'ten…
Cennet'ten düşen Adem böylelikle kendi kendisine zulmetmiştir, vatanından uzak düşmüş ve Şeytan'ın iğvasıyla o ağaca yaklaştığı için de bu düşüşü hak etmiştir…
Oysa Cennet'i çok sevmiştir Adem, hem öyle sevmiştir ki, o kovulmuş, süre sahibi, Şeytan'ın iğvasına bile sadece o ilk vatanda 'ebedi kalıcılardan' ya da 'meleklerden olabilsin' diye kanmış ve o ağaca yaklaşmayı göze almıştır…
Böylece yaman bir derde, onulmaz bir ayrılığa düşürülmüştür Adem ve eğer kendisine reva gördüğü zulüm yüzünden bağışlanmaz ve acınanlardan olmaz ise muhakkak ki ziyan edenlerden de olmuştur…
Cennet'ten düşen Adem'in ve eşinin bir süreye kadar kalıp geçineceği, orada yaşayacağı, orada öleceği ve Rahman ve Rahim Olan'ın yüce buyruğuyla yine oradan diriltilip çıkarılacağı yer ise Adem/ İnsan/ Kul'un sürgünü, ikinci vatanı, yeryüzü yani Dünya'dır…
Adem'in Dünya ile tanışması, Şeytan'ın Adem karşısındaki ilk zaferidir ve bunda, dinleyip anlayanlar için büyük bir ders bulunmaktadır…
Zira onu Cennet'ten indiren Allah indirdiği yerde de çirkin yerlerini örtecek ve süslenecek hilat'ı / giysi'yi/örtü'yü ve katında en güzel hilat hükmündeki Takva/Korunma'yı da öğretmiştir Adem'e…
İlk vatanından, anayurdundan ayrı düşen Adem'in tevbesi kabul olmuş ve indirildiği yeryüzünde apaçık düşmanı olacağı kerre be kerre bildirilen Şeytan ve akranlarına uymaması için de verdiği söze sadık kalarak o ilk tevbe'ye sıkı sıkı sarılması öğütlenmiştir…
Bu sürgün yerinde ise o yaman kibir ve o yaman adabsızlık üzerine olduğu yerden kovulmuş olarak indirilen Şeytan'ın '… Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onları saptırmak için mutlaka senin dosdoğru yolunda oturacağım, sonra muhakkak onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım, çoğunu şükredici bulmayacaksın…' (Araf / 16-17) şeklindeki andı ile ona 'Kınanıp alçaltılmış ve kovulmuş olarak oradan çık, And olsun, onlardan kim seni izlerse Cehennem'i sizlerle dolduracağım…' (Araf / 18) diye buyuran Allah'ın andı arasında bir tercih üzeredir Ademoğlu…
Ve yine bir süreye kadar burada kalıp, burada geçinecek, burada yaşayacak, burada ölecek ve Rahman ve Rahim Olan Allah'ın buyruğuyla ya Şeytan'ın ya da Allah'ın andına yönelen kendi öz tercihini sahibi olarak yine buradan diriltilip çıkartılacaktır…
Ve o diriltilip çıkartılacağı gün görülecek hesaptan sonra Cennet'te olmak gibi Cehennem'de olmak da bu tercihin sonucu olacak; Cennet de Cehennem de birer tercih olacaktır artık...
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.