29 Aralık 2023 Cuma

SA10508/KY27-ŞT96: Bir Çay Söylencesi (Erzurum, Erzurumlu ve Çay)

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Ve bu şehirde artık itinalı, özenilmiş ve nitelikli 'çay' içmenin de; böylesi bir 'çay'ı içebilmek için gerekli yorgunluğa sıvanmanın da vakti gelmiştir…"

Erzurum malum; her köşe başında birbiri adına açılan kahvehaneleri ve çay ocaklarının çokluğu gibi 'çay'ı da sadece Erzurum'a özgü bir gündelik hayat gerçeği olarak kabul etmiştir. Bu öylesine belirgin bir durumdur ki, Marmara bölgesinde ve Trakya'da 'boza', Akdeniz bölgesinde 'şalgam' ne ise Erzurum için 'çay' da aynı törensel değerde bir içecektir diyebiliriz.

Erzurum'un ve Erzurumlu'nun bazen gizliden gizliye çoğunlukla da açıktan açığa vurgu yaparak altını çizdiği bir husustur bu.

Evet Erzurumlu 'çay'ı çok sever ve çok çay içer. Öyle ki; ortalama bir Erzurumlunun ister şehirde, isterse şehir dışında misafir olduğu yerlerde ne kadar izzet ikram görmüş olursa olsun, yapılan her şeyi bir bardak 'çay'ın 'söylenmesi' ya da 'söylenmemesi'ne bağladığı yolundaki mizah kaynaklı rivayetler dahi bu genel kanaati güçlendirir.

Bununla beraber gerek şehirde ve gerekse ülke sınırları içerisinde hemen her yerde genel kanaat böyle olsa da; kıtlama çay içmenin o eşsiz ve özgün tarafı bir yana ortalama Erzurumlu'nun 'çay'la kurmuş olduğu ilişkinin neredeyse günde 20-25 bardağa varan sayısal çokluğunun dışında, bir 'gusto'ya ya da keyfe, özene değer özellikli, niteliksel bir içerik taşıdığını söylemek pek kolay değildir.

Zira Erzurumlu -kahvecilerimiz, çaycılarımız ve ev hanımlarımızın bütün itirazları pahasına- 'çay'ı biraz da rastgele, bulduğu gibi, itinasız , fazla bir nitelik aramadan ve oldukça açık içer…

Erzurum da çok çay içilmesi ve şehrin bununla meşhur olması bir yana; Erzurumlu'nun 'çay'la kurmuş olduğu bu savruk, rastgele ve niteliksiz ilişkidir asıl olan…Ve  şehir de içilen çayın tam boyutlu bir incelemesi sonucunda da Erzurum'da içilen 'çay'ın içilmekten çok tüketildiği ve bu tüketiminde  ancak böylesine  rastgele ve böylesine nitelik aranmadan ulaşılabilecek bir doyumu sağlayabildiği için seçildiği görülür.

Bugün için herhangi bir kahvehane ya da çay ocağında çay içen şehir halkı ile şehre gelen hemen herkesin kolayca tespit edip şaşırabileceği bu rastgele çay içme alışkanlığının tıpkı 'çay'daki niteliksizliğe ve rastgeleliğe benzer biçimde çay içilen yerleri de aynı niteliksizliğin ve rastgeleliğin mekanları haline getirmiş oluşu ise daha başka bir husustur…

Bu anlamda kamuya ait bazı misafirevleri ve sosyal tesisler ile yaptığı işe değer veren birkaç pastane ve kahvehane dışında  Erzurum'da çayla kurulan ilişkinin, sanki de kökenleri özensiz bir geleneğe dayanıyormuşçasına öylece kabul edilen ve hep aynı kalan bir mecburiyetin ürünüymüş gibi şekillendiğini söyleyebiliriz.

Böylesine rastgele ve böylesine niteliksizce çay içme alışkanlığının yaşandığı Erzurum'da bu alışkanlığa birde bu mecburiyet boyutu eklenecek olursa; ortaya çıkan tablo bakan herkesi sadece bir alışkanlığı evire çevire överek yetinmenin ötesinde iklim şartlarından ekonomiye, boş vakit bolluğundan işsizliğe ve gündelik hayata karşı gösterilen ilgisizliğe kadar değişen daha geniş alana götürür.

Üzerinde fazlaca durulmamış bir tablodur bu. Ve maalesef bu tablonun gösterdiği en dikkate değer hususta 'Erzurum-Erzurumlu ve Çay' ilişkisinin barındırdığı övgü nedeniyle bir bakıma dokunulmaz bir söylem olarak korunduğu  hususudur.

İşte bu içi boş övgü söyleminin dışına çıkıldığı anda ise, 'çay'ın bu şehre özel ve adeta törensel değeri bulunan bir içecek olmasının ötesinde, şehirde en fazla bulunan 'şey'in -içme suyunun- kaynatılmış ve azıcıkta renklendirilerek farklılaştırılmış bir versiyonu olduğu çıkar ortaya…

Bu anlamda da 'çay'; hem ortalama Erzurumlu hem de Erzurum için fazlaca bir emeğe değmeyen, başlı başına yerel bir dekor oluşturamayan ve dokunmaya gerek bile kalmadan dağılıveren basit ve geçici fon olmanın ötesine geçemez.

Yine de Erzurum da içilen çay bütün bu apaçık halleriyle; ister mecburen içilen bir içecek olsun, ister bir parça şeker eşliğin de kıtlama olarak içilsin, isterse peş peşe beş hatta on bardak içildiğin de olsun her daim Erzurum'a özel o övgü dolu ama zayıf fonun arkasında, bir yandan bu şehrin 'içkisi' olarak ön plana çıkıp; başka başka 'içkileri' tüketmekle ünlenen şehirlerden çok daha fazla 'Ülke' kokarken, bir yandan da tıpkı kendisine reva görülen özensizlik ve demsizlikle özüne işlemiş haldeki aynı 'Ülke'nin gerçeklerinde bihaber bir başka demsizliği, bir başka özensizliği vurur açığa…

Bu demsizlik ve bu özensizlikle ortaya çıkan fotoğrafta ise tıpkı hesapsızca sevilen bir ülke için serdedilen rastgele ve peş peşe söylenmiş sözlerin çokluğunca içilen bir çay portresi çıkar ortaya…

Evet, Erzurumlu sanki de kendisine öğretilen sloganları atar gibi ve attığı bu sloganlarla bir şey yaptığını sanar gibi içer çayı; öyle ki, şehrin hissesine düşen bir küçük şeker kırığı olsa da ve bu şeker kırığıyla kaç bardağın peş peşe içirtildiği bilinemese de böyledir bu…

Bu nedenle de yorulmak için orada burada oturmayı yeğleyenlerin doluştukları yerlerde tadı bir yana damağını bile unutanların önüne sürülen zoraki bir arkadaş olur Erzurum da çay.

Ve her zoraki arkadaş gibi, bütün niteliksizliği ve özensizliği ile hem Erzurum a hem de Erzurumluya askıntı olmuş, bir yandan şehrin görüntüsüne karışırken bir yandan da her açılıp kapandığında yine kendi boşluğuyla buluşan ellerin baş ve işaret parmaklarının arasında resmedilmiştir.

Resimde görülen parmakların sahipleri bu içi sıcak, dışı soğuk şehirde kendi yangınlarını bilmeyen ve önce ceplerindeki soğuklukla titreyen bir gündelik hayatın aktörleridir…

Her ne kadar oynamak istemedikleri bir oyunda olsalar da, ve yorulmadıkları bu oyunsuz oyunda her ne kadar peş peşe içmek istemeseler de böyledir.

Kirli bardakların içindeki çay açıktır, savruktur, niteliksizidir ama sıcaktır işte; az önce boş cebin dibini tırtıklayan aynı parmaklar ancak bu kadar ısınabilmiştir.

Bugün için Erzurum ve Çay eksenin de şişirilen balonlarla her kim övünme alanına  geçerek eğlenmeyi seçerse seçsin; sağlam bir ışık altında, kadrajı iyi ayarlanmış ve sallanmadan çekilmiş 'Erzurum, Erzurumlu ve Çay' fotoğrafındaki gerçek görüntü budur…

Şimdi onca zamandır şehre ait olup ta tüketilen onca şey gibi 'çay'ı da tüketmenin vakti değildir.

Çünkü gereğinden çok  niteliksiz çay tüketilmiş ve gereğinden çok fazla laf üretilmiş bir şehirdir Erzurum…

Ve bu şehirde artık itinalı, özenilmiş ve nitelikli 'çay' içmenin de; böylesi bir 'çay'ı içebilmek için gerekli yorgunluğa sıvanmanın da vakti gelmiştir…


Not: Sevgili Dostlar, bir süre önce Erzurum Gazetesi'nde, daha sonra Palandmken Gazetesi'nde de yayınlamış olduğumuz ve Erzurum'dan ziyade dışarıdan, başka başka şehirlerden aksülamel bulduğumuz bu çalışmamızın, birkaç yayın gurubunun dergilerine de alınmak istendiğini öğrenmemiz vesilesiyle, bazı küçük değişiklikler yapılmış bu versiyonunu hem Erzurumlu.net arşivine kaydetmek hem de bir kez de sizlerle paylaşmak istedik…



Şahin Torun, 29.12.2023, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Eleştiri, Kitap Notları, Kitapların Ruhu


Not: Eski yazılarını bizimle paylaştığı için Şahin Torun'a teşekkür ederiz.

Sonsuz Ark'tan

  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

Seçkin Deniz Twitter Akışı