Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
"Karşılaşacağınız şeylere dürüstçe, âdil bir şekilde bakabilecek misiniz? Nefsiniz ve başınıza musallat edilmiş şeytanınız buna izin verecek mi?"
Her şeye biraz yakından bakalım mı?
‘Bakalım’ diyorsanız başlayalım; ama bu hiç de eğlenceli olmayacak! Elbette amacımız eğlence değil, lafın gelişi ‘eğlenceli olmayacak’. Çünkü gerçeğe yakından bakmak, gerçeği olduğu gibi görmek ‘keşke bakmasaydık, keşke görmeseydik!’ dedirtecek kadar sert sonuçlar üretebilir ve bu sert sonuçlar önce sizin içinizi acıtabilir, adalet seviyenizi sarsabilir, özgüveninizin sahte olduğunu anlamanıza neden olabilir, samimiyetinizin çıkarlarınız karşısında sarsılacak kadar ‘gevşek’ olduğunu içinizdeki er meydanında resmen ilan edebilir. Tersi de olabilir, ama bu neredeyse imkânsızdır; göreceksiniz.
İlk adımlar hep zordur; ama alışınca, ilk adımın zor olduğunu tecrübe etmiş biri olarak bütün ilk adımların zor olduğunu, ancak sonradan atılan adımların farkına bile varılamayacak kadar sıradanlaştığını bilirsiniz.
İlk adımda soralım: her şeye yakından bakmamız mümkün mü?
Her ‘şey’den bahsediyoruz, bunu göz önünden hiç ayırmayalım. Mikroskop keşfedilene kadar insan her şeyi gördüğünü sanıyordu, şimdi de madde altında sadece atomlarla çalışan bir zihne sahip değiliz, daha fazlasını yapıyoruz, atom altı parçacıklarla uğraşıyoruz ve farkına vardık; artık eskisi gibi her şeyi gördüğümüzü sanmıyoruz, aksine şüpheler içindeyiz, atom altı parçacıkların altında burnunun ucunu gördüğümüz ‘şey’ hiçbir ‘şey’, yani yokluk.
Atom altı parçacıkları incelerken yoktan var edildiğimizi kanıtladık ‘bilim’ dediğimiz ve ‘kesin bilgi’ diyerek şişindiğimiz şeyle. Ne var ki, bilimin ateist kurgusu ‘yaratılmış olduğumuzu’ kibrine yedirecek kadar dürüst ve âdil değil.
İşte tam olarak vurgulamak istediğimiz şey bu. Her şeye yakından bakamayız, ama ilgilendiğimiz her şeye yakından bakmayı deneyebiliriz, çünkü daha yakın uzaklıktan daha yakını elbette vardır ve biz bu sınırı asla bilemeyeceğimiz için mümkün olan en yakın uzaklıktan bakmaya çalışacağız ve işte yakından bakarken fark ettiğimiz ‘gerçek’ bizi gereğinden fazla gerecek.
Buna hazır mıyız?
Çok sonra, o anda fark ettiğimiz ‘gerçek’ten daha başka bir ‘gerçek’ olduğunu fark edecek olanların olacağını düşünerek, o an gördüğümüz gerçeğe de yeterince güven duyamayacağız, biliyorsunuz değil mi?
Biliyor olmalısınız; çünkü küçük bilgi kırıntılarının ya da etrafınızdan, televizyondan, internet dünyasından, sosyal medyadan ‘yürüttüğünüz’ ya da gözünüze, kulaklarınıza iliştirildiğini fark etmediğiniz ‘hedefli enformasyon’ ürünü yalanların sizi nasıl aldattığını sonradan çokça kez fark ettiniz.
Yine de soruyorum, her şeye yakından bakmaya hazır mısınız?
Karşılaşacağınız şeylere dürüstçe, âdil bir şekilde bakabilecek misiniz? Nefsiniz ve başınıza musallat edilmiş şeytanınız buna izin verecek mi?
Hani çok sık eleştiriyorsunuz ya bazı şeyleri, hatta küfrediyorsunuz ya bazı kimselere, işte onunla yüzleşeceğiniz bir zaman bu zaman. O bazı kimseler de birer ‘şey’ ve onlara dair gerçekler de var sizin görmediğiniz, yakından bakmadığınız için haklarındaki gerçeği bilmediğiniz ve başkalarından etkilenerek eleştiri adı altında öfke kustuğunuz ve küfrettiğiniz… ya da bir başka açıdan, körü körüne savunduğunuz.
Rimelli takma kirpikleriniz hırpalanacak gerçeğe yakından bakarken, doğal göstermeye çalıştığınız 'entelektüel' süsünüz bozulacak; bundan emin olabilirsiniz.
Nesnel
dokunacağız, ama yakından dokunacağız; beş duyumuzun bize ulaştırdığı her şeyi
aklımızın yürüdüğü yollarda azık olarak kullanacağız, Allah’ın ayetleri
yolumuzu aydınlatacak, takma entelektüel süsleri paramparça edeceğiz.
Nezdîra | Nesnel Dokunuşlar
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.