19 Şubat 2024 Pazartesi

SA10589/SD3018: Nezdîra | Nesnel Dokunuşlar 2: Enheduanna Ne İş Yapardı?

  Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Şair, ‘Benizm’, Paganizm ve Kulları"

Sorularımızı soralım ve ‘nesnel’ ya da tarafsız bir şekilde düşünelim.

Şair ne iş yapar? Şiirini niçin yazar? Şiir bir edebiyat türü olduğuna göre, şair bir edebiyatçı mıdır?

Sondan başlayalım;

Şairler edebiyatçıların atalarıdır. Doğal olarak küçük düşürücü bir sıfat olduğu için kendilerine ‘edebiyatçı’ denmesinden hoşlanmazlar, onlar şairdir. Onlara göre önce ‘İlahî söz’ vardı, sonra şiir.

Kibirleri ondandır; ilahları taklit ederek ‘ilahî söz’ gibi hatta ondan üstün söz söyleme sanatı onların hüküm sürdükleri mülküdür, ortak kabul etmezler. Kendi hayranlarını asla paylaşmazlar ve başka şairleri ve onların hayranlarını küçümserler, yok sayarlar. Homeros’un ve ustalarının uydurduğu Antik Yunan tanrıları gibi her biri kendi inananlarını önemser ve onları büyük bir kibirle aşağılarlar, diğerlerinin hayranları -inananları- zaten yoktur, onlar insan sınıfından sayılmazlar. Görünen fotoğraf nettir; paganizm ve kulları.

Şiir, Şair’e üstünlük sağlayarak inananlarını aşağılama hakkı verir bir bakıma. Bu geleneksel bir şizofrenidir ve sürdürülebilir olmasını bulaşıcı bir kültürel gene borçludur. Bu bulaşıcı kültürel gen aslında -peygamber, resul, nebî gibi- Allah’ın gönderdiği elçilerin üstlendiği insanlara hitap etme sorumluluğunun ve gücünün insanlığın toplam kültüründe bıraktığı temel izdir, paganizmin ilahlarının ya da krallarının elçileri de bu gücü taklit ederek inananlarına hitap ederler.

Paganizm sürekli şekil değiştirdiğine, bazen Hristiyanlık bazen de Yahudilik olarak yüzeye çıktığına göre, hatta Sufizm aracılığıyla İslam’da da yükseldiğine göre, şairler pagan köklerini koruyarak paganizmin elçileri olarak değil, artık içine doğdukları egemen dinî formun birer rahibi, rabbisi ya da şeyhi olarak üstünlüklerini korumaya devam ederler.

Günümüz şairlerinin çoğunun gizli ‘benizm’ olarak da tanımlayabileceğimiz bazen Hinduizm bazen Budizm, bazen de Sufizm olarak öne çıkan ve ‘ben’ üzerinden dönüşen şizofreninin sonucu olarak hiçliği yücelten ateizmin ya da satanizmin birer elçisi ya da rahibi olarak yükseldiklerini düşünebiliriz; çünkü Tanrılarını öldürenlerin -öldürülebilir şeye tanrı demeleri ve birden fazla tanrı olabileceğini düşünmeleri çok ahmakça görünse de çok akıllılar, inananlarını aldatmak için ahmak olarak görüntü vermek zorundalar-- onların yerine koyabilecekleri ya kendi benlikleridir ya da Şeytan’dır.

Şairlerin Şeytan’ı yüceltmelerini beklemek ‘Benizm’in temel ilkelerine ve kibrine aykırıdır, Şeytan sadece onların ‘Benizm’ine hizmet eden, tanrı algısının bir katilidir; kendilerini birer tanrıya dönüştürecek alanı onlar için Şeytan açar, inananlarının onların süslü sözlerini ilahî bir söz olarak algılamalarını ve gerçek ‘ilahî söz’den uzaklaşmalarını sağlar.

Kabala, Hinduizm, Budizm, Tasavvuf gibi sadece süslü ve gizemli sözlerden oluşan ‘kültler’ neden kendi kutsal metinlerini şairlerin dili ile inşa ederler? Şairler niçin şiir yazar? İşte bunun için; ‘Benizm’ dininin tanrısı olabilmek için.

Ünlü şairler ait oldukları ‘Benizm’ sisteminin elçileridirler ve bu sistem insan var oldukça süreceği içindir ki şairler ölseler de ölümsüzdürler. Bugün tarih boyunca yaşamış ünlü şairleri tanıyor olmamızı ve nedense -Kur’an dışında bütün ilahî kitaplar ortadan kaybolmasına rağmen- onların bir türlü kaybolmayan ve dünyanın bütün okullarında - bu hiçbir ilahî kitaba verilmemiş bir beşerî şanstır- zorla öğretilen şiirlerini okuyor olmamızı hiç kimse başka türlü açıklayamaz.

Şair, kendisine kürkler, kaftanlar giydiren, sofralarında ağırlayan, ayaklarına kapandığı efendilerine ve onların saltanatına hizmet ettiği halde, görünürde ‘Benizm’ davası güden sahtekâr bir köledir. En iyi şair o yüzden en benzersiz ve ilahî söze en yakın sözü üretme becerisine sahip olmak zorundadır. Bir edebiyatçı bunu asla yapamaz, çünkü edebiyat onlara göre sefillerin kültüdür, herhangi bir edebî metnin şiir kadar ilahî söze benzeme olasılığı yoktur. Ve en önemlisi hiçbir edebiyatçı hiçbir ünlü şair kadar bilinemez, onun mertebesine ulaşamaz, kulaktan kulağa dilden dile binlerce yıl ömür süremez.

Vedalar, Upanişadlar ne zaman ölecek?

Tipitaka yok mu?

Soru sorduğunuz Sarı Çiçek kaç yaşında?

Ya da asılların asıllarının aslı olan Mesnevî?

İlahî Komedya?

Ya Macbeth?

Sondan önceki ya da ilk soruda anlam derinliğini bulan asıl soru neydi?

Şairlerin ölümsüz kibirlerinde buluşanlar, bir ibadet gibi şiirlerini okuyanlar o şairlerin inananı değil midir? İlahileri kimler yazmış? Onları ibadethanelerde okuyanlar kimler ve oralarda ne yapıyorlar?

Nesnel değil miyiz?

Allah’a hizmet etmeyen bir şair kime eder?

Son soru:

Enheduanna ne iş yapardı?


<<<Önceki                           Sonraki>>>


Seçkin Deniz, 19.02.2024, Sonsuz Ark, Nezdîra | Nesnel Dokunuşlar

Nezdîra | Nesnel Dokunuşlar

Seçkin Deniz Yayınları




Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

  

Seçkin Deniz Twitter Akışı